HABERLER>SAĞLIK
16 Mayıs 2022 Pazartesi - 10:47

Tabip Odası Başkanı uyardı: Maskeniz cebinizde bulunsun!

Maske zorunluluğunun toplu taşım araçları ve sağlık kuruluşları dışında kaldırılmasını değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Covid 19 salgını sönümledi ama yeni pandemilere hazırlıklı olmak zorundayız. Covid salgını bitse bile maskeyi bırakmamak lazım. Siz siz olun, sosyal mesafeyi kaybediyorsanız, hemen maskenizi takın. Maskeyi cebinizden eksik etmeyin” tavsiyesinde bulundu

Tabip Odası Başkanı uyardı: Maskeniz cebinizde bulunsun!

EGEDESONSÖZ - İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, önemli açıklamalarda bulundu ve bir ay önce göreve geldiklerini hatırlatarak, “Tabip odaları, yasa ile kurulmuş, kamu görevi yapan bir meslek odasıdır. Meslek odalarının tamamı aslında bu düşünce ile çalışıyor. Çok farklı kategorilerde, farklı yerlerde çalışan hekimlerin sorunlarını öğrenmeye ve bunların çözümü yolunda çaba sarf edeceğiz. Sağlık sistemi sadece hekimler değil, hekimlerin yanı sıra tüm sağlık çalışanları ve teknik ekipler olmak üzere bir bütün olarak sorunu göreceğiz. Çünkü sağlık ekibi bir takım çalışması. Tabii ki hekimlerimiz öncelik taşıyor ancak tüm sağlık ekipleri ile ilgileneceğiz. Geçmiş dönemde Dr. Lütfi Çamlı başkanımızın yükselttiği çıtayı daha yukarı çıkarmak için çalışacağız” dedi.

AÇLIK SINIRININ BİRAZ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ
Türk hekimlerinin özlük hakları ve çalışma şartları açısından çok büyük bir sıkıntı yaşadığına vurgu yapan Başkan Prof. Kaynak, sağlık çalışanlarının eylemlere devam edeceği iddiaları üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

“STK'lar ve ya çalışan kesim niye grev yapsın? Eğer kamu yönetimi bir yerde sorun varsa o sorun çözümü noktasında taraflarla bunu tartışması ve sorunların nasıl sonlandırılabileceğini değerlendirmesi lazım. Sağlık çalışanlarının bütününde özlük hakları açısından çok ağır bir sıkıntı içindeler. Sadece olayı ücret açısından değil tabii ki ancak ücretlere bakarsak, aile hekimlerinin emekliliğe yansıyan geliri 7 bin 100 TL civarında. Bu aslında açlık sınırının biraz üzerinde. Bugün Türkiye'de 16 bin TL olarak söylenen yoksulluk sınırının yarısının altında. Bu ciddi bir sorun ve biz bu insanlara çok büyük görevler veriyoruz. Bu sorunun bir an önce düzeltilmesi lazım. Kamu hastanesinde görev yapan 10 yıllık uzman hekimin emekliliğe yansıyan maaşı 13 bin TL'dir. Bakın yoksulluk sınırı 16 bin TL'ye çıktı. Gelir üzerinden tartışmak tabii ki doğru değil, OECD ülkeleri içinde yıllık bazda en düşük maaş verilen ülke Letonya ve 45 bin Dolar veriliyor. Bizim ülkemizde de yaklaşık 10 bin Dolar civarında yıllık toplam maaş veriliyor. En yüksek maaşı veren de Almanya ve Hollanda. Bu ülkeler 180 bin Dolar civarında ücret veriyor aynı işi yapan hekimlere. Ülkemizde çalışma koşulları da çok ağır. Türkiye'de yıllık olarak sağlık sistemi ile temas eden insan sayısı 1 milyar 300 milyon civarında. Nerdeyse 24 iş gününde Türkiye nüfusu elden geçiriliyor sağlık sisteminde. Bu çok yoğun bir tempodur. İnsanlar sağlık sistemine yönlendirildi.  Bu ne demek? Sağlık sisteminin ticaretlendirildi demektir.  Bu kadar yoğun hasta sistemini yönetmek için MHRS  sistemini kurdular. Randevular her 5 dakikada bir verilmesine rağmen bu kadar dolu.”

HASTANELERDE FİZİKİ DEĞİL AMA ELEKTRONİK KUYRUK VAR
Bu sorunları çözmenin hiç de zor olmadığına işaret eden Başkan Prof. Kaynak, “Tüm dünyada sağlık sistemini nasıl çalışacağı yönünde bir sistem vardır. Biz birinci basamağı iyi çalıştırmıyoruz. Birinci basamakta sorunlar çözülemiyor ve hastaların büyük kısmı, hastanelere, yani ikinci, üçüncü basamaklara yöneliyor. Burada sistemi çözebilmesiniz için iyi niyetli olmanız, inisiyatif kullanmanız ve bu işi bilenlerle oturup konuşmanız lazım. Sağlık  personeli Türkiye'de çok iyi bilgi ve birikime sahiptir ancak kamu yönetimi bu bilgiyi paylaşmaktan çekiniyor. Türk Tabipler Birliği yıllardır Sağlık Bakanlığı'ndan randevu istiyor ancak bu randevu verilmiyor. Böyle bir şey mi olur? Sağlık sektöründe iş bırakmak ya da grev yapmak çok kolay değildir. Grev dediğiniz bir kısım insanın mağduriyetine yol açar. Kamu yönetiminin, bu insanlar ne diyor, demesi lazım. Ancak bu temel politik tercihtir. Sağlıkta dönüşüm modeli üzerinden yürüyen kamu yönetimi tabii ki bir tercihinde bulunmuştur. Ancak bu sistem çerçevesinde şu an sağlık sitemi tükenmiştir. İnsanlar randevu alamıyor. Eskiden kuyruk vardı deniliyor. Ancak şimdi kaç kişinin beklediğini ya da MHRS'de kaç kişinin randevu almaya çalıştığını bilmiyoruz. Artık elektronik kuyruk var. Acil serviste geçtiğimiz yıl 160 milyon hasta bakıldı. Normalde acilde nüfusun yüzde 5'i civarında hasta bakılır. Bizde ülke nüfusunun iki katı, acil servislere gidiyor. Burada bir anormallik var. Kamu yönetimi bunu bir oturup düşünelim demez mi? Ancak bunun tam tersine artık randevusuz hasta bakılacak dendi.  Bu kadar yoğunlukta insanlar beklemekten ya da farklı nedenlerle şiddet uygulamaya başlıyorlar.”

GÜNDE 70-80 SAĞLIK ÇALIŞANI ŞİDDET GÖRÜYOR
Hastalıkların yüzde 90’ının birinci basamakta tedavi edilmesi ve sonuca ulaşması gerektiğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Hastalıkların yüzde 90'ı birinci basamakta hallolur ancak birinci basamak çalışmıyor. Bunun nedeni, sağlığın ticaretleştirilmesi. Türkiye Avrupa'da kişi başı en yüksek MR çekilen ülkedir. İnsanlar geliyorlar hastaneye, kalabalık bir hasta grubu içinde bekliyorsunuz ve sıranız geldi. Size ayrılacak süre 5 dakikadır. Size ne şikayetiniz olduğunu soracağım, gerekirse ilaç yazacağım. Kullanacağınız ilaçları tarif edeceğim. Ancak bu 5 dakika yeter mi?  Yetmesi mümkün değil.  Siz bana başınızın ağrıdığını söyleyince ben 5 dakikayı iyi kullanmak adına, size MR ya da tomografi yazmam gerekecek. Gidip bir MR randevusu almaya çalışın. Bir hastam aradı beni, gece yarısı 03.00'a randevu verdiklerini söyledi. MR çekimleri 24 saat sürüyor artık.  Kamu kurumalarında tüm birimler 24 saat çalışmasına rağmen talebi karşılayamıyor. Neden? Çünkü 5 dakikalık süreçte hastanın sorunlarını anlamaya  yetmiyor ve tahlil yazılıyor hemen. Bu sıkıntılar, sağlıkta şiddeti körüklüyor. Türkiye'de günde 70-80 sağlık çalışanı şiddete uğruyor. Sağlıkçılara bir çok müjde verildi. Ancak hiçbiri hayata geçmedi. Zaten önerilen şeyler de çözüm odaklı değildi. Niye miting ya da grev yapar insanlar? Sesinizi duyuramıyor ve size sürekli bir şey yapıldı gibi sözler söylenirse, başka çareniz kalmıyor. Bunun için 29 Mayıs'ta Ankara'da bir miting yapılacak. Sorunlar başka türlü ilgili yerlere iletilemiyor.”

O SÖZÜN GERİ DÖNÜŞÜ YOK ARTIK
Doktorların yurtdışına kaçışına da değinen Başkan Prof. Kaynak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Giderlerse gitsinler, biz de yeni yetişen hekimlerle, genç asistanlarla işi götürürüz” açıklamasını da değerlendirdi:

“Bu söz söylendikten sonra gönül alma adına sözler söylendi. Bunun gönlü alınamaz. Ağzınızdan bir kere giderlerse gitsinler sözü çıkarsa, bunun geri dönüşü yoktur. Ağızdan çıkan bazı sözler vardır dönüşü olmaz. Hekimler niye yurt dışına gidiyor? Almanya'ya gitsem, 18 kat fazla maaş alma şansım var. 20 dakika kuralı uygulandığı için burada çalıştığımdan 4 kat az çalışacağım. Hekimler, bu sorunlar çözülmezse terk etmeye devam edecekler. Geçen sene 2 bine yakın hekim, Türk Tabipler Birliği’nden belge aldı, yurt dışına gitmek için. Bu sene Mart ayına kadar yapılan müracaatlara bakarsak 2022 yılında 2 bin 500, 3 bin  hekimi kaybedeceğiz. Bu Türkiye'de biz 10 tıp fakültesini, yurt dışına hekim yetiştirmek için açmış gibi bir durumdayız. Almanya, Belçika gibi ülkelerde tıp fakültesi kontenjanları azaltılıyor. Çünkü dışarıdan, özellikle Türkiye’den hazır hekim geliyor.  Tıp öğrencileri arasında yapılmış bir anket var. Son sınıf öğrencilerin yüzde 60'ı, Türkiye'de hekimlik yapmayız, diyor. Bu çok acı bir şey. Bu bilimsel makale olarak yayımlandı.”

COVİD 19 SÖNÜMLENDİ AMA BAŞKA PANDEMİLERE HAZIRLIKLI OLALIM
26 aydır büyük mücadele verdiğimiz Covid 19 salgını ile ilgili düşüncelerini de anlatan Başkan Prof. Kaynak, şunları söyledi:

“Konuştuğumuz pandemi, COVİD 19… COVİD 19’un etkisinin iyice azalacağı yönündeki öngörü, 2022 Haziran’ı gösteriyordu. Haziran’da toplumsal bağışıklığın yeteri düzeye  ulaşabileceği, pandemiye yönelik tedbirlerin minimize edilebileceği öngörülüyordu. Şu an bunlar gerçekleşiyor. COVİD 19 sönümlendi ancak pandemi bitti mi? Hayır. Bundan sonra başka pandemiler gelmeyecek diye kimse diyemez. Bizim viral pandemilere hazırlıklı olmamız gerekir. Salgın tehlikesi bundan sonra hep var.  Dünya ısınıyor. 20-25 yıl içinde 1 derece ısındık. Bu olunca da iklim ve besin değerlerinde değişiklik meydana geliyor, azalma söz konusu. Kitle halinde yaşayan hayvan grupları yer değiştiriyor.Bununla birlikte daha önce karşılaşmamış hayvan grupları birbiri ile karşılaşarak birbirinden virüs alıyorlar, insanlara yakın ortamlara giriyorlar. Bu tür değişiklikler ile birlikte  bu göç hareketleri insanlara yeni virüs geçişleri olabilir. Doğanın değişmesi, su kaynaklarının, besin kaynaklarının giderek sınırlı hale gelmesi, çok ciddi bir göçün ortaya çıkmasına neden oluyor. Biz esas olarak pandemilere hazır olmalıyız. COVİ 19'da olduğu gibi bilim ile siyaset çatışır hale gelmemeli. Yeni pandemilere hazırlıklı olmalıyız. Bir gün sabah kalkarız ve yeni bir pandemi ile karşı karşıya kalabiliriz. Haziranda hayatımızdan çıkacağı öngörülüyor. Belirli ortamlarda maske, mesafe ve hijyene devam etmemiz gerekiyor. Özellikle dar, kapalı ve ulaşım araçlarında maskeden vazgeçmemeliyiz. Evet, vaka sayıları bir hayli düştü. Bu rakamlar, çok seyreldiği anlamına gelen rakamlar. Günlük yaşantımızda maske, hijyen ve mesafeye hayatımız boyunca dikkat etmek zorundayız. Maske cebimizde bulunsun. Mesafeyi kaybediyorsanız maskenizi takın. Maskeniz cebinizde olsun, salgın bitse bile.”

ULUSLAR ARASI KURUMLAR, TÜRKİYE’DE COVİD 19’DAN 250 BİN KİŞİNİN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLÜYOR
Bugüne dek Türkiye’de Covcid 19 salgınından 100 bin kişinin öldüğünü hatırlattığımız Başkan Prof. Süleyman Kaynak, bu rakamın inandırıcı olmadığını, Türk Tabipler Birliği’nin sahadan tespitlerine göre 250 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Uluslar arası istatistik kurumlarının da TTB’nin rakamını doğru kabul ettiğini anlatan Başkan Kaynak, “Rakamları gerçekçi bulmuyorum. TTB de bunu söylüyordu. Uluslararası istatistik kurumu araştırma yapıyor ve Türkiye'deki COVİD ölüm sayısının 250 bin bandında olması gerektiğini söylüyor. Bir şeker hastası COVİD geçiriyor ve hastalığından kaynaklı ölüyor. Burada bunu sormak lazım, o hasta COVİD olmasaydı, yine ölecek miydi? Hayır ama bunu farklı kayıtlarla yazdılar. Yazılan şey yanlış değil. Yani kalp krizi geçirdiği doğru ama COVİD olmasa kalp krizi geçirecek miydi ,bu önemli.”

AŞI, STRATEJİK BİR ÜRÜNDÜR, ÜRETİMİNDEN VAZGEÇİLEMEZ
Covid 19 salgınında aşının öneminin net bir şekilde anlaşıldığına vurgu yapan Başkan Prof. Kaynak, “Türkiye, aşı üretimiyle ilgili teknoloji ve bilgi birikimi dünyadaki en eski ülkelerden biri. Kuduz aşısı ilk üretildiğinde dünyada 3 ülkeden biriydik ve üretip satıyorduk. Kuduz aşısı 1885’te Pastör tarafından bulundu ve iki yıl sonra biz üretmeye, hatta yurt dışına satmaya başladık. Hıfzıssıhha sistemi nedense bir anda durdu. Aşıyı ithal etmek daha ucuza geliyor dediler, aşı üretmekten vazgeçtiler. Bir ülkenin stratejik ürünü olan aşı, o ülkenin sınırları içinde üretilmelidir. Bunun için Türkiye aklını başına alıp aşı üretmeye tekrar başlamalıdır. Turkovac, henüz faz 3 çalışmaları bitmemiş bir aşıdır. Turkovac ile ilgili araştırmaya girdiğinizde faz 3 çalışma ile ilgili bir belge yok. Turkovac çok iyi bir girişimdir. Mutlaka her konuda olduğu gibi COVİD ile ilgili de aşı stoklarımızın olması gerekiyor. Ancak daha farklı, örneğin Almanya'da üretilen aşı gibi biyolojik ajanlarının üretilmesi lazım. Virüs pandemilerine karşı kullanacağımız aşıların MRNA gibi aşı gruplarından olması lazım. Bu bir politikadır” dedi.

600 YATAK ÜSTÜNDE HASTANELER VERİMLİ DEĞİLDİR
İzmir Şehir Hastanesi’nin açılması sonrası kentteki bazı hastanelerin boşaltılacağı iddialarına da açıklık getiren Başkan Prof. Süleyman Kaynak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bütün dünyada artık hastane formasyonları ile ilgili temel bir sistem yerleşmiştir. 600 yataktan büyük hastanelerin işleyişi, sıkıntılıdır, verimli değildir. Bunu bile bile şehir hastaneleri adı altında onlarca hastane yapılmak isteniyor. Bu tür büyük yatırımlar yapılırken, ilgili taraflar ile oturup konuşmak lazım. Siz İzmir'de 2 bin yataklı hastane mi yapacaksınız? Bu konuda bir ihtiyaç var mıydı, onu sormak lazım. Bir resmi açıklama yapılmıyor, İzmir’deki hastanelerin  kapatılıp kapatılmayacağı konusunda. İzmir'in klasik ve yerleşik hizmet veren hastaneleri var. Bunlar kapatılacak mı sorusu hep gündemde. Çünkü diğer tarafa hasta garantisi verildi. Ancak bunlar kapatılırsa oranın garantisi temin edilecek. Bu yanlış bir politikadır. Bu  Bu şehrin omurgası ile oynamaktadır. 2 bin yataklı hastaneye günlük 40, 50 bin kişi girip çıkacak. Burada çok ciddi bir para kaynağı, önümüzü nasıl göreceğimizi bilmediğimiz şekilde yatırım oldu. Umarım kentin içindeki hastaneler kapatılmaz, onarılır ve daha iyi hizmet etmeye devam eder.”

 
Bu bağımlılık diğerlerine hiç benzemiyor!
 
Kısa Film Proje Yarışması başvuruları devam ediyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bu bağımlılık diğerlerine hiç benzemiyor!
Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü'nde ...
Güncel tablo açıklandı: 5 vefat, bin 1154 yeni vaka!
Türkiye'de son 24 saatte 120 bin 183 COVID-19 testi yapıldı, 1154 kişinin ...
Güncel tablo açıklandı: 5 vefat, bin 407 yeni vaka
SAĞLIK Bakanlığı, 'Günlük Kovid- 19 Tablosu' verilerini açıkladı. Son ...
 
Son 24 saatte 7 can kaybı, bin 534 yeni vaka
Türkiye'de son 24 saatte 134 bin 27 Kovid-19 testi yapıldı, 1534 kişinin ...
Bakan Koca'dan döner sermaye açıklaması
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarının maaş ödeme sistemleri ...
Salgında günün bilançosu açıklandı
Türkiye'nin 12 Mayıs 2022 günlük corona virüs tablosu açıklandı. Türkiye'de ...
 
Hemşireler Günü açıklaması: İtibarlarını geri istiyorlar!
Hemşireler Günü nedeniyle yazılı açıklama yayınlayan Birlik Sağlık Sen ...
Hemşireler 2 yıl sonra maske çıkarmanın mutluluğunu yaşadı
İzmir'de yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle 2 yıldır Hemşireler Günü'ne ...
Hasta yakını doktora dehşeti yaşattı: Kaburgam kırıldı!
İzmir'de Menemen Devlet Hastanesi'nde görevli pratisyen Dr. Mir Nayim ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva