Sinan Doğan / EGEDESONSÖZ - İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Reşat Yörük ile Gazeteci Tolga Tekin arasında yaşanan ve savcılığa taşınan tartışmaya noktayı koydu. Yörük'ün Tekin'i tehdit ettiğine inanmadığını belirten Sertel, bu tartışma üzerinden İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin ve kendisinin yıpratılmaya çalışıldığını söyledi. Yörük ve Tekin'e çağrıda bulunan Sertel, "Ben kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum. Gelsinler, birbirleriyle yan yana otursunlar. Dostça bu işi çözsünler" dedi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyen Sertel, "Bizi yıpratmaya çalışanlar şunu bilsinler ki, kendilerinin kum saati tersine dönmüş ve hızla tükenmektedirler. Bizim içimizdeki tartışmalara, dedikodulara dışarıdan müdahale olursa bilsinler ki İGC üyeleri çelik gibi olurlar. Bu toplum dışarıdan gazel okumayı, ihbarcılığı, muhbirliği sevmez. Tolga ve Reşat ile başlatılan bu projenin ardında neler olup olmadığını çok yakın zamanda kamuoyu öğrenir. Beni kimse korkutamaz. Allah'tan başka kimseden korkmam" dedi.
'12 EYLÜL MUHBİRLİĞİ GERİ DÖNDÜ'
Cemiyetin gazete sayfalarında, televizyon köşelerinde cahilane şekilde tartışmaya girmesine çok üzüldüğünü kaydeden Sertel, "İGC, gazete sayfalarında yargılanacak veya suçlanacak bir cemiyet değildir. Varsa muhalefetin, karşı listelerin çıkarılacağı yer genel kuruldur. Biz büyüklerimizden böyle gördük. Genel kurulda eğer kusurlar, hatalar görülüyorsa orada en geniş biçimde değerlendirilir ve tartışılır. Yoksa içerideki tartışmaların dışarıya taşınması ve kamuoyuna yansıtılması hiç uygun olmadığı gibi disiplin açısından da doğru değildir. Cemiyetle ilgili burada hiçbir kurum ve kuruluşa yanıt vermeyi düşünmüyorum. Ben cemiyetin sayın üyelerine karşı sorumluyum. Onlardan başka kimse benden hesap soramayacağını düşünüyorum. İGC'yi valiliğe, dernekler masasına, İçişleri Bakanı'na dilekçe vererek şikayet edenlerin de doğru davranmadığını düşünüyorum. Bu ahlaki olmadığı gibi 12 Eylül'ün muhbir vatandaşlığının 2014'e taşınmasıdır. İnsan cemiyetin içindeki birini resmi makamlara ihbar edip, muhbirlik yapıyorsa kendi seviyesini oturup bir kez daha değerlendirmeli" diye konuştu.
'TEHDİT YOK'
Tartışmanın ilk çıktığı gün Tolga Tekin ve Reşat Yörük ile konuştuğunu belirten Sertel, olayın mahkemeye intikal ettiğini, ses kayıtlarından sonra olayın çözüleceğine inandığını belirtti. Sertel, "Bunlar olmadan önce iki tarafı bir araya getirip sorunu tatlıya bağlayıp çözmek istedik. Tolga Tekin 'Ben gelmem' dedi. Reşat Yörük de 'beni savcılığa veren kimseyle konuşmam' dedi. Devam eden yayınlarda hedefe 'neden kınamadın?' diye ben ve cemiyet çekildik. Ben inanmadığım, kesin kanıt ve somut olaylar olmadığı bir olayda açıklama yapmayı doğru bulmuyorum. 12 yıl İzmir Ticaret Borsası'nda, 8 yıl Büyükşehir'de basın danışmanlığı yapan, ailesini tanıdığım, sinirlendiğini görmediğim kardeşimin kınanmasının vicdanımda büyük yara açacağını düşündüm" şeklinde konuştu.
ÇOBAN'A DESTEK
Sertel, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve Buca Belediyesi Basın Danışmanı İlker Çoban'a da destek çıktı. Çoban'ın yönetim kurulu üyeliğinin bitmesi için Valilik ve Dernekler Masası'na başvuru yapıldığını hatırlatan Sertel, "İşinden edilen gazetecilere 'sen işinden edildin, biz de derneğinizden edelim' diyemeyiz. Cemiyetler iyi günde, kötü gün de vardır. Türkiye'de gazeteciler baskı altındadır. Bırakın haber yazmayı, düşüncelerini söylemekte dahi özgür değildir. Biz ihbar mektubu yazan arkadaşların, bu konuya dışarıdan karışarak Cemiyetin iç yapısını bozmaya çalışanların doğruyu yansıtmadıklarını çok iyi biliyoruz" dedi.