Politika

İki usta kalemin masasında İZBETON davası

Bugün görülmeye İZBETON davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı Ümit Yaldız "40 günde 3 kez mahkeme heyeti değişti. Etkilenen sanki kenara alınıyor" derken Gazeteci Fatih Yapar ise "Cumhurbaşkanı bir şey söylediğinde mutlaka etkilenir! Adalet Bakanı bir şey dediğinde etkilenir! Beşeri insanlar bunlardan etkileniyor ve tarafsız bakma ihtimalleri azalıyor. O yüzden iki haftadır kooperatif meselesine bakan siyasi ve idari üst makamların tavırlarından yargı mutlaka etkileniyor" dedi.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Araştırmacı Gazeteci Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de kooperatif davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yapar, AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan’ın, duruşma başlamadan yaptığı açıklamaya dikkat çekerek, “Eyyüp Kadir İnan, milletvekili, dokunulmazlığı var. Duruşma başladı, biz dikkatlice değerlendirelim” dedi.

TUGAY MAĞDURİYETİ GİDERİRSEE, DAVANIN ALTI BOŞALIR
Ümit Yaldız ise 40 günde 3 kez heyetin değişmesine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu kooperatif davasıyla ilgili çok konuştuk, çok değerlendirmelerde bulunduk. Muhtemelen mahkeme heyetleri bundan etkilenmiş olacak ki, 40 günde 3 kez mahkeme heyeti değişti. Etkilenen sanki kenara alınıyor. Bizden mi etkileniyorlar, iddianamenin boşluğundan mı, bilemiyorum. Başını Gaziemir’deki kooperatifin çektiği bir grup var. 5-6 kooperatif var zaten. Bunların 3’ü, 4’ü Büyükşehir ile uzlaştılar, protokol imzaladılar. Bu protokollerde, CHP’nin kurduğu ve çok iyi çalışan Bihlun Tamaylıgil ve diğer komisyon üyeleri işlerini gerçekten çok iyi yaptılar. Hem ailelerle iyi bir ilişki sürdürdüler, hem Büyükşehir Belediye Başkanı ile iyi bir ilişki geliştirdiler. Büyükşehir Başkanı bu kooperatif davasının aslında müştekisi gibi algılanmaktan rahatsızlık duyuyordu. Benim şikayet ettiğim, kooperatif değildi, diyordu Tugay. Şenol Aslanoğlu’nu, Levent İşler’i, Barış Karcı’yı ziyaret etti, Tunç Soyer’i ziyaret etmek istedi. Cemil Tugay, kooperatif mağdurlarının mağduriyetini gidermek için çalışırsa ve bu mağduriyeti giderirse, bu davanın konusu kalmamış olur. Davanın altı boşalacak. Nitelikli dolandırıcılıktan dolayı açılan bu dava, bir anda hükümsüz kalacak. Şu anda yargılama devam ediyor. Son yıllarda iddianame okumakta uzman olduk adeta! Bu iddianameye baktığımda içinin boş olduğunu gördüm. Hazırlayanlara bir şey söylemek istemiyorum ama içinin boş olduğunu gördüm. Bu maddelerden davanın açılmış olması zorlama görünüyor.”

YURT DIŞI YASAĞI YETERLİYDİ
Fatih Yapar, “Dava, herkes için açılabilir. Küçük bir kavganın sonunda bile dava açılır. Bu isimler tutuklu mu yargılanmak zorundaydı? Çoğu insan tutuklandı. Cezaevi koşulları, hem orada çalışanlar, hem de yatanlar için çok kötü, hem de yetersiz. Bu şartlarda önemli görevlere gelmiş insanlar için yurtdışı yasağı koyarsanız, yeterliydi” ifadesini kullandı.

'SAĞLIKLI YARGILAMADAN SÖZ EDİLEMEZ'
Heyetin yakın zamanda 3 kez değişmesinden dolayı sağlıklı yargılamadan söz edilemeyeceğini dile getiren Ümit Yaldız ise şu görüşlere yer verdi:

“Dolandırıcılıktan haklarında dava açılan, Türkiye genelinde manşetlere taşınan kişilerin evlerinde arama bile yapılmadı. Cep telefonlarına bile el konulmadı. Dolayısıyla baktığınızda burada bir şeylerin olma ihtimali varsa bile, bugün töhmet altında kalan, bedel ödeyenler cihetiyle olmadığı görülüyor. Yani kooperatifin yönetim kurulu üyeleri, para transferini yönetenler noktasında bir şey vardır, yoktur diyecek konumda değiliz. Hal böyleyken en başarılı kooperatif yöneticisi Cihangir Lubiş dışında kimseyi almadılar. O tutuklu yargılanırken, diğerlerine bir şey olmadı. Bu operasyon yapıldığında, neyi amaçladığını değerlendirmiştik 80 gün önce. 40 günde 3 heyet değişiyorsa, burada sağlıklı bir yargılamadan söz edebilir misiniz? Şenol Aslanoğlu, Tunç Soyer ve Heval Savaş Kaya, hücreye kondular. Barış Karcı gibi, Levent İşler gibi, Sevcan Tınaztepe gibi yakından tanıdığımız bildiğimiz insanlar tutuklu. Büyükşehir’de bir anket yapılsa, en güvendiğiniz, en dürüst adamların isimlerini yazın dense, bu isimler en tepeye yazılır! Fakat bu insanlar ve aileleri bedel ödüyorlar.”

YAPAR: YARGI MENSUPLARI, O MAKAMLARIN TAVIRLARINDAN ETKİLENİR
Fatih Yapar, mahkeme heyetlerinin sık sık değişmesiyle ilgili şunları söyledi:

“Mahkeme heyetlerinin sık sık değişmesi dikkat çekici. Yeni bir bilirkişi raporunun istenmesi değerlendirmesi, yargılamayı uzatacaktır. Bu en az 3 ay atar. Cumhurbaşkanının son haftalarda yüksek dozda kooperatif, CHP’li belediyeler ve bu konularla ilgili açıklamalarda bulunuyor olması gibi konuları bir kenara koyalım. Siz mahkeme heyetisiniz ve karar vereceksiniz! Sizden önce, iddianameyi hazırlayıp gönderen savcıların ilk tensip dosyalarına bakan hakimlerin de yerlerinden alınacağını, yerlerinin değiştirildiğini bileceksiniz! Peki bu durumda nasıl karar vereceksiniz? Onun da ailesi, onun da bir düzeni var. Cumhurbaşkanı bir şey söylediğinde mutlaka etkilenir! Adalet Bakanı bir şey dediğinde etkilenir! Beşeri insanlar bunlardan etkileniyor ve tarafsız bakma ihtimalleri azalıyor. O yüzden iki haftadır kooperatif meselesine bakan siyasi ve idari üst makamların tavırlarından yargı mutlaka etkileniyor"

YALDIZ: YARGI O SÖZLERDEN ETKİLENMEYE ÇOK MÜSAİT
Yargının açıklamalarda etkilenmesinin mümkün olduğunun vurgulayan Ümit Yaldız “Böyle bir zamanda etkilenmemeleri mümkün değil. 2024’ten beri, Esenyurt’tan bu yana devam eden süreçler var. Sadece CHP’lilerin yargılandığı bir süreç yaşanıyor. Dönemin ruhu zaten farklıdır. Cumhurbaşkanının, Özgür Özel’e, İzmir’den milyarları götürenlere bak, şeklindeki manşetlere taşınan sözleri var. Duruşmanın başladığı saatlerde İzmir’in en apoletli, en rütbeli iktidar partisi temsilcisi, parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan’ın açıklamaları var. Bunların, yargıyı etkilemeye dönük açıklama olduğunu söyleyemem ama yargı bundan etkilenir. Yargı, bunlardan etkilenmeye de son zamanlarda son derece müsait. Birileri bir şey yapmışsa, mutlaka gereği yapılmalıdır. Birileri bir şey çalmamışsa ve çalmış gibi bedel ödetiliyorsa, bu zulümdür. Bu, adalet falan değildir. Bu zulmü yapanlara da zalim denir. Bu zulme sebep olanlara da zalim denir. Mazlum ve mağdur olarak bu noktalara gelmiş iktidar sahipleri, bunu çok iyi bilirler.” dedi.

ADALET TERAZİSİNİN MUTLAKA DENGELENMESİ LAZIM
Yaldız şunları söyledi:

“Varsa, tamam. Yoksa, sırf siyaset uğruna, CHP hırsız demek için, CHP konut yapamıyor demek için bunlar yapılıyorsa, doğru değildir. Hangisi doğru, hangisi yanlış, Türkiye’de at izi it izine karıştığı için göremiyoruz. Ortaya konulan evraklarda ne MASAK raporu var, ne sağlıklı bir bilirkişi heyeti raporu var. Osman Gökçek denilen Türkiye’nin en tartışmalı adamın iddialarıyla soruşturmanın başlatıldığını, genişletildiğini görüyoruz. Ankara tarihinin en tartışmalı belediye başkanının, iddialara göre 600 milyon liralık evde oturan oğlunun iddialarıyla İzmir’deki Büyükşehir Belediyesi’nin eski genel başkanı ve genel sekreteri yargılanabiliyor! Hatta hapiste tutulabiliyor.! Bir kere bunu kabul etmem zor. Tunç Soyer, tek kişilik hücreye atılacak kadar ne yapmıştır? Abdullah Öcalan bile tek kişilik hücrede değil yahu! Bu açmazlar, insanın kanına dokunmaya başladı, sağda solda daha çok ses yükseltilmeye başladı. Bu adalet terazisinin dengelenmesi lazım. Varsa bir şey gereği yapılmalıdır, ortaya belge konulmalıdır ve biz de ona göre yorum yapmalıyız. Yoksa da boşu boşuna bu insanlara zulüm edilmemeli.”