Kantinciler isyanda… Kira veriyorsak okula gelmek zorunlu olsun!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye'de 11 Mart 2020 tarihinde ilk olarak görülmeye başlanan ve 15 Mart  2020 tarihinde ise ilk ölümün yaşandığı koronavirüs pandemisinde 1 yılı aşkın bir süreç geride bırakılırken, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok meslek grubu süreçten olumsuz etkilenmeye devam ediyor.

Salgının görülmesinin arından birçok iş alanı dönem dönem kapatılıp yeniden açılırken, geçtiğimiz yıldan itibaren yüz yüze eğitime verilen ara ile birlikte süreçten en çok etkilenen meslek gruplarından birisi kantinciler olmuştu.

Türkiye'de vaka sayılarının düşüşe geçmesi ile birlikte okullar yeniden açılırken, yüz yüze eğitimde devam zorunluluğu olmaması nedeniyle kantinci esnafı kirasını bile çıkarmakta zorlanıyor…

EVİNDE ÇOCUĞUNA SALATA YEDİREMEYEN KİŞİLER…
Kantinlere getirilen ürün sınırlamalarını sonrası insanların kantincilik mesleğinden uzaklaştığını belirten İzmir Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Rasim Topçu "Bazı okul müdürleri de işkence yapar gibi 'kantini açmıyorsan sözleşmeni fesh edeceğim, yada gel dilekçeni ver kantini bıraktım diye' diyerek baskı yapıyorlar. Bu kadar ileri gidebiliyorlar. Bu saatten sonra yoldan geçen dilenciye gel sana para vereyim bu kantini işlet deseler dahil, kantini işletecek birini bulamayacaklar. Öğrencinin de tüketim alışkanlığı artık değişti. Bir taraftan bakanlık olarak yaptırım yapıyorsun, bir tarafta kantinde satılacak ürünleri küçültüyorsun… Kantinci esnafına salata sat diyorlar… Evlerinde  çocuklarına salata yediremeyen insanlar bizlere kantinlerde salata satın diyor. Kantinci salatalık demek mi? Yoksa A4 kağıdı satmak mı?" ifadelerini kullandı.

GÜNLÜK KAZANCIMIZ MAKSİMUM 100 TL
Gelen öğrenci sayısının düşüklüğünden kaynaklı olarak günlük kazançlarına dikkat çeken İzmir Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Rasim Topçu, "Öğrenci yok ancak biz kira ödemeye devam ediyoruz. Eskiden lise ve ilkokullarda son sınıflar gelecek diyorlardı, LGS ve YGS'ye hazırlık için, ancak şimdi pandemi azaldığı için genel mecburiyet olmadan yeninde eğitim ve öğretim diye haftada sadece 2 gün eğitim veriliyor. Bunların hepsi de aynı okulda değil.  İzmir genelinde ise bir grup pazartesi salı, Perşembe Cuma… Yani bin 300 öğrencili bir okulda öğrenci sayısı 60 civarında. Bu durumda kantincinin günlük kazancı maksimum 100 TL…" diye konuştu.

KİRA BEDELİMİZ YÜZDE 5'DEN YÜZDE 20'YE ÇIKTI
Geçmiş dönemde öğrenci sayısında uygulanan kira oranının bu sefer yüzde 400 zam ile uygulandığına dikkat çeken Topçu, "Geçmişte hafta sonu uygulanan 8 ve 12'nci sınıflara uygulana kurslarda 2 gün açıktı ve yine devam zorunluluğu yoktu. Ancak burada bizler kiramızın sadece yüzde 5'ini ödüyorduk… Şimdi ise yüzde 20 kira veriyoruz. Kazandığımız para ise aynı. Yani 30 TL ila 120 TL arası bir para kazanıyoruz ancak ödediğimiz kira yüzde 400 artmış oldu. Devam zorunluluğu konulmadığı için öğrenciye gel denemiyorlar, veli de salgından dolayı tedirgin olduğu için çocuğunu göndermek istemiyor. Zaten uygulanan eğitim de tam gün değil. 3-5 derse girip evlerine gidiyorlar. Bu durumda da öğrencilerimiz zaten kantine ihtiyaç duymuyor, kantine gelse dahil sadece su alıp dönüyor" ifadelerini kullandı.

ZORUNLU OLARAK ZARAR ETTİRİLİYORUZ
Kantinlerin açılması ile bir yılı aşkın süredir çalışmayan esnafa zulüm yapıldığını belirten Topçu, "En başta ben olmak üzere şu an tüm kantinci esnafımız keşke açılmasaydık diye isyan ediyor. Kapalı kalınan süreçte kantinci esnafı iyi köyü bir iş bulup kendini geçindiriyordu. Ancak okulların açılması ile birlikte o işlerini bırakıp kantinlerini açmak zorunda kaldı esnafımız. Hal böyle olunca hem iş bulduğu yerdeki gelirinden oldu esnafımız hem de kantini açarak sürekli kira ödemek zorunda kalarak her geçen gün borcu artıyor. Burada vatandaşlarımızın bilmediği şey de, okulların açılması durumunda kantinci esnafı kantinlerini açmak zorunda. Eğer açmazsa kantinini sözleşme feshine kadar giden bir ceza süreci var. Bizler burada zorunlu olarak zarar ettiriliyoruz. 15 ay çalışmayan esnafa kantinleri açma zorunluluğu koyarak bir zulüm daha yapılıyor. Tamam kantinlerimizi açalım ancak öğrenci sayısını da düşünüp kira verilmese olmaz mıydı? Zaten kazancımız yok, bir de borç alarak kiramızı ödemeye çalışıyoruz. Biz belediyenin verdiği bin TL ile devletimizin verdiği bin TL'lerle nefes almaya çalışan , o günü geçirmeye çalışan esnaf grubuyuz. Pandeminin ilk gününden son gününe kadar kapalı kaldı bizim esnafımız" dedi.

KANTİNCİ ESNAFI ÖLÜYOR!
Kendilerinin kantinciler için destek beklerken, sadece zulüm gördüklerini belirten Topçu,"Şimdi ise kantinlerimiz söz de açıldı ancak, açıldığımız andan itibaren zarar ediyoruz. Müsaade edin de biraz nefes alalım. Bizler hükümet ve yerel yönetimlerden yardım beklerken, Milli Eğitim Bankalığı'ndan yardım beklerken, bizlere kalkıp öğrenci olmayan okullarda kantin açma zorunluluğu koyup bir de kiranızı ödemek zorundasınız diyorlar… İnsanlar neden empati yapmıyor? En azından deselerdi ki oda başkanlarını toplayalım ve görüşelim… Onu da yapmıyorlar. Bizim yazılı taleplerimiz var zaten. Esnaf zaten can çekişiyor… Kantinci esnafı ise gerçekten ölüyor. Aylardır para kazanamayan, varsa birikimi ondan kullanan, evini arabasını satıp hayatta kalmaya çalışan insanlarımız var. Bir çoğunda satacak zaten bir şeyi dahil yok. Bu yapılan kantinciye zulümdür. Eğer bizden kira alıyorsanız öğrenciyi okula gelme zorunluluğu tutun" diye konuştu.