Ölümsüz Atatürk

Abone Ol

Uzun yıllardır Atatürk hakkında yabancıların yazdıkları kitapları okuyup, onlarla söyleşi yapıp yazıp, sizlere duyuruyorum. Neden mi? Türkçe Atamız hakkında çok kitap var. Daha ilkokula başlamadan tanıyoruz biz Atamızı, yüreklerimize işlemiş bir şekilde onu her hücremizde hissediyoruz. Ama yabancılar ne düşünüyor? Yabancılara nasıl ulaşırız, Atamızı tanıtırız?
Bunu anlamak istiyorum. Atatürk’ü inceleyen, araştıran çoğu Amerikalı ve asker kökenli. Aralarında Irak’ta savaşmış olanı bile var, Edward Ericson. Bu kişiler Türkçe öğrenmişler, arşivleri taramışlar, Atamızın askeri dehasını ve liderlik özelliklerini mesleki açıdan incelemek için çalışmışlar. İngiliz, Fransız filan da var tabii. Genelde çok saygı duyuyorlar.

Edward Ericson ile

Boş Ver Atatürk’ü Diyenler
Kısacası ABD asker kökenlilerin görevleri buymuş, konuyu görev icabı, ABD askerlerine öğretmek için çalışmışlar, öğrenmişler, öğretmişler ve kitap yazmışlar. Bazıları Atamızı ve biz Türkleri çok sevmiş, George Gawrich gibi. Kendisiyle ve eşiyle, yüz yüze söyleşi için gittiğim Baylor Üniversitesinde (Texas) tanıştım. Bir bütün günü birlikte geçirdik, bizi çok iyi ağırladılar. Çok iyi yürekli, Atamıza hayran, askeri okulda tarihçi bir hocaydı.

Prof. Dr. George Gawrych ile
Çok iyi yürekli olmayanları da çıktı karşıma. “Atatürk hakkında söyleşi yapalım” dediğimde “Boş ver Atatürk’ü. Bir yapışmışsınız ona, tek adam peşi kovalamak yerine çoklu liderlik deneyin” gibi Atamızı yüceltmek bir yana, yok saymak isteyen yine Amerikalı ukalalar da çıktı karşıma. Bunlar siyasetin maşası insanlardı.

Atamıza Hayran Olanlar
Bunlar benimle başka konu konuşup gazetelerimizde yer almak istediler, ben de “Atatürk’ün liderliğini yazıyorum” deyip onlarla söyleşi yapmadım. Bunlar da Biden’vari ABD’li akademisyenlerdi. Genelde siyasi bir emele hizmet edenler Atamızı unutmamızı isteyenlerdi. Siyasi emellere hizmet etmeyenler ise Atamızı yücelten, Atamıza hayran gerçek akademisyenlerdi.

Bir akademisyen hepsinde farklıydı. Türkiye’ye hiç gelmemiş. Hiçbir Türk’le tanışmamış, siyasetle hiç ilgisi olmayan bir akademisyen. Bir tıp doktoru, psikiyatrist. Prof. Dr. Arnold Ludwig. Yazdığı kitap sonrası Türkiye’de çok ünlü oldu bu hoca. Çünkü Atamızın geçmiş yüzyılda 2000e yakın lider arasındaki en başarılı lider olduğunu beyan eden kişiydi.

Liderlik İçin Ölçüt Yok
Prof. Ludwig, önce “The Price of Greatness” (Büyük Olmanın Bedeli) isimli bir kitap yazıyor. Bu kitap çok başarılı sporcu, müzisyen, bilim adamı, vb gibi kişilerin yükselmek için ödediği bedeli araştırıyor, psikolojik açıdan. O ve eşi de bizi tam bir gün evinde ağırladı, bu söyleşi için. Yine yedirilip içirildik, civarı gezdirdiler, Rhode İsland’daki üç katlı evlerinde…

Prof. Dr. Arnold Ludwig ile
Söyleşide anlattı Ludwig. The Price of Greatness kitabını yazdığında fark ediyor ki liderlik için hiçbir ölçüt yok. Sporcu kazandığı kupalarla, müzisyen aldığı ödüllerle, bilim adamı yayınladığı makale sayısı ve ödüllerle, vb, başarısı, başarıdaki sıralaması bir şekilde ölçülebiliyor. Ancak liderlikte hiçbir ölçüt, sıralama yok

Ölçüt Konulunca Atamız Birinci Geliyor
Peki, hangi lider en başarılı? Nasıl sıralarız? 17 yıl süren uzun araştırmasında yola önce bir ölçek hazırlayarak çıkıyor. Sonra 1900 ile 2000 yılları arasında yaşamış tüm liderleri listeliyor, yaşamlarını inceleyerek ölçekte puanlıyor. O puanlama sonucunda bir bakıyor ki bu hiç gitmediği ülkenin lideri Atatürk birinci. O kadar tarafsız bir araştırma ve 17 yıl sürmüş bu sonuca ulaşması…

Aynı ölçeği bana da verdi. Ben de puanladım. Gerçekten benim tarafsız puanlamamda da Atamız birinci çıktı. Ludwig bu araştırmayı kitaplaştırıyor ve kitabın adı King of the Mountain-Nature of Leadership. (Dağın Kralı-Liderliğin Doğası) Kitap liderliği ve liderleri inceleyen bir kitap, Tek başına Atamız veya başka bir lider hakkında bir biyografi değil. Ancak ölçütte Atamız birinci çıkıyor. Mao ikinci…

Bu söyleşilerimde bir takım siyasetin oyuncağı olmuş akademisyen ve yazarlar hariç tüm akademisyenler ve yazarlar Atamızın eşsiz liderliği konusunda ona olan hayranlıklarını dile getirdiler. Önünde saygıyla eğildiler.

Biz de tüm ülke olarak bir 10 Kasım’da daha Atamızı anarken
O’nun ölümsüz liderliği karşısında saygıyla eğiliyoruz.