HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
5 Aralık 2022 Pazartesi - 08:40

Urla Planları’na Şehir Plancıları’ndan itiraz!

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Zafer Mutluer,Urla’da Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Portekiz Fahri Konsolosu Ahmet Fahri Yiğitbaşı’ya ait olan SİT alanı içindeki 40 bin metrekarelik arazinin imara açılması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen plan değişikliği ile ilgili olarak hazırlanan 1/25 binlik plana oda olarak itiraz edeceklerini duyurdu.

Urla Planları’na Şehir Plancıları’ndan itiraz!

EGEDESONSÖZ- Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Zafer Mutluer, SonSöz TV’de katıldığı programda kamuoyunda “Urla Planları” olarak yer alan uzun süredir gündemde olan tarihi SİT alanı sınırları içindeki plan değişikliği konusu ile ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

SİT DERECESİ DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ… YAŞAR PLANI'NDA YENİ GELİŞME!

AK PARTİLİ KAYA İSTEDİ DİYE İTİRAZ ETMEDİK
AK Parti İzmir Mahmut Atilla Kaya’nın odaları hedefalan sözlerine yanıt veren Mutluer, süreç içerisinde arazinin SİT derecesinin bakanlık tarafından düşürüldüğüne dikkat çekti. Kaya’ya yanıt veren Mutluer, yayımlanan 1/25 binlik plana itiraz edeceklerini dile getirerek “Kaya tarafından söylenen sözler ağır. Söylenen sözleri şu çerçevede kendileri düşünsün. SİT derecesini düşüren kim? Kültür ve Turizm Bakanlığı… İşlemi yapan onlar, yani madem böyle bir hassasiyetleri varsa buyursunlar dava açsınlar SİT derecesinin düşürülmesine. Biz bu konuyla ilgili zaten bir açıklama yaptık. İzmir’de yapılan bütün planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına, kamu yararına aykırı bütün işleri biz takip ediyoruz, dava açıyoruz. Açtığımız davalarda biz herhangi bir merkezi yönetim, yerel idare bir ayrım yapmıyoruz ve bu şey kamuoyunda açıkça ortada… Açtığımız davaların neredeyse yarısı merkezi idarelere neredeyse diğer yarısı da yerel idarelere. Konunun özü bu… İtirazımız hazırlandı, plana itiraz edeceğiz. Ama Atilla Kaya dedi diye değil. Tam tersi burada dönüp mesele neymiş, ne olmuş buraya bakmalıdırlar. Bu sözlerin söylendiği zaman plan askıda değildir. Yani bir plana itiraz edilmesi ileilgili süreci bilmeyen yöneticiler yönetiyor maalesef ülkeyi. Kendileri görüyor olabilirler ama biz bir plan askıya çıktığında ancak onunla ilişkilenebiliriz, itiraz edebiliriz.  İtiraz etmeyip direkt dava açabiliriz. Ama bu konu tartışılırken planları biz görmedik bile. Dolayısıyla burada bir süreçten sürece hakimiyetsizlik söz konusu, burada bir liyakatsizlik söz konusu… Planlama süreçlerini öğrenmeli bence idareciler böyle büyük laflar etmeden önce. Öte yandan planla ilgili de biz itirazımızı hazırladık mimarlar odamızla birlikte süreci yürütüyoruz. Onlar ilettiler itirazlarını, bize de ileteceğiz. Sonuçta Büyükşehir Belediyesi’nin daha öncesinde reddettiği bir planın tekrardan uygulanması söz konusu. Ret gerekçeleri ortada. Bir yandan bizim için de teknik gerekçelerimiz var plana itiraz konusunda ama bunun tekrar altını çizmek istiyorum. Konuyu bir birileri gündeme getirdi diye değil, biz zaten rutin olarak planlar kamuoyuyla paylaşıldığını da görüyoruz. Eğer öncesinde ilgili idareler bizle bu planlama çalışmasını yürütmüyorsa, davet etmedilerse paylaşmadılarsa askıya çıktığında görüyoruz. Ondan öncesinde görsek bile itiraz etme şansımız yok. Sadece görüşlerimizi bildirebiliriz. Ve bu süreçte askıya çıktı. Biz planı gördük, inceledik” dedi.

Plana itiraz için gerekçeleri dile getiren Zafer Mutluer, “25 bin ölçekli planın nüfusa ilişkin kararlarına aykırı. Bu planın nüfus değerlerini aşacak revizyon ve planlarının yapılması mümkün değil bu yüzden aykırı. Bununla ilgili teknik gerekçeleriniz var. Öte yandan SİT derecesinin değiştirilmesi söz konusu buna ilişkin teknik veriler elimizde yok. Değerlendirmeye devam edeceğiz. Kurul kararlarını da ele almak tartışmak gerekiyor bu süreçte. Sadece planını teknik olarak değerlendirmek ele almak yeterli değil” diye konuştu.

KAMUSAL ALAN OLMALI
Buca Cezaevi planlaması ile ilgili olarak yaşanan tartışmalara değinen Mutluer, Buca’nın yeşil alan bakımından yetersiz bir ilçe olduğuna değinerek alan için yapılanb planlamayı eleştirdi. Mutluer açıklamasında “Cezaevinin kaldırılması 20 yıldır tartışılıyordu ve kaldırıldı. Buca biliyorsunuz sıkışık bir doku, betona boğulmuş bir ilçe. Buca’nın kimi kamusal ihtiyaçları var. Oradaki cezaevi alanı yıkılırken de tartışılmalıydı. Bu alanın ne yapacağız? Yıkalım mı? Nasıl yıkalım? Hepsini yıkalım mı? Bir kısmının mı bırakalım? Cezaevinin tarihsel niteliği var. İşte orada yaşanmış hak ihlalleri var vs. Kimi cezaevlerinin müzeye dönüştürüldüğü örnekler söz konusu. Kamuoyunda tartışılmalıydı, konuşulmalıydı ama alelacele yıkıldı. Şimdi ise yeniden bir plan yapıldı. Planda konut ve ticaret yüzde 70’i kapsıyor.  Bir yandan da Buca’da yeşil alana ihtiyacı var. Başka kamusal ihtiyaçları da var. Bunlar hiç tartışılmadı. Kamuoyunda da siyaseten bir çekişme söz konusu işte eski planda şöyleydi, yeni planda böyleydi. Biz bu tartışmaların tarafı değiliz. Kamu mülkiyetindeki bir alan var. Bir kullanımı oradan çekiyorsunuz, ilk etapta yeniden kamunun kullanımına tesis edilmesi konuşulmak zorunda. Biçimi ayrı, farklı bir kamusal fonksiyonu da olabilir. Ama bugün en yaygın olarak ortaya çıkan talep yeşil alan… Çünkü Buca’da böyle bir yer yok. Buca’da en büyük yeşil alan Hasanağa Bahçesi ve başka da yok. Şirinyer Parkı var.  Betona bulunmuş bir alan orası da. Buca zor bir ilçe bu açıdan. yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna odamız dava açtı. Dava henüz sonuçlanmadı. Çok uzun yıllardır sürüyor. Bilirkişi heyetinin doğrudan cezaevi alanına ilişkin değerlendirilmesi var. Önceki planda ticaret fonksiyonu vardı. O değerlendirmede diyor ki, ‘burada bu kadar sıkışık bir dokuda buraya böyle bir kullanımın gelmesi ulaşım açısından ciddi bir yük getirecektir. Zaten ulaşım açısından sorunlu bir alandır. Buraya bu şekilde bir kullanım getirilmemelidir.’ Ticaret fonksiyonuyla konut arasında çok ciddi bir fark yoktur. Belirlenen emsal oranlarıyla 12 bin metrekarelik ticari alanları olacak.  Yaklaşık bin 500 kişilik bir konut kararı getiriliyor. Çok küçük bir miktarda yeşil alan, belediye hizmet alanı, eğitim alanı ayrılmış durumda. Ve yeşil alan getirdik diye bunu deklare ediyor hükümet yetkilileri, milletvekilleri, AKP’li meclis üyeleri… Ortadaki tartışmalar tuhaf. İki plan arasında çok ciddi bir fark da yok. Bu iki planı çarpıştırmanın da anlamı da yok. Orada bir kamusal mülkiyet ortadan kaldırıldı ve kamusal bir fonksiyon olarak kullanılmalı orası tamamen tartışmasız, amasız, fakatsız” değerlendirmesinde bulundu.

REZERV ALAN İLAN EDİLMESİ UYDURULMUŞ BİR KILIF
Buca Cezaevi projelerinin de iptal edilmesini beklediklerini belirten Mutluer, “Planın teknik olarak ve mevzuat açısından birçok sorunu var. Önceki bilirkişinin değerlendirmeleri de ortada… Planın iptal olmasını bekliyoruz ama tıpkı Çeşme’de de olduğu gibi bu konuya İzmir halkının sahip çıkması gerekiyor. Kurumlar, mahalle muhtarları, belediyeler bir araya gelmiş durumda… Dolayısıyla buraya İzmir halkının sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Kamunun elinde bu alan. Tekrardan kamulaştırılacak bir alan değil. Kamuya ek bir maliyeti de yok. Doğrudan kamunun elindeyken toplum yararı için, kamu yararı için bu alanın kullanılması gerekir. Bu alan rezerv alan olarak belirlenmiş durumda. İdarenin kılıfına uydurmak üzere böyle bir işlem yapmış olduğu görünüyor. Rezerv alanı ilan edip konut alanı olarak belirleniyor. Ancak riskli alan yok ortada, bir kentsel dönüşüm alanı yok, neyin rezerv alanı belli değil. Bu alanın konut alanı olarak belirlenip elden çıkartılması için bir araç olarak tarif edilmiş gibi duruyor. Meslek odası ve TMMOB olarak bu konularla mücadele edeceğiz. Öte yandan İzmir halkının da cezaevi alanına sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yıkımı yapılan binası hakkında Mutluer, “O alanda ne yapılacağı konusu multidisipliner bir konu. Ve bir fikir veya bir proje varsa detaylarıyla birlikte eğer paylaşılırsa diğer meslek odalarıyla birlikte değerlendirme yapmamız doğru olandır. Ama şu aşamada yazılı veya sözlü bir şey üzerinden bir değerlendirme yapmak çok doğru olmaz. Evet, eğer önümüzdeki süreçte bir proje veya bir fikir ortaya çıkarsa bunu diğer meslek odalarımızla birlikte değerlendirip görüş oluşturma konusunda açığız” ifadelerini kullandı.

NİTELİKLİ DOĞAL KORUMA ALANI
Doğal yaşamın tehlike altında olduğunu dile getiren Zafer Mutluer, “Turizm koruma ve gelişim bölgesi sınırı ilan edildiğinde biz sadece Resmi Gazete’de bir sınırın göründüğü bir paftayı görüyoruz. Gerekçe raporu paylaşılmıyor. Dolayısıyla biz neden hangi gerekçeyle yapıldığını da bilmiyoruz. Ama öte yandan davaya konu olduğunda. Davalı kurum gerekçe raporunu sunuyor. Dosya gerekçe raporunu biz görmüş değiliz ama belli ki bilirkişi heyetinin değerlendirilmesinden herhangi bir bilimsel analiz ve çalışmaya dayanmıyor. Eğer bir analiz ve çalışmaya dayansaydı yüzde 55’i nitelikli doğal koruma alanı olan bir alan turizm bölgesi içine alınmazdı ya da Akdeniz foklarının yaşam alanları bu alanın içine alınmazdı. Nesli ulusal veya küresel ölçekte tehlikede olan taksonlar var. Bu alanlar keza bu sınırların içerisine alınmazdı. Siyaseten verilmiş bir proje kararı var. Ve o proje kararı doğrultusunda atılmış ve idari adımlar olarak ortada görünüyor. Bilirkişi heyeti de bunu tespit etmiş durumda” açıklamasını yaptı.

 
2 ilde Kökünü Kurutma Operasyonu: 269 gözaltı!
 
Altın fiyatları en yüksek seviyede!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kınık'ta 3 Aralık'a özel buluşma!
Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ...
Mehmet KARABEL yazdı... Bunları neden söyledi?
Mehmet KARABEL yazdı... Bunları neden söyledi?
Büyükşehir'den 88,5 milyonluk hamle... Sakin Şehir'in vizyon projesi yola çıktı!
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin ilk Cittaslow’u Seferihisar’ın ...
 
Beydağ'da Gelişim Destek Merkezi açıldı
Beydağ Belediyesi tarafından Aktepe Mahallesi Baraj Yolu üzerinde hizmet ...
Beydağ'da Engelliler Günü'ne özel kahvaltı
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında özel bireylere Beydağ Belediye ...
Karşıyaka’da öfke kontrolü semineri
Karşıyaka Belediyesi, Türk Tabipler Birliği İzmir Tabip Odası iş birliğiyle ...
 
6 oyun sahnelenecek... Bayraklılı çocuklar tiyatroyu sevdi
Bayraklı Belediyesinin TAKSAV iş birliğiyle 10’uncu Uluslararası Tiyatro ...
6. İzmir Mizah Festivali’nin teması siyaset
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 6. İzmir Uluslararası Mizah ...
Başkanvekili Özkan, muhtarlarla buluştu
Menderes Belediyesi Başkanvekili Erkan Özkan Menderes ilçesine bağlı muhtarlar ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva