HABERLER>TARIM
22 Mart 2021 Pazartesi - 10:08

Topraklar terk ediliyor… Korona göçü!

Pandemi koşullarıyla birlikte çiftçilerin oldukça zor bir dönemden geçtiğini belirterek 2012’de çıkartılan ‘Büyükşehir Yasası’ ve koronavirüs salgını ile birlikte köyden kente göçün çok ciddi boyutlarda yaşandığına dikkat çeken Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, “2007 yılında Türkiye’nin nüfusu 70 milyon civarındayken bunun 20 milyonu köylerde yaşıyordu. Şu an köy ve beldelerde yaşayan kişi sayısı 6 milyona düştü. Pandemi öncesinde de durum iç açıcı değildi. Ürettikçe borçlanıyorlar ürettikçe borçlanıyorlar ve topraklarını kaybediyorlar” dedi.

Topraklar terk ediliyor… Korona göçü!

Menduha Ceylan/EGEDESONSÖZ- 2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan ve 2020 yılının Mart ayının 11’inde Türkiye’de ilk vaka görülmesiyle özellikle Türkiye’yi dar boğaza sürükleyen pandemide bir yıl tamamlandı. Süreç içerisinde virüsten korumak, vücudun virüse karşı direnç sağlaması açısından beslenmenin önemi insanlar açısından anlaşılmaya başlandı.

Koronavirüs pandemi süreci öncesinde zor koşullarda çalışan tarımsal üreticilerin, pandemi ve ithalatın artmasıyla birlikte yaşadığı olumsuz koşulların içinden çıkılmaz bir hal aldığını aktaran Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, “Çiftçiler son dönemlerde çok zor koşullar altında üretim yapıyorlar. Pandemi öncesinde de durum iç açıcı değildi. Ürettikçe borçlanıyorlar ürettikçe borçlanıyorlar ve topraklarını kaybediyorlar” dedi.

BİR GECEDE 10 MİLYON CİVARINDA İNSAN BUHARLAŞTI
Artan olumsuz koşulların köy nüfuslarında ciddi şekilde azalmalara yol açtığını belirten Erdem, “Gençler topraklarından kopuyorlar. Çok ciddi bir şekilde köyden kente göç var. Çünkü, 2007 yılında Türkiye’nin nüfusu 70 milyon civarındayken bunun 20 milyonu köylerde yaşıyordu. Şu an köy ve beldelerde yaşayan kişi sayısı 6 milyona düştü. 2019 bu problemin ortaya çıkması büyükşehir yasasıyla da ilgili. 2012 yılında bilindiği üzere ‘Büyükşehir Yasası’ çıkarıldı. Bu yasayla beraber bir gecede 17 bin 800 köy ve belde yok oldu. Bir gecede 10 milyon civarında insan birden buharlaştı, kırlarda yaşamaktan çıktı mahalle haline dönüştü. Bu yapıldığı andan itibaren köylerde yaşamanın da zaten eski cazibesi kalmamaya başladı. Çünkü onların bütün mal ve varlıkları tüzel kişiliklerinin mal varlıkları belediyelerin eline geçti. O belediyeler de onu farklı alanlarda tarım dışı kullanmaya başladı” diye konuştu.

İTHALAT BÜYÜK SORUN
Pandemiyle birlikte üreticinin, ürettiklerini pazara ulaştırmada güçlük çektiğini söyleyen Erdem, gıdanın ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasının bir umut kapısı oluşturmuşken ithalata yönelmenin çiftçiyi yine zarara uğrattığını söyleyerek, çiftçilerin içerisinde bulunduğu zor durumu şu ifadelerle açıkladı:

