Yerel Yönetimler

Mimarlar Odası’ndan ‘Çankaya’ değerlendirmesi: Yeniden otopark ikinci hata olur!

Çankaya Otoparkı ile ilgili Koruma Kurulu’nun yıkım kararı olduğunu belirten Mimarlar Odası yöneticisi Dr. Çağlayan Deniz Kaplan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yıkım kararını desteklediklerini açıkladı. Alanın geleceği ile net bir açıklama yapılması gerektiğini kaydeden Kaplan otopark yapımının ise aynı hatanın tekrarı olacağını vurguladı.

Abone Ol

Metehan UD/ EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak ilçesindeki Çankaya Katlı Otopark ve Alışveriş Merkezi’nin “riskli yapı” kararı doğrultusunda yıkılmasına karar verdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan yazıda, Konak ilçesi Hatuniye Mahallesi, 7341 ada 1 parselde yer alan ve mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Ziraat Bankası arasında paylaşılan yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında riskli olduğu belirtildi.

İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün 31 Mayıs 2024 tarihli yazısına dayanarak yapılan teknik değerlendirmede, yapının güçlendirilmesinin yapı bütünlüğü ve kullanım işlevi açısından uygun olmadığı, ayrıca ekonomik sürdürülebilirlik taşımadığı sonucuna varıldı.

Büyükşehir Belediyesi, bu değerlendirmeler sonucunda 29 Eylül 2025 tarihli Başkanlık Oluru ile binanın tahliyesi ve yıkımı yönünde karar aldı.

PLANDA "ARKEOLOJİ VE TARİH PARKI"
Otoparkın bulunduğu Hatuniye Mahallesi sınırlarındaki 7341 ada 1 parsel ise imar planlarında “arkeoloji ve tarih parkı” sınırlarında yer alıyor. Plan değişikliği olmadan alanda parselde yeni bir otoparkın inşası mümkün değil.

Gündemdeki Çankaya Otoparkı ile ilgili tartışmaları TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Yöneticisi Dr. Çağlayan Deniz Kaplan Egedesonsöz’e değerlendirdi.



‘YILLARDIR UYGULANMAYAN BİR KARAR VAR’
Otopark için Koruma Kurulu’nun yıkım kararı olduğunu belirten Kaplan “Orası koruma amaçlı imar planlarında arkeoloji ve tarih parkı sınırlarında kalıyor. Yapı güçlü olsa da olmasa da, oraya dair bir yıkım kararı zaten mevcut ancak yıllardır uygulanmıyor. Bu karara rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi zamanında yapının cephelerini iyileştirmeye yönelik bir takım projeler geliştirdi ancak onlar da hayata geçemedi. Şimdi buna çok farklı açıdan bakmak gerekiyor. Zaten yıkım kararı olan bir yerden bahsediyoruz. Arkeolojik bir alanın dibinde, çok yüksek katlı, ağırlık ve hacim olarak etrafıyla hiçbir bağlamsal uyumluluğu olmayan bir yapı. Yani evet, bu yapının yıkılması gerekiyor. Zaten kararın uygulanması gerekiyordu, hatta çoktan uygulanmalıydı” dedi.

‘OTOPARK İHTİYAÇ AMA AGORA BİR TANECİK’
Bölgenin bir otopark ihtiyacının olduğunu kaydeden Kaplan şunları söyledi:

“ Bölgede bir otopark ihtiyacının olduğunu kabul ediyoruz. Ancak yıllardır esnafın mağdur olacağı söylemi üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Oysa dünyanın hiçbir yerinde tarihi kent merkezinin bu kadar kalbine aracınızla giremezsiniz. Araçla gelenler de çok yüksek meblağlar öderler. Bu kentin merkezinde bir tanecik Agora var ve bu Agora’nın dibinde bu kadar çok aracın bir arada olduğu, yüksek kapasiteli bir otoparkın bulunması aslında koruma açısından da bir dezavantaj yaratıyor. Yani bu kadar merkeze arabamızla gelip park etmemiz zaten bir sorun. Burası metroya, otobüs duraklarına, vapur iskelesine çok yakın bir alan. Keza tramvayla da alana çok farklı ulaşım şekilleriyle erişim sağlanabiliyor. Dolayısıyla bu kapasitede başka bir otoparkın burada yapılması yine aynı sonucu doğuracaktır diye düşünüyoruz aslında. Bir taraftan da şöyle bir durum var: Bu otopark inşaatı yapılırken kazı başkanlığı, muhtemelen altındaki kotları karşılaştırarak, bodrum katı da dahil olmak üzere kültür katmanının tamamen ortadan kaldırıldığını ifade etmişti. Dolayısıyla yıkımdan sonra muhtemelen gün yüzüne çıkacak bir arkeolojik katman yok burada”.

'KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPILMALI'
Alanın geleceğine dair Büyükşehir’in ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün planlarını açıklaması gerektiğini ifade eden Kaplan “Yıkım kararı evet, yani alınan kararın uygulanması anlamına geliyor aslında. Ama asıl önemli olan, buraya yıkımdan sonra ne yapılacağı. Yani burası boş mu kalacak, tasarruf nedir, mesela biz bilmiyoruz. Bu alan yıkıldıktan sonra, alana dair Büyükşehir Belediyesi’nin ve Vakıflar’ın tasarrufu ne olacak, kesinlikle bilmiyoruz. Arkeoloji ve tarih parkı sınırları içinde bu kazı alanına mı dahil edilecek, yeni bir yapı mı yapılacak, yeni bir düzenleme mi olacak? Bu konuda hiçbir bilgimiz yok. Burası çok önemli bir yer; tarihi alanın kalbi. Başta meslek odaları olmak üzere tüm kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyor kesinlikle” dedi.

'YIKIMI DESTEKLİYORUZ'
Tekrar otopark yapımının ikinci hata olacağını kaydeden Kaplan şunları söyledi:

Koruma amaçlı imar planında zaten arkeoloji ve tarih parkı içinde kalıyor burası. Yani plan revizyonu yapılmadığı sürece, bu alanın arkeolojik alanla birlikte ele alınması gerekiyor. Arkeolojik alana gelen ziyaretçilerin sirkülasyonunda da bu yapı önemli bir yer oluşturuyor. Burada otobüslerin park edebilmesi gibi unsurlar da düşünülerek bir ziyaretçi yönetim sisteminin yeniden oluşturulması gerekiyor. Çünkü giriş yapısı da bu tarafa alındı.

Anafartalar Caddesi’nin ikinci etap olarak adlandırılan kısmında bir yayalaştırma kararı var. Yıllardır bu otoparkın varlığı, bu yayalaştırmanın önünde bir engeldi aslında. “Anafartalar Caddesi’nde ne olacak?”, “Agora’nın ziyaretçi planı nasıl şekillenecek?” gibi soruların da düşünülmesi gerekiyor. Yani yıkımdan sonra Agora giriş yapısının önünde bir yıkıntı veya çöküntü alanı bırakmamamız gerekiyor.

Yıkımı destekliyoruz, evet. Bu bina yıkılmalı. Güçlü olsa da aslında hiç olmaması gereken bir yapıydı bu. Yıkım kararı, binanın statik açıdan güçsüzlüğü nedeniyle değil, koruma alanının kalbinde yapılmış en kötü müdahalelerden biri olduğu için alınmıştı. Bu kararın uygulanması gerekiyordu.

“Ama”mız mutlaka var: Yıkıldıktan sonra ne yapılacak, bu çok önemli. Bu sürecin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Bu alanda ne olacağı, Agora’nın bundan nasıl etkileneceği açıkça ortaya konulmalı. Çünkü haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla, alanın arkeolojik alana dahil edilmesi yönünde bir tasarrufları da yok gibi görünüyor.

Ama şimdi hâlihazırda arkeoloji ve tarih parkı içinde yer alan bir yere tekrar aynı hata ikinci kez yapılacak mı, yapılmayacak mı? Onu görmek gerekiyor. Tabii ki de altında bir kültürel katman kalmadıysa ve plan revizyonu yapılırsa, burada tarihi alanla uyumlu bir yapı inşa edilebilir. Ama en büyük hatalarımızdan biri sürekli bu oluyor. Mesela Kemeraltı’nda, Balıkçılar Meydanı’nda da bunu zamanında yaşadık. Bir yere proje tasarrufumuz olmadan önce yıkım yapmak, sonra da 2-3 sene orayı bekletmek… Yani yol haritasının kesinlikle kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor burada.