Gariptir ama gerçektir...
Türkiye’nin...
Konuşma ve yazışma dilinde...
En az kullanılan kelimlerden biri ve dahi en anlamlısı...
Tartışmasız...
“İhtiras...”
Olarak kayıtlara geçer...
Çünkü...
Tam karşılığını yakalamak...
Konuşma dilinde zordur ama...
Bir roman kahramanının...
“İhtiras Rüzgarları” eşliğinde başına neler neler gelir!
Kitap kurtları iyi bilir(!)
***
Aslında...
Bu yazı “tek kişilik” değildir...
İhtiras Rüzgarları’nın eşliğinde nice “roman kahramanı”...
Sert(!) rüzgarlarda savrulurken...
Gönülden el vereni (!) hiç gördünüz mü?
Göremezsiniz...
Çünkü...
“İhtiras Rüzgarları”na kapılanlara biraz dikkatli bakmalıyız...
“Tutku”...
Onların kanında vardır ve...
Konuşma dilinde olduğu gibi...
“Aşırı güçlü istek...”
Olarak bilinir ve anılır...
***
Dahası var!
“İhtiras Rüzgarları”nın en anlamlı karşılığı...
Şahsen pek kabul etmesem de...
Dünyanın her köşesinde şöyle yorumlanır:
“Kendisini aşamayanların başkalarını aşma çabası...”
Aboooov!
Bu ne büyük arzudur böyle?
***
Ne kadar ilginç di’mi?
“13 yıl 170 gün” CHP’ye Genel Başkanlık yapan Kılıçdaroğlu...
Tam da şu sırada ne yapmayı arzu ediyor?
Çooook açık ve net:
“Kayyumu gösterip kendine razı ettirme planı!” hayata geçsin istiyor!
“Neden böyle olsun?” diyor?
Çünkü...
“Ben gelmesem kayyum gelir..." diyerek...
Kimilerine göre...
“İyi niyetle” CHP’yi hareketlendirmeye çalışıyor...
Bazılarına göre de...
“İhtiraslar CHP kulvarında yola çıkıyor!”
Şunu açık ve net masanın üstüne koyalım:
Çağrı heyeti görevlendirilirse 45 gün içinde “Kurultay” yapılacak...
Seçimi kazanan yönetimi alacak...
Bir diğer müthiş iddia ise şöyle:
Kılıçdaroğlu Kurultay yöntemiyle...
Seçimlere kadar partinin başında olmak istiyor...
Yani...
Seç, beğen al gibi bir mantık hayata geçecek!
“Kayyum mu, Kılıçdaroğlu mu?”
Yeni başlığımız bu...
***
Kılıçdaroğlu’nun kalbinden geçen şu:
Mahkeme kararı ile...
Yine... Yeni... Yeniden...
“Taş yerinde ağırdır!” diyerek CHP’ye dönecek?
Kulaklara küpedir:
Sahi; önceki lider Kılıçdaroğlu, ne demişti iki gün önce:
"Kayyum olsa daha mı iyi, partimi kayyuma bırakmam..."
...Ve, arkasını şöyle getirdi:
“Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var...
Umarım böyle bir karar çıkmaz... Neden bu kadar korkuyorlar? Kayyum gelse daha mı iyi olur? Kayyuma sebep olsam bu kez bana (13 yıl partiyi yönettin, şimdi de buna izin verdin!) diye tepki gösterirler...”
***
Altından kalkınması gereken...
Bir soru daha var CHP’nin karşısında...
“Kayyum gelirse ne olacak?”
Bizde ne güzel atasözleri vardır; bilirsiniz...
“Ha’di ayıkla pirincin taşını!”
Kestirmeden gidip, finale hazırlanıyoruz:
Mahkeme “mutlak butlan” kararı alırsa...
Görevi bir çağrı heyetine verebilir...
O zaman...
CHP’lilerden oluşan heyet...
40 gün içinde partiyi Kurultay’a taşımak zorunda...
Bunun dışında tek “çıkar yol”...
Partiyi önceki genel başkana vermek...
O zaman da...
Sayın Kılıçdaroğlu, iki yıl boyunca...
CHP’ye “süvarilik yapmaya” devam edecek!
Bi’düşünün!
Has CHP’li buna okey çeker mi?
Hele hele...
Tam şu sırada yayınlanan “tarihi bir anket”in tam üstüne...
101 yaşındaki CHP, tarihinde “bir ilk” yaşıyor... CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Silivri Cezaevi önündeki açıklamasında, “ORC Araştırma”nın yeni anketini seslendirdi; “Tarihte ilk kez ankette yüzde 40'ı görüyoruz... AK Parti ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz" dedi... O anketin sonuçları şöyle: “ORC Araştırma”nın 23-24 Haziran tarihli yayımladığı anket hayli dikkat çekiyor... İşte, o anketin sonuçları: * CHP %32,8 * AKP %28,2 * MHP %7,5 * DEM %7,2 * İYİ %5,3 * ZP %4,3 * YRP %4,0...
***
Bitiriyoruz...
İzmir’den “önemli bir ayrıntı” ile...
“Harese” Arapça’da çok eski bir kelimedir...
Anlamlarını çok iyi bildiğimiz...
Hırs... Haris... İhtiras... Muhteris... kelimeleri...
İşte; işte o Arapça’dan bize kalma“Harese” sözcüğünden türemiştir...
Ne var ki...
“Harese”nin, çok daha farklı bir anlamı vardır ve özeti şöyledir: Devenin çölde çok severek yediği diken ağzını kanatır, yedikçe kanar, kanadıkça yer ve deve kendi kanına doyamaz, sonunda kan kaybından ölür. İhtiras da işte bu nedenle “harese” kökünden gelir... Yani, bi’başka bakışla kendi kanında boğulmaktır...
Zaten...
“İhtiras Rüzgarları” da hep böyle...
Son derece garip zaman aralıklarında meydana gelir...
Ve...
Daime “Arzular Şelale” diyen...
Aşırı isteklerin sahipleri ya da sahibeleri...
“Tanrım beni baştan yarat!” dedirtecek kadar...
Son derece sıkıntılı bir ortamın bireyleri olurlar...
Neymiş?
Hiçbir şeyin fazlasını istemeyeceksiniz...
“İhtiras Rüzgarları”nın esiri olmak...
Kalbinizi acıtır!
Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz... Olmuşsa, öyle planlanmıştır...” / Franklin D. Roosevelt - Amerika Birleşik Devletleri'nin 32’nci ve en uzun süre görev yapan ABD başkanıydı...