İZMİR - Çocukluk anılarımızı süsleyen, artık kumaş ve yün parçalarından yapılan bez bebekler, gökyüzünü rengarenk boyayan uzun kuyruklu uçurtmalar, sokak aralarında koşturarak çevrilen tel çemberler, taşın, toprağın, ipliğin hatta kağıdın birer oyuncağa dönüştüğü o günler.
Çocukluğumuzdaki oyuncaklar artık geride kalırken, adeta hayatın birer prototipi olan oyun ve oyuncaklar, günümüzde internet ortamında, bilgisayar ekranına sıkıştırılmaya çalışılıyor.
Çocuklar, şimdi çok daha renkli ve çeşitli oyuncaklarla oynuyor. Arabalar uzaktan kumandayla yürütülüyor, bebekler şarkı söyleyip, dans ediyor. İsteyen her çocuk, bir müzik aletinin kendi boyutuna uygun olanıyla beste yapıp, evi küçük bir stüdyoya çevirebiliyor.
Türkiye'de çocuk başına düşen yıllık oyuncak harcaması Avrupa'ya oranla çok düşük kalsa da en değerli varlık olarak çocuklarını gören Türk insanı, oyuncak da dahil çocuklarıyla ilgili hiç bir şeyi ertelemiyor.
Türkiye'nin en büyük ilk 5 oyuncak mağazasına sahip Hayal Dünyası Oyuncak'ın Yönetim Kurulu Başkanı Adil Özyiğit, oyuncak sektörü ve sektörün geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa'da son iki yıldır çocuk başına düşen yıllık oyuncak harcamasının, 400-500 dolar seviyelerinden 250-300 dolar seviyelerine gerilediğini ifade eden Özyiğit, ''Türkiye'de 0-14 yaş grubu 21 milyon çocuğumuz olmasına rağmen, bizdeki oran 10-12 dolar arasında. Bu yüzden biz, Türkiye'de oyuncak sektörünün çok daha hızlı bir şekilde ilerleyeceğine inanıyoruz. Oyuncak sektörü 5 yıl içinde hak ettiği yere gelecek. Bana göre, çocuk başı yıllık oyuncak harcaması belki 250 dolarları bulmayacak, ama 100-150 dolarlara çok kısa sürede çıkacak'' diye konuştu.
Özyiğit, global krizin her sektör gibi kendilerini de etkilediğini, satışlarda genel anlamda yüzde 20'lik bir düşüş yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti: ''Kriz, bir dünya krizi. Bana göre Türkiye'yi çok daha az etkiledi. Sektördeki sıkıntının global krizden değil, genel anlamda ülkedeki ticaret yaşantısındaki sermaye sıkıntısından kaynaklandığını düşünüyorum. Aslında Türkiye'de oyuncak alımında bir frenleme olmadı. Bu, toplum yapımızdan dolayı bizim için pek geçerli değil. Ataerkil bir topluluğuz. En değerli varlığımız çocuklarımız. O yüzden Türkiye'deki oyuncak satışları dünyada olduğu gibi çok ciddi derecede etkilenmedi, etkileneceğine de inanmıyoruz. İnsanlar kendi ihtiyaçlarını erteleyebiliyorlar ama ertelemedikleri en önemli şey çocukları. Çocuklarıyla alakalı hiçbir şeyi ertelemiyorlar.''
Çin malı oyuncaklara ilişkin olarak da Özyiğit, artık dünya genelinde oyuncağın yüzde 92-93'lük bölümünün Çin'de üretildiğini dile getirerek, ''Çin oyuncakları kalitesizdir'' kanısını doğru bulmadığını söyledi. Özyiğit, ''Kaliteli malı bulup getirebiliyorsanız, satışını da yapabiliyorsunuz. Pek çok dünya markası artık Çin'de üretim yapıyor'' diye konuştu.
'MAALESEF İZMİR'DE YATIRIM İMKANI BULAMIYORUZ'
Adil Özyiğit, Türkiye'nin en büyük ilk 5 oyuncak mağazasının, üç yaşında genç bir şirket olan Hayal Dünyası Oyuncak'a ait olduğunu ifade ederek, şu an 22 aktif mağazası olan şirketin mağaza sayısının, yıl sonu itibariyle 30'a çıkarılmasının hedeflendiğini bildirdi.
Hayal Dünyası Oyuncak'ı, büyük metre karelerde mağazacılık yapan bir oyuncak marketi olarak nitelendiren Özyiğit, Türkiye'deki oyuncak mağazası sayısının yeterli olmadığını vurguladı.
Özyiğit, sektördeki yatırımlara ilişkin olarak da, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Ana şirketimiz 1986 yılında kuruldu. Ama maalesef İzmir'de yatırım imkanı bulamıyoruz. Bu yıl içinde açmayı planladığımız 8 mağazanın tamamı, İzmir, hatta Ege'nin dışında. Biz bu durumdan, İzmirli bir firma olarak büyük üzüntü duyuyoruz. İzmir'de yatırım yapmak istiyoruz. Ama yatırım yapacak alanı İzmir'de bulamıyoruz. İlgi yok denemez ama yer anlamında, satış noktalarının oluşabileceği yerler çok az. Bu nedenle yatırım yapmak istediğimiz halde yapamıyoruz.''