HABERLER>GÜNCEL
14 Kasım 2020 Cumartesi - 09:02

Veteriner Hekimler Odası Başkanı Özdemir: Hayvanlardaki korona kesinlikle Covid değil!

Hayvanlardan insanlara koronavirüs geçtiği yönündeki iddiaları değerlendiren Gökhan Özdemir, "Hayvanların korona olduğu doğru ama onların yaşadığı koronanın, bizim bildiğimiz Covid'le alakası yok. Hayvanların korona aşısı var zaten. Hayvandan insana, yada insandan hayvana Covid geçer iddiası, kesinlikle bilimsel değil" açıklamasında bulundu.

Veteriner Hekimler Odası Başkanı Özdemir: Hayvanlardaki korona kesinlikle Covid değil!

EGEDESONSÖZ - Veteriner Hekimler Odası İzmir Şubesi Başkanı Veteriner Hekim Gökhan Özdemir, SonSöz TV'de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Özdemir, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Hayvanların da korona olduğunu, ancak bu koronanın insanları perişan eden Covid olmadığını belirten Başkan Özdemir, "Buzağı, kedi ve köpeklerde korona vakaları olabiliyor. Bunların aşıları var. Covid19, hayvanlardaki koronanın farklı bir versiyonu. Dünya Sağlık Örgütünün verilerinde böyle bir bulaş olmadığı söyleniyor. Hayvanların hijyenine dikkat etmeliyiz. Danimarka ve Hollanda’daki vizon çiftliklerinde 273 tane vizonun itlafı yapıldı, kanıtlanmış bir şey yok ama onlar yaban hayvanları. Evcil hayvanlarda net bir veri yok ama evcil hayvanlarımızın aşıları düzenli yapıldıysa, hijyene uyuluyorsa, korkacak bir şey yok" dedi.

BAKANLIK VE VALİLİKTEKİ KURULLARDA BİZ YOKUZ. NEDEN?

"Ciddi bir yıkım yaşandı 30 Ekim depreminde. Ciddi anlamda hayvanlar için de bir zararı oldu. Veteriner Hekimler Odası olarak, bakanlıktaki ve valilikteki kurullarda biz yokuz. Bizler sadece hayvan sağlığıyla ilgili çalışmıyoruz. Çevre, toplum sağlığı da ilgi alanımızda. Sadece biz değil tabip odaları da yoktu mesela.. İl pandemi kurulunda olmamız gerekir ama yokuz. Alana kaos içinde yetişmeye çalıştık. Deprem bölgesinde çok sayıda veteriner kliniği var. 5 klinik depremde zarar görmüş, girilemez haldeydi. 12 meslektaşımız evine giremedi, evi hasarlıydı. Arama kurtarma çalışmaları yapılırken AFAD’da iki arkadaşımız görev yaptı. Onlar aracılığıyla, ciddi anlamda hayvanların zarar gördüğünü öğrendik. Belediyelerin klinikleri yetmeyince bizler devreye girdik. Sosyal medya yoluyla depremde zarar görmüş hayvanlara ücretsiz muayene yapılmasını duyurduk. Birçok hayvan, bakım evlerine teslim edildi. Birçok hayvanın kurtarıldığını gördük. Sabahın 6'sında bir telefon geldi bana.. Ares adlı köpek kurtarılmıştı. Geçenlerde taburcu oldu. Bizler de çok mutlu olduk. Hala kliniklerimizde depremzede hayvanların tedavisi devam ediyor. Arama kurtarma çalışmalarındaki iki arkadaşımızın ifadesine göre; çünkü biz giremiyorduk alana. Kliniğe o hayvanın gelişi çok önemliydi. Bir can kurtarmanın dayanılmaz mutluluğunu yaşadık. O duyguyu yaşamak için, bir hayvanı sevmek lazım. O yavruların kurtarıldıklarında gösterdikleri reaksiyonu görseniz, çok daha fazla duygulanırsınız."

HAYVANLARIMIZA DA HER YERDEN YARDIM YAĞDI

"Büyükşehir belediyesinin ekipleri enkazdan sağ çıkarılan ve sokakta yaşayan hayvanlara müdahalede bulundu. 20 tane Bayraklı’da, 4 tane Büyükşehir'de hayvanlarımız bakımda. 8 tanesini AFAD kliniklere direkt göndermişti. Etrafta korkmuş, kaçmış, bir yerlere girmiş hayvanların mama ihtiyaçları gündeme geldi. Sivil toplum kuruluşları organize olarak mamalar gönderdiler. Hemen dağıtıldı. O beslenme sırasında hayvanların ufak tefek çizikleri görüldü, onlar da kliniklere sevk edildi, belediyede yer kalmayınca... Bir kliniğimizde 17 tane kedi iyileşti. Urla'da yaşayan bir vatandaşımız, 17 kediyi de sahiplendi, bahçesine götürdü. Bu olayın ardından hayvanları sahiplenme de arttı. Bu dönemde biraz daha vicdani bir boyut sergilendi. Özveriyle çalışan insanlara ciddi hakaretler yapıldı. Tedavisi devam eden hayvanlarımızın da sahiplenilmesi yapılacak. Oda olarak, klinisyenlerimiz üstlendi, ücret almadan baktılar. Mama ve ilaç firmalarından destek geldi. Derneklerimiz yardımda bulundu. İlk bütün müdahaleler, kliniklerin kendi ceplerinden sağlandı, görevleri olmadığı halde bunu yaptılar. İşbirliği güzeldi."

DEPREMZEDEYMİŞ GİBİ KEDİSİNİ KÖPEĞİNİ GETİRENLERE TEPKİ

"Derdimiz alkışlanmak değil ama deprem mağduru da yapmayın, dedik. Bu kadar özverili çalışma varken, bir bakıyorsunuz depremle hiç alakası olmayan yerlerden, işte bu yaralı, bu tedavi edilmesi gerekiyor, diye hayvanlar getirmeye başladılar. Bunun ameliyat edilmesi lazım, bu depremden geldi, diye. Tedavi için gelenlerin büyük kısmı, depremden olmadıklarında, bunu belirtiyorlar. Tam tersi, depremzede olmadığı halde kedisini köpeğini getirip muayene ettirmek isteyenleri uyardık, müdahale etmek zorunda kaldık. Şu dönem belki de hayvan sağlığının da ne kadar önemli olduğunu vurgulamamız gereken bir dönemdeyiz. Biz de basın açıklaması yapmak durumunda kaldık. Sosyal medyadaki yapılan yanlışa, yanlış tepkiler vermemek gerekiyor. Basın açıklamamızdan sonra arayıp bizi tebrik eden oldu. Böyle şeyler, meslektaşlarımızın motivasyonunu bozdu. Umarız bizi anlamışlardır. Tatsız bir süreç yaşamış olduk. Klinikler de bir işyeri sonuçta. Bir kazanç elde etmek için kurulmuş yerler. Gönüllü olarak yaptıklarında bile olumsuz yönlendirmelere hedef gösterildiler. Deprem günü ben işyerinden eve, 3.5 saatte gidebildim. Hayvan nakil araçları geç geldi, diye kıyameti koparanlar oldu. Bu tür aksamalar normal karşılanmalıydı."
 

ARAMA KURTARMADAKİ KÖPEKLERİN HAKLARINI ÖDEYEMEYİZ

"Arama kurtarmada görev yapan köpekler, en az 2 yıllık bir eğitimden geçiyor. Meşakkatli bir eğitim ve her köpek bunu yapamıyor. Orada bile bazı tenkitler oldu ’Bu köpeklere eziyet ediliyor’ diye, böyle bir şey yok. Ciddi eğitimler sırasında şunu gördük, yaklaşık bir insanda 4 milyon koku duyarlılığı var ama eğitim köpeklerinde 250 milyon farklı kokuyu ayırt edilebiliyor. Eğitim düzgün yapılırsa hiçbir sıkıntı olmuyor."

SOKAKTA HAYVAN POPÜLASYONUNUN ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR

" 5199 sayılı hayvanları koruma yönetmeliğimiz var, 2004’te çıktı ve 2006'da uygulama yoluna gidildi. Belediyelerimizin çoğunda 2'si dışında rehabilitasyon merkezi var. Kısırlaştırmanın, sonuca ulaşmada yeterli olmadığını gördük. Biz çok ciddi çalışmalar yaptık, şubatta çıkması beklentisi içinde olduğumuz bir yasa vardı, o yasa çıkarsa çok daha düzenli hala gelebilir. Sahipli hayvanları kayıt altına almadığımız sürece, sokak hayvanlarını kontrol edemeyiz. Kısırlaştırmayla ilgili yapılan çalışmalar maalesef yeterli değil. Kayıt, izlenebilirlik, kısırlaştırma mutlaka gerekli. Hayvanların öncelikle kayıt altına alınması gerekiyor. Bir hayvanın, kısırlaştırılmadan önce doğum yapması arzu ediliyor. O hayvan, 7-8 tane yavru doğuruyor. O kadar hayvanı evde bakmam mümkün değil. Ne oluyor, o bebeler sokağa bırakılıyor. Dolayısıyla sokakta üreme, katlanarak devam ediyor. Siz istediğiniz kadar kısırlaştırma yapın, popülasyonun artmasını engelleyemiyorsunuz. Kayıt sistemine geçilmesi gerekiyor."

HAYVANLAR, BİRER CANDIR, HEDİYE DEĞİLDİR

"Bir kere hayvanlar hediye değildir. İnsanlar, gönülden istemiyorsa, hayvan sahiplenmemeli. 16 yaşından küçük olanlara hayvan verilmiyor, bu kanunla belirlenmiş. Sahiplenmek isteyenlerin bir eğitimden geçirilmesiyle ilgili bir kanun var ama bu da yapılmıyor şu an. Hayvanları yanlış yönlendiren insanlar var. Psikolojisi bozuksa, hayvanın da bozuluyor. Yurtdışında hayvan sahiplenmenin belli şartları var. Evlerin büyüklüğü bile kontrol ediliyor. Sahiplenecek kişinin geçmişi araştırılıyor. Bunların hiçbiri bizde olmayınca, hayvan sahiplenmek çok kolay oluyor. Siz sürekli rehabilite etme derdindesiniz ama kontrol edemiyorsunuz, bir dönemden sonra. Bizim insanımızla ilgili bir konu. Eğer o hayvana bakamayacaksan, sahiplenme."

AŞI YAPMAK ASIL BİZİM İŞİMİZ, AŞIYI VİROLOGLAR YAPAR

"Hayvan sağlığı, bizim öncelikli işimiz. 56 tane odamız var ve her oda, bireysel olarak girişimlerini yapıyor ama maalesef yerini bulmuş bir düzen yok. Tek elden bu konuların devlet tarafından kontrol edilmesi, çözüm getirecektir. Tazminatlı hastalıklar var, ama bu çok azaldı. Umuyorum daha güzel günlerde bu sistem kurulacaktır. Şu bile daha gerçekleşmiş değil, bizler, yani veteriner hekimler, hala sağlık sınıfında kabul görmüyoruz. 206 tane hayvandan insana geçen hastalıkla mücadele ediyoruz ama sağlık çalışanı değilmişiz. Yıpranma payımız yok. Önlük giyiyoruz, mezun olurken... Dünya artık tek çatıda buluşalım, diyor. Hayvan sağlığının korunması için hepimizin ayrı ayrı kendi alanında çalışma yapması gerekiyor. Biz sağlıkçıyız tabii ki. Mesela, korona aşısı, bizim işimiz. Virologlar yapar aşıyı. Bizim virolog hocalarımız var ve aşı çalışmalarını şu an Türkiye’den onlar yürütüyor. Tıpta böyle bir anabilim dalı yoktur ama veterinerlik için çok önemli bir alandır viroloji. Covid 19 aşısını bulan Türk profesörün bağlı olduğu şirketin CEO'su, bir virolog..."

HAYVANLARA ŞİDDET UYGULANLARA VERİLEN CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL

"Hayvana şiddet, bir türlü önüne geçilemeyen bir sorun. Kanundaki maddelerin; 2004’te çıktığında kanun uygulamanın düzeleceğini umduk. Önce Çevre bakanlığına bağlıydı, derken şimdi İçişleri bakanlığının polis teşkilatı girdi işe. Tarım bakanlığı da devrede. Bakanlıkların birbirinden haberi olmadan işler yapılıyor. Çatıdan, tek elden yönetilmeli. Birbirinden habersiz birçok uygulama var. Hayvanlara eziyet çok fazla. Okulda bunların eğitimi verilmesi gerekiyor, ilkokuldan itibaren ciddi eğitimler verilmesi lazım. TÜBİTAK projesi yapmıştık ‘Yalnız değiliz’ diye... Anaokulundaki çocuklarımıza, bu dünyada yalnız olmadığımızı anlatmak için bir proje yaptık. Ve şunu gördük, anaokulundaki öğretmenler bile hayvanlardan korkabiliyor. Anaokulu öğrencilerini kuş cennetine götürdük ve çok güzel reaksiyonlar aldılar. Türk Ceza Kanunuyla caydırıcı cezalar verilmesi gerekiyor. Şu an böyle bir ceza yok. Kabahatler kanunu kapsamında değerlendirilip para cezası veriliyor, o kadar... Mahkemelerin iş yükü artacaktır ama emsal kararlarla caydırıcılık sağlanır, diye düşünüyorum."

