EGEDESONSÖZ - Yerel seçime günler kala adaylar çalışmalarını hızlandırırken siyasi atmosfer de giderek gerginleşiyor. İzmir'de büyük rekabetin yaşandığı Konak'ta CHP'nin adayı Sema Pekdaş, rakiplerini adeta topa tuttu. Radyo Pause'de yayınlanan "Fatih Yaparla Neler Oluyor" programına katılan Pekdaş, adayların sokağa çıkamadığını söyledi. Hem Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'a hem de AK Parti Adayı İlknur Denizli'ye tepki gösteren Pekdaş, belediyeyi halka açacağını ifade etti.
Pekdaş, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'ın süreç içindeki açıklamalarına ve "odunu koysam seçilir anlayışına karşıyım" sözlerini değerlendirdi. Pekdaş, "Ben sokaklarda dolaşıyorum. Kahvelere giriyor, işyerlerini ziyaret ediyorum. Hiçbir belediye başkan adayı benim gibi sokakta dolaşmıyor, meydanlara çıkmıyor, alanlara inmiyorlar. Oturdukları yerden konuşuyorlar. Ben ise alandan, meydanlanlardan sesleniyorum. Onlar konuşsunlar, ben çalışıyorum. Kimse CHP'ye hakaret edemez. Kimse partiden büyük değildir. Yapılan hakaretin cevabını milletimiz verecektir. Herkes bunu çok iyi biliyor" dedi.
AKP TETİKÇİ KULLANIYOR
AK Parti'nin adayı Milletvekili İlknur Denizli'ye de tepki gösteren Pekdaş, "Hükümetin Konak'taki adayı yolsuzlukların, hırsızlıkların cevabını veremeyecek durumda. O nedenle sokağa çıkamıyor. Halk giderek fakirleşiyor ve bu ülkede hukuksuzluk varsa bunun sorumlusu AKP'dir. Halen daha milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar. O düşmanlık siyasetini Konak'ta yapmaya çalışanlar başaramayacak. AKP şu anda kendi adına tetikçi, işbirlikçi kullanıyor. Bugün görevdeki hali hazır, mevcut belediye başkanının durumu da budur. O da sokakta dolaşamıyor. Beş yılda gidemediği yerlere ben gittim. İnsanlar 'beş yıldır biz belediye başkanını görmedik' diyor. CHP'ye hakaret etme hakkı belediye başkanı da olsa kimsede yoktur" diye konuştu.
KENDİ ACİZLİKLERİ
Pekdaş, kendisi hakkında ortaya atılan "Cumhuriyet düşmanı, vatanı-bayrağı sevmeyen kişi" iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Pekdaş, "30 yıldır İzmir'de avukatlık yapıyorum. Üç yıldır da İzmir Barosu'nun başkanlığını yaptım. Geçmişte yedi yıl da belediye meclis üyeliği yaptım. İnsanlar beni iyi tanıyor. İnsanların bir tanesinden bile sokakta bayrak, vatan, devlet gibi çarpıttıkları konularda soru gelmedi. Korkular üzerinden siyaset yapan kendi acizliğini ortaya koyuyordur. Söyleyecek sözleri olmayan bunları ifade ediyorlar" açıklaması yaptı.
ŞİRKET BELEDİYEDEN MAAŞ ALIYOR
Pekdaş, Belediye Başkanı Hakan Tartan'ı geçtiğimiz günlerde birinci çıkartan ankete ve anketi yapan ORC Araştırma Şirketi hakkında da konuştu. Pekdaş, "Bu anketi sadece bir firma yaptı. O da Konak Belediyesi'nin anlaşmalı olduğu, bu seçimde ortaya çıkan firmadır. Şirket oradan maaş alıyor. Konak Belediyesi'nin başkanını birinci çıkartan firma ardından İstanbul Fatih Belediyesi'nin başkanını ikinci çıkartıyor. En başarılı büyükşehir belediye başkanı da Melih Gökçek... İşte durum budur. Meseleyi kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bu seçim manipülasyonların hakim olduğu seçim değildir. Korkular yaratanlar kendileri korku ve acizlik içinde. Söz söyleyene davranış yapana aittir. Konak'ta seçimi açık ara önde götürüyoruz. Farklı şirketlere anket yapıyoruz. Çok yüksek bir oranda kazanacağız. Hiçbir zaman hesap adamı olmadım. Hep iş adamı, görev adamı oldum. Ben çalışmaya devam ediyorum. Onlar yalanları ile baş başa kalsınlar" dedi.
BAŞKANLIK MAKAMI GÖSTERİŞ YERİ DEĞİLDİR
Bu zamana kadar yaptığı çalışmaları değerlendiren Pekdaş, vatandaşın en önemli talebinin diyalog olduğunu ifade etti. Pekdaş, "Halk başkana ulaşabilmek istiyor. Onu görmek, derdini anlatabilmeyi talep ediyor. Başbak için 'bizimle iletişim halinde olsun' diyor. Konak Belediye Başkanlığı şimdi kapıları şifreyle açılan bir makam odasında. Başkanlık odaları şifreleri kapıların arkasında. Göreve geldiğimde şifreli kapıları kıracağım. Bunu söylerken halka açık, diyalog içinde bir görev yapacağımın mesajını vermiştim. Sokakta dolaşamayan belediye başkanı olmaz. Belediye başkanı da insanlar da özgür olmalıdır. Siz özgürce dolaşıyorlarsa kapılarınız şifreli olmaz. Korumalar, arabalar olmaz. Oralar gösteriş makamları değildir. Siz kendinizi tatmin etmek için değil başkanlık yapmak için geliyorsunuz. Bizim sorumluluklarımız var. Biz de sorumluluk için geliyoruz. İnsanlar sembolik davranışları önemsiyorlar. Ulaşılabilir olmak demokratik belediyeciliğin göstergesidir. Biz belediyeleri halkın belediyesi yapıyorsak yapmamız gerekenler var. Belediye başkanı halkın içinde dolaşan, kapısı açık, herkesin gelebildiği yer olacaktır. Ben bunun için geliyorum. Anlayışı, yani devam eden sistemi yıkacağız" dedi.
ÇÖP EN BÜYÜK SORUN
Pekdaş, Konak'ta her sokaktan çöp toplama ile ilgili şikayet aldıklarını söyledi. Pekdaş, "İnsanlar bizi gördüğünde 'çöplerimiz toplanmıyor' diyor. En çok bu konudan şikayet ediyorlar. Temizlik konusunda eleştiriler var. İlçe belediyesinin asli görevi yerine getirilmelidir. Bizim adımıza denetim görevini de hemşerilerimiz yapmalıdır. İnsanlar fahri Konak Belediyesi çalışanı gibi görev yapmalı ki biz sorunları bitirelim. Bizim insanlarımız kulaklarımız ve gözlerimiz olacak" diye konuştu.
TÜM ÇALIŞANLAR SENDİKALI OLACAK
Pekdaş, belediyelerde en çok konuşulan konular arasında yer alan kadro değişikliği ve işçilerle ilgili de konuştu. Pekdaş, "Ben hep 'emek en yüce değerdir' derim. Herkesin emeğinin karşılığını alması da asıldır. Maalesef belediyelerin işleri yapması için hükümet kadro vermiyor. Belediye de hizmet alımı yapmak zorunda kalıyor. Bekleyen hizmetler var, kadro verilmeyince de taşeron sistemi geliyor. Bu sistem hukuka aykırı sistemdir. Biz bunun önüne geçmek zorundayız. Belediye bu işleri yaparken yapması gereken işlemler vardır. Sayın genel başkanımız 'taşeron sistemi kaldırılacak' dedi. Bunu derken sendikasız çalışan olmayacağıdır. Konak'ta tüm çalışanlar kadrolu olamasa bile sendikalı olacaktır.Böyle olmak zorundadır. Belediyenin bütçesi halkın vergilerinden oluşur. Başkan da bunu yönetir. Belediye ne başkanın kendi işyeri, ne de babasının çiftliğidir. Delikli kuruşun hesabı verilmelidir. İnsanlar çalışmadan maaş almamalıdır. Çalıştığını hak etmelidir. Çalışmadan para alan, işe gelmeden maaş alanların işten çıkartılması kadar doğal bir durum yoktur. Bunu herkes ister. Çalışan insanlar başımızın üstündedir. İnsanlar farklı düşünebilir. Kimseye inancından, düşüncesinden dolayı ayrımcılık yapılmayacaktır" dedi.
BULUNDUĞUMUZ YERİN PADİŞAHI DEĞİLİZ
Konak'ta göreve geldiğinde yapacağı işleri sıralayan Pekdaş, önceliğin 'katılımcı belediyecilik ve koordinasyona' önem vereceğini söyledi. Pekdaş, "Hiçbir zaman'ben' diyen bir belediye başkanı olmayacağım. Biz meclisimiz, kent konseyi, muhtarlar, insanlarımız ile birlikte alınması gereken kararları alacağız. Biz ilçe belediyesiyiz. İlçenin kararları Büyükşehir'e onaya gider. Bizim sorumluluk ve yetkilerimiz nedir. Onları çok iyi bilmeliyiz. İyi yöneticilik iyi organizasyon yapma becerisidir. Hem Büyükşehir ile koordineli çalışacak hem de kendi görevlerinizi bileceksiniz. Ben Büyükşehir ile koordinasyon ve uyum ile çalışacağım. Tüm devlet organları ile kurulması gereken iletişimi kurarak yöneticilik yapacağım. Biz ilçe belediyesinin başkanlığına aday oluyoruz. Büyükşehir ile birlikte çalışırsak kararlar çabuk gelir. Biz bulunduğumuz alanın padişahı değiliz. Alanın yönetimini organizasyonundan sorumluyuz. Konak'ta iş yapılmasını sağlamak için adayım. İnsanın canını ne yakıyorsa o sorun en önemli sorundur. Konak'ın varoşları olduğu gibi gelir düzeyi yüksek olanların yaşadığı yerler var. Bu dengeyi korumak zorundayız. Biz kesinlikle 'bu bizim işimiz, yetkimiz değil' diye bakmayacağız. İnsanlar hangi kurumun yetkili olduğunu bilmek zorunda değil. Kimseye 'bugün git yarın gel' demeyeceğiz. Biz uçuk kaçık, hayali projeler için değil halka dokunan işlerin yapılmasını sağlamak için adayız.
İzmir'in kalbi olan Kadifekale, Agora ve Namazgah bölümünün turizme tam olarak açılması lazım. Çalışmanın nitelik kazanması gerekiyor. Kültür endüstrisinin Konak'ta gelişmesi için çabalayacağız. İmar çalışmalarımız olmalıdır. Kentsel dönüşüm Konak'ta en önemli konuların başında gelecek. Büyükşehir Belediyesi'nin yapacağı çalışmaların hızlanması gerekiyor. Ankara'da gecekondular yıkıldı ama devlet projesi olarak yapıldı. TBMM'den yasa çıktı. Devlet bütçe ayırdı ve bitti. İzmir'deki tüm projeler Büyükşehir ve ilçe belediyesinin katkıları ile yapılıyor. Burada eleştirenlerin öncelikli olarak kendisine bakması lazım. Büyükşehir, İzmir'in vergisi ve paraları ile dönüşüm yapmaya çalışıyor. İnsanların bulunduğu yerde huzur olmalıdır. Yerinde dönüşüm en önemli kararımızdır" diye konuştu.
ÇALIŞIRIM, ÇALIŞTIRIRIM
Pekdaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben çalışmayı çok seviyorum. Aynı zamanda çalışmanın dışında çalıştırırım. Ekip arkadaşlarım ile birlikte fark yaratırım. Sokak sokak dolaşıyorum. Çalışmak insanı zaten yormuyor. Çalışırken yeni insanlarla tanışıyor, yeni şeyler öğreniyorsunuz.Sokaklarımızı, mahallelerimizi farklı gözle görüyorum. İnsanlar çalıştıkları alanlara göre kentlere bakıyor. Hukukçu kimliğiniz ile yerel yönetici olarak farklı açıdan bakabiliyorsunuz.Hukuk da insan bazlı aslında ama siyasetin merkezinde insan daha çok. Yerel ve özel alanda çalışıyorsunuz. Bu sınırlı alanda nasıl üretim yapabilir, halkı çalışmanın içine nasıl dahil edip yaşamı kolaylaştırabilirsiniz diye düşünüyorsunuz. Bu süreç bana güç verdi.
Konak çok zorlu bir ilçe... Nüfusumuz 400 bin ama gündüz 2 milyon kişi ziyaret ediyor. İşyerleri, marka yerler burada. Geceleri oteller, eğlence merkezleri de yine ilçemiz sınırları içinde bulunuyor. Sadece Konak'ta yaşayana değil buraya her türlü amaç için gelenlere hizmet veriyoruz. Konak Türkiye'nin her kesiminden insanları kucaklıyor. En zengin ile en fakiri bir arada yaşıyor. Konak'ın ilçe belediyesi olmasından çok daha öte görevleri var. Büyükşehir ile birlikte koordineli olarak çalışarak çalışmalar yapmanız gerekiyor. Konak'ta vatandaşın belediye yönetimine katılması için çalışmalar yapacağız. Sorumlu yurttaşlık bilinci ile hareket etmeliyiz. Bundan belediyeler de sorumludur. Belediyenin demokrasi ile ilgili sorumlulukları da vardır"