Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – 30 Ekim 2020 yılında yaşanan İzmir Depremi’nin ardından 5 yıl geçmesine rağmen mağduriyetler sürmeye devam ediyor. Depremin üzerinden geçen yıllar olmasına rağmen depremin en çok yıkım yaşattığı Bayraklı’da, yıkılan bazı evler yerinde yükselirken bazı alanlarda ise binalar henüz yapılmamış durumda.
Depremden sonra 75. Yıl Sitesi de ağır hasarlı olarak kayda geçen binalar arasında. Bloklardan biri tamamen yan yatarken diğer blok ise ağır hasarlı bina olarak kayda geçti. Ev sahipleri binalarını yıktırırken yeni bir bina yaptırmak için süreç içerisinde çalışmalarına başladı.
Aradan 5 yıl geçmesine rağmen bölgede sadece temel kazınmış, kazıklar çakılmış ve herhangi bir bina yapılmamış durumda. Kendilerini ‘müteahhitzede’ olarak adlandıran ev sahipleri ise süreç içerisinde kendi aralarında toplantılar yapıp, yaşadıkları sorunun üstesinden gelmeye çalışıyorlar.
‘MÜTEAHHİT ‘BURADA YATIR VAR’ DİYEREK BİZİ OYALIYOR’
Evi alıp içinde hiç yaşamayan bir ev sahibi yaşadığı durumu “Evi aldık, içini güzelce yaptık. Yazlığa gidip oturalım gelelim dedik, ev yıkıldı. 3 gün yatmadık evin içinde. Şimdi kışları çocukların yanında kalıyoruz. Hiç oturmadık evde. Eski perdelerimi söküp o eve göre ayarlamıştım. Emeklerime üzülüyorum. Yeni yeni toparlamaya çalışıyoruz. Bu yaşta çocuğumun yanında kalmak zorunda kalıyorum. Bizim dairemizde bir şey yoktu ama alt katlar berbattı, evimiz ağır hasarlıydı, biz yıktırdık. Yan bloktaki bina yan yatmıştı direkt. Biz müteahhitzede olduk. Müteahhite toplanıp gittik; ‘işler ters gidiyor burada, burada yatır var’ dedi” diyerek anlattı.
‘MÜTEAHHİTLER DEPREM ACISINI TİCARET KAPISI OLARAK GÖRDÜ’
‘Mütehhitzede’ olan bir diğer ev sahibi de Erdoğan Dalkılıç... Dalkılıç, bölgeye gelen müteahhitlerin birçoğunun deprem acısını kar kapısına çevirmeye çalıştığını belirterek, “Deprem acısını unuttuk bambaşka acıya geçtik. Deprem salladı, çürük evler yıkıldı ama şimdi müteahhitler dolandırmaya başladı. Deprem doğal bir felaket ama zararları giderilebilir. Zararları devlet karşılar, vatandaş ne yapsın? Vatandaşa 3 lira diyorsun 3 lira veriyor 5 lira diyorsun 5 lira veriyor. Müteahhitin iyisini devlet seçecek. Belediye veya devlet kurumları burada müteahhitlerin iş bitirmelerine bakması gerekiyordu. Sıradan bir müteahhit buraya gelmemeliydi. Buraya gelen mütehhitlerin çoğu burayı ticaret kapısı gördü. Aralarında iyi yapanlar var ama fırsat bilenler çok” diyerek isyan etti.
‘TUNÇ BAŞKAN ‘EVLERİ SENEYE TESLİM EDERİM’ DEDİ, EDEMEDİ’
Deprem döneminde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kendilerine söz verdiğini ancak tutamadığını belirten Dalkılıç, “Kooperatif olarak bina yapmayı hiç düşünemedik. Kooperatifçilik ülkemizde iyi gitmiyor. Karşıyaka’da belediyenin yaptığı var, burada Halk Konut var. Kooperatifçiliğin altından çıkılmaz. Kooperatifçiliğe karşı değilim ama zaman ayırabilecek insanlar yapabilir. Burada bizim aramızdakiler yaşlı insanlar. Kooperatif hayaliyle devam edecek insanlar değil. İşi yürütebilecek insanlar değiller. Bizi en büyük mağdur eden Tunç Başkan oldu. ‘Ben hiçkimseye ihtiyaç duymadan sizin evinizi bir seneye teslim ederim’ dedi. Edemedi, etmedi. Belediye kendi binalarını yapmadı” dedi.
’65 YAŞINDAN SONRA MEMUR YAPMIYORSUN, MÜTEAHHİT SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ VERİYORSUN… BÖYLE ÖZGÜRLÜK OLMAZ’
Müteahhit seçimi konusunda devlet kurumlarının kendilerine yardımcı olması gerektiğini ancak bu konuda yalnız kaldıklarını belirten Dalkılıç, “Kabahat devletin. 65 yaşından sonra memurluk vermiyorsun burada 70 yaşındayım müteahhit seçme özgürlüğü veriyorsun. Böyle özgürlük olmaz, 70 yaşındaki adamın iş yapma takip etme atılganlığı yok. devlet danışmanlık görevi yapması gerekiyordu. Devletin burada bizim toplantılarımızda danışmanı olması gerekiyor. Suyu kestim, çöpü atmadın gibi durumlardan ziyade danışmanlık yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘YARGI SÜRECİ ÇOK UZUN SÜRÜYOR, BELKİ BAZILARININ TORUNLARI TAKİP EDECEK’
Bir başka ‘müteahhitzede’ Erhan Dalkılıç ise yargı sürecinin çok uzun süreceğini belirterek, “Bizler her avukatla görüştüğümüzde hukuk sürecinin çok uzun süreceğini belirtiliyor. Bir dava 5-10 yılda tamamlanıyor. İnsanların bu süreçte ödeme gücü ve ömürleri ne kadar ki bunu takip etsinler? Belki de torunları devam edecek bu davaları takip etmeye. Bunların kısa sürmesini umuyoruz” dedi.
‘DEPREMDEN ÖLMEDİLER, SÜRECİ BEKLERKEN HAYATINI KAYBEDENLER OLDU’
Dalkılıç, süreç içerisinden hayatını kaybedenler olduğunu ifade ederek, “Maliklerimizin hayatını kaybedenler oldu. Depremden dolayı değil, daha sonra bu süreci beklerken hayatını kaybedenler oldu. Bunları kendine sorun edip farklı takıntılar ve farklı sorunlar yaşayan insanlar var” diye konuştu.
‘ACILARIMIZ DEVAM EDİYOR AMA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Dalkılıç, son olarak sürecin uzunluğu dışında mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, şunları söyledi:
İnsani duygularımız aynı şekilde devam ediyor. Yaşadığımız sosyal sorunlar… Kimisinin evi yıkıldı, kimisinin yuvası yıkıldı. Sorunları kenara bırakıp önümüze bakmak zorundayız ve bunu yapmaya çalışıyoruz. İzmir’in göbeğinde bir arsanız var ve tasarruf sahibi değilsiniz. Yapmak isteseniz de mevcut düzen sizi engelliyor. Umudumuzu yitirmedik, yitirmeyi düşünmüyoruz. Mücadele etmeye devam edeceğiz. İşlerin hızlı ilerlemesini istiyoruz.