Jeffrey Epstein, 1953 doğumlu, 2019’da cezaevinde ölen, ABD’li bir finansçı ve örgütlü çocuk istismarı/seks trafiği suçlusu. Çok zenginler, siyasetçiler, kraliyet ailesi üyeleri, akademisyenler ve ünlülerle kurduğu geniş ağ ve aldığı olağanüstü “koruma” sayesinde, yıllarca ağır suçlardan paçayı kurtarması, dosyasını klasik bir ceza davasından çıkarıp siyasi-ekonomik güç, yargı ve muhtemel istihbarat bağlantıları tartışmasının odağına yerleştirdi.
Epstein kimdir?
Jeffrey Epstein’in ailesi Aşkenaz Yahudi kökenlidir. Ailenin soyadı “Epstein/Eppstein” Almanya’nın Hesse bölgesindeki aynı adlı kasabadan gelir. Ancak Epstein’in ailesi Almanya’dan değil, Doğu Avrupa üzerinden Amerika’ya göç etmiştir. Epstein’in büyükbabası ve büyükannesi 20. yüzyılın başlarında, muhtemelen 1910–1925 arası ABD’ye gelmiştir. Bu göç dalgası, Avrupa’daki pogromlar ve ekonomik kriz nedeniyle milyonlarca Doğu Avrupalı Yahudi’nin ABD’ye geldiği dönemdir. Epstein’in anne ve babası ABD doğumlu, fakat her iki taraf da göçmen ailelerin çocukları.
Epstein’in annesi Pauline (Stolofsky) Epstein ABD (1920’ler) doğumlu. Brooklyn’de bir ilkokulda yardım görevlisi, daha sonra ev hanımı. Tanıyanlar onu “Sessiz, ağırbaşlı, geleneksel bir Yahudi anne” olarak tarif ediyor. Babası Seymour George Epstein, ABD doğumlu ve 1916–1999 yılları arasında yaşadı. NYC Parklar Dairesi’nde belediye işçisi olarak çalışıyordu. Komşuları onu “çalışkan, eli yüzü düzgün bir adam” olarak tarif ediyor. Kısacası Epstein’in ailesi mütevazı, orta–alt sınıf bir yaşam sürüyordu.
Şu anda anne babası hayatta değiller. Hem anne hem baba, Jeffrey’in suçları patlamadan önce ölmüş. Ailesi, onun 2000’lerdeki iki ayrı skandalına yetişmedi. Kardeşi Mark Epstein Jeffrey’den yaklaşık 2 yaş küçük, hâlâ hayatta, New York’ta gayrimenkul işinde, bazı kaynaklarda “yapımcı/sinema yatırımcısı olarak geçiyor”, medyadan uzak duruyor, birkaç kez “kardeşimin suçlarından haberim yoktu” diye açıklama yaptı. Jeffrey’in 9/11 sonrası güvenlik amaçlı aldığı bazı binaların mülkiyet sorunlarında, kısa süreliğine Mark Epstein adı geçmişti ama hiçbir suçla bağlantısı yok.
Jeffrey Epstein, Brooklyn, Coney Island – SeaGate bölgesinde büyüdü. Bu bölge 1950’lerde–60’larda büyük ölçüde işçi sınıfı Yahudi ailelerinden oluşuyordu. Komşuların, okul arkadaşlarının ve öğretmenlerinin onun hakkında söyledikleri, çoğu biyografide aynıdır: “Çok zeki ama çok ukala” … Birçok tanık, özellikle matematiğe aşırı yatkın olduğunu söylüyor: “9. sınıfta, üniversite düzeyinde matematik çözüyordu.” “Kibirli ve üstünlük taslayan bir çocuktu.” “Kafası çok çalışıyordu ama empatisi yoktu.”
Eski arkadaşları Epstein’in: “Çok az yakın arkadaşı olduğunu”, “Hep büyüklerle takılmayı sevdiğini”, “Yaşça kendinden küçük kızlara karşı ilgisinin erken yaşta bile belli olduğunu”
söylüyor. Bu ifadeler, yıllar sonra Miami Herald ve VanityFair tarafından doğrulandı.