“Bu süreçte aslında çiftçiler desteklenmesi gerekirken ki pandemi dönemi gıdanın ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı, bu kez ürünlerini ürettiklerinde tam hasat dönemlerinde ürünlerini satacaklarında bu sefer ithalat başladı. İthalatla çiftçinin ürünleri baskı altına alınmaya başlandı. Gittikçe koşulları zorlaştı ve köy nüfusları yaşlanmaya başladı. Çünkü gençler artık geleceklerini tarımda görmemeye başladı. Bu başka bir şeyi de beraberinde getirdi, bu kez geçmişte bütün ailenin yapmak durumunda olduğu tarımsal üretim sürecine daha fazla tarım işçisi girmek zorunda kaldı. Bu gelişmeler tarım işçisi ve mevsimlik işçi sayısını arttırdı. Pandemi döneminde mevsimlik tarım işçilerini üretim süreçlerinde konaklama yerlerinin hazırlanmadı, sağlık denetimlerinin yapılmadı. Bu defalarca talep edilmesine rağmen olmadı. Daha zor koşullarda hem mevsimlik tarım işçileri hem de bütün çiftçiler üretmeye çalıştılar.”

GÖÇMENLER, ÜLKE İÇİNDEKİ YEVMİYELERİN DÜŞMESİNE NEDEN OLUYOR!
İzmir’de özellikle Torbalı ve Bergama bölgesinde mevsimlik işçi ihtiyacı olduğunu söyleyen Erdem, Suriye’den gelen göçmenlerin ucuz iş gücünü kabul etmesinin yerli çalışana zarar verdiğini belirtti. Erdem, “Suriye’den gelen göçmen işçiler çok ucuz koşullarda çalışmayı kabul ediyorlar. Böyle olduğu zamanda tercih olarak tarım işçileri göçmenleri tercih etmeye başlıyor. Bu sefer de mevsim işçilerin yevmiyeleri de giderek düşüyor. Bu çok tehlikeli bir olay bununla ilgili bir düzenleme de yapılmış değil. Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili bir düzenleme yok ve çok zor koşullarda çalışıyor işçiler. Sadece İzmir’de Suriyeli işçiler değil, Karadeniz’de de Gürcüler geliyor. Onlar genellikle çay toplamada kullanılıyor. Zaten biz ağırlıkla Güneydoğu’dan gelen vatandaşlarımız mevsimlik tarım işçisi olarak dolaşıyorlardı tüm Türkiye’yi. Yani mevsimlik tarım işçilerinin durumu da hiç iç açıcı değil Türkiye’de” dedi.

‘YERLİ TOHUMLAR YASAKLANIYOR, ÇİFTÇİLER DESTEKLENMİYOR!’
Küresel iklim değişikliği, pandemi ve üreticiyi desteklemeyen tarım politikaları nedeniyle tarımda bir sona yaklaşıldığına dikkat çeken Erdem, yerli tohumun ve üretimin desteklenmediğine şu sözlerle dikkat çekti:

“Bu pandemi döneminde gıdanın önemi büyük ölçüde ortaya çıktı. Dediler ki, ‘sizin güçlü bağışıklık sistemlerine ihtiyaçlarınız var, bunun için beslenmenize dikkat edin’ fakat endüstriyel tarım ve şirketler üzerinden yapılan üretilen ve ithal edilen gıdanın nasıl üretildiğini bilmiyoruz. Hangi yöntemlerle üretildiğini de bilmiyoruz. Onun için gıdadan korkar hale geldi herkes. Tükettiği gıda kendi yaşamını sürdürmek için mi yoksa sağlığını bozmak için mi kaygısı içerisinde gıdalar tüketiliyor. Çünkü pandemi dönemiyle beraber bunlar artık bütün dünyanın yöneticileri her şey eskisi gibi olmayacak dediği noktadan itibaren şunun yapılması gerekliliği ortaya çıktı; doğayı, tarımı kendi doğal döngüsüne dönüştürmek. Yani yerel tohumlarıyla bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte yapıldığı doğayla birlikte yapıldığı, ekolojik yapılara saygı gösterildiği, temiz toprak istenen, temiz su istenen bir üretim tarzına geçmek lazım. Ancak tam tersi yapılıyor. Yerli tohumlar yasaklanıyor, çiftçiler desteklenmiyor, kendi yerel tohumlarıyla destek verilmiyor ve hızla şirket tarımcılığı yaygınlaşıyor. Türkiye’de geleceğimizi yok ettiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Tarımsal yapımızın dağıtılması ve şirketlerin eline geçmesi ve aynı zamanda gıdanın küresel şirketlerin eline geçmesi müthiş bir tehdit oluşturuyor. Bu anlamda sendikalar bir direnç noktası oluşturmak için aslında varlar.”

‘ÇİFTÇİLER KENDİ KOOPERATİFLERİNİ KENDİLERİ KURMALI’
Yerel yönetimlerin son dönemlerde kooperatiflere verdiği desteklerin önemli olduğuna dikkat çeken Erdem, “Devlet tarımdan çekiliyorsa elbette yerel yönetimlerin rollerinin artması gerekiyor. Yani çiftçilerin kendi bağımsız örgütlenmeleri desteklenmesi gerekiyor. Çiftçilerin kendi ürünlerinin pazara erişimlerinin yolunun açılması yerel yönetimlerin görevi olmalı. Ve çiftçiler bu taleplerini yerel yönetimlere iletilmeli. Çiftçilerin bağımsız örgütlenmeleri yerine belediyelere dayalı örgütlenmesi çok tehlikeli. Bunlar seçimlerle gelip seçimlerle giden hatta kayyumların atandığı yönetim biçimleri. Eğer çiftçiler kendi örgütlenmelerini yaratamazlarsa kendi üretim tarzlarını oturtturamazlarsa bu konuda önleri bizzat yerel yönetimler tarafından açılmalı. Yerel yönetimlere bağlı bir sözleşme yapılmasını doğru bulmuyorum. Belediyelerin yerel tohum sağlaması çok önemli bir şey ama çiftçilerin kendi üretimlerinin kendi yapmalarını sağlayacak koşullarının sağlanmasının yolunu açmak önemli. Onların ürünlerini getirip yerel pazarda satmasının yolunu açmak gibi kendi kooperatiflerinin kendileri kurması, belediyelerin buna müdahil olmaması gibi destekler sağlamalı” dedi.

 
Koronavirüs grip salgının önüne geçti
 
İşsizlik rakamları açıklandı: Azalışa geçti!
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Kamuran Kurnaz. 23 Mart 2021 Salı 17:45

Saygı değer arkadaşımız konuyu çok güzel özetlemişsiniz . Çiftçiliği yapan yaşlı insanlarımız tarım çok zor bir döneme girdi izahınız gibi bu genç insanlarımızı nasıl tarımama dönüşebiliriz.topraklar satılıyor .

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Zeytinyağına ihracat yasağı!
Tarım ve Orman Bakanlığı talebi üzerine 20 yıl aradan sonra zeytinyağının ...
Tarım Reformu Genel Müdürü görevden alındı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla Tarım ve ...
Doğu Karadeniz'de toprak verimsizleşmeye başladı
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde tarımda azot içerikli kompoze gübrelerin aşırı ...
 
İzmir'de 100 Roman kadına, 1000 arı kovanı
İzmir'in Seferihisar ilçesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ...
Yol kenarındaki arazilerde üretilen 'tarımsal' gıdalardaki tehlike
Çukurova Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. ...
Yerli ve milli tohumlar İzmirli üreticilere dağıtılacak
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından üretilen yerli ve ...
 
'Çalışan kadınlarımızın yüzde 41'i tarım sektöründe'
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Kırsal kalkınma desteklerinin ...
Çiftçiye mazot ve gübre desteği ikiye katlandı
Resmi Gazete'de yayınlanan habere göre, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ...
Portakalın kaybedeni çok... Depoda 3 lira, tezgahta 9 lira!
Geçen yıl en yüksek 1.5 liraya sattığı portakalı bu yıl rekolte düşüklüğü ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva