HABERLER>GÜNCEL
15 Temmuz 2021 Perşembe - 10:10

Şehir Plancıları Odası’ndan ‘trafik’ çıkışı: Battı-çıktılar çözüm değil!

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Zafer Mutluer, İzmir'deki yoğun trafiğe çare olacağı düşünülen Alsancak Garı ve Karşıyaka Vapur İskelesi önünde yapılması planlanan battı çıktılara yönelik, "Katlı kavşak, battı çıktı taşıt odaklı projeler, bir süre sonra taşıt yoğunluğunu daha da artırır. gibi projeler, trafikte talebi artırır. Yaya odaklı projeler üretilmeli" dedi

Şehir Plancıları Odası’ndan ‘trafik’ çıkışı: Battı-çıktılar çözüm değil!

EGEDESONSÖZ- Şehir Plancıları Odası İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, SONSÖZTV’ye konuk olarak Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının yıkılması yönünde alınan kararı değerlendiren Mutluer, "Bizim bina özelinde yıkılıp yıkılmaması konusunda bir şey söylememiz çok mümkün değil. İlgili olduğumuz kısmı; kentte önemli bir karar, yıkılıp yeniden yapılması ya da yer değişimi konusudur. Yıkım tartışmaları sürerken, mevcut tablonun açıkça ortaya konması gerekiyor. Geçmişte bir rapor olduğunu biliyoruz ama içeriğini bilmiyoruz. Raporu görmedik. 2020’de yaşadığımız deprem sonrası dayanıklılık durumunun net bir şekilde ortaya konması ve yapılacakların tartışılması gerekiyor. Ne tür işlem gerektiği, maliyeti ortaya konarak karar verilmeli. Buna yönelik önümüze gelen bir rapor söz konusu değil. Büyükşehir Belediyesi bu süreçte görüşleri aldı; biz de görüşümüzü bildirdik... 30 Ekim’de bir deprem yaşandı, kentin en güvenli alanları olması gereken yerler kamu binaları. Bu, sadece binanın yapım süreciyle ilgili bir konu değil; zemini, ulaşılabilirliği de önemli bir konu. Bu anlamda açıkçası, belediye binasının olduğu alanı tartışmakta fayda var. Büyükşehir binasının buradan kaldırılmasının önemli bir karar olduğunu bilerek, böyle bir karar almak gerekiyor. Büyükşehir binasının Kemeraltı’na ticari canlılık getirdiği söyleniyor. Çok boyutu önemli bir konu ve tüm boyutlarıyla ele alınmasında fayda var. Şu anki mevcut konumun bir takım riskleri olduğunu biliyoruz. Şu anda Büyükşehir belediye binası sağlam bir yerde, sağlam bir temelde yapılmalı" dedi.

729 BİN KONUT FAZLALIĞI, PLANSIZLIĞIN GÖSTERGESİDİR
Toplumda Şehir Plancıları Odası'nın her şeye itiraz eden bir kurum olarak algılanması konusunu değerlendiren Mutluer, odanın misyonunu ve hedefini şöyle özetledi:

"Geçmişte de çok farklı değildi ama 20 yıldır ciddi bir çürüme yaşıyoruz ülke olarak. Bu çürüme kamu kaynaklarını çöpe atmış durumda. Odalar kamu yararını kamudan koruyan kurumlar haline geldi ve davaların birçoğunu da kazanıyoruz, yargı onaylıyor. Ülkenin kamu kaynaklarının birer birer satıldığı, kentsel dönüşümün bir sektördeki zenginlerin karı için yapıldığı dönemde biz kenti ve kamu kaynaklarını koruma yaklaşımındayız. Bizim mesleki varlık gerekçemizi ortadan kaldıracak durumlar var. Örneğin; imar barışı. Planlamayı tamamen ortadan kaldıran bir yaklaşım. İmar planlarını tamamen devre dışı bırakacak plan notları tartışılıyor. Biz de oda olarak planın kendisini korumaya çalışıyoruz. Kendi üst ölçekli planını delen, aykırı işler yapıyor büyükşehir, bakanlık... Biz de planına sahip çık, diyoruz. Örneğin, İzmir’de bugün 729 bin konut fazlalığı var. Bu rakam, plansızlığın göstergesi. Planlı olup yapılaşmamış yerler var. Bu tür durumlarda hem varlık nedenimizi korumaya çalışarak tekil projelerde kamu yararını korumaya çalışıyoruz. Büyükşehir belediyesi yeni bir yere geçecekse, kent merkezinde kamu yeri kalmadı, belediye diyor ki nereden yer seçeceğim? Kusura bakmayın bu alanlar korunmalıydı.Tarım alanları imara açılıyor, yiyecek bir şeyimiz kalmayacak yakında. Açtığımız davaların yüzde 80'ini kazanmış olmamız, görevimizi yaptığımız anlamına geliyor."

SEFERİHİSAR'A YAT LİMANI BÜYÜKLÜĞÜNDE BARINAK OLMAZ, OLAMAZ
Şehir Plancıları Odası'nın açtığı davada yargının yürütmeyi durdurma kararı verdiği Seferihisar'daki Balıkçı Barınağı projesine de değinen Zafer Mutluer, şu bilgileri aktardı:

"Akarca’da düşünülen planlanan, dava açtığımız barınağın boyutları ve neden yapıldığı belirli değil. Bu çok büyük ölçekli bir balıkçı barınağı. Tarif etmek istenirse birkaç yıl önce Güzelbahçe’de yapılan barınağın büyüklüğünde neredeyse. Seferihisar’da neden bu ölçekte bir balıkçı barınağına ihtiyaç olduğu belli değil. Yer seçimi ise muazzam sorunlu. Plajın üzerinde kurulmuş bir alan. Balıkçı barınağının arkasında 2. konutları görüyorsunuz. Kullanım kararıyla da çelişki içeriyor. Deniz ekolojisi açısından bir değerlendirme yapılmamış durumda. Plan açıklama raporunda bölgede bir yapı yok deniyor ama ilerdeki barınaktan haberdar bile değiller. Böyle bir tuhaflık söz konusu ve biz de bu nedenlerle dava açtık. Yürütme durduruldu, dava süreci devam ediyor. Mahkemenin kamuya geri dönüşsüz zarar vereceği yönünde karar oluştu. Akarca’da bölgedeki yurttaşlar da eylem düzenlediler biz de dahil olduk. Umarım bölgeye, doğaya zarar verecek bu uygulama devreye girmez. Yapılması düşünülen barınağın, yine sürekli davalık olan orkinos balık çiftliğine ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla yapıldığı iddiasıyla ilgili niyetleri bilmemiz mümkün değil. Ancak balıkçı barınağının boyutları neredeyse yat limanı büyüklüğünde. Endüstriyel bir niteliği olacağı hissediliyor. O bölgedeki kıyılarda balık çiftlikleri olduğunu biliyoruz ona hizmet amaçlı yapılıyor olabilir ama bunu açıkça ifade etmediler."

KIYI KANUNUYLA İLGİLİ DENETMELEME VE SORUMLULUK, ÇEŞME BELEDİYESİ'NDE
Alaçatı Port projesine de itiraz ettiklerini ve konuya müdahil olduklarını anlatan Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, "Bu proje, çok uzun yıllar öncesine dayanıyor" dedi ve ekledi:

"1992 yılında onaylanmış bir kıyı kenar çizgisiydi. Mimarlar odamız açmıştı davayı... Yürüyen bir dava süreci vardı ve 2011’de kıyı kenar çizgisi iptal edildi, Danıştay bozdu, yerel mahkeme de kısmen iptal kararı verdi. Rahatça projenin yapılması amacıyla proje için denizin ortasından geçilmiş durumdaydı ve iptal edildi. Bir kısmı iptal edilmiş olmasından kaynaklı bu süreçte yapılan inşaatlara itiraz ettik. Kıyı kenar çizgisi yoksa, inşaat yapılması söz konusu değildir, denizden kum çekilemez. Bu açıdan meselenin peşinde düştük. Buradaki imar planları da sorunlu. Dava sürecinde Danıştay, bilirkişi raporuna rağmen aksi bir karar aldı, bilirkişi planın uygun olmadığını söylemişti. Proje devam etmiş oldu. Alaçatı port projesi öyle bir proje ki, çok önceden karar verilmiş ve devletin tüm kolları bu konuya ikna olmuş durumda. Bu proje bizlerin Alaçatı’ya gidememesine sebep oldu, sermaye akışından dolayı. İzmir’de bir işçinin, orada var olma ihtimali yok.Çünkü çok pahalı. Bu nitelikte bir proje bu. Bir doğal boyutu var; Alaçatı’da bir sulak alan var, yaklaşık 150 kuş türünün olduğu bir alan. Bırakın inşaat yapılmasını, yoğun insan ziyareti bile hayvan varlığını rahatsız eden bir durum söz konusu. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran'ın savunmasına gelince. Sayın Ekrem Oran’ın bahsettiği izin, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun, bölgenin doğal sit alanı olmasından kaynaklı bir izin. Kıyı kanuna dair bir yetki tarif edilmiş değil. Kıyı kanunuyla ilgili denetleme ve sorumluluk Çeşme Belediyesi’nde. Denizin ortasından da kıyısında da yapılacak tüm işler belediyenin yetkisinde. Biz bütün bilgi ve belgelere sahip değiliz, bir olgu çıktığında elimizdeki bilgi ve belgelere bakıp açıklama yapıyoruz; aksi bir durum varsa bu doğrultuda bilgimizi düzeltiriz. Ellerinde bu yönde bilgi ve belge varsa bizlere sunabilirler. Hızlıca bu konularda bilgi elde edebilmek için belge talebinde de bulunuyoruz. Orada inşaatın yapılması bir an önce müdahale gerektiriyor ve durdurulmalı."

KENT MERKEZİNDE BATTI ÇIKTILAR, SORUNLU PROJELERDİR
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Alsancak Gar ve Karşıyaka Vapur İskelesi önünde yapmayı planladığı battı çıktılarla ilgili oda görüşünü dile getiren Zafer Mutluer, şöyle dedi:

"Trafik meselesi ve kentlerde yaşanılan ulaşım sorunları tüm ülkede problemli.. Geleneksel ulaşım anlayışında tıkanan taşıt trafiğine proje bazlı çözüm yaklaşımı söz konusu. Hep de katlı kavşak, battı çıktı akla geliyor ama bu tür projeler genelde trafikteki talebi artıran, kısa vadede yeni sorunların çıkacağını gösteriyor. Bir huni gibidir, hızlıca suyu dökersiniz ama bir taraftan bir yerde birikmeye başlar. Bir yol genişletirsiniz ama daraldığı ilk yerde tıkanma yaratır, tekil müdahalelerle çözmek mümkün değil. Buraya gelmeden önce son birkaç yıla baktım, 2015’te 1 milyon 209 bin taşıt var, 2020’de 1 milyon 425 bin taşıt trafiğe çıkmış durumda. Ciddi bir artışı görüyoruz. Tam tersi, biz taşıt odaklı yaklaşımla değil, kapsamlı bir planlamayla çözebiliriz bu sorunu. Yaya odaklı ulaşım türleri, toplu ulaşımla çözülebilir. Hızlı adımlar atılmalı ve buna ters düşecek projelerden uzak durulmalı. Yaya odaklı değil, tam tersi taşıt odaklı bir proje diyebiliriz battı çıktılar için. Çözüm getirmediği gibi, kent merkezine taşıt trafiğinin daha hızlı alınacağı bir tablo ortaya çıkaracak; bu da sıkışıklığın katlanması anlamına gelir. Bu projelerin kendisi bir takım sorunlar getiriyor. Rampaların iniş ve çıkışlarında bariyerler oluyor. Kenti merkezinde bu denli projelerin yapılması sorunlar getiriyor. Karşıyaka’daki sorunu, çok basit bir şekilde; birkaç tasarım müdahalesiyle rahatlatmak mümkün. Bir tanesini zaten belediye yaptı. İki tarafta da tramvay güzergahları problemler getirdi. Karşıyaka İskele'de yayalar sıkışıyordu, kullanılmayan bir park şeridinin daraltılmasıyla yaya bekleme alanını genişletti belediye. Yeni yaya geçidi genişletilebilir. Yaya hareketlerine baktığınızda sadece yaya geçidinin kullanılmadığını görüyorsunuz. Refüjdeki bekleme alanı genişletilebilir, bölgedeki sinyalizasyon da yaya odaklı olabilir. Milyonlarca lira harcamadan bir takım önlemler almak mümkün. Taşıt akışı anlamında da araç sayılıları verilerine baktık geçtiğimiz sene ve buna bakınca battı çıktı gerektirecek bir yoğunluk olmadığını gördük Karşıyaka'da."

84 METRE DE YETMEZ, ÇÜNKÜ İKİ PLAN ARASINDA UYUMSUZLUK VAR
Zorlu Holding'in Çankaya'da yapmak istediği gökdelenin yüksekliğinin 150 metreden 130 metreye, son olarak 84 metreye düşürülmesini değerlendiren Zafer Mutluer, "84 metre de yetmez. Çünkü iki plan arasında uyumsuzluk var" dedi:

"Burada birkaç boyutu var konunun. Bahsi konu parseller özelinde bir imar planı değişikliği yapıldı, 2008 yılında. 1/bin ölçekli ve 1/5000 imar planı değişiklikleri onaylandı. 5 bin ölçekli plan, dava açmamızla iptal edildi.Ancak 1/1000 ölçekli imar planı kaldı, ona bir dava süreci yürütülmedi. Ayrı zamanlarda onaylanmıştı. Konak Belediyesi’yle yaptığımız yazışmalarda imar durumunu istedik ki bunun üzerinden 1/1000’lik planın iptalini isteyecektik. Konak Belediyesi o dönemde 5 binlik plan iptal, bu bölge encümen kararıyla düzenleme sahası ilan edilmiş durumda, burada bir inşaat yapılamaz, dolayısıyla imar durumu veremiyoruz dedi. Bu karar bize birkaç şey söylüyor; nazım imar planı iptal olduğu için ruhsat verilemez, imar düzenleme sahası içinde düzenleme yapılmadı o yüzden yine ruhsat verilemez diyor ve bunlar cepte…

Daha sonrasında Kahramanlar ve Alsancak bölgesinin tümünü içeren alana dair 2010-2011-2013-2015 yıllarında nazım imar planları onaylandı büyükşehir belediyesince ve bunların hepsi iptal edildi. Ve 1/1000’de konut kullanımında yer alacağı, ticaret seçenekli konut fonksiyonu yer almıştı ki, bölgenin bütünü aslında turizm ticaret fonksiyonlu… Üst ölçekli plana aykırı bir karar söz konusu. Üst ölçekli plana bir aykırılık varsa, bunun toplamda 12 artı 6 olacak şekilde; 18 ayda bu aykırılığın ortadan kaldırılması gerekir. Konak Belediyesi süresinde yapmazsa, Büyükşehir yapmaya yetkindir. Bunlar olmazsa o bölgeye ruhsat verilemez. 2009’dan bu yana o bölgedeki alt ölçek planlarla üst ölçekli planların kullanım kararları uyumsuz, ruhsat verilemez durumda. Ancak bir sorun daha var. 1/1000 ölçekli imar planı notlarında deniyor ki; buradaki depo alanlarının mülkiyeti kamuya terk edilmeden, yıkılmadan ruhsat verilmez. Ruhsatın verildiği tarihi hatırlıyoruz o binalar olduğu gibi duruyordu. Dolayısıyla bu plan notuna aykırı. 5 bin ve 1000 uyumsuzluğu olduğu için ruhsat verilemez. Öte yandan imar düzenleme sahasına ilişkin düzenleme işleminde muvafakat alınması gerekiyordu mülk sahiplerinden. Bu şartın kaldırılması gündeme geldi. Talep reddedildi. Her nasıl oluyorsa 2 ay sonrasında ruhsat veriliyor. Çözülemeyen sorun, hızlıca çözülüyor. Ruhsat, aykırı bir ruhsat... Abdül Batur Bey’den önceki belediye başkanı Sayın Sema Pektaş’ın döneminde var olan ruhsat, aykırı bir ruhsat. Mimarlar Odası dava açıyor, ancak esasına girmeden sizin dava açma yetkiniz yok denerek dava reddediliyor. Dolayısıyla esasa girilse karar net.

Sonrasında, Sayın Abdül Batur bu ruhsatın iptal olacağını, kurulacak bir komisyonla odaların da içinde yer aldığı biçimde burada çalışma yürütüleceğini söylemişti, o komisyon meclis kararıyla reddedildi. Bizim hiçbir fikrimiz yok yapılan çalışmalardan bunlar bu süreçte dışarıda bırakıldı. Geçtiğimiz sene yapılan mevzuat değişikliğinden kaynaklı, yüksekliği serbest olarak belirlenmiş alanlarda kat sınırlaması getirilmeden ruhsat verilemeyeceği hükmü getirildi ve 1 yıl süre tarif edildi. Şimdi, Konak Belediyesi kat yüksekliklerini belirledi büyükşehir belediyesine sundu. Bunun ardından Büyükşehir de bir azaltmayla 84 metreye indirildi. Bu anlattığım tabloda yükseklik azaltılması yetmiyor. Burada bir plan uyumsuzluğu var. Eğer ki planı kullanım kararı üst ölçekli planla ticaret, turizm olmasına rağmen; ticaret-konut olarak yüksekliğini sadece azaltılmışsa bu plan yine aykırı. Altına imza atan herkes de sorumludur, Konak Belediye meclisi üyelerinden, Büyükşehir belediyesi meclis üyelerine kadar… Bu plan aykırı bir plan, şimdiden söyleyeyim dava açarız. Öte yandan siluet konusunda yaklaşımımız çok açık, 84 metreyi neyi referansla aldıkları şüpheli. Çünkü bölgenin çevre imar koşulları belli, 8 kat. Çevredeki hatalı örnekler üzerinden alınıyorsa bunda da problemli yaklaşım söz konusu. Bu yaklaşım şunu mu işaret ediyor, biz Konak bölgesinde bir sonraki, 15-20 yıl ki planlarda bu yükseklikleri mi göreceğiz? Mesele nedir diye bir tartışma da söz konusu. Planı görmedik. Kast ettiğimiz endişeler giderilmediyse bir sıkıntı söz konusu umarım böyle sorunlu bir plan askıya çıkmaz."

DEPREMZEDELERE BAŞINIZIN ÇARESİNE BAKIN, DENİLEMEZ
Bayraklı bölgesindeki deprem noktasındaki mağdur vatandaşların yeni yapılacak konutlar için emsal artışı istemesini değerlendiren Zafer Mutluer'in yorumu şöyle:

"Depremzede yurttaşlarımızın doğal olarak bu süreçte canları çok yandı, öte yandan devlet de; bakanlığı ve belediyesiyle sorununuzu kendiniz çözeceksiniz dedi. Temel yaklaşım bu. Yapılacak yeni binalarda da insanlara bir maliyet çıkacak. Doğal olarak tepki ve öfke var. Bu tepki ve öfke de zaman zaman bazı yurttaşlarımızın bizim gerçekten planlama süreçlerinde idari olarak bir etkimiz olduğunu sanıyor, sanıyorum.  Burada temel sorun zaten kat sayısı değil. Temel sorun; vatandaşın deprem oldu, binalar başınıza yıkıldı, evinizi kaybettiniz biz hiçbir sorumluluk almıyoruz, başınızın çaresine bakın denmesi. Yıkılan binalara dair bilirkişi raporları elimize geçtiğinde bakıyoruz; sonuçta burası imar planı olan bir alan, gece kondu bölgesi değil, ruhsatlı bir bölge… Daha vatandaş ne yapsın, yasal bir yerde bir ev alıyor, hiçbir suçu yok. Hal böyleyken o evi de kaybediyor. Devletin onayladığı bir yer, doğal olarak burada sorumluluk devlette, merkezi idaresinden yerel idaresine kadar ama top taca atılıyor ve borç yükü vatandaşa veriliyor. Bu sınırlar içerisinde vatandaş da kendince kendine çözüm aramaya çalışıyor. Bu devlet açısından bir ayıp. Raporlar açıkça ortaya koyuyor ki ruhsatlanma sürecinden tutup, daha sonra yapılan müdahalelere kadar denetim yetkisi var ve denetim yetkisinin yapılmadığı konusunda soruşturmalar devam ediyor şu anda. Rıza Bey Apartmanı’nda 2012 yılında yapılan işlem, 2012 yılında yapılan raporda Bayraklı Belediyesi tarafından 2005’teki deprem sonrasında ortaya çıkan hasarın sonrasında yapılan müdahalenin izinsiz olduğu açıkça çıkmış. Rapor diyor ki, belediyedeki yetkili kişiler burada suçlu… Hal böyleyken kamunun elini taşın altına koyması gerekir, aksi mümkün değil. Çünkü çalışmıyor kurumlar. Buradaki vatandaşın gelir durumu nedir? Siz kredi alın diyorsunuz da alabilecek durumda mı? Bunu herkes yapabilecek mi? Krediyle daha yeni konutunu almış olan bir çok insan var, borcu var zaten tekrar bir krediyi ödeyebilecek mi?

Konut fazlası üretilse de imar artışı verilse de bu imar artışının tümü vatandaşa değil, orada müteahhit bütün binadan bir pay istediğinde o imar artışından da pay istiyor. Bu müteahhit odaklı bir yaklaşım. Ödeyebilecekse daha öz ödeyecek, ödeyemeyecekse başka bir yere gidecek ya da parası olmayan daha eski konutlarda kiracı olacak ve bir sonraki depremde yine zarar gören ve kendini kurtaramayan vatandaş orada da zarar görecek. Bu ülkenin kaynakları var. Deprem vergisi bu işler için kullanılmayacaksa ne için kullanılacak? Geçiş garantili projelerde 1 yılda verilen paralarla, bu konutlar iki kere yapılır! Burada bir öncelik söz konusu ve devletin hiçbir kurumunun da önceliği depremzede vatandaşlar değil maalesef!"

BUCA CEZAEVİ ALANI BİR DEĞİL, ÜÇ KERE DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN BİR ALAN
Zafer Mutluer, Buca Cezaevi'nin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda şu değerlendirmede bulundu:

"Çok değerli ve önemli bir alan. Buca’nın imar planı revizyonunda bilirkişi heyeti Buca cezaevini referansla bir takım tespitlerde bulunmuş. Bu tespitler, bu büyüklükteki bir yere ticari alan yapılması yönünde. Bu bilirkişi raporlarında açıkça ortaya konmuş durumda. Öte yandan, kamu mülkiyetinde bir alan. Deprem oldu, Büyükşehir binası zarar gördü ve yer arıyor. Bu tür kamu alanlarının değeri ve önemi çok yüksek bizler için. Dolayısıyla bir değil, üç kez üzerinde düşünülmesi gereken bir alan. İhtiyaçlar baki, bu açıdan değerlendirilebilecek bir alan. Ticari alan olmaması yönünde tespitler mevcut."

JEOLOJİK ETÜDÜ YAPILMADAN REZERV KONUT ALANI İLAN EDİLDİ
Şehir Hastanesi'nin üst kısmının Rezerv Konut Alanı olarak ilan edilmesini yorumlayan Zafer Mutluer'in açıklaması şöyle:

"TMMOB olarak dava açtık. Alan orman vasfından kaldırıldı, doğal sit statüsü düşürüldü, sitten kaldırıldı bir bölümü, imar planı onaylandı. Bunların hepsine dava açtık, bir nedeni var. Alan 1995 yılında yaşanan sel felaketinde onlarca yurttaşımızın hayatını kaybettiği Laka Deresi’nin havzasında olan bir alan. Daha sonrasında bu alan erozyonu önleme bölgesi ilan edilmiş ve ağaçlandırılmış bir kısmı. Şimdiki durumda bir bölümü 2. Dereceye tekabül eden nitelikli doğal koruma alanında kalıyor. Böyle bir alanda depremde hasar gören yurttaşlarımızın yaralarını sardığımız bir alan olarak belirleniyor! Bu akla mantığa sığan bir yaklaşım değil. Hiçbir analiz ve çalışma yapılmadan, hızlıca depremden 1-2 hafta sonra belirlenmiş bir alan. Bakanlık tarafından çalışmalar yapılmadı, jeolojik etüt yapılması mümkün değil bu sürede. Bu açıdan çok problemli. Öte yandan orada üretilen konutlara kimlerin oturacağı da belli değil. Bayraklı’da zaten TOKİ yerinde projeler yapıyor, bu projeler tamamen mevcut bağımsız birim sayısını sağlayan projeler değil, sanıyorum yüzde 10’luk bir kayıp var. Geri kalan fazlalık gerçekten kim için sorusunun cevabı yok… Depremzedeler için üretildiği konusu bile şüpheli."

 
Sunal çiftinin mutlu günü
 
'Geldi gönlümün efendisi'
YORUMLAR
Toplam 12 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 16 Temmuz 2021 Cuma 00:57

Şunu da eklemek istiyorum, tünel giriş-çıkışlarında bariyerler olacak ve bu bariyerli bölgeler kaldırıma kadar dayanıp yer daraltacak, özellikle alsancakta Hocazade camiine gelmeden tünel eğimi başlayacak ve bu yaklaşık 50m civarında olacak orada konutlarda yaşayan insanlar var bir binada acil hasta veya yangın anında bir ambulansın veya itfaiyenin bu bariyerler yüzünden müdahale etme imkanı olmayacak veya çok kısıtlı olacak. Aşağıdaki çok bilmiş yorumcular bunları hiç düşündünüz mü? Trafiğin kaynağı nedir? Otomobil. Otomobil sayısını azaltır, kullanımını teşvik etmezsen trafik sorunu ortadan kalkar. Yapacağınız her yeni yol ile özel araç kullanımını teşvik edersiniz sizin kişisel konforunuz şehrin yaşam konforuna negatif etki edecek bunu düşünmekten bu kadar aciz olamazsınız diye düşünüyorum genel olarak herkes kendi çıkarı çerçevesinde yorum yapıyor sahip olduğu bilgisi dahilinde değil.

Yorumu oyla      2      3  
TC misafir 16 Temmuz 2021 Cuma 00:43

https://www.youtube.com/watch?v=1K0VBn7KQfY linkte İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz Ayı meclis toplantısı 2.birleşimi mevcuttur ilk 1 saatini iyi izleyin bir şeyler öğrenin bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup da şehir içi trafiği sorununa kalkıp tokyonun otoyol örneğini veren süper bilgili! arkadaşlara iyi bir örnek olur. Biz şehir içi trafiği diyoruz adam otoyol örneği veriyor bilmediğiniz konu hakkında yazıp komik duruma düşmeyin. Video linkinde huni örneği veriliyor ona iyi bakın belki bazı şeyleri anlarsınız videoyu 15. dakikadan itibaren izleyin üzerine daha fazla söz söylemeyeceğim. Videoda projelerle ilgili dikkat ederseniz nasıl bir verim sağlayacağından veya sorunu nasıl çözeceğinden asla bahsetmiyorlar çünkü battı çıktı gibi melih gökçek projelerinin asla fayda sağlamayacağını gayet iyi biliyorlar. Diyeceksiniz ki bu projeler o zaman neden yapılıyor? Bunu da Tunç efendiye soracaksınız.

Yorumu oyla      2      3  
Ağam bizimle eğleniy 16 Temmuz 2021 Cuma 00:16

"Yaya odaklı ulaşım türleri" yaygınlaşmalıymış. Bu şehirde YOL YOK YOL. Anlamayan için bir daha yazıyorum; BU ŞEHİRDE YOL YOK YOL. Toplu ulaşım elbette ki yapılacak, özellikle raylı sistem yaygınlaşmalı ama bu değildir ki yol altyapısı geliştirilmesin, yeni yollar yapılmasın. Bırakın klişe cümleleri de şu şehrin uydu görüntülerine bakın. Birbirine girmiş binalar, abuk sabuk yollar var. Ne yaya odaklı ulaşım türünden bahsediyorsunuz. Bu bir şaka mı? Bu şehir sadece Alsancak'dan oluşmuyor. Senelerdir Gürçeşme Caddesi genişleyecek. Şehrin göbeği rezalet bir halde. Köy yolu gibi yollarda insanlar bir yerden bir yere gitmeye çalışıyorlar. Bu iş toplu ulaşımla çözülürmüş. Otobüs giremeyen mahalleler var. Siz ne anlatıyorsunuz yahu! 40 yıl önce yeşillik caddesi yapılmış, aradan geçmiş yıllar, nüfus olmuş 4,5-5 milyon, biz daha Karşıyaka İskele önünü konuşuyoruz. Buradaki sorunu çözmek ne kadar zor olabilir? En kötü konak pier önündeki gibi bir üstgeçit yaparsın, bu konu da kapanır. Yıllardır millet çarşıdan yola fırlar, ufak çaplı bir kaos olur. Bunu çözmek çok mu zor? 10 yıldır Alsancak Gar önü konuşuluyor. Kardeşim bir altgeçit yapmak ne kadar zor olabilir? Bu şehirde alsancak kadar alternatif toplu ulaşım olan başka yer var mı? Trafik sorunu artarak devam ediyor mu? Eee? demek ki buradaki sorunu çözmek için bu trafik yoğunluğunu alacak projeler yapmak gerekiyor.

Yorumu oyla      2      3  
Alternatif yollar gerekiyor 15 Temmuz 2021 Perşembe 20:57

Trafik sorunu sadece toplu ulaşım yapılarak çözülemez; mutlaka alternatif yollar gerekir. İzmir'in en büyük sıkıntısı yolların alternatifi olmamasıdır. Diğer sıkıntı mevcut yolların da sıkıntılı olması. 500 binlik Buca'da doğru düzgün yol yok. Nasıl trafik olmasın? Metro bittiği zaman trafik bitecek mi? İnönü Caddesi'nde bitti mi? Trafiği merkezden alacak bulvarlar gerekiyor. Bütün trafiği şehrin merkezine yığarsan tabi ki de trafik olur, her yere battı-çıktı yapman gerekir.

Yorumu oyla      2      3  
Bülent ışık 15 Temmuz 2021 Perşembe 19:29

Tokyoda 301 km metro hattı 1927 yılında tamamlandı. Japonya'da trafik sorununa çözüm için uçan otomobil üzerinde çalışılıyor. Demekki tüneller ve otoyollarda çözüm olmamış. Itiraz edeni ıstemezükçü diye suçlayan Isterikçiler Almanya-da 200 yilin en yoğun yağışı ve Rize'de ki sel felaketinden istemezükçüler sorumlu değil.

Yorumu oyla      2      3  
Lombak 15 Temmuz 2021 Perşembe 19:24

Saint cevaplasın. Ben bilmem!

Yorumu oyla      2      3  
Kutluyorum 15 Temmuz 2021 Perşembe 16:31

Tramvay yapılırken, odalar tramvay sahilden değil de Mithatpaşa'dan geçsin demişlerdi. Mükemmel çözüm önerisiydi(!)

Yorumu oyla      4      6  
Gecekondu Şehri İzmir 15 Temmuz 2021 Perşembe 16:28

https://youtu.be/KVfzttBlNkg 35 milyonluk Tokyo'ya gitmeyenler, vizyon da olmayınca, üstüne istemezükçülük de eklenince bu tür hiçbir somut çözüm önerisi getirmeyen açıklamalar yapar. Japonlar sanırım gerizekalı ki şehrin her yerine tüneller, otoyollar yapmışlar. 35 milyonluk Tokyo'da trafik yok ama 3,5 milyon merkez nüfusu olan İzmir'de var. Acaba niye var? Çarpık yapılaşmadan kaynaklı yolların son derece yetersiz olmasından kaynaklanmasın? Haberde şehrin kilit noktalarından biri olan Alsancak gar önünün fotoğrafı var. Bu şehirde trafik olmasın da nerede olsun? Akıl var, mantık var.

Yorumu oyla      3      6  
Bülent ışık 15 Temmuz 2021 Perşembe 16:02

Keşke 1 milyara yol yapılacağına metro yapsalar. Belediye otobüslerinde biletçinin olduğu klimasız araçlara binenler şimdi arka koltukları süs otomobilleri trafikte sıkışınca şikayet ediyorlar. Umarım daha çok sıkışır. Petrol ithalatından dolayı cari açık veren yerli otomobili olmayan ülkede bu bolluk nereden geliyor.Trafikteki araç sayısı azalasıya kadar akaryakıta zam yapsınlar trafik sorunu çözülür. 17 senede 103 bin kilometre araç kullandım ama bunun üçte biri kadar yürüdüm.

Yorumu oyla      4      5  
Tünel? 15 Temmuz 2021 Perşembe 14:28

Karşıyaka Vapur İskelesi önü yoğun yaya ve araç geçişi olan bir yer. Burası da Konak İskele önü gibi olmalıdır; bunun tartışılacak bir tarafı da yok. Altgeçit çözüm değilse, Konak İskele önündeki araç altgeçidini de yıkalım, ışık koyalım, bakalım ne olacak? Evet, tüm ışıkları kaldıramayız ama hiç olmazsa sayısı azaltılması gerekiyor. Örneğin, Gıda Çarşısı Telekom önündeki kavşağa altgeçit yapılsa, buradaki sorun büyük oranda çözülecek. Bu kavşak yüzünden trafik her yöne kitleniyor, uzun araç kuyrukları oluyor. Buradaki sorunu toplu ulaşım yaparak çözemezsin. Sadece metro yaparak trafik sorunu dünyanın neresinde çözülmüş? Belediye bürokratları toplu ulaşımın öneminden bahsediyorlar; haklılar da ancak diğer taraftan da Buca-otogar arası 1 milyarlık yol projesini, Alsancak ve bir çok yerde altgeçit projelerini, çok pahalı olduğu söylenen, Yeşildere'ye alternatif bir yeni bulvar ve köprüye ek yapıların yapılacağından bahsediyorlar. Burada bir tezatlık yok mu? O zaman 1 milyara yol yapma, metro yap. Altgeçit yapma, tramvay yap. Alsancak'a, trafiğin içine tramvay sokuldu, sorun bitti mi?

Yorumu oyla      4      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
F-35 programına yeni katılımcı
Japonya'nın F-35 programına katılması için ABD ile Lockeheed Martin arasında ...
Twitter'ın 'hikayesi' bitiyor
Twitter'ın bir yıldan az bir süre önce getirdiği yenilik olan Fleets özelliği, ...
İzmir'de sır ölüm! Komşular takip edince...
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde boş bir evde erkek cesedi bulundu.
 
Boğaziçi Rektörü Bulu görevden alındı!
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Resmi Gazete'de yayımlanan ...
Büyükşehir'de tartışmalı meclis... 5 buçuk saat sürdü!
İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci ...
Neptün Soyer'den 'Sosyal Dayanışma Ekonomisi' çağrısı
S.S. Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin 11. Genel Kurulu toplandı. ...
 
Birleştirilen torpiller evde bomba gibi patladı!
İzmir'in Çiğli ilçesinde bir evde torpil patlaması sonucu yaralanan kişi ...
Rize'deki sel felaketinde bilanço ağırlaşıyor
Rize'de şiddetli yağışa bağlı oluşan sel ile heyelanlar nedeniyle kayıp ...
Bakan Koca açıkladı... Aşıya rağmen vakalar artıyor!
Son 24 saatte, 6 bin 907 yeni vaka tespit edilirken 43 kişi hayatını kaybetti. ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva