SİT değişikliğinin iptali istendi... İzmir'in cennet köşesi korunacak mı?

EGEDESONSÖZ - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İzmir’in Dikili ilçesindeki doğal SİT alanlarına ilişkin yaptığı SİT değişikliğini geçtiğimiz haftalarda askıya çıkarmıştı.

Yayımlanan haritada bölgedeki 1’inci derece doğal SİT alanlarının yer almadığı görülürken eski SİT derecelendirmesinde 2’inci derece olan nitelikli doğal koruma alanları genişlediği izlendi. Yine eski SİT derecelendirmesinde 3’üncü derece olan sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının kısmen de olsa küçültüldüğü kaydedildi.

İlçenin Bademli Köyü, Yahşibey ve Karagöller bölgelerini kapsayan SİT değişikliği ile birlikte doğal SİT dereceleri düşürülen bölgeler de hem yapılaşmanın önü açılırken hem de taş-maden ocaklarının açılması, RES ve GES’lerin dikilmesinin önündeki engellerde kaldırıldı.

TÜRKİYE’NİN MALDİVLERİ
İzmir'in Dikili ilçesine bağlı Denizköy ve Bademli Köyü kıyıları eşsiz doğa harikalarıyla bilinirken; ılıcaları, adaları, koyları, ince ve beyaz kumsalları, turkuaz – lacivert renkli deniziyle bölge “Türkiye'nin Maldivleri” olarak anılıyor. Bölgenin tamamına yakını asırlık zeytin ağaçları ve endemik bitki türleriyle çevrili. Dalyan kısmı, başta flamingolar olmak üzere çok sayıda deniz kuşunun üreme, birçok göçmen kuşun konaklama alanı.

İPTALİ İSTENDİ!
SİT değişikliğine Dikili’de çevre örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve bölge halkından itirazlar geldi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklikleri Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne iletilmek üzere Dikili Kaymakamlığı’na teslim edilen dilekçelerde planların iptal edilmesi istenildi.

‘KIYI KANUNA AYKIRI’
İtiraz dilekçesinde “İtiraza konu tescil kararı ile sit statüsü değiştirilen alanlarda; HES, RES, GES gibi elektrik santralleri, balık çiftlikleri, turizm tesisleri, geniş yerleşim alanları, madencilik faaliyetleri projelendirilebilecektir. Tescil kararında bulunan haritada da görüleceği üzere; deniz kıyısında bulunan bölgeler de tescil kararından etkilenmiştir. Dolayısıyla yukarıda sayılan faaliyetler kıyı şeridinde kalan alanlarda da projelendirilebilecektir. Anayasa’nın 43. maddesinin 2. fıkrasına göre; Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Bu durum, ayrıca Kıyı Kanunu’na açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Yerel Yönetimlerin ve Merkezi Hükümetin gözü gibi koruması gereken alanların söz edilen faaliyetlere açılması hali, Anayasa ile korunan kamu yararı ile bağdaşmamaktadır. Bilindiği gibi; Anayasa’nın 56. maddesine göre; Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Anayasa’nın bu hükmü uyarınca başvurucuların itiraz konusu işlem ile aralarında menfaat ilişkisi bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Zira, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Anayasa’ya göre vatandaşlara da yüklenen bir ödev olduğundan menfaat ilişkisi kavramının geniş yorumlanması gerekir.” ifadelerine yer verildi.