Organik tarımda pazar sıkıntısı!

Manisa'da 1000 dönüm alanda organik üzüm, zeytin, sebze ve tahıl üretimi yapan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Müjgan Şenay, Türkiye'de organik tarıma gereken önemin verilmediğini söyledi. Üreticinin bu yüzden organik tarımdan uzak durduğunu kaydeden Şenay, Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye'de de organik tarımın kurallarına uygun şekilde yapıldığını vurguladı. Ülkede organik tarım pazarının olmadığını dile getiren Şenay, şöyle dedi:



"EN BÜYÜK SIKINTI PAZAR"
"Organik ürünlerin en büyük sorunlarından biri pazar sıkıntısı. İç piyasada çok dar bir pazar var. Ülkemizdeki en büyük sıkıntı organik ürünlere olan güven problemi. Bu güven problemi pazarda daralmaya yol açıyor. Organik kelimesinin temizlenip arıtılması ve güven sorununun aşılması gerekiyor. Organik ürüne talep dar, ciddi kapasite artışının söz konusu olması gerekiyor. Organik üretimde destekler yeterli değil. Birçok kişi organik üretiyor ama organik satamıyor. Biz organik olmasına rağmen birçok ürünü konvansiyonel sattık. Çünkü organik fiyatı çok düşüktü. Kilosu 24 kuruşa konvansiyonel üretilen domates satılırken, bana 21 kuruştan organik domates satmamı teklif ettiler. Buğdayın tonunu 650 liraya satıyorsak, aynı miktardaki organik buğdayı bizden 500 liraya vermemizi istediler. Yurtdışından da organik ürün geliyor. Bu da organik ürün üreticilerini çok fazla etkiliyor."

Ayrıca organik yan sanayinin de gelişmediğine dikkat çeken Şenay, çiftçinin daha çok maliyetle ürettiği ürünü satmakta zorlanacağını düşünerek organik tarımdan uzaklaştığını dile getirdi.

YEREL TOHUMUN ÖNEMİNİ VURGULADI
GDO'lu ürünlere dikkati çeken Şenay, organik tarıma insan sağlığı açısından da daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyledi. Yerel tohumları kullandığını söyleyen Şenay, "Gıda sektöründe ciddi kirlilikler var. GDO'lu üretilen ürünler gündeme gelmeye başladı. Üretim esnasında kullanılan kimyasalların oranı giderek artıyor. Organik tohum bulmakta çok zorlanıyoruz. Bununla ilgili ciddi bir piyasa yok. Olanlar da çok fahiş fiyatlarla satılıyor. Tohum yok. Biz de genellikle kendi tohumumuzu çoğaltıyoruz. Aslında hepimiz yerel tohumlarımıza sahip çıkmalıyız" dedi.