Politika

İki usta gazeteci davaları yorumladı: Sadece CHP'lilerin yargılandığı bir ülkede adaletten söz edilemez!

Gazeteci Fatih Yapar'ın, AK Partili Kırıkkale Yahşihan belediye başkanının da soruşturma geçirdiğini ve gözaltına alındığını hatırlatması üzerine İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, "Bugün yapılanları belki bir siyasi amaca mutlaka hizmet eder, belki CHP’nin rüzgarı kesilir, çürük elmalar ayıklanır, ama toplumsal algıda tüm buradaki detaylar kaybolur. Sadece CHP’lilerin yargılandığı bir ülkede adaletten kimse söz etmesin” değerlendirmesinde bulundu.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Araştırmacı Gazeteci Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapağı kurultayı, belediye başkanlarına yönelik suçlamaları masaya yatıran iki usta gazeteci, çok önemli mesajlar verdi.

CHP’NİN RÜZGARI KESİLSİN İSTENİYOR GİBİ!
Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yapılan soruşturmalar, operasyonlar sonrasında özellikle İstanbul’da Belediye meclis aritmetiğini değiştirecek adımlar atılmaya başlandığını anlatan Ümit Yaldız, şu değerlendirmelerde bulundu:

“CHP ile her anlamda kedi fare oyunu oynanıyor. Kurultay, kongre, kayyum meselesi, Gürsel Tekin… CHP’nin rüzgarı kesilsin isteniyor gibi. Tüm gelişmeler de buna paralel gidiyor. İstanbul Büyükşehir’in seçilmiş başkanının diploması iptal edildi, 15-20 kadar belediye başkanı görevden alındı. İstanbul’da adım Büyükşehir Meclis dengesini değiştirecek hamleler yapılıyor. Son olarak Bayrampaşa eklendi buna. Sonuç itibariyle CHP’de mutlak butlancılar ile Özgür Özel ve kurmayları arasındaki mücadele de devam ediyor. Burada CHP’nin yargı ve yargının arkasında olduğu iddia edilen hükümetle bağlantılı siyasi oluşumlara döndüğünüzde, “bizim biz suçumuz yok. CHP’lilerin şikayetleri sonucu açılmış bir dava” deniyor. Bugünkü kooperatif davasında bile öyle oldu. Ben Adalet Bakanının dediği kadar keskin bir şekilde Cemil Tugay ve kooperatif meselesinde Büyükşehir taraftır diyemiyorum ama o birlikte yapılan İZBETON soruşturmasında Büyükşehir bir taraftır. İç denetim raporları verilmesinin sonucunda açılmış davalar var. Büyükşehir, kooperatif davasında kendisini izole etmeye çalıştı ama sonuçta sebeplerinden biri olarak görülüyor. Cemil Tugay’ın göreve geldiğinde süreci askıya almış olmasından dolayı böyle oldu. Yargı görüntüde çalışıyor ancak CHP’lilerin daha ziyade ekipler arasındaki mücadelesinin buna zemin hazırladığını görüyoruz. Gürsel Tekin gibi CHP için simgeleşmiş bir ismin gelinen noktada aldığı rol kriz yarattı. 13 yıl genel başkanlık yapmış Kemal Kılıçdaroğlu gibi birinin, bugün butlan için beklediği iddiaları var. Butlan kararı verilmiş olsaydı, CHP açısından daha berrak bir tablo olabilirdi.”

YAPAR: YENİ BİR ERKEN SEÇİM Mİ GERÇEKLEŞECEK?
Fatih Yapar, hafta sonunda CHP’nin kurultayının yapılacağını hatırlatarak, “İstanbul İl kongresi öncesi kayyum heyetinin çağrı heyeti gibi çalışma yapması dikkat çekiyor. Ekim ayı içinde yapılacak duruşmada mutlak butlan kararı çıkarsa, alınan tüm kararların geçersiz olacağına dair değerlendirmeler var. Belediye başkanlarını MYK belirledi, Parti Meclisi belirledi. Bu iptal olursa, belediye başkanlıkları da iptal olacak mı? Yeni bir erken seçim mi gerçekleşecek? Belediye başkanları düşüyor mu? Tüm bunlar tartışılıyor” dedi.

YALDIZ: HUKUKUN DOĞRUSU VAR, BİR DE TÜRKİYE’DE HUKUKUN DOĞRUSU VAR
Ümit Yaldız’ın bu konudaki görüşleri şöyle:

“Türkiye’de hukukun işleyişine ilişkin ciddi sorunlar var. Sadece adalet duygusunun yerine gelip gelmemesiyle ilgili değil hukuksal sorunlar… Hukukun işleyişinde o hiyerarşik dizilimde de sorunlar var. Anayasa Mahkemesi bir şey diyor, Yargıtay itiraz edebiliyor. Anayasa Mahkemesi, Yüce divandır, başbakanı, bakanları yargılama yetkisi olan tek kurumdur. AİHM kararları yerel mahkeme yok saydı. Partilerin kurultay ve kongreleriyle ilgili kararlarda Asliye ceza mahkemelerinin yetkisiz olduğu savı var. Yüksek Seçim Kurulu’nun bu konuda tek yetkili olduğu değerlendirmesi var. Kime inanacağız? Hangisi doğru? Hukukun doğrusu var, bir de Türkiye’deki hukukun doğrusu var! CHP, olağanüstü kurultay yaptı. Bu hafta sonu niye yapıyor? İki kurultay arasında ne fark var? Bu soruları soruyorlar. Diyorlar ki, son kurultayı Genel Başkan çağrısıyla yaptık! Özgür Özel’in 1170 oy aldığı o kurultayın da düşmesi söz konusu. Bu kez delegenin noter kanalıyla çağrısı var. Bu kurultayın hukuken iptal edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirmeleri var. Hangisi doğru bilmiyoruz. Bunları bize anlatanlar da bilmiyorlar ama bilen birileri var. Planlayan, gözlemleyen, kıs kıs gülen birileri var. CHP’nin içinden bir türlü çıkamadığı bu durumu izleyen var.”

SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ, TELEVİZYONDA RÖPORTAJ VERİYOR, ONA BİR ŞEY YAPILMIYOR!
Fatih Yapar’ın, etkin pişmanlıktan yararlanıp cezaevinden çıkan suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş’ın televizyonda röportaj verdiğini hatırlattı. Ümit Yaldız, bu olayla ilgili sert eleştirilerde bulundu:

“Türkiye Cumhuriyeti, 102 yıllık demokrasi kültürüne sahip. Suç örgütü lideri, suç örgütü lideridir. Amerikan filmlerinde de izliyoruz, orada da suç örgütü liderleri devletle işbirliği yapar. Ama mutlaka ceza alır! Elini kolunu sallayarak medya kuruluşuna uzun röportajlar vererek, hiçbir şey olmamış gibi tüm CHP’li belediyeleri töhmet altında bırakıyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanının 12 sene önce ilçe belediye başkanıyken olan şeylerden suçlamak doğru mu? 900 küsur ihaleyi kazandık diyor, Aziz İhsan Aktaş… Bunların dökümünü yapmış. 132 ihaleyi CHP’li belediyelerden almış, ki bunun çoğu Aydın Büyükşehir’dir. Sonra parti parti ayırmış, AK Parti, MHP, DEM, hatta kayyumla, devletle iş yapmış. Ne acıdır ki dava konusu, sadece CHP’lilerle yaptığı işler. DEM ile yaptığı işler bile soruşturmaya dahil değil. Orada her şey nizami olmuş, şeffaf olmuş, hiç kamu zararı oluşmamış, kimse rüşvet istememiş! Bunlar olduğunda 900 küsur ihalenin sadece 132’si mercek altına alındığında adalet duygusu, toplumun devlete güven algısı ne yazık ki düşüyor. CHP’liler de tabii ki sorgulanacak, yargılanacak, hırsızlık yapan cezasını çekecek. Bu zatı muhteremin diğer kamu kuruluşlarıyla yaptığı işlere neden bakılmıyor?”

SADECE CHP’LİLERİN YARGILANDIĞI BİR ÜLKEDE ADALETTEN KİMSE SÖZ ETMESİN
Gazeteci Fatih Yapar, AK Partili Kırıkkale Yahşihan belediye başkanının da soruşturma geçirdiğini ve gözaltına alındığını hatırlattı. Ümit Yaldız, “AK Partili tek belediye, terazide dengeyi sağlamaz” dedi ve şunları söyledi:

“Bir tanede oradan konuldu. Fakat Yahşihan belediyesinin de soruşturulması, terazinin öbür gözündeki ağırlığı kaldırmaz! Başta Melih Gökçek dönemi olmak üzere ki, madem Seyhan Belediyesi’nde 12 sene öncesi soruşturuluyor, Melih Gökçek de soruşturulsun! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde istifa ettirdiği belediye başkanları da başta olmak üzere çoğu yolsuzluk gerekçesiyle halkın gözünden düştükleri için istifa ettirildi. O kefeye, sadece Yahşihan değil, diğer belediye başkanlarının da konulması lazım, adalet duygusunun yeşermesi için… Yoksa bugün yapılanları belki bir siyasi amaca mutlaka hizmet eder, belki CHP’nin rüzgarı kesilir, çürük elmalar ayıklanır, ama toplumsal algıda tüm buradaki detaylar kaybolur. Sadece CHP’lilerin yargılandığı bir ülkede adaletten kimse söz etmesin.”

AK PARTİ’NİN HAŞA 23 YILDIR İMAR RANTIYLA ALAKASI HİÇ OLMADI!
Aydın’da Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Fatih Yapar, “Aydın ikiye bölünmüş durumda; Özlem Çerçioğlu taraftarları ve karşısındakiler… Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına koşuyor. Milletvekili Bülent Tezcan’ın bu değişim sürecinde Ömer Günel’i desteklediğini herkes biliyor. Özlem Çerçioğlu, Kuşadası’nda imar rantına hayır dediği için CHP’den dışlandığını, o yüzden AK Parti’ye geçtiğini anlatıyor” bilgisini aktardı.

Ümit Yaldız, korkunç iddiaların ortaya atıldığını belirterek şunları söyledi:

“Özlem Çerçioğlu’nun Ömer Günel’i içeri attırmakla ilgili çalışma içinde olduğu iddiaları var. Bu iddiaların gündeme geliyor olabilmesi bile hukuk devletinde nereden nereye geldiğimizi bize gösteriyor. Bu kavgada hedef haline gelmiş Ömer Günel. İmar rantından bahsediliyor. AK Parti’nin haşa 23 yıldır imar rantıyla hiç alakası olmadı! İnşallah Çerçioğlu, bundan sonra aynı sebeple AK Parti’den de uzaklaşıp başka bir partiye yelken açmaz! Çünkü imar konusu, AK Parti’nin lokomotifi. Zaten Özlem Çerçioğlu, rozet taktığında kürsüde yaptığı konuşmada Aydınlılara kentsel dönüşüm müjdesi verdi. Kentsel dönüşüm ne demek? Tüm Aydın’ı yeniden inşa edeceğiz, dedi. İmar rantının, bir başka söyleyiş tarzıdır kentsel dönüşüm! Kentsel dönüşüm, sihirli bir kelime gibi duruyor ama altı imar rantıdır. Aydın’da şuna üzüldüm; sanırım Özlem hanım da aynı şeye üzüldü. Özlem Hanım, partinin simge ismiydi, parti değiştirerek kendisine alan açtı. İzmir’e belediye başkanı olabileceği değerlendirmeleri de yapıldı. Aydın tarihine, belki de yerel yönetim tarihine belediye meclisinin polis kalkanlarının, silahların gölgesinde yapan bir belediye başkanı olarak geçti. Keşke o fotoğraf olmasaydı! Darbe dönemlerini hatırlatan bir fotoğraf o fotoğraf.”

MECLİSTE GÜVENLİĞİ SAĞLAMAK ZABITANIN İŞİDİR
“Her meclis üyesinin başında bir polisin silahla nöbet tuttuğunu gören oldu mu bugüne kadar? Böyle bir ortamda belediye meclisi olur mu? Mecliste güvenliği sağlama, zabıtanın görevidir, polisin değil. Türk demokrasi adına büyük bir talihsizlik oldu. Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi ile TBMM arasında bir fark yoktur. İkisi de iradenin teşekkül etmiş yönetim alanıdır. Her milletvekilinin başına silahlı bir asker diksek, meclis başkanının silahların gölgesinde meclis yapması mümkün mü? Kuzey Kore’de bile böyle bir şey yoktur! Ben buna çok özledim. Özlem hanım, üç beş meclise gelmeseydi. Sizin oylarınız geçersiz deniyor! Hangi demokraside geçersiz? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Benim dediklerim kabul edilirse demokrasi! Söyledikleri bir kere hukuki değil. Özlem Hanım, tamam, zor bir tercihte bulundu, AK Parti’ye geçerek… AK Parti açısından anlamı çok büyük Özlem Çerçioğlu… Bu transferle AK Parti’ye giden kapıları açtı. Arkasından geliyorlar. Siyasi koçbaşı oldu. 20 yıldır yönettiği Aydın meclisini polislerin gölgesinde yapmamalıydı. Orada halkın oylarıyla seçilmiş meclis üyeleri var. Halk adına görev yapmaya geliyorlar. O meclis üyelerinin tepesine silahlı adamlar nasıl dikilir? Bu nasıl kabul edilebilir? Transfer olurken, meclis aritmetiğini bilmiyor muydunuz? AK Parti’nin yine azınlıkta kalacağını öngörmediniz mi? Bunun başka yolu da var. Urla’yı beş yıl kayyum yönetti, meclis toplanmadı. 2002’de hangi hedeflerle, vaatlerle yola çıktı bu iktidar? Bugün ne oluyor?”