Politika

İki usta kalemin masasında ‘terörsüz Türkiye’ süreci… ‘Toplumsal kaygılar var!’

Gündemdeki “Terörsüz Türkiye” sürecini değerlendiren Araştırmacı Ümit Yaldız, İzmir’in geçmiş çözüm sürecine olduğu gibi yeni girişimlere de temkinli ve mesafeli yaklaştığını ve İzmir'in bölücülük korkusu olduğunu vurguladı. Gazeteci Fatih Yapar ise Ege Bölgesi’nin, özellikle İzmir’in, toplumsal meselelerde İç Anadolu ve Karadeniz kadar güçlü refleksler gösterebildiğini ifade etti. Yaldız ayrıca İYİ Parti’nin sürece muhalif duruşunun sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından önemli olduğu savundu.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Araştırmacı Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de, iktidarın 'Terörsüz Türkiye' olarak adlandırdığı yeni çözüm sürecini ve TBMM’de kurulacak olan komisyona dair değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteci Yapar “Ege bölgesi ve İzmir, en az İç Anadolu, Karadeniz kadar devleti yakalandıran ilgilendiren bu konulara çok hassas yaklaştı geçtiğimiz dönemlerde. İzmir’in toplumsal desteği ya da refleksi bir Anadolu illerinde kadar olabiliyor” dedi.

‘GEÇMİŞTE TİYATRAL ŞEYLER OLMUŞTU’
Önceki çözüm sürecini hatırlatan Araştırmacı Yaldız “Geçmiş dönemde akil adamlar vardı 2013’te onlar toplantılar yapılmıştı. Tepki de çekmişti destek olan da olmuştu. 2013’teki süreci yakından izledik. Dönemim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Azizi Kocaoğlu, aralarında oda başkanlarının ve gazetecilerin de olduğu bir uçak doluşu İzmirliyi Diyarbakır’a götürdü. Osman Baydamir, belediye başkanı olarak bizi ağırladı. Gün boyu yapılan toplantılarda süreçte ‘analar ağlamasın’ kod adı ile o süreç yönetilmişti. Dönemin MHP’si ateşli şekilde sürecin karşısındaydı. Sayın Bahçeli o dönem ip atıyordu, ‘asın’ diye. Diyarbakır’a günü birlik ziyaretin anlamı da bu işe en fazla reaksiyon gösterme ihtimali olan şehir İzmir, İzmir ile Diyarbakır arasında köprü oluşsun, İzmirliler orada Diyarbakırlıları anlasın ve burada anlatsın gibi gizli bir amacı vardı. Orada birebir toplantılar ve görüşmeler, dağda evladı olan anne ile şehit annesini bir araya getirme gibi tiyatral şeyler olmuştu.” dedi.



‘DÜN İP ATANLAR BUGÜN ÇİÇEK ATIYOR’
Güncel sürece dair değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı Yaldız “Bugünkü ismi ise ‘Terörsüz Türkiye’. Bu isim ‘Terörsüz Türkiye’yi destekliyor musun’ ya da ‘karşısında mısın’ demek. Devletin 40 yıllık resmi mücadelesi var. Ciddi bedeller ödedik. Geçmiş acılarla dolu. Bir ay önce 12 askerimiz şehit düştü terör örgütünün mağarasında. Yakın zamanda terör örgütü TUSAŞ’a saldırı düzenledi. Sürecin büyük bölümünü hafızamda tutuyorum. Dramatik süreçler var. Memleketlerine terhis olup dönmek isteyen 33 askerimizin otobüstü durularak kurşunlatılması olayları var… Tüm bunlar büyük acılar. Tüm bunların üzerine sünger çekip yeni sayfa açmak kolay değil. Kanlı bir geçmiş var. Dün ip atanlar bugün çiçek atıyor, zeytin dalı atıyor. Dün ip atanları savunanlar ve terörün mücadele yöntemi ile bitirilmesini düşünenler bugün ters köşede kalmış durumda. Bahçeli’nin taraftarları ne yapacağını şaşırıyor. MHP örgütleri, ‘terörsüz Türkiye’yi anlatmak için büyük çaba sarf ediyor kendi bünyesine. Ne kadar anlatabilecekleri soru işareti. ‘Terörsüz Türkiye’, ‘analar ağlamasın’ gibi herkesin desteklemesi gereken bir kavram. Bugün birilerin aklına ‘Terörsüz Türkiye’ jetonu düştü. Eller sıkıldı, terörist başı Öcalan meclise davet edildi vs…” ifadelerini kullandı.

‘İZMİR’İN BÖLÜCÜLÜK KORKUSU VAR’
İzmirlilerin sürece yaklaşımı yorumlayan Araştırmacı Yaldız şunları söyledi:

Öcalan meclis davet edildiğinde İzmir halkı ne düşünüyor diye sorduk. Yüzde 75 karşıydı. Yüzde 10 kısmen destekliyordu. İzmir özel bir bölge. İzmir, Türkiye’nin sinir uçlarından biri Türkiye. Belli kentler var, belli ideoloji düşüncelerin başkenti olarak kabul edilen. İzmir Cumhuriyetin, demokrasinin, Atatürkçülüğün, sekülerizmin kalesi. Atatürk’ün ‘ulus devlet’ modelinin en önemli kırmızı çizgisi bölücülüktür. Atatürk yaşamı boyunca hem fizikken ve fiilen hem de ideolojik olarak iltica ve bölücülükle mücadele etmiştir. İzmir’in iki hakim korkusu var: İltica ve bölücülük. İzmir ilticadan korkuyor. İzmir özünde bir batı kenti. Mübadele ile Balkanlarda Osmanlı’nın en batısının unsurları tarafından domine edilmiş bir kent. İzmir Anadolu’dan gelenleri de kendi elbisesini giydiren bir kent. Bu süreç denilen iş bölücülüğe doru kayar endişesi bu kentte her zaman yoğun şekilde yaşanmıştır. Akil insanlar heyetini de İzmir kırmızı halılarla karşılamadı. İzmir, Ahmet Türk gibi en makul siyasetçinin taşlandığı bir kent. Selahattin Demirtaş’a karşı da hoşgörüyle yaklaşan var ancak ne zaman ki o yapı bölücülük noktasında ülkeyi bölme, toprak alma iddiası olduğu anda kent buna reaksiyon gösterir. Tüm ölçümlerimizde gösterdi. Önümüzdeki günlerde daha geniş çaplı bir inceleme yapacağız. Benim kaygılarım var. Terörsüz Türkiye tabii ki istiyoruz ancak bu demek değil ki daha önce terörlü Türkiye istiyorduk!. Bu ülkeyi yönetenler daha önce terörlü Türkiye mi istiyordu ki bu sürece gelindi?”

‘KOMİSYONDA KILIÇDAROĞLU’NA YAKIN İSİMLER VAR’
TBMM’de kurulan komisyonu değerlendiren Gazeteci Yapar “Vatandaşın süreçle ilgili değerlendirmeleri olacaktır. Komisyonda İzmir’den CHP’nin gölge İçişleri Bakanı Murat Bakan, gölge Adalet Bakanı Gökçe Gökçen, Demokrat Parti’den CHP’ye geçen Salih Uysal, Gelecek Partisi’nden Mustafa Bilici, geçmişte AK Parti’de Ağrı milletvekilliği yapmış bir isim, AK Parti’den Mahmut Atilla Kaya var. 50 kişilik bir komisyon oluştu. Bu komisyonda CHP’den Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın Oğuz Kaan Salıcı, Zeynel Emre, Okan Konuralp ve Turan Taşkın gibi isimler var. Burada önemli olan toplumsal refleks ne düşünüyor, ne ifade ediyor” dedi.

‘İYİ PARTİ’NİN MUHALEFETİNE DE İHTİYAÇ VAR’
İYİ Parti’nin süreçteki rolünü yorumlayan Araştırmacı Yaldız “CHP eleştiriliyor şimdi komisyona katıldı diye. Tüm sürecin karşısında yer alan tek parti İYİ Parti. Sürecin karşısında kendini konumlandırarak siyaseten doğru yapıyor. Bu sürece muhalif de gerekli. Sürecin sağlıklı ve rayında yürümesi için herkesin ‘evet’ dediği katıldığı ortamdan ziyade arada bir parmak kaldırıp ‘yanlış yapıyorsunuz, burada sınırı aşıyorsunuz’ diyecek muhalefete de ihtiyaç var. İYİ Parti’nin bulunduğu nokta ne az komisyonun içinde yer alanlar kadar milli bir nokta. Süreci sabote ediyor diye yorumlamıyorum. Aksine sürecin rayında gitmesi için İYİ Parti’nin muhalefette olması ihtiyaçtır.” diye konuştu.