HABERLER>EKONOMİ
15 Ekim 2021 Cuma - 12:24

Odalardan Dünya Gıda Günü açıklaması: Kamucu politikalar gerekiyor

16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla TMMOB'a bağlı odalar tarafından düzenlenen basın toplantısında iklim değişikliğine ve artan çevre kirliliğine bağlı olarak yaşanan gıda krizine dikkat çekildi. Açıklamada "Gıda krizi riskinden kurtulabilmek ancak üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen “Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları”nı savunmakla mümkündür." denildi.

Odalardan Dünya Gıda Günü açıklaması: Kamucu politikalar gerekiyor

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği`ne (TMMOB) bağlı TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odalarının İzmir Şubeleri, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından ilan edilen  "Dünya Gıda Günü" dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. 

Odalar tarafınfan yapılan basın açıklaması şu şekilde:

"Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun "Dünya Gıda Günü" dolayısıyla belirlediği farklı bir tema bağlamında her yıl 16 Ekim tarihinde çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Yapılan etkinliklerle gıda üretimi, gıda tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme alınarak küresel anlamda büyük öneme sahip gıda ve tarım politikalarına dikkat çekilmektedir.

Bu yılın teması “Eylemlerimiz Geleceğimizdir” vurgusudur. Bu anlamda yaptığımız ve yapacaklarımız geleceğimizi belirleyecektir. Sürdürülebilir bir tarım-gıda sistematiğine dönüşümün desteklenmesi; daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşamı da beraberinde getirecektir.

Hala etkisini sürdüren Koronavirüs salgını (Covid-19) döneminde; gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliği en fazla gündeme gelen konular olmuştur. Bu süreçte insanların sağlık hakkı kadar yeterli ve dengeli beslenme, temiz su hakkı yanında yeterli ve sağlıklı gıdaya erişiminin gerekliliği de bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Dünyada 800 milyonun üzerinde insan, yani her dokuz kişiden biri yatağa aç girmektedir. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Tüketilmeyen ve çöp olan bu gıda ile açlık çeken 800 milyon insanı doyurabilmek mümkündür. Ülkemizde ise insanlarımızın %22`si dengeli ve yeterli beslenememekte, %8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. Unutulmamalıdır ki dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri 7,5 milyarı geçen dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Yaşanan bu açlık; bitkisel ve hayvansal ürünlerin yetersizliğinden değil adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.

Bununla birlikte, tükettiğimiz gıdaların güvenilir olmasının önemi; dünyada her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin hijyenik olmayan gıdaları tükettikten sonra hastalanması ve önemli bir bölümünün yaşamını yitirmesinden anlaşılmaktadır. Kamu sağlığını gözetmeyen merdiven altı üretim yanında, stokçuluk ve fahiş fiyatlar ile doğru, etkin ve hızlı şekilde mücadele edilmelidir. Gıda denetim sistemi bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de temel ihtiyacımız olan gıda harcamaları gider kalemlerimizde önemli bir yer tutmaktadır. Bu durum dar ve orta gelirli aileleri birçok ihtiyacını ertelemek veya tamamen vazgeçmek zorunda bırakmaktadır. Derinleşen ekonomik kriz ortamında artan yoksulluk nedeniyle toplumun önemli bir kesimi temel gıda maddelerinde dahi kısıtlamalara gitmekte, dengeli beslenme bir yana, yokluk, yoksunluk ve açlıkla yüz yüze kalmaktadır.

Pandemi ve küresel kuraklık süreciyle birlikte endüstrileşmiş ülkeler kendi üretimlerini ve stoklarını artırmaya çalışmakta, sınırlarını kapatmakta, ihracat yasakları koymakta, dış ticaret hacmini daraltmakta ve korumacılık önlemleri almaktadırlar. Ülkemizde ise palyatif önlemler ve söylem dışında ne yazık ki üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut politikalar uygulamaya konulmamaktadır.

Ülkemiz tarımsal üretimde yaşanan yapısal sorunlara kalıcı çözümler üretmeden kolaycı yaklaşımlarla yaşanan sorunları dışalım politikalarla çözmeye kalkmaktadır. Bu durum kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi sonucunu doğurmaktadır. Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının ve kırsal alan nüfusunun sürekli azaldığı bu süreçte en büyük pay aracılara, tüccarlara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketlere ve market zincirleri ile ithalatçı firmalara gitmektedir.

Yaşanan bu politikalar nedeniyle tarımsal girdi fiyatları ve marketteki gıda fiyatları enflasyonun üstünde artmakta buna karşılık tarımsal ürünlerin tarladaki fiyatı ise enflasyonun altında kalmaktadır. Bu durum üreten çiftçinin para kazanamamasına tüketicilerin ise pahalı gıda tüketmesine yol açmaktadır. Bu sonuç önümüzdeki süreçte ülkemizi ciddi anlamda gıda güvencesi ve gıda tedariki sorunlarıyla karşı karşıya getirecektir. Üretim yeterliliği sorununu çözmeden, üretim maliyetini düşürmeden, sözleşmeli üretim modelini üreticiler lehine düzenlemeden ve demokratik kooperatiflerle tedarik zincirine müdahale etmeden göstermelik denetimlerle gıda enflasyonunun düşmeyeceği açıktır.

Kaygılarımızı arttıran bir diğer durum ise dünyada ve ülkemizde yaşanan iklim değişikliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların, sulak alanların ve ekosistemin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, yoğun girdi kullanımına dayalı endüstriyel tarım, nüfus artışı gibi sorunların yakın gelecekte başta su krizine, toprak kıtlığına ve dolayısıyla gıda krizine yol açacağı gerçeğidir.

Bu olumsuz gidişe dur demek zorundayız. Dünyanın ve ülkemizin geleceği için her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek zorundayız. Çiftçilerimizin bitkisel ve hayvansal tarım ürünlerini üretebileceği olanaklarını güçlendirmek, yerli ve yeterli üretime geçmek, tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatlar ile sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasını sağlamak zorundayız. Gıda krizi riskinden kurtulabilmek ancak üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen “Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları”nı savunmakla mümkündür.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği`ne bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak; açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, hakça eşit ve adil paylaşımın olduğu bir ülke ve dünya özlemiyle bilimden, üretimden, insandan, emekten, doğadan, kamu yararı ve toplum çıkarından yana tutumumuz sürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz."

 
Menemenspor kozlarını Samsuspor'la paylaşacak
 
Bakan Kurum'dan İzmir mesajları: Depremin yıl dönümünde 749 anahtar birden!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
2022 yılı bütçesi hazırlandı! Meclise sunulacak
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "İnsanımızı merkeze alan bir icraat ...
Yıl sonu enflasyon ve dolar kuru beklentisi arttı!
TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi'nde yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde ...
Meclisten geçti: Vergi paketinde neler var?
Bir çok kişiyi yakından ilgilendiren Vergi Paketi Meclis Genel Kurulu'nda ...
 
Esnafı ilgilendiren vergi paketi TBMM'de kabul edildi
Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ...
Altın uçuyor... Kuyumcularda para kalmadı!
Altının gramı bir günde 10 lira birden artınca vatandaşların satış için ...
İzmir'de ekmeğe zam mı geldi?
Sosyal medyada ekmeğe zam yapıldığı yönünde yapılan paylaşımlar, vatandaşların ...
 
Ödüllü öğrenciler Volt Motor’da
Volt Elektrik Motorları, iki ayrı projede destek verdiği, TEKNOFEST 2021’de ...
Ekonomist Civelek açıkladı… Benzine 3 TL zam gelirse neler olur?
Ekonomist Uğur Civelek, Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı ...
Greve 8 gün... Görüşmeden ne sonuç çıktı?
Metro ve tramvay grevi öncesinde sendika ile işveren temsilcileri arasındaki ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva