Bir kentin belediye başkanının kolundaki altın bileziklerden biri…

Tıp Doktorluğu ise…

Hele hele…

Yönettiğiniz kent dünya tatlısı bir “aile”den farksız ise…

O’nu makamda otururken görmeniz…

Mümkün değil…

İzmir’in uzak ilçesi 30 bin nüfuslu Kınık’ta…

Seher vakti tablosu muhabbeti şöyle:

“Başkanım, doktorum…”

“Buyur Salih Emmi…”

“Bizim İzmir’deki yeğenlere, sakın aşı olmayın diyorlarmış!”

Doktor Başkan gülümsüyor…

Belli ki, aşı karşıtları hala yoğun mesaide…

“Salih Emmi, sen söyle yeğenlere… Hafta sonu gelsinler ilçeye… Aşılarını bizzat ben yapacağım…”

***

Tablo ürkütücü; aşıdan harbiden kaçış var…

An itibarıyla…

İlk doz aşını olmayan 22 milyon kişi aramızda dolaşıyor…

Mesleğini…

Çeyrek asırdır o yörede sürdüren…

Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’a göre…

Aşı karşıtlarının profili şöyle:

“Bilgi kirliliği yüzünden fazla detaycı düşünenler… Genç ve dinamik olduğuna güvenip, (Zaten gençler hafif atlatılıyor) diyenler… Herkes bir gün geçirecek düşüncesiyle (Ne olacaksa olsun!) diyenler… Bi’de (Fırsat bulamıyorum aslında…) mazeretine saklanan pasif direnişçiler…”

Madem vatandaşın kafası karışık…

Doktor Reis…

Kınık’taki aşı tedirginliğinin önüne nasıl geçiyor?

Şahane bir yöntemle…

***

Önce konuşuyor, ikna etmeyi başarıyor ve…

Tuttuğu gibi Kınık Devlet Hastanesi’ne götürüyor…

O vatandaş…

“Yok, ben hastaneye gitmem!” derse, ne yapıyor?

Tatlı dille telkine başlıyor…

Konuşa konuşa endişeleri, kaygıları ortadan kaldırıyor…

Sonraki görev ne?

Bakın burası önemli…

Kınık’ın hekim belediye reisi…

Baktı, olmuyor…

Bu kez aşıdan kaçmaya çalışan hemşehrisine şunu soruyor:

“Trafik levhalarındaki hız sınırını aşıyor musunuz?”

Vatandaş şaşırıyor… “Ne alaka?” diyecek oluyor…

O zaman doktor başkan…

Şu sözlerle aşı’dan kaçan hemşehrisinin kalbine bir ok fırlatıyor:

“Saatte 150 kilometre hızla yolculuk yaparken olası bir trafik kazasında meydana gelebilecek hasarı tahmin ettiğiniz halde gaz pedalını köklemeye devam ediyorsanız, aşının müphem (belirsiz) yan etkilerinden de korkmamanız gerekir… İçinizde endişe yok; kaza ihtimalini aklınıza bile getirmiyorsanız; demek mi, siz zaten aşırı cesaretli birisiniz…”

Vatandaş, böylesi ironik cevabı duyunca…

Rotayı değiştiriyor ve aşı olmaya gidiyor…

***

Ve, çarpıcı bir örnek daha…

Doktor Başkan Doğruer…

Aşı’yla ilgili azıcık kuşkusu olanları bile önce dinliyor…

Sonra onlara…

Hastanelerin yoğun bakımlarında…

Aileleriyle helalleşemeden…

Hayata veda edenlerden örnek veriyor…

Bunu yaparken, “Yoruldum” demiyor, bilakis…

Bir kişiyi daha “Aşı Yolu”na yönlendirmenin mutluluğunu yaşıyor…

Doktor Başkan, bununla da kalmıyor…

Kınık kırsalında…

Başka kentlerden gelen mevsimlik tarım işçilerinin…

Genel kontrolüne katılıyor ve…

“Ha’di bakalım, aşı olmayan kalmasın…” diyerek…

Mutlaka şırıngayı sol oluumza aşılarını yaptırıyor…

***

Peki, Sadık Başkan bir hekim olarak…

Aşılama hizmeti için bizzat köylere gidiyor mu?

Koşa koşa gidiyor…

Yol, asfalt, çeşme yapmak…

Biraz daha ötelenebilir ama…

Sağlık söz konusu olunca…

“Sonra yaparım!” diyebilir misiniz?

***

İzmir’in uzak ilçesini yöneten Dr. Sadık Doğruer’in…

“Ben aşı’yı reddediyorum!” diyenler içen…

Bir önerisi var…

“Aşı’ya (hasta hakları nedeniyle) direnen /çekinceleri sebebiyle yaptırmak istemeyen vatandaşlarımız için (hes kodu) yerine (aşı kodu) sorgulaması hayata geçerse, toplumsal /kamusal alanlarda riski dolaşımlar belli bir ölçekte kontrol altına alınabilir…”

***

Bitiriyoruz…

Doktor Sadık Doğruer…

30 bin hemşehrisiyle birlikte…

Havasını suyunu, ekmeğini paylaştığı Kınık’ta…

Belli bi’yaşın üstünde…

Aşılanmamış kimse bırakmamaya yeminli…

Andını yerine getirmek için…

Vallahi…

Henüz aşı yaptırmamış kimi görürse…

İğneyi bizzat kendisi vuruyor…

Yeter ki…

Kınık’ta aşılanmamış kimse kalmasın…

Şifa yerine geçsin ilçeye…

Nokta…

Sonsöz: “Koronavirüs artık aşısızların hastalığı… Yoğun bakımda yatan hastaların neredeyse tamamını 50 yaş altındaki ve aşısız kişiler oluşturuyor… / Prof. Dr. Zafer Kurugöl – Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı…”