Komşularına göre: “Evdeki en baskın kişiydi.”, “Ailesi ona fazla karışamazdı.” Eski sınıf arkadaşları ise onu şöyle anlatıyor: “16 yaşından beri para kazanmanın en büyük güç olduğunu söylerdi.” “Hep zengin olacağını söylerdi. Bu takıntı gibi bir şeydi.” Bazı lise arkadaşları (özellikle kızlar), Epstein’in “fazla fiziksel temas kurduğu”, “rahatsız edici derecede flörtöz” olduğu yönünde ifade vermişlerdir. Ancak bu şikâyetler, o yıllarda resmî kayıtlara geçmedi.
1960’ların sonunda ve 1970’lerin başında Epstein, Dalton School adlı elit bir özel okulda matematik–fizik öğretmenliği yaptı. Buradaki tanıklıklar çok önemlidir: “Kız öğrencilerle uygunsuz davranış”. Birçok eski öğrenci ve öğretmen şunları söylüyor: “Sınırları olmayan bir öğretmendi.” “Genç kızlara aşırı ilgi gösterirdi.” “Bazı kız öğrenciler ondan açıkça rahatsızdı.” Bu iddialar karşısında okul yönetimi,Epstein’i “sessizce” işten çıkardı. Bu yıllar, Epstein’in ilerideki suç modelinin ilk sinyalleridir. “Zekiydi ama narsistti”.
Eski meslektaşlarına göre de “Muazzam zekiydi ama narsistik bir kişilik bozukluğu olduğu belliydi.” “Her zaman ‘üstün’ olduğunu hissettirirdi.” Yıllar sonra, Epstein’in çocukluğunu araştıran gazeteciler ve biyografi yazarları, 30’dan fazla eski arkadaşı ve komşusuyla görüştü. Bu tanıklıkların ortak noktaları: “Sınır tanımayan biri” olduğu yönünde. Erkek arkadaşları; “Jeff hiçbir zaman kurallara inanmıyordu. Kuralı çiğnemek ona güç veriyordu” diyeceklerdi. Bir çocukluk arkadaşı ise “İnsanları duygusal olarak hiç önemsemezdi. Hatta bu özelliğiyle övünürdü” diyecek kadar onun karakterini biçimlendiren narsist özelliğe dikkat çekiyordu.
Eski öğretmeni; “Okulda zihinsel olarak en parlak çocuklardan biriydi. Ama zekâsını iyiye kullanan biri değildi” demişti. Bazı kız öğrenciler Epstein’in “kızları tuzağa çekme, ikna etme, ustaca konuşma” becerilerinin gençlik yıllarında bile gözlendiğini söylediler.
Hiçbir tanıklık; anne-baba veya kardeşinin, Epstein’in suç modelini bildiğini göstermiyor. Mark Epstein (kardeşi), 2019 sonrası iki kez açıklama yaptı: “Ben de çoğu şeyi gazetelerden öğrendim.”
1971–1974: Üniversiteye dahi gitmeyen bir deha
Epstein New York Üniversitesi ve Cooper Union’da kısa süreli programlara kaydoldu ama mezun olamadı. Buna rağmen, kulaktan kulağa yayılan “matematik dâhisi” ünü, zekâsını bir vitrin olarak kullanma yeteneği, onu hiç beklemediği bir yere sürükledi: Dalton School! 1974’te Manhattan’ın en prestijli özel okullarından Dalton School, üniversite diploması bile olmadan onu matematik ve fizik öğretmeni olarak işe aldı.
1974–1976 Dalton Okulu: Sınır ihlallerinin ilk kurumsal kaydı
Bu dönem, Epstein’in matematik ve fizik öğretmeni olarak çalıştığı ve karanlık kişiliğinin ilk defa kurumsal şekilde belirdiği dönemdir. Tanık anlatımlarına göre o; “Genç kızlara aşırı ilgi gösteren”, “Sınırlara uymayan bir öğretmen” ve “Narsistik ve öğrenciler üzerinde güç kurmaktan hoşlanan biri.” Dalton’daki davranışlarından rahatsız olan okul yönetimi Epstein’i sessizce işten çıkardı.
1976–1981 BearStearns: Finans dünyasına sıçrayış
Dalton’da tanıştığı öğrencilerin aileleri aracılığıyla New York’un büyük yatırım bankası BearStearns’e girdi. 1981’de kendi firması J. Epstein&Co.’yu kurdu. Burada servetini ultra zengin birkaç aile için yönettiğini iddia etti. Bu fonlar hiçbir zaman tam olarak açıklanmadı.
1980’ler: Zenginlik–seks–güç üçgeninin kurulması
Bu yıllarda Epstein hem Manhattan hem Palm Beach’te sosyeteye karıştı. Dostları arasında artık; Donald Trump, Bill Clinton, Prens Andrew, Harvard profesörleri, Wall Street milyarderleri, model ajansları ve akademi dünyası vardı. Bu dönemin tanıkları onu şöyle anlatıyor: “Çok çekici konuşan, çok manipülatif bir adam.” “Herkese bir şey satacakmış gibi konuşurdu.” “İnsanları güçlü bağlantıları olduğuna inandırırdı.”
1990–1999: Büyük evler–gizli kameralar–ilk suç mekanizması
1990’larda Epstein imparatorluğu büyüdü: Manhattan’da 7 katlı malikâne, Palm Beach’te villa, New Mexico’da çiftlik, ABD Virgin Adaları’nda özel ada (Little St. James), Özel jet: “Lolita Express”. Bu dönemde kurduğu yapı daha sonraki suç örgütünün temelini oluşturdu: Sevgilisi ve muhtemel istihbarat köprüsü Ghislaine Maxwell ile ortaklık, genç kızları bulma, “masaj” adıyla eve getirme, gizli kamera ile ünlü erkekleri tuzağa çektiği iddiaları. Bu iddiaların çoğu tanık ifadelerinde tekrarlanır, ancak bazıları resmî kanıta dönüşmemiştir.
2000–2006: İlk kez inceleme altında ve Palm Beach soruşturması
2005’te 14 yaşındaki bir kızın şikâyeti üzerine Palm Beach polisi geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Ev baskınında; genç kız fotoğrafları, yatak odası notları, masaj kayıtları, defterler ve tanık ifadeleri ele geçirildi. Epstein’in ağı onlarca kızı içeriyordu.
2008: Tarihin en skandal “İtiraf Anlaşması”
Normalde bu tür federal suçlardan 20+ yıl hapis alması gerekirken, Epstein olağanüstü bir anlaşmayla sadece 13 ay aldı. Bu anlaşma (Soruşturma açmama anlaşması); Federal savcılık tarafından gizlice imzalandı. Mağdurlara haber verilmedi. Epstein hapiste iken gün içinde dışarı çıkmak üzere izin aldı. Soruşturmanın kapsamı daraltıldı. Bu skandal, “Epstein neden ve nasıl bu kadar korundu?” sorusunu gündeme getirdi.
2010–2019: Serbestlik ve sistematik suçun yeniden başlaması
Epstein hapisten çıkınca; Manhattan’daki evinde yeniden hareketlilik başladı. Virgin Adaları’ndaki adasını kullanmaya devam etti. Zengin bağışçılar, akademik çevreler ve MIT-Harvard bağlantıları sürüyordu. Eski kızlar “seks köleliği” iddialarıyla ortaya çıkmaya başladı. Bazı tanıklıklar, bu dönemde onun bir tür şantaj ağı yürüttüğünü ima eder, ancak resmî bilgiler hâlâ sınırlıdır.
2019: Yeniden tutuklanma ve ölüm
Temmuz 2019’da New York Güney Bölgesi Savcıları Epstein’i tutukladı: Reşit olmayanların seks ticareti, komplo, seyahat ve uçuş kayıtları delil oldu. Evinde bulunan belgeler arasında; “müşterileri için kızların listeleri”, video kayıtları, gizli arşivler vardı.Ağustos 2019’da Epstein, Manhattan Metropolitan Correctional Center’da hücresinde ölü bulundu. Resmî açıklama intihar idi. Fakat yapılan incelemelerde; kameralar bozuk, gardiyanlar uyumuş, intihar önleyici protokol kaldırılmış olarak tespit edildi. Üstelik otopsi bulguları da çelişkiliydi. Bu nedenle ölümü hâlâ tartışmalıdır!
Epstein dosyası ile ilgili davalar ve iddialar
Eski partneri Ghislaine Maxwell, genç kızları bulup tanıştırmak ve istismarda aktif rol almak suçlarından 2021’de yargılandı, 20 yıl civarı hapis cezası aldı. Mağdurların açtığı çok sayıda sivil dava var; bunlar bankalara (özellikle JPMorgan), Epstein’in mirasına, Maxwell’e ve bazı iş ortaklarına karşı yürütüldü. JPMorgan gibi kuruluşlar yüz milyonlarca dolarlık tazminat ödemeyi kabul etti. Mağdur Virginia Giuffre’nin Maxwell’e karşı açtığı davadaki yüzlerce sayfalık belgeler, 2023–2024’te kademeli olarak mahkeme kararıyla kamuya açıldı; burada Epstein’in uçuş kayıtları, isim listeleri, bazı e-postalar ve ifadeler yer alıyor.
2024–2025’te ABD’de iki şey öne çıktı: İlki; Yeni yayımlanan “Epstein kronolojisi” ve hukuki kronolojiler, FBI ve savcılıkların 1990’lardan beri gelen ihbarları nasıl görmezden geldiğini ayrıntılı belgeliyor. İkincisi; iki partili baskıyla “Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası” çıkarıldı. Bu yasa, Adalet Bakanlığı ve FBI’ın elindeki hemen tüm Epstein belgelerinin 2025 sonuna kadar açıklanmasını zorunlu kılıyor (mağdur gizliliği ve milli güvenlik istisnaları hariç). Adalet Bakanlığı (DOJ) şu anda hem daha önce gizli kalmış mahkeme belgelerini hem de bazı büyük jüri kayıtlarını açmak için girişimde bulunuyor. Bu şu demek: “Epstein dosyası” aslında hâlâ tamamlanmadı; önümüzdeki aylarda yeni belgeler bekleniyor.
İstihbarat örgütleriyle bağlantı iddiaları
Burada çok dikkatli olmak gerekiyor. Şu ayrımı net koyalım: Resmî, belgelenmiş gerçekler (mahkeme kayıtları, banka uzlaşmaları, vb.) güçlü fakat dolaylı göstergeler sadece iddia/spekülasyon. Şu ana dek hiçbir ülkenin resmî kurumları, “Epstein bizim için çalışıyordu” demedi; ele geçen belgelerde de onu doğrudan bir CIA, FBI, Mossad, MI6 ajanı olarak tanımlayan resmî bir belge yok. Ama buna rağmen, bazı güçlü iddialar ve dolaylı işaretler var.
İsrail/Mossad iddiaları
Son aylarda bu konuda yeni haberlere yoğunlaşıldı: Drop Site News ve bunu işleyen DemocracyNow! programı, Epstein’in İsrail istihbaratı adına gizli diplomatik işler üstlendiğini iddia eden bir dizi araştırma yayımladı: Epstein’in İsrail ile Moğolistan arasında bir güvenlik anlaşmasının aracılığını yaptığı, Suriye iç savaşı döneminde İsrail ile Rusya arasında “arka kanal” görüşmelerine yardımcı olduğu, bu ilişkiler sayesinde hem İsrail siyaset elitiyle hem istihbarat dünyasıyla yakın bağlar kurduğu öne sürülüyor. Middle East Monitor’da yayımlanan sızıntı e-postalara göre, yüksek düzeyde bir İsrailli istihbarat görevlisinin, 2013–2016 arasında Epstein’in Manhattan’daki evinde defalarca kaldığı yazıldı. Bu da “ev, fiilen bir operasyon üssü gibi mi kullanılıyordu?” sorusunu tetikledi.
Bazı tanıklar (örneğin eski İsrail istihbarat çevrelerinden kişiler) Epstein ve Ghislaine Maxwell’in, Ghislaine’in babası Robert Maxwell’in geçmişte Mossad’la kurduğu ilişkiler üzerinden, İsrail adına “şantaj amaçlı seks tuzakları” yürüttüğünü iddia ediyor. Robert Maxwell’in İsrail’e gizli bilgi sattığı ve Mossad’a çalıştığına dair çok daha sağlam tarihsel kayıtlar var; ama bu, Epstein’in resmen Mossad ajanı olduğu anlamına gelmiyor, sadece aile ve çevre bağını gösteriyor.
ABD istihbaratı FBI ve CIA iddiaları
Bu başlık da çok tartışmalı. 2008’deki inanılmaz hafif “İtiraf Anlaşması” sonrası, dönemin federal savcılarından Alex Acosta’nın, “Bana üstten, Epstein’e dokunma, o istihbarata ait dendi” şeklinde aktarılan bir sözü, yıllardır alıntılanıyor. Bu söz medyada çok dolaştı ama resmî bir soruşturmada doğrulanmış değil; tek kaynağı gazetecilere verilen bir anlatım.
Bazı gazeteciler, Epstein’in; finansal sistem içindeki kara para aklama ağları hakkında bilgi taşıdığı, Wall Street ve vergi cennetleri konusunda devletle zaman zaman iş birliği yapmış olabileceği, zenginlerin skandallarına dair elindeki bilgi-belge sayesinde bir tür “gayri resmî muhbir ya da aracı” rolü oynadığını öne sürüyor. Ancak yine somut resmî belge yok, bunlar analitik çıkarımlar. Öte yandan Adalet Bakanlığı ve FBI, şu ana kadar kamuya açık hiçbir belgede “Epstein bizim muhbirimizdi” demedi; yeni açıklanacak dosyalar bu soruyu biraz daha aydınlatabilir.
Diğer ülkeler ve siyasal bağlantılar
Epstein’in uçuş kayıtları ve adres defterlerinde İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, vb. birçok ülkeden üst düzey isimler görünüyor. Bunların bir kısmı sadece iş veya sosyal çevre; bir kısmı hakkında mağdurlar doğrudan taciz suçlamasında bulunuyor (örneğin Prens Andrew hakkında Virginia Giuffre iddiaları). Bazı araştırmacılar bu tabloyu, klasik bir şantaj ağı gibi yorumluyor: Genç kızlar ile çocuklar, uyuşturucu ve kapalı kapılar ardında seks partileri, gizli kamera ya da fotoğraflar, sonra bu materyalle siyasetçi ve iş insanları üzerinde baskı. Böyle bir model, tarihsel olarak hem mafya hem de bazı istihbarat servisleri tarafından kullanılmıştır. Ancak Epstein ağı için bu şemayı doğrulaya belgeler yok; şimdilik bu da analitik hipotez düzeyinde.
Ne biliyoruz, neyi bilmiyoruz?
Kesin olarak bildiklerimiz
Epstein, sistematik biçimde çok sayıda reşit olmayan kıza cinsel istismar ve insan ticareti suçu işlemiş, bunun için mahkûm olmuş bir suçlu. 1990’lardan itibaren, polis ve FBI’ın önünde defalarca gözüktüğü, fakat uzun süre ciddi sonuçlarla karşılaşmadığı belgeli. 2008’de aldığı olağanüstü hafif ceza, savcıların mağdurlarla usulsüz anlaşmaları ve siyasi baskı ihtimali yüzünden büyük bir yargı skandalına dönüştü. 2019’daki tutuklamadan sonra cezaevinde ölmesi, resmî kayıtlara “intihar” olarak geçti; ancak cezaevi güvenlik zincirindeki anormallikler yüzünden kamuoyunda büyük şüphe var.
Güçlü şüphe
Bazı e-postalar, tanıklıklar ve gazetecilik araştırmaları, Epstein’in; İsrail güvenlik çevreleriyle, ABD’de siyasi elit ve bankacılık sistemiyle sıradan bir “zengin müşteri – danışman” ilişkisinden daha yoğun temaslarda bulunduğunu gösteriyor. Yıllarca korunması, soruşturmaların sürüncemede bırakılması ve bankaların “kırmızı bayrakları” görmezden gelmesi, birçok hukukçuya göre sistematik bir “üst koruma” olduğunu düşündürüyor.
Trump – Epstein ilişkisi: Ne biliyoruz?
Kaynaklar büyük ölçüde aynı tabloyu çiziyor:
1980’ler–2000’ler:İkisi de Palm Beach ve New York’ta yaşayan, zengin, emlak/finans çevresinde dolaşan isimler. Mar-a-Lago partileri, Victoria’sSecret mankenlerinin olduğu davetler, ortak sosyal çevre… Epstein, Trump’ın 1993’teki düğününe (MarlaMaples) davetli.
2002 ünlü söz: Trump, New York Magazine’eEpstein’ı; “15 yıldır tanırım, harika bir adam” anlamında övüyor. Ghislaine Maxwell davasında ortaya çıkan uçuş kayıtlarında, 1993–1997 arasında Trump’ın Epstein’in jetinde birkaç kez göründüğü belirtiliyor.
Çeşitli kitaplar ve haberler, Trump’ın Epstein’i Mar-a-Lago’dan 2000’lerin ortasında attığını yazıyor. Gerekçesi ise; Epstein’in kulüpte bir üyenin (genç) kızına “asılması” ve/veya Trump’ın Epstein’inspa’da çalışan genç kadınları “kapmasına” sinirlenmesi. Mar-a-Lago kayıtlarında Epstein’in üyeliğinin 2007’ye kadar sürdüğü, sonra sona erdiği görünüyor.
Trump, şu anda Epstein dosyaları nedeniyle hiçbir ceza davasında sanık değil; Epstein/Maxwell soruşturmalarında savcılar Trump’a karşı suçlama getirmedi. Buna karşılık, yeni ortaya çıkan maillerde Epstein, Trump hakkında birçok iddia ve yorum yapıyor. Ne var ki bunlar Epstein’in sözleri, kanıt değil.
Yeni ortaya çıkan e-postalar: Epstein, Trump hakkında ne diyor?
2025 Kasım’ında Temsilciler Meclisi komitesi Epstein’in mirasından gelen 2011–2019 arası yaklaşık 20–23 bin civarı maili yayımladı. Bunların bir kısmı doğrudan Trump’la ilgili.
Öne çıkanlar: Nisan 2011’de Epstein, Ghislaine Maxwell’e bir email atıyor: Trump’tan “havlamayan köpek” diye bahsediyor. Bir mağdurun Trump’la birlikte, “onun evinde saatler geçirdiğini” yazıyor ve buna rağmen Trump’ın adının hiçbir yerde anılmamış olmasına dikkat çekiyor. Epstein burada Trump’ın adının soruşturmalarda geçmemesini, kendisi açısından bir tür koruma – koz gibi gördüğünü ima ediyor. Bu, Trump’ın o evde suç işlediğini kanıtlamıyor; sadece Epstein’in Trump’ı, potansiyel olarak “tehlikeli bir tanık” veya “koz” olarak gördüğünü gösteriyor. Zaten haberlerde de savcıların elinde bu e-posta olmasına rağmen Trump’a yönelik bir suçlama yapılmadığı, bunun sadece siyasi tartışma yarattığı vurgulanıyor.
23 Ağustos 2018 tarihli bir e-postada Epstein, bir alıcıya: “Görüyorsun, Donald’ın ne kadar ‘kirli’ olduğunu biliyorum” yazıyor. Bu, Epstein’in Trump’ı hem ahlaki hem de muhtemel hukuki açıdan “kirli” gördüğünü gösteriyor; fakat yine somut delil sunmuyor. Bu cümle, Epstein’in kendisini “Trump’ın sırlarını bilen adam” olarak pazarlama stratejisinin parçası gibi duruyor.
Bazı maillerde Epstein’in pilotu Larry Visoski, Trump’ın uçuş planları hakkında Epstein’e bilgi yazıyor; örneğin 2016’da bir e-postada “Trump şu gün şu saat aralığında kalkacak” gibi. Açıkçası, Epstein, Trump’la yolları ayrılsa da onun nerede olduğunu, ne yaptığını takip ediyor. Bu, hem obsesif bir “güçlü figürü izleme” hali hem de ileride kullanabileceği bir enformasyon biriktirme çabası gibi okunabilir.
Michael Wolff ve gazetecilere yazdıkları
Beyaz Saray’a giren dosyalar içinde, gazeteci-yazar Michael Wolff ile e-postalar ve ses kayıtları da var; Wolff, Trump hakkında kitaplar yazan bir isim. Tutanaklarda Epstein, Trump’la çok yakın olduklarını, onun özel hayatı hakkında “skandal” sayılabilecek detaylar bildiğini iddia ediyor; bu bilgiler de medyada geniş yer buldu ama Epstein’in ağzından çıkan iddialar olarak. Burada açık bir pazarlık alanı var: Epstein, gazeteciye “bende Trump hakkında çok şey var” mesajı veriyor; karşılığında ne istediği (imaj düzeltme mi, kitaplarda daha yumuşak anlatım mı) ayrıca tartışılıyor.
“Putin’e mail” meselesi: Ne yazdı, kime yazdı?
Son yayımlanan maillerde ana düğüm şu: Epstein, 2018’de Norveç’in eski başbakanı ve o zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri olan ThorbjørnJagland’a bir mail atıyor. Tarih24 Haziran 2018, bağlam 16 Temmuz 2018’de Helsinki’de yapılacak Trump–Putin zirvesi öncesi. Epstein’inJagland’a yazdığı mesaj ise “Putin’e, Lavrov’un benimle görüşürse Trump hakkında önemli bilgiler edinebileceğini önerebilirsin” şeklindeydi.
Devamında; VitalyChurkin (Rusya’nın eski BM Büyükelçisi, 2017’de öldü) ile daha önce Trump hakkında konuştuğunu, Churkin’in bu sayede Trump’ı “anladığını” iddia ediyor. Jagland da “Pazartesi Lavrov’un yardımcısıyla görüşeceğim, bunu önerebilirim” anlamında cevap veriyor. Epstein Putin’e doğrudan e-posta atmıyor; Putin’e mesaj iletebilecek konumda gördüğü Jagland’a yazıyor, “Putin’e şöyle söyleyebilirsin” diyor.
Haberler, bu e-posta üzerinden şu başlıkları kullanıyor: “Epstein, Kremlin’e Trump konusunda ‘içgörü satmaya’ çalıştı” “Putin ile görüşme öncesi Lavrov’a brifing teklif etti” gibi. Kaynakların çoğu, Lavrov’la böyle bir görüşmenin gerçekten olup olmadığının bilinmediğini, yani bunun şimdilik bir “teklif yani girişim” olduğunu vurguluyor. Bu e-posta, birkaç açıdan çok kritik: Epstein kendisini “Trump uzmanı” ve “Kremlin’e danışmanlık verebilecek adam” gibi konumluyor. Trump’ın “nasıl manipüle edileceğini bildiğini” ima ediyor: Rusların Trump’ı anlaması için kendisiyle konuşması gerektiğini, Trump’ın “bir şey kazanıyormuş hissine” çok duyarlı olduğunu yazıyor. Bu, seks suçlusu olarak hüküm giymiş birinin, 2018’de hâlâ global güç oyunlarında “gölge kanal” rolü peşinde koştuğunu gösteriyor.
Önümüzde ne var? (Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası sonrası)
Şu anda, ABD Kongresi’nin çıkardığı yasa gereği, Adalet Bakanlığı Epstein’le ilgili DOJ ve FBI kayıtlarını binlerce sayfa halinde yayımlamak zorunda. Buna, arama kararları, soruşturma raporları, finansal dokümanlar, mağdur ifadeleri, eski soruşturmaların iç yazışmaları dahil olacak; ancak mağdurların kimliğini açığa çıkaracak kısımlar ve milli güvenlik açısından hassas bölümler karartılabilecek.
Bu belgeler, özellikle: 2008 anlaşmasının nasıl kotarıldığı, hangi siyasetçi ve yargı mensuplarının devreye girdiği, bankaların ve aracılık eden finans çevrelerinin rolü ve varsa devlet kurumlarıyla gizli iş birliği konularında daha fazla bilgi verebilir.
Epstein dosyası neden bu kadar önemli?
Çünkü Epstein dosyası, “elitlerin nasıl korunduğunu” gösteren çıplak bir örnek! Dünyada çocuk istismarı yüzünden hakkında onlarca tanık, onlarca mağdur ve somut fiziksel delil olan birinin, 1990’lardan beri şikâyet edilmesine rağmen soruşturulmamış olması, 2008’de akıl almaz bir “özel anlaşma” ile kurtulması, FBI ve savcıların dosyayı mağdurlardan gizlemesi, polis baskınında çıkan fotoğrafların, kaydedilmiş videoların, isim listelerinin yıllarca işlem görmemesi, 2019’da yeniden tutuklandığında devletin gözetimi altında ölebilmesi bu dosyayı sadece bir “seks suçlusu” hikâyesi olmaktan çıkarıp sistem hikâyesine dönüştürüyor. Dünya bu dosyayı “küresel elitlerin dokunulmazlığı” tartışması olarak görüyor.
Epstein olayı aynı zamanda, siyaset–istihbarat–iş dünyası ilişkisini açığa çıkaran bir düğüm! Epstein bir milyarder değildi. ABD’nin en zenginleriyle aynı kalibrede değildi. Ama, Clinton’la uçuşlar, Trump’la yıllarca süren dostluk, Prens Andrew ile ilişkiler, MIT Media Lab, Harvard, Wall Street hedge fonları, Mossad iddiaları, Kremlin bağlantılı e-postalar, eski CIA, MI6, Mossad mensuplarıyla fotoğraflar, JPMorgan hesapları, Deutsche Bank ilişkileri…
Bilgi, ilişki, sır, şantaj, seks tuzakları, gizli kameralar… Buklasik şantaj ağı modeli, şu soruları gündeme getiriyor: Bir finansçı ve öğretmenlik geçmişi olan bir adam nasıl bu kadar güçlü insanın arasında yer alabildi? Epsteinsadece bireysel bir suçlu muydu, yoksa bir “operasyonun” parçası mıydı? Bu sorular hâlâ cevapsız.
