Özgürlüğün bedeli

Abone Ol

BBC’de “Özgürlüğün Bedeli: Britanya’nın Unutulmuş Köle Sahipleri” belgeselini bir dizi halinde yapan David Olusaga Devam ediyor:“İskoç tüccarlar kazandıkları parayla Guyana’da çiftlikler aldı, köle çalıştırdı, bunlardan büyük çiftlik sahibi John Gladstone’ın oğlu William Gladstone daha sonra başbakan oldu. Gladstone ailesi bu çiftlikten büyük bir kazanç sağladı.”

“Bu çiftliklerde şiddet yaygındı.Bunu defterlerdeki köle kayıtlarından da görebiliyoruz.1820de, Gladstone defterinde de bu şiddet yer alıyor. Ölenler, doğanlar hep kayıt altında ve ölümlerin sayısı doğumlardan daha çokve ölümler genç, 29, 33, 5 yaşında bu ölenler. 1820lerde, kölecilik kalktıktan sonra bile bu kıyımın devam ettiğini gösteriyor. Zaten bugün bu çiftlikleri gezince bile köleler için nasıl zor bir yaşam olduğu görünüyor” diye ekliyor.

Taktik: İnsani Değerler Oyunu

Geçen haftaki yazımda değindiğim Jamaika’da şeker kamışı çiftliği olan George Hibbert’ın ise köleciliğin kaldırılmasına karşı çıkan lobinin lideri olduğunu açıklıyor. Köleciliğe karşı çıkanların nedeni insani nedenler olduğundan, köleciliği devam ettirmek isteyenlerin de taktiklerinde insani değerleri kullandığını açıklıyor. “Bu çiftlik sahipleri kendilerini zulmeden kişiler gibi değil, daha düşük bir ırk olarak sundukları zencilere Hristiyanlığı öğreten, eğitimci, onları medenileştiren adeta bir baba gibi olduklarını savundular” diyor.

Köleler “medeni olmayan, ilkel, çocuksu, disipline gereksinmesi olanlar” olarak resmedildi diyor.Köleler 1820lerde İngiltere’de köleciliğin kaldırılmasının konuşulduğunu duyunca bir gün iş bırakma eylemi yapıyorlar, bazı tarlaları yakıyorlar, köle sahiplerini evlerine kapatıyorlar. Silahsız ve barışçıl bir eylem yapıyorlar. Bedeli ağır oluyor. Bunun sonunda 250 köle öldürülüyor, asılıyorlar, bedenleri parçalara ayrılıyor.

Yalanlar, Kurnazlıklar Çuvala Sığmıyor

David Olusaga devam ediyor: Bunun sonucunda çiftlik sahibi John Gladstone köle sahiplerinin suçsuz olduğunu savunuyor.“Bol yiyecek, giyecek ve izinleri vardı” diyor ama yalanlar çuvala sığmıyor, inandırıcı olmuyor, kölelerin işkence altında çalıştırıldığı görülüyor.Ne yaparlarsa yapsınlar köle sahipleri ahlaki tartışmayı kaybediyor ve kölecilik kaldırılıyor. Bu defa insani taktiği bırakan köleciler, kurnazlıkla kölelerin sahibi olarak mülk sahibi oldukları taktiğini kullanıyorlar,Britanya hukukunun en hassas noktası olan mülk konusundan saldırıp tazminat talebine sarılıyor…

Hükümete bir seçim hakkı kalmıyor ve mülk sayılan köleler için tazminat ödemeyi böylece kabul ediyor. 800 000 kölenin kaç para ettiği nasıl belirleniyor? Bunun için on kişilik bir komisyon kuruluyor, ülkeye göre, yaşa, cinsiyete göre bir bedel belirleniyor. Önce bugünün parasıyla 12 milyar pound ayırıyor hükümet. Bu para hükümet borç ofisinde ödeniyor.

Paranın ödendiği ofis

Köle Sahipleri 1834teKayıtlara Geçiyor

Sonuçta 17 milyar ödeniyor ve bu ödemeo yıllarda gelir vergisi olmadığı için İngiltere’nin daha yoksul grubuna ek vergi şeklinde yükleniyor. Ayrıca köle sahipleri kölelerin on iki yıl çıraklık adı altında parasız çalıştırılmasını istiyor, ancak altı yılda anlaşılıyor. Bu ödeme Britanya tarihindeki en karışık ve büyük ödeme diyor Olusaga. Köle sahipleri ve onların adamları kuyruğa girip çeklerini alıyor ama hepsi, 46000 kişi kayda geçiyor.

Kısaca, tüm köleciler kayda geçmiş oluyor. Olusaga, “Ayrıcalık sahibi insanlar bu ödemenin doğal hakları olduğunu düşündü” diyor.Kimin en çok tazminat aldığını, ne kadar yaygın olduğunu da açıklıyor.“Beklenmedik kişiler de köle sahibi çıktı” diyor. Örneğin, annesi köle, babası köle sahibi olan, evlilik dışı doğmuş ama babasının mirasını almışzenci köleler de köle sahibi çıktı diye açıklıyor.

Bazı dul kadınların köleciliğin kaldırılması ile mağdur olduğu gibi mektupları okuyup, “Bu konuda gerçek kurban olan köle görmezden gelinip, mağdur olmayan köle sahibi dul kurbanı oynadı” diyor.Tazminatın ödendiği 19 numaralı binayı gösteriyor. 1500lerde Britanyalı korsanlarla başlayan bu nahoş yolculuk bu binanın önünde son buldu” diyor ve ekliyor: “Rastlantıya bakın, köleciliğin kaldırılması hareketi de,aynı sokaktaki 18 numaralı binada başlamıştı” diye sözlerini bitiriyor…

Köleciliğin kaldırılması hareketinin başladığı bina