EGEDESONSÖZ – İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan, SONSÖZ TV’de katıldığı programda Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. 2022 Ocak ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imzaladıkları protokol kapsamında kentte sokaklarda yaşayan sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması çalışmasını gerçekleştirdiklerini, ancak bu protokolün 2023 yılı için uzatılmadığını açıkladı. Bu durumda sokakta yaşayan hayvan popülasyonunun artmasının, hatta başa dönülmesinin kaçınılmaz olacağını açıklayan Başkan Özkan, “Keşke devam edilseydi. Protokolün uzatılmamasının sonuçlarının çok ağır olacağından endişe ediyorum” dediç
ÇİPLENMEYİ BEKLEYEN DAHA ÇOK HAYVAN VAR
2022 Ocak ayında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile imzaladıkları protokol kapsamında çok önemli çalışmalar yapıldığını hatırlatan Başkan Selim Özkan, şunları söyledi:
“Geçen sene yaptığımız ortak bir çalışmaydı, İzmir Büyükşehir Belediyesiyle... 2023 yılı için protokol imzalanmadı, imzalamadılar. Veteriner hekim arkadaşlar bu konuda gerçekten özveride bulunuyorlardı. Destek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. 984 tane yasaklı ırk sınıfında kabul edilen köpek ırkını biz iki günde, meslektaşlarımın özverisiyle kısırlaştırdık. Bu ne demektir? Bu hayvanların sokağa atılmasını engelledik! Çünkü 30 bin lira gibi cezalar vardı ve o cezalardan kurtardık köpek sahiplerini. Çipleme olmadığı için sokağa atılan hayvanın kime ait olduğu da bilinmiyordu. Belediyeyle yaptığımız protokol kapsamında biz 5 bin sokak hayvanını kısırlaştırdık. Keşke protokolün devamı gelseydi. İleride yine sokaktaki hayvan popülasyonunun artması söz konusu. Hayvanların mutlaka çiplenmesi lazım. Pek çok hayvan daha çiplenmedi. Sokak hayvanı diye bir şey yok. Sokağa atılan hayvan vardır, büyükşehirlerde… Eğer bir hayvanın sorumluluğu üstlendiysek, bu hayvanla 15 yıl yaşamak zorundayız, sokağa atamayız. Artık hayvanların sokağa atılması olayına son vermemiz lazım. Buradan tüm hayvanseverlere seslenmek istiyorum; lütfen aldığınız hayvanı sokağa atmayın, sokağa atacaksanız almayın. Protokol neden uzatılmadı? Her türlü özveride bulunduk. İlgili birimdeki arkadaş, farklı yaklaşım gösterdiği için ortak noktada buluşamadık. Bizim attığımız adımlara karşılık belediyeden bir adım gelmedi. Çok üzüldüğümüz bir durum oldu. Tunç başkanımız geçen yıl bu projeye çok büyük destek vermişti. Ancak bu yıl protokol imzalayamadık. Bu durumda sokakta yaşayan hayvan popülasyonunun artması, tekrar başa dönülmesi kaçınılmaz olacak. Böyle bir proje için bu yıl harcanacak bir bütçe, seneye 20 milyon lira olur. Çünkü hayvan sayısı artacak. Sürdürülebilir şekilde devam edilse, hedefe ulaşmak mümkün olabilirdi.”
SAHİPLİ HAYVANLARIN ANCAK DÖRTTE BİRİ ÇİPLENDİ
Evcil hayvanların kayıt altına alınması amacıyla geçen yıl gerçekleştirilen çipleme çalışmasının sona erdiğini hatırlatan Başkan Selim Özkan, “2022’de İzmir Veteriner Hekimleri Odası olarak serbest klinik işleten arkadaşlarımızla 100 bin hayvanı çipledik. Fakat İzmir’deki potansiyele baktığımızda 400 bin hayvan olduğunu görüyoruz. Mevcut hayvanların ancak dörtte biri çiplendi. Bu arada üreme de devam ediyor. Çipli hayvanı olan hayvansever, kedisi ya da köpeği evden kaçtıysa, benim hayvanım evden gitmiş diye İlçe Tarım’a bildirmesi gerekiyor. Eğer bu bildirme işlemini yapmazsa, çipli dahi olsa, cezalı duruma düşüyor, kasten sokağa attığı şeklinde kabul ediliyor. Sahipli hayvanı sokağa atmanın cezası 3 bin liradan başlıyor” dedi.
KUDUZ AŞISINI HER YIL MUTLAKA YAPTIRMAK GEREKİYOR
Kuduz vakalarındaki artışı değerlendiren Başkan Selim, şap hastalığının sık sık ortaya çıkması konusunda da görüş bildirdi:
“Veteriner hekimlik, halk sağlığı için de çalışır. Tüm hayvan sahiplerinin kuduz aşısını mutlaka yaptırması gerekiyor. Özel kliniklerdeki arkadaşlar, kuduz aşısı zamanı geldiğinde, hayvan sahiplerini arayıp bilgilendirir. Hayvan sahiplerinin kuduz aşısını ihmal etmemesi gerekiyor. Zaten kanunen hayvanların kuduz aşısını her yıl yaptırmakla mükellefiz. Adana’da bir vatandaşımız, kuduz aşısını yaptırmadığı hayvanını sevdi ve sonrasında kuduz oldu, hayatını kaybetti. Şap hastalığına gelince… Şap hastalığı, çok hızlı yayılan bulaşıcı bir hastalıktır. Bu yüzden zaten şap salgınının olduğu yerler karantinaya alınır. Burada hayvan hareketleri çok önemlidir. Kurban bayramı sürecinde SAT 2 virüsü görüldü. Bizim ülkemizde görülmeyen bir virüstü bu. Sınırlardan girişler çoğalmaya başladı. Bu hastalığı insanlar da taşıyabiliyor. Şap hastalığına yakalanmış bir hayvana temas eden, salyasına ya da dışkısına temas etmiş bir insan, sağlıklı bir hayvana dokunduğunda, o hastalığı bulaştırabiliyor. Bir de şap hastalığının ihbarı mecburdur. Bu nedenle de şapın olduğu yerlerde giriş çıkışlar kontrol altındadır. Tüm hayvan sahiplerinin olası bir şap hastalığı için çok dikkatli olması gerekmektedir.”
BU YÜKSEK RAKAMLARIN SUÇLUSU VETERİNER HEKİM DEĞİL
Serbest kliniklerde aşı ve tedavi ücretlerinin yüksek olduğu iddialarını da yanıtlayan ve Başkan Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Serbest klinikler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri olarak üçe ayrılır bizim ruhsatlandırmamız. Bunların hepsi özeldir. Buralarda uygulanmak üzere asgari ücret tarifemiz var. Bu tarifeyi, son iki yılda yaşadığımız ekonomik sıkıntılar nedeniyle iki kez çıkarmak zorunda kaldık. Aşıların, tedavilerin masraflarının artmasının sorumlusu, veteriner hekimler değildir. Bizim bugün aşı uygulamamız 650 liradır. Bu rakama aşı ve muayene ücreti dahildir. Vatandaşın gelir düzeyi, alım gücü zayıf olduğu için bu rakam yüksek geliyor. Bir aşı, 2022’nin sonunda 70 liraya hekime satılıyordu, aynı ithal ilaç bugün 400 liraya satılıyor. Allahaşkına bunun sebebi veteriner hekim mi? 2022 sonunda dolar 19 liraydı, bugün 28 lira. Bakanlıkta ilaçların kaç liraya ithal edildiğinin belgeleri var. 5 liraya alınıp da sahada 50 lira, 100 lira olan ürünün arasındaki makasın sorumlusu, kesinlikle veteriner hekimler değildir. “
ALMANYA’DA 4, BİZDE 32 VETERİNERLİK FAKÜLTESİ VAR!
Son yıllarda merkezi noktalarda çok sayıda veteriner kliniği açılmasıyla ilgili düşüncelerini anlatan Başkan Selim Özkan, şunları söyledi:
“Meslektaşlarımız mecburen klinik açıyor. Çünkü devlet veteriner hekim istihdam etmiyor. Yapacağımız eylemin sebeplerinden biri de, hayvancılık bakanlığı istememizden kaynaklanıyor. Biz hayvancılık bakanlığı istiyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı var, eskiden hayvancılık ibaresi vardı, kaldırıldı. Bakanlığın içinden hayvancılık çıkarıldı, bakanlıkta yeterli kadro yok. Şap hastalıkları oluyor. Neden? Gerekli kontroller kadro darlığı nedeniyle yeterince yapılamıyor da ondan. Bugün İspanya’da 7 tane, İngiltere’de 5 tane, Almanya’da 4 tane veteriner hekimliği fakültesi var. Bizde ise 32 veterinerlik fakültesi var. Hocası yok, malzemesi, laboratuarı yok, hayvan hastanesi yok. 32 fakülteye geçen yıl 2 bin 864 kayıt yapıldı. İş bulma sıkıntısı had safhada. Dolayısıyla arkadaşlar pet kliniği açıyor. 2004 yılında Karşıyaka’da 8 pet kliniği vardı, bugün 100’e yaklaştı. Nüfus arttı mı? Hayır! Biz kimseye klinik açma diyemeyiz ama öneride bulunuyoruz, şurada yapılaşma var, git orada aç, diye.”