Epstein’ın “ölümü”, devletin en güvenli yerinde gerçekleşti – bu demokrasi için sarsıcıdır! Dünyadaki neredeyse herkes şunu düşündü: “Birileri Epstein’in konuşmasını istemiyordu.
Bu “birileri” kim? Bu sorunun da cevabı yok.
Epstein vakası, "elit çocuk istismarı" konusunu merkezi siyasete soktu. Dünya tarihinde ilk kez ABD başkanları, İngiliz Kraliyet Ailesi, Harvard profesörleri, SiliconValley milyarderleri, CIA/Mossad geçmişi olan isimler bir çocuk istismarı ağıyla aynı belgelerde geçiyor. Bu, toplum için çok sarsıcı bir şey.
Epstein dosyası, demokrasinin kara kutusu gibi! 2019’dan 2025’e kadar devlet sürekli baskı altındaydı: Kongre soruşturmaları, bilgi edinme davaları, mahkeme mühürlerinin kaldırılması ve nihayet “Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası.” Şu anda DOJ, FBI ve Kongre tarafından tarihte ilk defa binlerce belgenin açıklanması süreci işliyor. Bu şu anlama gelir: “Karanlık operasyonlar” ilk kez kamuoyu denetimine açılıyor. Epstein dosyası olmasaydı bu seviyede bir şeffaflık yasası çıkmazdı.
Epstein dosyası aslında bir metafordur. Bu dosya sadece bireysel bir suç dosyası değildir. Bu dosya, içinde yaşadığımız sistemin ruhunu açığa çıkaran bir aynadır. Metaforik düzeyde Epstein şunu temsil ediyor: Bir sistem, çok zengin ve bağlantılı kişileri koruyabilir. İstihbarat örgütleri, bazen suçluları bile kullanabilir. Akademik kurumlar bile bağış için suçlulara kapı açabilir (MIT Media Lab örneği). Bankalar kara para aklamayı görmezden gelebilir (JPMorgan, Deutsche Bank). Medya güçlüleri kollayabilir. Epstein tüm bu halkaların tam ortasında duran bir figürdü. Bu yüzden dosya büyüdükçe büyüyor, çünkü her açılan belge toplumda şu kanıyı güçlendiriyor: “Bu, sadece Epstein değil; bu, sistemin tamamı.”
Bu dosyanın politik etkileri çok büyük. Epstein belgeleri bugün, ABD seçimlerini etkiliyor, Trump–Clinton–Prens Andrew tartışmalarını biçimlendiriyor, Mossad–CIA–Kremlin tartışmalarını tetikliyor, medya güvenilirliği sorununu büyütüyor, “Devlet içi devlet” tartışmasını güçlendiriyor, finans–istihbarat–siyaset ilişkisinin kirli olduğunu işaret ediyor. Bu yüzden de hem Cumhuriyetçiler hem Demokratlar arasında dosya, politika üretmek için kullanılan bir araç hâline geldi.
Sonuç olarak; Epstein dosyası çok önemli: Çünkü çocuk istismarı gibi bir suçun nasıl “sistemin tepesine” kadar çıktığını gösterdi. Çünkü devlet kurumlarının neden şeffaf olması gerektiğine dair en çarpıcı örnek. Çünkü küresel kapitalizmin ahlaki çöküşünü simgeliyor. Çünkü demokrasi, güç ve cezasızlık tartışmasını merkezine aldı.
Jeffrey Epstein’ın hikâyesi, yoksul bir işçi ailesinin çocuğunun olağanüstü zekâsı, sınırsız özgüveni, empati yoksunluğu ve manipülasyon becerileriyle toplumsal merdivenleri hızla tırmanıp, sonunda güç, seks, şantaj ve nüfuz ticareti üzerine kurulu karanlık bir imparatorluk yaratmasına dönüşen bir trajedidir. Epstein sadece bireysel bir sapkın değil; elitlerin korunduğu, siyaset–istihbarat–finans ağlarının iç içe geçtiği bir sistemin ürünü adeta!Epstein dosyası bu nedenle, çürümüş bir sistemin aynası olarak şimdiden tarihe geçti diyebiliriz…