PETSHOPLAR SAYESİNDE HAYVANLARI KAYIT ALTINA ALMAK MÜMKÜN

"Bakım evindeki her hayvan, ev ortamına alışamayabiliyor. Petshopların, kanunla disipline edilmesi gündeme geldi ve A- B- C sınıfı petshoplar sınıflandırıldı. Bu standardın gelmesi, kaosu dengeledi, ruhsat sistemiyle de birçok petshop kapatıldı. Bu petshopların kontrol edilmesi için bir veteriner hekimleri görevlendirildi. Petshopların kapatılması, bu işi merdivenaltı ticarete dönüştürecektir. Hiç olmazsa petshopa giren İzmir’deki tüm hayvanlar kontrollü ve kayıt altında. Eğer kayıt altında değilse zaten çok büyük cezalar alıyor. Petshoplar, kapatılmamalı. Hayvan sahiplenecek kişilerin marka şımarıklıkları olabiliyor. O cins olsun, bu cins olsun gibi. Melezleme sonrası bu hayvanların farklı hastalıkları çıkabiliyor. Can bu sonuçta, süslü olması gerekmiyor. Üç renkli kedileri beğenmiyorlar mesela."

İKİSİ HARİÇ TÜM BELEDİYELERİN REHABİLİTASYON MERKEZİ VAR

"İzmir'de her belediyemizin, ikisi hariç, rehabilitasyon yerleri var. İl Hayvanları Koruma Kurulu var. Hayvan bakımevlerinin standartları var, ben de çalıştım; sürekli bir devir daim var. Ciddi anlamda efor harcayan meslektaşlarımız var ve belediyelerimiz var. Nahoş durumlar olabiliyor bazen. Şartların çok maksimum düzeyde iyi olmasını bekleyemeyiz. Bakımevleri, sürgün yeri gibi görülebiliyor personel açısından. Aslında oralara çok daha donanımlı veteriner hekimlerin, personelin verilmesi gerekiyor. Çünkü oralar, belediyenin halka açılan yüzüdür. Personel yeterli değilse, negatiflik sonuçlar ortaya çıkabiliyor."

 
Bornova Belediyespor... Üç takımla üç şampiyon!
 
Karaburun’da duygulandıran seferberlik
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Mehmet KARABEL yazdı... Beni kimseler sevmedi… Herkes sadece beğendi!
Mehmet KARABEL yazdı... Beni kimseler sevmedi… Herkes sadece beğendi!
71 yaşında virüsü ve beyin felcini yendi
Kütahya’da corona virüs tedavisi gördüğü sırada beyin felci geçiren 71 ...
FETÖ firarisi eski emniyet müdürü yakalandı!
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında ...
 
Profesörün 'av' paylaşımına büyük tepki!
Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi Bölümü Öğretim ...
İzmir'deki fabrikalarda mesai saatlerine 'korona' ayarı!
İzmir'de Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri ve Sanayi Kuruluşları ...
Depremzedelerin battaniyeleri işportadan toplandı
Konak Belediyesi Zabıta ekipleri, depremzedeler için Bayraklı’ya getirilen ...
 
Son 24 saatte 93 virüs ölümü 3 bin 45 yeni vaka!
Türkiye'de son 24 saatte 149 bin 942 Kovid-19 testi yapıldı, 3 bin 45 ...
Yargıtay'dan cinsel ilişki kararı: Koca tam kusurlu sayıldı!
Yargıtay hiçbir delil olmamasına rağmen eşiyle cinsel ilişki yaşamayan ...
Aliyev: Ermenistan tazminat ödeyecek!
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, varılan anlaşmanın ardından Ermenistan'ın ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Türkiye'nin 'en güzeli' İzmir'e!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
AVM krizinde kim kazandı?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bumerang!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva