EGEDESONSÖZ – İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İZSMMMO), e-Defter beratlarının süresinde gönderilmemesi halinde uygulanan usulsüzlük cezalarının meslek mensupları açısından ciddi mağduriyetlere yol açtığını açıkladı.
Oda tarafından yapılan açıklamada, Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında aynı fiil için hem VUK 352 Usulsüzlük Cezası hem de VUK 355 Özel Usulsüzlük Cezası uygulanmasının “çifte ceza” niteliği taşıdığı ve orantısız mali sonuçlar doğurduğu belirtildi.
Açıklamada, 7524 sayılı Kanun’la vergi cezalarında yüzde 300’e varan artışların yapıldığı hatırlatılarak şu örnek verildi:
“Fırıncı fiş kesmediğinde ceza 14 bin lira. E-Defterin süresinde gönderilmemesi durumunda 40 bin lira ceza uygulanıyor. Tek düzen hesap planına uyulmadığında ise cezalar 90 bin liraya kadar çıkabiliyor.”
İZSMMMO, elektronik uygulamalarda teknik veya sistem kaynaklı gecikmeler nedeniyle de fahiş boyutlara ulaşan cezaların meslek mensuplarını cezalandırdığını savundu.
Talepler
- Oda, cezaların gözden geçirilmesi için şu taleplerde bulundu:
- Aynı fiil için çifte ceza uygulamasının kaldırılması,
- 7524 sayılı Kanun sonrası uygulanan usulsüzlük cezalarının ölçülülük ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlenmesi,
- Teknik nedenlerden kaynaklanan gecikmelerin farklı değerlendirilmesi,
- Gönüllü uyum sağlayan mükelleflere teşvik edici uygulamaların benimsenmesi,
- Tek Düzen Hesap Planı’na uyulmaması nedeniyle kesilen cezaların kaldırılması,
- Defter beratlarının gönderim sürecinin aylık/üç aylık yerine yıllık esasa dönüştürülmesi.
“Adil ve makul düzenleme yapılmalı”
İZSMMMO, açıklamasında vergi sisteminde cezaların önleyici, caydırıcı ve adil olması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı’nın son yıllarda benimsediği “gönüllü uyum” yaklaşımının, teknik gecikmelerde de dikkate alınması gerektiği ifade edildi.
Oda, “Mali müşavirlik mesleğinin sürdürülebilirliği için daha adil ve makul düzenlemelerin yapılmasını ve meslek mensuplarının görüşlerinin düzenli olarak alınmasını talep ediyoruz” diyerek ilgili bakanlığa çağrıda bulundu.
Oda'nın açıklamasının tamamı şu şekilde:
E-defter, yasal zorunluluklar gereği tutulması gereken defterlerin elektronik dosya şeklinde hazırlanarak kaydedilmesi prosedürüne dayanan bir sistemdir. Geleneksel matbu defterlerinin elektronik ortama aktarılmasıyla oluşturulan bu sistem, mali kayıtların daha güvenli, hızlı ve kolay bir şekilde tutulmasını sağlıyor. Ancak, Vergi Usul Kanunu uyarınca, e-Defter beratlarının (yevmiye defteri ve büyük defter) süresinde gönderilmemesi halinde ise, aynı fiil için hem VUK 352 Usulsüzlük Cezası hem de VUK 355 Özel Usulsüzlük Cezası birlikte uygulanmaktadır. Bu durum, mükellefler ve meslek mensuplarımız açısından ağır ve orantısız mali sonuçlar doğuruyor.
Son dönemde yürürlüğe giren 7524 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile vergi cezalarında yüzde 300’e varan oranlarda artışlar olmuştur. Vergide adalet sağlanmalıdır. Vergi kaçakları ile mücadele edilmelidir. Vergi oranları düşürülerek, kayıt dışı azaltılmalıdır. Ancak vergi istisnaları ve vergi sınırları ile vergi cezaları, vergide maalesef uyumsuzluk yaratmaktadır.
Bir örnek vermek gerekirse; fırıncıdan 15 liraya ekmek aldın ancak fırıncı fiş kesmeyi ya unuttu ya da bilerek kesmedi. Bunun cezası 14.000 lira… Bu kadar fahiş bir para cezası olur mu? Alıcıya belge vermeme cezası bu kadar fahiş olmamalıdır. Vergi de böylesine orantısız bir ceza olabilir mi?
E - defteri süresi içinde göndermedin 40.000 lira usulsüzlük cezası olabilir mi? Burada vergi mükellefi değil meslek mensubu cezalandırılmaktadır.
120 alıcı hesabı mı? 320 satıcı hesabı mı? Yoksa 159 avans hesabı mı? Yanlış hesaba kayıt ettin! Tek düzen hesap planına uymadın 90.000 lira usulsüzlük cezası olabilir mi?
