Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ben TV’de yayınlanan bir programa katılan Kocaoğlu, genel seçimlerden özel idare mallarına, stat projelerinden yeni fuar alanı inşaatına kadar birçok konuda değerlendirme yaptı.
- BAŞKAN'DAN ASFALT TEFTİŞİ: 9 MİLYONLUK MÜJDE!...
Kocaoğlu, yaklaşan genel seçimlerde milletvekilliğine aday olup olmayacağı sorusuna yanıt verdi. Başkan Kocaoğlu, genel seçimlerde milletvekili adayı olup olmayacağı yönündeki soruları yanıtladı. Kocaoğlu, “Benim aday olacağım konusunun anlamı ‘el salla, kol salla hadi sana güle güledir’… Kesinlikle böyle bir niyetim yok. Kesinlikle de gitmem. Bu büyük bir laf ama beni İzmirli hemşerilerim ilk kez üç kez üst üste seçti. Benim bu görevin aksine bir şey yapma lüksüm yok. Hasta olurum, evden çıkamam o ayrı. Sağ olduğum, ayakta olduğum süre boyunca buradayım. Eve giderim ama Ankara’ya gitmem. Bizim ana hedefimiz 5 dönem yapmaktır (gülerek)... Ama yaşımız uygun olmadığı için böyle bir mantık olur. Ben söz verdim, harpten çıktım. İzmirli bana beş yıl daha ‘burada otur’ diyor. Sadece bir şekilde bırakırım sağlığım elden giderse ancak bırakırım” dedi.
SEKİZLİ-MEKİZLİ ŞEY OLDU!
Kocaoğlu, görevinin başında olduğunu vurgularken ilçe belediye başkanları ile uyumlu çalıştığını söyledi. Kocaoğlu, “Bence belediye başkanlarının hepsi iyi gidiyor. Aynı desteği tüm başkanlara veriyoruz. Bana belediye başkanının daha yakın olması ayrı konu adil, eşit davranmak ayrı konudur. Genel merkezimiz bir karar verdi ve yapı kurdu. Bize düşen görev bu yapı ile çalışmaktır. Altı aldır iyi gidiyor. Bazı arkadaşlar geçen dönem ‘sekiz-mekiz’ bir şey oldu. Halen arkadaşız. Aramızda bir problem yok. Siyasetin inişli, çıkışlı durumu olur” dedi.
ARAMIZDA FARK OLACAK
Başkan Kocaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in İzmir’in suyu ve arsenik konusundaki sözlerine niye yanıt vermediğini de açıkladı. Kocaoğlu, “Melih Gökçek ile benim aramda fark olacak. Benim adım Aziz Kocaoğlu, onun adı ise Melih Gökçek. Başkasının zor durumundan, olağanüstü halden yararlanarak, rakibe vurarak prim yapılmaz. Bu bana göre doğru değil. Ben onu yapmam. Benim yoğurt yiyişim farklı. İkimiz de ayrı bir kişiliğiz. Ulaşım konusunda zarar ediyoruz. Hazırladığımız sistemi herkese sunacağım. Melih Gökçek’e de bunu anlattım. Niye anlatmayayım ki belki ben yanlış yapıyorum” dedi. Başkan Kocaoğlu, ayrıca İzmir’in su probleminin bulunmadığını da sözlerine ekledi.
SÜRE YOK, CEZA VAR!
Başkan Kocaoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme sonrasında mühürlenen Gaziemir’deki yeni fuar alanı inşaatında sorunun yüklenici firmadan kaynaklandığını söyledi. Kocaoğlu, “ Biz yüklenici firmayı inşaat sahasındaki güvenlik için uyarıyoruz. Firmaya yazılar yazıyoruz. Gecikme için süre uzatımı yapmayacağımızı söyledik. Bu kendi hatasından dolayı kaynaklandı. Bunun için de cezalı çalışacağını arkadaşlar bildirdiler. Bizim ihale sistemimizde maalesef sıkıntılar yaşanıyor. Bana ‘efendim sıkıntıyı sen yaşıyorsun da başkası niye yaşamıyor’ denildiğinde ülkenin genel siyasi konjonktürüne bakmak gerekir. İhale yapma yönteminden bahsediyorum. Mermer Fuarı’na bu alan yetişecektir” dedi. Başkan Kocaoğlu, fuar alanının kamulaştırması, yatırımları ve inşaatları ile 500 milyon TL’lik maliyeti bulduğunu söyledi. Kocaoğlu ayrıca Kültürpark’ın duvarlarının yıkılması önerisine de, “Yıkmayı sevmeyen bir adam olduğuma göre sorun yok. Zaten girişten para alınmıyor, kapılar da açık. Ben yıkmam. Benden sonrakiler değerlendirebilir” yanıtını verdi.
İŞİ YARIM BIRAKAN BİR DAHA KARŞIMIZA ÇIKIYOR
Başkan Kocaoğlu, vizyon ve strateji konusunda eksik olduğu yönündeki eleştirilerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine ihale mevzuatını hatırlattı. Kocaoğlu, “Bizim ihale mevzuatımız var. Müfettiş gelir bir manzume yazar iki sene uğraşırsın temizlemeye, müfettiş gelir görmez gider raporu yazar. Müfettişlerin yazdığı ile başlamıyor mu bu işler? Türkiye’nin bugünkü şartlarında ihale yapmak zor. Sadece kendime üç dört tane bina yaptım. 5-10 katlı.. Hep aynı kalfaya, sıvacıya, doğramacıya yaptırdım. İçinden bir tanesinin dengesi kaçarsa değiştirirsin. Ama ihale mevzuatı böyle değil. Biz kesin teminatı yüzde 15-20 yapabilir miyiz diye KİK’e yazı yazdık. Cezayı arttırayım ki ihaleye giren ‘ben bu işe girerken düşüneyim’ desin. Özel hayatında memnun değilsen yaptırdığın işte adamı gönderirsin ama kamu işinde tasfiye etmek istesen bile süre alıyor. Biz, bir müteahhide den geldik. Basmane’den Gümrük’e kadar kanal hattı yaptık. Bunu dört ay öngördük. İşi düzgün müteahhit aldı. Tam 65 günde bitirdi. Şimdi Kemeraltı’nın ihalesine gireceğim. Altyapı, üst yapı, aydınlatma ve çatılara bakacağız. Projeleri hazır ama titriyoruz. Öyle bir şey ki gece çalışacak. İşleri yürütecek. Türkiye’nin en canlı yerinden bahsediyoruz. Bunu özel koşulda ihaleye veremem. Mantık olarak ‘Ahmet efendi 10 lira eksik vermiş ona ihale ver’ değildir. Adam bir yerde işi yarım bırakıyor kaçıyor sonra aynı adam başka ihalede karşımıza çıkıyor. Ona ‘sen ne arıyorsun burada’ diyorum adam başka firma ile ortaklık yapmış, ya da oğlu üzerine iş yeri kurmuş. 1991 yılından beri bile benim kendi işyerimde kara liste var. Bunu bu sistemde yapamıyorsunuz” dedi.
HEYKELİMİ DİKMEYE GEREK YOK!
Başkan Kocaoğlu, konuşmasında tartışmalı stat projelerine de değindi. İZVAK Başkanı AK Parti İzmir eski Milletvekili Tuğrul Yemişçi’nin sözlerini değerlendiren Kocaoğlu, “Tuğrul ağabey bizim büyüğümüz. Zaman zaman istemeyerek yanıt veriyorum. Ama o laflar doğru laflar değil” dedi. Öncelikli olarak kentin spor konusunda analizinin yapılması gerektiğini anlatan Kocaoğlu, “İzmir’in neye ihtiyacı var, spor altyapısında kent nerede? Akdeniz ve Üniversiade Oyunları İzmir’de birçok tesis getirdi. Salonlar, tesisler geldi. Kentin etrafında olimpik yüzme havuzları lazım. Biz belediye olarak buz pateni yaptık. Sadece stat yapılsın istemiyoruz. Aziz Kocaoğlu’nun heykelini dikmeye gerek yok. Biz ne heykel istiyoruz ne de başka bir şey. Rahmetli olduktan sonra kim ne yaparsa yapar, ya da yapmaz. Biz stat konusunda önerilerde bulunduk. Sadece ben değil Mahmut Özgener, eski Spor Bakanı Faruk Özak söz verdi. Bu ‘sadece Aziz söz verdi yapmadı’ değildir. Şimdi yeni bakan stat yapmak istiyor. Yer belli değil, proje belli ama büyüklük belli değil. TOKİ’nin mevzuatı bunu yapmaya uygun. Sadece zengin adam kulüp başkanı olsun, para versin sporcu transfer etsin mantığı doğru değil. Yeni statların Karşıyaka’da Yalı yerine Örnekköy’e, Gürsel Aksel yerine Uzundere’ye yapılmasını istiyoruz. İhale kapsamında yüzde 50-70’ini karşılamaya hazırım. Benim şahsi fikrim budur. Alsancak Stadı İzmir’in tarihi ve simgesidir. Bu stat büyüktür, küçüktür ayrı meseledir. Yeni bir planlama ile çalışma yapılabilir. TCDD, TARİŞ ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nden de yer alınarak 30 bin kişilik yeni şehir futbol stadı yapılır. Hem geçmiş yaşar, hem de kentin ihtiyacı yaşar. Alsancak Garı’na 50, Halkapınar’a 400 metre uzaklıkta bir yerdir. Atatürk Stadı ise olimpiyat stadıdır. Sürekli ‘kullanılmıyor, maç seyredilmiyor’ denilebilir. Burada etkinlikler, büyük organizasyonlar yapılabilir. Tamamen doğru iş yapılsın. Benim bir görüşüm var. Diyorum ki ‘seçimler beş yılda bir yapılsın’… Cumhurbaşkanlığı, yerel seçimler, genel seçimler birer ay arayla yapılsın. Biz geriye kalan 55 ay adam gibi işimize bakalım. Şimdi ödüm patlıyor katı atık bertaraf tesisi seçime kurban gidecek. Statlar da öyle. Her partinin milletvekili atama olduğu müddetçe başta genel başkanın gözüne girmek için beyanat veriyor. Ne yapacak iktidar partisinin milletvekili? Yerel yönetimin başında olan bana vurarak prim yapmaya çalışacak. Bu tavır yanlıştır. Bizim kenti yönetirken bakanlara, milletvekillerine karşı duruşumuz var. Bundan kent karlı çıktı. Bir de arkadaşların bakışı var. Ama yapacak bir şeyimiz yok” diye konuştu.
