Hepimizin balonları vardı!

Abone Ol

Çocukluk yıllarımızın en güzel arkadaşı değil midir balonlar?
Uçur, gezdir, yükselt, çek - indir, bırak..
Göğe tatlı tatlı uzanışını izle..

Patlatırsan hınzır bir mutluluk; patlarsa zamansızlığın ve doymamışlığın hüznü!

Hepimizin balonları vardı!
Sarı, kırmızı, beyaz, pembe, mavi; rengarenk..
Çocuksu mutluluk arayışlarımızda bile hala tatlı bir şımarıklık değil midir “Balon isterim...” cümlesi..
Hala başta yaş günü olmak üzere tüm kutlamalarda başköşemizdeki “en baba dekorumuz, süsümüz” değil midir balonlar!
Hepimizin balonları vardı!
Ve o balonlar sevinçti, mutluluktu, coşkuydu..
En güzel oyundu.
En kolay, hatta en ucuz..
Kanseri yenerek yeni bir yaşama umutla koşan Ali Asaf için İstanbul’da toplanan, balon uçuran binler inanılmaz duygulandırdı beni..

Nicelik kadar nitelik de elbette...

Ama...

Ali Asaf’ın sağlık ve mutluluğu için göğe yükselen balonlarda en çok “toplumsal duyarlılığı” sevdim ben...

Türk insanının aslında hep yüreğinde var olan “dayanışma”yı..
Sen , ben, o olmanın ötesindeki “sevgi paylaşımı”nı.,
Siyasetin ve sadece kendi ikbalini düşünen siyasetçilerin toplumu hapsetmeye çalıştığı “onlar” ve “biz” dayatmasını da yıkan kardeşlik, sevgi ve dostluk buluşmasını...

Hepimizin balonları vardı!
Ali Asaf’ın da..

Ama o balonlarla birlikte Türk insanındaki sevgi yolculuğu gururlandırdı beni..
Umutlandırdı..
Karanlığın sonu aydınlık..
Kışın sonu bahar gibi..

Çok yaşa Ali Asaf; çok yaşa...