Memlekette demokrasi var…

Abone Ol

Sokak iktidarların korkulu rüyasıdır. Sabrı taşınca otoriteye başkaldıran halk, zindanlardan sokağa fırlayıp sarayları basabiliyor. Fransız İhtilali böyle başladı.

Sanayileşmek, kentleşmek iyi de başkaldıran yoksul kitlelerle başı dertten kurtulmayan efendiler, halktan korunmanın da bir yolunu bulmak zorundaydılar.

Neyse ki öncüler ortalığa dökülünce işlerin rengi değişti. İktidarlar nefes aldı.

Dahası aydınlar, yarı aydınlar, entelektüeller bu ayaklanma hareketlerinde ön plana çıktılar, bir sürü metin yazdılar, kitap yazdılar, ünlü oldular.

Halkı gönüllü zapturapt altına almanın yolları demokrasi, insan hakları, ilerleme, aydınlanma derken açıldı.

Gerçekte, demokrasi bir yönetim biçimidir. Hem de en kurallı yönetim biçimi… Ayaklanma potansiyeli olan halkları kontrol altında tutmanın en etkili yolu…

Halk isyanlarının sigortası, toplumsal sözleşme… muktedir ile halk arasında varsayılan mutabakat... Ünlü düşünür Rousseau değil mi, bu nedenle yere göğe sığdırılamayan?

Nihayetinde, sistemdeniyi koşullarda beslenentuzu kuru muhaliflerin sokağı örgütleyip kontrol altına alması, sosyal sözleşme ve demokrasiyle mümkün oldu.

Genellikle solun, aydınların, yarı aydınların adeta kutsallaştırdığı demokrasi, gerçek isyanın alternatifidir. Sokağın ayağa kalkması halinde olacaklardan korunmanın yoludur, demokrasi.

İktidar ve muhalefet, düzenin iki ayaklı kontrol aygıtı…Bugün, 8 milyarı aşan Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul ise, bir miyar insan aç ise ve her gün, 30 bine yakın insan açlıktan ölüyor ise; sistemin “iktidar-muhalefet” parantezine aldığı sosyal mücadeleler sayesindedir.

Her türlü örgütlenme, sistemin bekası içindir. Kapitalist sistemin güvenliği, karşı çıkmanın, itirazın, taleplerin sınırları çizilerek sağlanıyor. Ve bu sınırlar içinde sefalet koşullarına katlanmak, demokrasiyle mümkün oluyor.

Demokrasinin getirdiği özgürlük koşullarında, 200 yıldır devrimci teorilerle avutuluyoruz. Yürüyen gerçek ise, insanlık her gün yoksullaştı, yoksullaşıyor; öyle bir yoksulluk ki beslenme ve barınma hakkı elinden alındı.

Sol cenahta halka verilen talimat; Devrim olunca her şey yoluna girecek… Devrimci idollere tapınmaya devam et!

Sağ cenahta halka verilen talimat; Dindarlar, Allah hepinizi görecek, cennette bolluk, bereket sizi bekliyor. Sebat edin! Dua edin!

Her şey piyasada olup bitiyor. Mülkiyettoplumunda kapitalizm kurallarına rağmen yaprak kıpırdayamaz. Gösteri ve gürültüyle hemhal siyaset insanlığı yalanla avutuyor.

Gerçek isyan yoksa, demokrasi var veya yok, büyük insanlık öyle de böyle de eziliyor.250 yıl önce sarayları basan halk, demokratik haklarla teslim alındı.

Ne zaman, “Memlekette demokrasi var!” diye canhıraş çemkiren birileri çıksa ortaya, verdiğim olağan tepki; “Kim bilir gene ne halt karıştırıyor!”

Ve ne zaman kürsüde kurtarıcı nutukları atan birilerini görsem tedirgin oluyorum.

Acı gerçek;“Düşün peşime sizi kurtarayım” diyen kurtarıcılardan kurtulmadıkça, büyük insanlık gün yüzü görmeyecek. Yatay toplum biricik çıkış.

Kurtarıcılardan Tanrı hepimizi korusun!