“KİM ALIRSA ELİMDEN GELENİ YAPACAKTIM”
Başkan Kocaoğlu, il özel idaresinin kapanmasından sonra tartışmalara neden olan mal paylaşımı ve köy malları konusuna da değindi. Kocaoğlu, “Kırsalda köy tüzel kişilikleri üzerine seçim sistemi kuruldu. Biz burada doğru bir strateji oluşturduk. Köylülerin malları var. Bergama Kozak Yaylası’ndaki fıstık çamını ne yapacağım, satacak mıyım? Bir sürü şey var. Dere, otlak, mera, meyvelik, sebzelik var. Biz ‘bu düzeni bozmayacağız’ dedik. Peki nasıl çözeceksin? Kooperatiflere izbedel karşılığında kiraya vererek çözeceğiz. Köy malları bize hiç gelmedi. 30 dönüm üstündeki yerlere Büyükşehir bakıyordu. Biz ‘bunu bize verin’ dedik. Altını da ilçelere bıraktık. Sonra vali bey ‘Büyükşehir’e hiç vermeyeceğiz’ dedi ve iptal etti. Bazen karıştırılıyor. Birisi çıkıp (Vali Mustafa Toprak) diyor ki ‘malların yüzde 90’ını belediyelere verdik’… O da özel idare malları değil köy mallarıdır. Ödemiş’teki satışı da değerli basın mensuplarımız var takip ediyorlar. Ne satacak göreceğiz. İnsan sözü ile yaşar ya da fırıldak olur. Biz sözümüzü verdik. Tire Belediyesi’nin sattığı alanı Ödemiş CHP İlçe Başkanı Mehmet Birlik aldı. Biz Büyükşehir olarak arazi alamayız. Resmi tesis alanı alabiliriz. Bostan tarlasını alamam. Ben Mehmet Bey ile görüştüm sözümü ikiletmedi. Bu araziyi başka birisi de alsaydı ihalenin iptali için elimden geleni yapacaktım. Kim alırsa alsın” dedi. Kocaoğlu, Vali Mustafa Toprak ile arasındaki buzların eriyip erimediği konusunda ise, “Bizim her sözümüzün, deyimizin manası var. İnsanlık tarihinden gelen sözler vardır. Başka anlamlar yükleyemezsiniz. Benim ‘ham’ dediğim vatandaşın malını kaptırmamaktır. Ama ‘ham hum şalalop’ karışık iştir. Bizim söylediğimiz ile bu farklı bir konudur” dedi.
ULAŞIMDA “ZON” UYGULAMASI
Kocaoğlu, ulaşım konusunda yeni bir uygulanın hazırlığını anlattı. İzmir genelinde yeni ilçelerin bağlanmasından sonra ‘zon’ uygulaması yapacaklarını belirten Kocaoğlu, “Kenti önümüze koyacağız. Birinci zona Menderes, Menemen ve Güzelbahçe’yi alıyoruz. Ardından eski metropol ve yeni metropol sınırları olarak ayrım yapılacak. Her 20-25 kilometrede bir fiyatlandırma yapacağız. Diyelim ki 20 kilometrede 2.5 TL,veren ikinci 25 kilometrede bir 2,5 TL daha verecek. Merkezden dağılım, ilçelerden ilçelere, ilçe merkezlerden köylere dağılan bir sistem getiriyoruz. Bir ilçede, 5 kilometre de köy var 45 kilometre de.. Bunu özel sektör ile birlikte yapacağız. Bu sistem ile 5 yıldır uğraşıyorum. Sabahleyin kalkıp da ‘şunu yapacağız’ demek yanlış. Yasalar, kanunlar, deneyimler ve yönetmelikler var. Biz de bir işi ilk defa yapıyoruz. Kendi insanımıza, coğrafyamıza uyduruyoruz. Bu ulaşım sisteminde dolmuşlardan başlayarak bizzat kendim çalışıyorum. Körfez’i, Kemeraltı’nı, Agora’yı, kentsel dönüşümü öyle çalışıyoruz. Vapurlar da geliyor. Vapurun birisinde bir hastalık oluyor ve geri gidiyor. O zaman ‘vay efendim’ diyorlar. Bunlar olacak. Küçük şeyler çözülür” açıklaması yaptı.