O kadar yetkiyi verirsen… Melekler bile yoldan çıkar!

EGEDESONSÖZ – İzmir siyasetinin önemli isimlerinden, 24, 25 ve 26. Dönem CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, İzmir 1. Bölge’den aday adayı oldu. Çam, SONSÖZ TV’deki programda Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. 2017’de Türkiye’nin geçtiği yeni yönetim sistemini eleştiren Çam, “Bizdeki sistem, Cumhurbaşkanına o kadar çok yetkiler vermiş ki, bunun dünyada bir örneği yok. Gökten o masum melekleri indirseniz, Cumhurbaşkanının yetkilerini o meleklere verseniz, yemin ederim melekler bile yoldan çıkar, başları döner” ifadesini kullandı.

ADAY OLAYIM MI OLMAYAYIM DİYE HALKA SORDUM
2018 seçimlerinde aday gösterilmediği için kırgınlık yaşadığını ancak küsmediğini belirten Musa Çam, neden milletvekili aday adaylık başvurusunda bulunduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Ben Meclisin en çalışkan, en devamlı milletvekiliydim. Meclisin en çok çalışan komisyonu, plan bütçe komisyonudur. Ben o komisyondaydım. Bugünkü milletvekili arkadaşlarımızın hepsi çalışkandır ama bunlardan Kamil Okyay Sındır en çok çalışkan olanıdır. Çünkü Kamil vekilimiz plan bütçe komisyonundadır. Meclisin omurgasını oluşturan, en çok kanun yapan komisyondur, plan bütçe komisyonu. Ben 7 yıl boyunca o komisyonda çalıştım, o yüzden meclisin en çalışkan vekiliydim, diyorum. 2018'de aday gösterilmedim. Neden listede yokum, diye isyan etmedim. Zaman zaman kendi iç dünyamda bunun muhasebesini yapmaya çalıştım ancak bir gerekçe bulamadım. Sonuçta bana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Buna rağmen partime, hiç kimseye küsmedim, darılmadım. Hem 2018 seçimlerinde hem 2019 yerel seçimlerinde bir nefer gibi çalıştım. Bugüne kadar hep sahadaydım, seçmenlerimizle her fırsatta beraber oldum, köy köy, mahalle mahalle dolaştım. Seçmenler der ki, milletvekili adayları seçimden seçime gelir, oyunu alır, bir daha görünmez. Böyle bir kanaat oluşmuş, böyle bir algı oluşmuş. Ben seçim zamanı olmadığı halde yaptığım o ziyaretlerde bu algıyı yıkmaya çalıştım. Gittiğim her yerde sevgiyle, coşkuyla karşılandım. Seçmenler bana, bir seni tanıyoruz vekilim, bir de rahmetli Işılay Saygın'ı tanırdık. Kendi seçim bölgemde 14 ilçeyi aday adayı olmadan bir kez daha gezdim. Gittiğim yerlerde vatandaşlarımıza, seçmenimize şunu şunu söyledim. Arkadaşlar, 14 Mayıs'ta seçim var. Partilerde aday adaylık başvuruları başladı. Ne dersiniz, aday adayı olayım mı, olmayayım mı? Aday olup olmamam gerektiğimi halka sordum, kendi çapımda bir önseçim yapmış oldum. Onlar, aday adayı olmamı istediler. Hatta, ben hayatta sol partilere hiç oy vermedim, ancak sizi tanıdıktan sonra, eğer aday olursanız, sırf sizden dolayı oyumu CHP'ye vereceğim. Oy vermekle kalmayacağım, sizin için çalışacağım, diyen vatandaşlarımızın söylemleri beni çok duygulandırdı. Hem seçmenlerimizin hem de ilçe teşkilatlarımızın onayını aldıktan sonra, yeniden aday adayı olmaya karar verdim, aday adaylık başvurusunda bulundum.”

UMARIM LİSTE, ÖRGÜTÜMÜZÜ ÜZMEYECEK İSİMLERDEN OLUŞUR
“Her koşulda aday adayı olacağım, ama tek şartım var, önseçim” sözünü hatırlattığımız Musa Çam, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önseçim, benim için çok önemliydi. Milletin vekilini milletin seçmesi gerekiyor. Tüzüğümüzde de var bu. Gönlümüz önseçimden yana elbette.  193 milletvekili aday adayı kayıt yaptırmış İzmir CHP'de... Genel merkezdeki arkadaşların da işi çok zor. 14 bir bölgeye, 14 diğer bölgeye adaylar yazılacak. Kriterler mutlaka olacaktır. Ancak 2018'de bana yapılan haksızlık gibi bu kez bir başka arkadaşa aynı haksızlık yapılabilir. Bunu önlemenin yolu sandıktır, önseçimdir. Fakat listeler hazırlanırken, benden daha çok çalışmış, benden daha çok emeği olan bir arkadaşımın adı yazıldıysa, başımın üstünde yeri vardır. Ama benin performansımın çok uzağında biri yazılırsa, üzülürüm tabii ki ama kesinlikle küsmem. Listeyi gördüğümde beni, örgütümü üzmeyecek isimlerin olmasını temenni ediyorum.”

BU SEÇİM, BİR REJİM SEÇİMİ OLACAK
14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önemine değinen Musa Çam, “Bugüne kadar her seçim için, bu seçim çok önemli, demişizdir. Ama bu 14 Mayıs'taki seçim, gerçekten çok önemli. Bu seçim, yüzyılın seçimi. Bu seçim aslında kimin milletvekili, kimin cumhurbaşkanı olacağından çok, cumhuriyetin seçimi olacak. Bu yüzden seçmenlerimiz sandık başına giderken kimin milletvekili, kimin cumhurbaşkanı olacağından çok, tek adam rejiminin devamı mı yoksa hukuk devletinin devamı olacağına karar verecek. 2018'den beri, tek adam rejimi pik seviyeye geldi ve parlamento tamamen devre dışı bırakıldı. Tek adamın kararnameleriyle ülke yönetilir duruma geldi. Bu seçim, bir rejim seçimi olacak. Soğanın 30 lira olması, bir kilo kıymanın 300 lira olması, ayrı bir konu” diye konuştu.

ÖNCE 301, SONRA 367, EN SONUNDA 400 MİLLETVEKİLİ HEDEFLENMELİ
Altılı Masa’nın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefiyle yaptığı ittifakın çok başarılı olduğunu anlatan Musa Çam, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2017 referandumunda parlamenter sistem sekteye uğratıldı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi ucube bir sisteme geçildi. Dünyanın hiçbir ülkesinde, bugün ülkemizde uygulanan sistem uygulanmıyor. ABD'de tam başkanlık sistemi var, Fransa gibi ülkelerde yarı başkanlık sistemi var ancak onların kuralları var. O başkanlık sistemlerinde sistem denetleniyor. Fakat bizde tek adam rejimi var. Bugün Türkiye'de Cumhurbaşkanında olan yetki, hiç kimsede yok. Yemin ederim, sizi temin ederim ki, gökten o masum melekleri indirseniz, Cumhurbaşkanının yetkilerini o meleklere verseniz, melekler yoldan çıkar! Başları döner. Neden? Çünkü bugünkü Cumhurbaşkanı, bu hükümet sisteminde cumhurbaşkanı… Aynı zamanda başbakan, bakan, bakan yardımcısı, yüksek seçim kurulu başkanı, anayasa mahkemesi başkanı, bütün kurumların başkanı… Böyle bir sistem dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Ancak kabile devletlerinde görülebilir. Ama yüz yıllık cumhuriyette, demokrasiyle yönetilmiş Türkiye'de bir kişiye bu kadar yetkinin verilmesi yanlıştır. Benim genel başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun (olacak da), o yetkilerin O'na da verilmesine karşıyım. Kendisi de karşı zaten. Millet İttifakını oluşturan partilerin çabaları, parlamenter sisteme geçişi sağlayacak milletvekili çoğunluğu sağlayabilir mi? Burada seçmenlerimize çok büyük görev düşüyor. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçilecek, bundan hiç kuşkum yok. Ama 301 milletvekili gerekli her şeyden önce. Yani mecliste çoğunluğu yakalamak gerekiyor. İkincisi, Anayasa değişikliği referandumuna gidebilmek için 367 milletvekiline ihtiyaç var. Anayasa değişikliğini parlamentoda yapmak isterseniz, 400 milletvekiline ihtiyaç olacak. Dolayısıyla önce 301, sonra 367, en sonunda da 400 milletvekilini hedeflememiz, bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak gayret içinde olmak gerekir. “

KADINLAR VE GENÇLER, BU İKTİDARI DEĞİŞTİRECEK
14 Mayıs seçimlerinin kadınlar ve gençler için bambaşka bir önem taşıdığına vurgu yapan Musa Çam, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Benim sahada gördüğüm şu: Kadınlar ve gençler, bu iktidarı değiştirecek. Kadınların, kendilerine yapılan hakareti, haksızlıkları, İstanbul Sözleşmesinden ayrılmayı affetmeyeceğini ve sandıkta bunun hesabını soracağını görüyorum. Geçmişte bir şekilde AK Parti'ye oy vermiş kadınlar bile, kendilerine yapılanların hesabını sandıkta soracaklarını söylüyorlar. Bu seçim, kadınların iktidar seçimi olacaktır. Gençler de aynı şekilde kararlı. Gençlerin inanılmaz boyutta pasaport başvurusu var. Gençler, ülkede umut göremiyor. Vize alıp yurtdışına gitmek için fırsat kolluyor gençler. Umutlarını kaybetmişler. Ben de onlara diyorum ki, haklısınız ama Atatürk cumhuriyeti sizlere emanet etti. Siz bırakıp giderseniz bu ülkeye kim sahip çıkacak, bu ülkeyi kim yönetecek? Her türlü zorluğa, sıkıntıya rağmen burada kalacağız, mücadele edeceğiz, ülkemize sahip çıkacağız. Şu unutulmamalı: Bizim bu ülkeden başka gidecek bir yerimiz yok. Suriyelilerin, Afganların, Pakistanlıların gidebilecekleri bir Türkiye var ama bizim gidecek bir yerimiz yok.”

CHP İZMİR’DEN 8+8 MİLLETVEKİLİ KESİN ÇIKARIR
CHP’nin oylarının hem Türkiye genelinde, hem de İzmir'de artacağını öne süren Musa Çam, “Mevcut milletvekili sayımızı da artıracağımızı düşünüyorum. 2018 seçimlerinde İzmir'de her iki bölgeden 7'şer olmak üzere toplam 14 milletvekili çıkarmıştık. Bu seçimlerde her iki bölgeden kesin 8'er milletvekili çıkarırız. İkinci bölgeden 9 milletvekili de çıkarabiliriz. Şunu da belirtmeliyim ki, seçmenimizin Cumhurbaşkanı adayımız Kılıçdaroğlu ile sorunu yok. Seçmenimizin şöyle bir uyarısı var: Milletvekili aday listesine bakacağız. Görmek istediğimiz, milletvekilliğini hak eden arkadaşlarımızın listede olmasını istiyoruz. Eğer onları göremezsek, düşüneceğiz ve o zaman başka bir partiye oy verebiliriz. İzmir'de özellikle TİP'i tercih edebilir. Listenin, seçim bölgesindeki seçmenin ihtiyaç ve beklentilerini görüp hazırlanmasına dikkat edilmeli.”

MUHARREM İNCE’YE VERİLECEK OY, ERDOĞAN’A VERİLMİŞ DEMEKTİR
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığının Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’na zarar vereceği iddiasında bulunan Musa Çam, şu değerlendirmede bulundu:

“Muharrem Bey ile birlikte 7 yıl birlikte parlamentoda görev yaptık. 2018'de cumhurbaşkanı adayımızdı. Partide pek çok arkadaşıma haksızlık yapılmış olabilir. Bana da yapıldı ancak 2018'de listeye konmadım ama küsmedim, darılmadım. Tam aksine, 2018 milletvekili ve 2019 yerel seçimlerinde herkesten daha fazla çalıştım. Muharrem Bey'in 2018'deki seçim sürecini yönetemediğini kabul edelim. Muharrem İnce'nin partiden ayrılması başlı başına yanlıştı. Haksızlığa uğramış olabilir ama partide kalıp mücadele etmeliydi. Ayrı bir parti kurup başkasının ekmeğine yağ sürmek doğru değil. Muharrem İnce arkadaşımız ihtiraslarına yenik düştü. Cumhurbaşkanı aday adaylığı yanlıştır. Muharrem İnce'nin alacağı her oy, Cumhur İttifakı'na artı olarak yazılacak. Bunun vebali de onun omuzlarında olacaktır. Dilerim kararını yeniden gözden geçirir demek isterdim ama geri dönüş yok artık. Ama seçmenin bu sorunu sandıkta çözmesi lazım diye düşünüyorum. Seçmen şunu iyi bilmeli ki, Muharrem İnce'ye atılacak her oy, Recep Tayyip Erdoğan'a gidecek demektir. Bu nedenle oyumuzu çok dikkatli kullanmamız gerekiyor. 14 Mayıs'ta tüm vatandaşlarımızın sandığa gitmesi ve oy kullanması lazım. Bir seçimi oy kullananlar değil, sayanlar kazanır. Hepimiz, oyumuzu kullandıktan sonra sandık başında görev almalıyız, sandık başlarında nöbet tutmalıyız.”