Türkiye hafta başında mutlak butlan davasında çıkacak sonuca kilitlenirken bir yandan da “yeni bir paralel yapı” tartışmasını kucağında buldu.
BUTLAN DAVASI’NIN UZAMASI ERDOĞAN’IN İŞİNE GELİYOR
Mutlak butlan davasında beklendiği gibi dava ertelendi. Kriz şimdilik ertelendi. Politik bir davanın yorumlanması da haliyle politik olmak durumunda… Davanın uzamasının kimin işine geldiğinin bir yanıtı var. O da davanın uzamasının Erdoğan’ın işine geldiğidir. Butlan davası CHP içinde kargaşa ve kaos çıkarma noktasında bir araç olarak kullanıldığına dair değerlendirmeler mevcut. Buna hak vermek mümkün. Ekonomik krizin yarattığı ağır koşulları ortamında CHP’nin kendi iç gündemine dönmesi, ekonomi yerine Kılıçdaroğlu’nun dönüp dönmeyeceğini tartışması Erdoğan’ın işine geliyor. Erdoğan süreci uzatarak bir bakıma CHP’yi hem iç tartışmaya gömmek istiyor hem de CHP’nin yapacağı hamleleri boşa düşürmek istiyor.
MHP’NİN İKTİDARDAKİ GÜCÜ KIRILIYOR
Bir diğer konu ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı olan Yıldıray Çiçek’in kaleme aldığı “devlet içinde yeni bir paralel yapı kurulabileceği” yönündeki değerlendirmeleri. Bahçeli ile çok yakın mesai yürüten Çiçek’in yaptığı uyarının bir benzerinin geçtiğimiz hafta Bahçeli tarafından yapılan bir açıklamada kelime arasında geçtiğini hatırlattı. Son dönemde başta emniyet ve asker bürokrasisinde olmak üzere hatırı sayılır gücü olan ülkücü kadrolara yönelik ince bir tasfiye hareketi olduğunu belirten Çiçek, milliyetçi kadroların tasfiyesinin devlet kademesinden uzaklaşmasının sakıncalı olduğu belirtti ve yeni bir paralel yapının oluşmasına zemin oluşabileceğini söyledi. MHP’nin iktidar ile arasının açıldığı, hatta CHP eski genel başkanı Hikmet Çetin’in Bahçeli’ye yaptığı ziyarette bir MHP-CHP ittifakının kurulabileceğini ilettiğini aktarmıştı.
Olayın özü bence şu; MHP bu iktidarın nimetlerini neden terk etsin? MHP’nin iktidar içindeki gücü kırılıyor, MHP de bu gücü kırdırmamaya çalışıyor ve en tepeden el yükseltiyor.
CHP’Lİ BELEDİYELERİN ÇELİŞKİSİ: BORNOVA’DA REST, ÇEŞME’DE KIYAK!
Kent gündeminde ise Batıçim Planları ve Çeşme’de Azerilere ait bir otelin rezidans ve ofise dönüştürülmesinin büyükşehir belediye meclisince önünün açılması oldu.
Bornova’da zeytinlik alanların bakanlıktan tarafından imara açılması ve Batıçim’e ait arazilerde konut yapımına izin verilmesi Bornova Belediye Ömer Eşki’yi isyan ettirdi. “Allah korkusu, kuldan utanma yok mu?” diyen Eşki’nin üslubunu eleştiren Kaya ise Eşki’yi hadsizlikle suçladı. Eşki’nin yanıtı ise oldukça sertti. Bornova’daki arazilerin sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini, bazı siyasetçilerin iş takibi yaptıklarını belirten Eşki “Allah korkusu olup olmadığını bilemem. Fakat Sayın Kaya’nın açıklamasından anladığım kadarıyla kuldan utanmadığı net olarak ortadadır” ifadelerini kullandı. Kaya ise tartışmayı uzatmazken Kaya’nın yerine açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Kaya’nın açıklamasının Eşki’nin üslubuna yönelik olduğunu aktardı.
CHP’li Eşki zeytin ve çam ağaçlarının olduğu arazide inşaat faaliyeti yapılmasının doğa katliamı olarak yorumlarken arazilerin sermayeye peşkeş çekilmesine karşı olduğunu belirterek halkçı bir tutum sergilemek istediği görülüyor.
Peki büyükşehir meclisinden Çeşme’de Azerilere ait bir otelin rezidans ve ofise dönüştürülmesinin önünü açan kararın oybirliği ile geçmesini nasıl yorumlayacağız?
Çeşme’nin rezidans ve ofise çöplüğüne dönüşmesine ve emlak spekülasyonu yaratılmasına da yol açacak bir konuya CHP’li meclis üyelerinin AK Partili meclis üyeleri ile oybirliği vermesi “halkçılık” konusunda çelişkinin bir hayli derin olduğunu bize gösteriyor.
ERDOĞAN, “İZMİR’DE ÇALINAN MİLYARLARIN HESABINI VERİN” DEDİĞİ NOKTADA SOYER VE ASLANOĞLU SERBEST KALIR MI?
Cuma günü gözler CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem başkanı Tunç Soyer, İZBETON eski genel müdürü Heval Savaş Kaya’nın yargılandığı davada olacak. Biz gazeteciler için oldukça tempolu bir gün olacak.
İçeride olması gerekenlerin dışarıda, dışarıda olması gerekenlerin içeride olduğu, başta Tunç Soyer olmak üzere çok sayıda insanın suçsuz olduğunu düşündüğüm yargılama süreci ile ilgili olarak iddianamede müşteki olarak geçen İzmir Büyükşehir Belediyesi kurumsalının alacağı pozisyon da merak konusu olacak.
Geçtiğimiz Ağustos ayında yargı sürecine HSK müdahalesi olduğunu hatırlatalım. Asfalt ve araç alım ihalelerine ilişkin olarak hazırlanan ve tahliyelerle sonuçlanan iki ayrı iddianameye bakan savcıların görev yerleri değişti. Kooperatif davasına bakan mahkeme ise ikiye bölündü ve mahkeme ikinci bir hakim ve heyet belirledi.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, davaya yönelik atıflar yapmayı sürdürüyor. “İzmir’de çalınan milyarların hesabını verin” diyerek davanın gündemde tutulmasını sürdürüyor. Erdoğan’ın dava öncesindeki yaklaşımı hakimleri ve hakimlerin kararını etkileyebilir mi?
Mümkün.
Cuma günü izleyip göreceğiz.