Özellikle e-Defter, e-Fatura ve benzeri elektronik uygulamalarda yaşanan teknik veya sistem kaynaklı gecikmeler de nedeniyle de kesilen usulsüzlük cezalarının da artarak fahiş boyutlara ulaştığı görülmektedir.
2 Ağustos 2024 tarihinde tüm bu olumsuzlukların önünde durmak için Ankara Anıt Park’ta miting yaptık. Mitinge on binleri aşkın meslek mensubu katıldı. Hep birlikte bu haksız ve uygulanamayacak durumu kamuoyuna açıkladık.
Mali müşavirler olarak, mükellef ile devlet arasında köprü görevini yürütürken, vergi uyumunun artırılması ve kayıt dışılığın azaltılması adına özverili çalışmalar yürütmekteyiz. Ancak, teknolojik sistemlerde yaşanabilecek anlık aksaklıklar ya da bildirime dayalı işlemlerde meydana gelen küçük gecikmelerin, ölçüsüz ve orantısız cezai yaptırımlara konu edilmesi, hem mükellefler hem de biz meslek mensupları açısından ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır.
TALEPLERİMİZ
Mevcut durumda aylık ve üç aylık dönemler halinde gönderilen defter beratları, yoğun iş yükü ve teknik aksaklıklar nedeniyle meslek mensuplarımız üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır.
Herhangi bir vergi etkisi olmayan e-Defter beratlarının geç gönderilmesinin ve tek düzen hesap planına uymamanın kesilen ölçüsüz cezalarla mükellefler değil, mali müşavirler cezalandırılmaktadır. Bu ceza önleme ve caydırma amacından uzaktır.
Bu çerçevede;
Aynı fiil için çifte ceza uygulanmasının kaldırılması.
7524 sayılı Kanun sonrası uygulanan usulsüzlük cezalarının; ölçülülük ilkesi kapsamında yeniden gözden geçirilmesi,
Teknik nedenlerden kaynaklanan gecikmelerin farklı değerlendirilmesi,
Gönüllü uyum sağlayan mükelleflere yönelik esnek ve teşvik edici uygulamaların, benimsenmesi,
Tek Düzen Hesap Planına uyulmaması nedeniyle karşı karşıya kaldığımız usulsüzlük cezalarının da kaldırılmasını talep ediyoruz. Herhangi bir vergi kaybına yol açmayan bu uygulamadan derhal geri dönülmelidir.
Defter beratlarının gönderim sürecinin aylık ve üç aylık dönemler yerine yıllık esasa dönüştürülmesi, hususlarında gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla Maliye Bakanlığı’nın bu konulara daha duyarlı olması gerekmektedir.
ÖLÇÜLÜLÜK VE GÖNÜLLÜ UYUM İLKESİNE DİKKAT!
Vergilemede basitlik ilkesi, bireylerin vergi kanunlarını kolay anlayabilmeleri, vergi uyum maliyetlerinin ve idari maliyetlerin düşük olması anlamına gelmektedir
Mükelleflerin vergi kanunlarına uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri kanunların anlaşılabilir ve sade olmasına bağlıdır. Karmaşık vergi kanunları mükelleflerin istemeden de hata yapmalarına neden olabilmektedir. Karmaşık vergi kanunları, vergi idaresi çalışanları, vergi denetmenleri, vergi meslek mensupları ve yargı organları için de sorunlar ortaya çıkarabilmektedir.
Vergi sisteminde cezaların, önleyici, caydırıcı ve adil olması temel bir ilkedir. Bu doğrultuda, idarece uygulanan yaptırımların ölçülülük ilkesine uygun olması; kasıt, tekrar, süre ve ihlalin niteliği gibi unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın son yıllarda benimsediği gönüllü uyum odaklı yaklaşımın, bu tür teknik gecikmelerde de esas alınması gerektiğini düşünüyoruz. Mükelleflerin beyan yükümlülüklerini yerine getirme yönündeki iyi niyeti ve meslek mensuplarının çabaları göz ardı edilmemelidir.
Meslek mensuplarının sesi olarak, vergi sisteminin daha adil, dengeli ve sürdürülebilir hale gelmesi için katkı sunmaya devam edeceğiz.
İlgili bakanlıktan mali müşavirlik mesleğinin sürdürülebilirliği için daha adil ve makul düzenlemelerin yapılmasını acilen bekliyoruz.
Ve meslek mensuplarının görüşlerinin düzenli olarak alınması yönündeki taleplerimizi, Gelir İdaresi Başkanlığı’na saygı çerçevesinde ilettiğimizi kamuoyuna duyururuz.