Güncel

Mahkemeden ‘canavarca’ kararı… Nuran’ın katili gün yüzü göremeyecek!

İzmir'de evli olduğu erkek Ahmet Fırat tarafından öldürülen Nuran Özcan'ın davası görüldü. Sanık Ahmet Fırat’a indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Abone Ol

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ - İzmir'de  27 Aralık 2022'de, evli olduğu Nuran Özcan’ı öldürmekle yargılanan Ahmet Fırat hakkında açılan davanın üçüncü duruşması Bayraklı Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Bir önceki duruşmada tutuklu sanık Ahmet Fırat'ın mahkeme salonunda savunmasını yaparken dua etmeye başlamış ve “Hasbinallah ve nimel vekil. Dört kutsal kitap üstüne yemin ederim. Şu güne kadar yalan söylemedim" demesi dikkat çekmişti.

TANIK Ş. A.: AHMET’İ POLİSE TESLİM ETTİM
Tanık Ş. A. ifadesinde şunları söyledi: 
“Ahmet’i 7 senedir tanırım. Olay olduktan sonra arabanın içinde oturuyordu. Evlat ne yaptın,  dedim. Komşusuna telefon ettim. Eşinin öldüğünü söyledi. Ahmet’e gel seni savcılığa götüreyim dedim, teslim ettim. Eşi kedi besliyormuş, evi pis kokuyor diye beni almıyordu. Bir gün Ahmet eli sarılı bir şekildeydi, ne olduğunu sordum. Nuran bıçakla yaraladı dedi. Ahmet ile komşu değiliz, iş vasıtasıyla tanışmıştık. Nuran’ı evlendikten sonra tanırım. Nuran’a sormadım Ahmet'in eline ne yaptığını neden yaptığını. Boşanma kararı aldıklarından haberim var. Ayrıl diyordum, boşanmayacağım diyordu. Ben onun evine 15 gün, 1 ay kadar bir sıklıkta gidiyordum. Bazen tek başıma bazen eşimle gidiyordum. Ahmet’in evinde alkol içmedim.”

TANIK T. A.: BEN EVLERİNE GİTMEDİM
Tanık T. A., ifadesinde şunları söyledi:
“Babam , Ahmet’in arabasını bıraktı sonra polise teslim etti. Ahmet, yıllardır aile dostumuzdur. Evimize geldi. Biz onlara gitmedik. Eşi Nuran bize gelirdi. Nuran ile Ahmet arasında sorun yoktu, iyi anlaşıyorlardı. Ahmet’in sağ elinde yara vardı, ne olduğunu sormadım. Kedilerle ilgili sorun olduğunu söylüyordu, ben evlerine gitmedim.” 

Mahkeme heyetinin “Az önce baban sık sık giderdim dedi, sen bununla ilgili bir beyanda bulunmadın. Baban ile çelişkili ifadeler bulundun” demesi üzerine, “Ben gitmedim hiç” dedi.

TANIK Ş. A.: AHMET’İN OĞLU YUSUF ÇAMAŞIR SUYU İÇTİĞİNDE 2-5 YAŞINDAYDI
Tanık Ş. A., “Ben evlerine gidip geliyordum. Ahmet’in oğlu Yusuf Ali, çamaşır suyu içti. 4-5 yaşındaydı. O çocuk bunu nasıl içti? Evde yemek olmayınca ne olacak? Ahmet eve dinlenmeye gidiyordu” dedi. 

MÜŞTEKİ AVUKATI: TANIKLARIN TUTARSIZ İFADELERİ VAR
Ardından söz alan müşteki avukatı, “Yusuf olay tarihinde 2 yaşındaydı. Ölüm tarihinde 14 yaşında. 12 sene önceki olayla maktulün gerekçe gösterme hususunu kabul etmiyoruz. Tanıkları tutarsız ifadeleri var. Görgüye dayalı herhangi bir beyanı yoktur. Cezalandırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

TANIK Ş. A. : KIZIM İLE AHMET’İN EVLERİNE BİR DEFA GİTTİK
Tanık T. A. ile Ş. A. ’nın ifadelerinin çelişmesi üzerine ailenin avukatı Ş. A. y’a kızı T. A. ile gidip gitmediğini sordu. Tanık Ş. A., kızı ile bir defa gittiğini söyledi.

SAVCI MÜTALAASININI AÇIKLADI
Savcı mütalaasında, “Suç tarihinde sanık ile mağdure arasında hangi sebeple ve nasıl başladığına ilişkin bir tanığın olmadığı , sanığın evlerindeyken maktulün bıçakla yaralanıp öldüğü ve buna ilişkin ihbar üzerine olayların ortaya çıktığı, ölenin otopsi raporunda 25 adet kesici delici alet yarası bulunduğu, 1 tanesinin derin yara,15 tanesinin yüzeysel yara olduğu, 3 tane yaranın maktulün tek başına kendisini öldüreceği nitelikte olmadığı, kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç ve dış kanama ile ölümün meydana geldiği, sanığın maktulü öldürdükten sonra yaşı küçük olan kızını komşuya vererek ‘Nuran kendini bıçakladı’ dediği, kızının ise ‘annemi babam bıçakladı’ dediği, dinlenen tanıkların olay sonrası görgüye tanık olmadıkları, adli tıp raporuna göre bıçağın vasfına göre sanığın maktulü birden fazla bıçak darbesiyle öldürme imkanının bulunduğu, sanığın bıçaklama eylemine devam ettiğine ilişkin sanığın cep telefonunda maktulü öldürdükten sonra fotoğraflarının çıktığının tespit edildiği,
Tüm deliller ile sanığın eşi olan maktul Nuran Fırat’ı canavarca hislerle kasten öldürdüğü anlaşıldığından müebbet hapis cezasına çaptırılması” ifadeleri yer aldı. 

Mütalaa okunurken anne Sevim Özcan fenalaştığı için Mahkeme Başkanı, annenin dışarıya çıkarılmasını istedi. Mütalaanın sonunda anne Sevim Özcan, tekrar mahkeme salonuna geldi.

Ailenin avukatları, sanığın takdir indirimi uygulanmadan en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederek öldürme eyleminden zevk aldığını, maktulün fotoğraflarını çekmesinden eziyet çektirerek ve canavarca hislerle olayı gerçekleştirdiğini ifade etti.

KARDEŞ AYHAN ÖZCAN: ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU
Maktulün kardeşi Ayhan Özcan, maktulün çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu, çocukların olay anını resmettiğini aktardı. 

Sanık avukatı ise, müvekkilinin canavarca hislerle olayın gerçekleşmediğini, olayın bir anda başlayan kavga ile meydana geldiğini, suç aletinin kömür çuvalı kesme bıçağı olduğunu her an el altında bulunabilen bir alet olduğunu, tasarlanarak cinayet işlenmediğini söyleyerek mütalaaya katılmadıklarını belirtti.

SANIK AHMET FIRAT: YUVAMI YIKTINIZ, ALLAH’IN LANETİ ÜSTÜNÜZE OLSUN
Sanık Ahmet Fırat, son savunmasında şunları söyledi:
“Planlı bir şekilde kasten öldürdüğümü söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. Bir insan çocuğunun gözü önünde planlayarak eşini öldürür mü?  Allah için doğru olun, dürüst olun. Canımı alın. Hakarete, uğrayan, bıçaklanan benim. Anne, çocuklarıyla babasının arasında sevgi köprüsü kurandır. Anne babasına çocuklarını kötülerse ne olur? Benim özel meselemi burada 150 kişinin dinlemeye ne hakkı var? Çocuğumun psikolojisi bozuluyor, çocuğum yolda okula giderken araba çarpsa bunun hesabını bana kim verecek? Hakimsiniz, baş tacısınız. Telefonlar neden 2 ay sonra mahkmeye sunuldu? Niye bunca zamandır teslim edilmedi? Ben neden eşimi öldürüyorum, sonra teslim oluyorum? Yarın öbür gün deprem olur, yangın olur. Ki Allah’ın izniyle olacak. Yarın birbirimizin yüzüne bakacağız. Allah’a yemin ederim ki kimseye yalan borcum yok. Yuvamı yıktınız, Allah’ın laneti üstünüze olsun.”

SANIK FIRAT, AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Mahkeme, tutuklu sanık Ahmet Fırat’ın eşi ve kadını kasten öldürdüğü, canavarca hislerin olduğu  sabit olup indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmetti. 

KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU’NDAN DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA
Duruşma öncesinde İzmir Adliyesi önünde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve İzmir Kadın Meclisleri üyeleri basın açıklamasında bulundu.  

İzmir Kadın Meclisi Temsilcisi Tülin Osmanoğulları yaptığı açıklamada "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İzmir Kadın Meclisleri olarak bugün aynı evde çocuğunun gözleri önünde evli olduğu erkek tarafından vahşice, hunharca öldürülen Nuran Özcan'ın davası için buradayız. Buradan 2025 yılını aile yılı ilan edenlere sesleniyoruz; Nuran evliliği boyunca o evlilikte şiddet görmüş bir kadın. Ama yine de o evlilik birliğini korumak adına boşanmamış. Her türlü şiddete boyun eğmiş ama ona rağmen canıyla ödedi bu bedeli. Biz  sanıkların birbirinden öğrendiklerini gelip mahkeme salonlarında indirim almak için söyledikleri yalanlara alışkınız. Ama bu sanıkta hiç alışkın olmadığımız bir şey daha oldu indirim alabilmek için. İlk defa Arapça yemin etti mahkemeyi etkilemek için. Biz biliyoruz ki bu memlekette eğer günahın varsa dini kullan, suç işlemişsen bayrağı kullan. Bu sanık da işte bu yöntemi bir önceki mahkemede kullandı. Peki bu sanıklar, bu failler bu cesareti kimden alıyor? Bu sadıklar, bu failler işte cezasızlık politikalarından alıyorlar. Kadına yönelik, çocuğa yönelik suçlardaki cezasızlık politikalarından. Kadınlar o evlerde vahşice, hunharca öldürülürken sırtı sıvazlanıyor erkeklerin işte cezasızlık politikalarından. Bütün buna rağmen kadınları korumak için yasalar varken, bir 6284'ümüz varken, 6284'ü etkin uygulamak yerine 2025 yılını aile yılı ilan ettiler. Biz bu aile yılının ne demek olduğunu 2024 yılından biliyoruz" dedi. 

"2024 yılı verilerimizde hiç olmadığı kadar çok öldürüldük. Yani 2025 yılında daha çok öldürüleceğiz demektir" diyerek sözlerini sürdüren Osmanoğulları, şunları kaydetti:

"Biz kadınlar olarak bu aile yılını kabul ediyor muyuz? Asla kabul etmiyoruz. Biz de diyoruz ki bu yıl 6284 yılıdır. Bu yıl kadınların mücadele yılıdır. Özgürlüklerimizi, haklarımızı elde edene kadar bir adım dahi geri atmayacağız. Biz her gün bu adliyenin önündeyiz. Her gün burada mahkeme salonlarına giriyoruz. Öldürülen, şiddet gören, istismara uğrayan çocukların davalarına geliyoruz. Bir adım geri atmayacağız. Nuran için burada adalet sağlanana kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Sanığın indirim almak için o Arapça ettiği yeminlere de zaten inanmıyoruz. Hiçbir işe de yaramayacak. Buradan emsal karar çıkacak. Nuran'ın katili buradan hak ettiği cezayı alacak ki başka Nuranlar öldürülmesin."

"BENİM ABLAM ÖLDÜ, BAŞKA İNSANLAR, ANALAR ÖLMESİN"
Nuran Özcan'ın kardeşi Burhan Özcan ise “Benim ablam 26 Aralık 2022'de 5 yaşındaki kız çocuğunun önünde 41 yerinden bıçaklanarak katledilmiştir. Çocuğu alıp Nuran kendini öldürdü deyip, korkak gibi kaçmış ver yakalanmıştır. Olayın üstünde çok yalanlar var. Dört tane kadınla aldatılması var. Define işleriyle uğraşıp saçma sapan insanlarla gitmesi var. Evine harçlık bırakmadan evine gelmemesi bir de kadını namusuyla, temizliğiyle suçlanması var. Alkollü arkadaşları, çoluk çocuğunun olduğu evine getirip de utanmadan namustan bahseden namusuz insanlar var bu hayatta. 'Hasbünallahu ve Nimel Vekil' deyip kızı için Allah bile gelse onu elimden alamaz diyen bir namussuz var burada. Şimdi gelmiş konuşuyor, 'dört kitabın üstüne yemin ederim' diyor. Benim çoluk çocuğumu Allah bile gelse alamaz diyor. Masum insanları suçluyor. Yani ben bugün burada en büyük cezayı alacağına inanıyorum. Bir Türk evladı olarak adalete sığınıyorum, güveniyorum. Bugün benim ablam öldü, başka insanlar, analar ölmesin” ifadelerini kullandı.