İZMİR - İzmir Arabulucular Derneği Kurucu Yönetim Kurulu adına bir değerlendirme yapan Dernek Başkanı Hilal Çalkın; İzmir’deki arabulucuların, çok yeni olan ve henüz bilinmeyen bu çözüm yöntemini, her kesime tanıtmak, başvuruyu yaygınlaştırmak, bu yol ile daha çok anlaşmazlığın daha kısa sürede ve tatmin edici biçimde çözülmesine katkı sağlamak amacıyla örgütlenme kararı aldıklarını bildirdi. Arabuluculuğun, özel hukuk alanındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için başvurulan ve dünyada dostane çözüm yolları içinde en yaygın olan uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğunu aktaran Çalkın, bu konuda eğitim almış tarafsız bir üçüncü kişinin, taraflar arasındaki iletişimi, müzakereyi kolaylaştırdığını ve tarafları, uyuşmazlık hakkında gönüllü bir karar vermeye teşvik ettiğini anlattı. Arabulucu Çalkın, toplumsal barışa katkı sağlamak için gönüllü olduklarını, bunun için mesleğin toplumca doğru algılanması gerektiğini ve bu konuda önemli bir misyon üstlendiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"İzmirli arabulucular olarak işbirliği içinde çalışarak, mesleğin tanıtımı için yapılması gerekenler ve muhtemel çalışma alanlarını değerlendiriyoruz. İzmir’de faaliyet gösteren üniversite ve kurumlarla, meslek odalarıyla ortak çalışmalar yapılmasını, tanıtım ve eğitim faaliyetlerinde bulunulmasını kararlaştırdık. Ayrıca bu konuda Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı ile de işbirliği içindeyiz. Derneğimizin kuruluş çalışmaları sırasında arabulucu meslektaşlarımda gördüğüm inanç, coşku ve enerji, arabuluculuk mesleği ile kısa zamanda çok başarılı sonuçlara imza atılacağı yolundaki kişisel görüşümü perçinliyor. Arabulucu meslektaşlarım ve kurucu üyelerle birlikte, arabuluculuk yönteminin toplumsal barışa büyük oranda katkı getireceğine yürekten inanıyoruz."
İzmir Arabulucular Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluştu: Dernek Başkanı Hilal Çalkın,; Genel Sekreter Yasemin Tekin; Sayman Abdullah Öndeş; Başkan Yardımcıları Yüksel Okyay, Hayriye Değirmenci, Sever Köz ve Ayşe Dağcı.
ARABULUCULUK NEDİR?
ABD, İngiltere, Hollanda ve Belçika başta olmak üzere birçok ülkede uzun yıllardır uygulanan arabuluculuk, Türk hukuk sistemine, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile dahil oldu. Arabuluculuk müessesi, ilk arabulucuları ile Kasım 2013 tarihinden itibaren faaliyete başladı. Arabulucu olabilmek için; Hukuk Fakültesi'nden en az beş yıl önce mezun olmuş olmak, öngörülen eğitim programını tamamlamak, yazılı ve uygulamalı sınavlardan geçmek ve arabulucular siciline kayıt olmak gerekiyor.
Kanuna göre, arabuluculuğa elverişli hukuki ihtilaflarda taraflar, mahkemeye gitmeden önce isterlerse arabulucuya giderek aralarındaki uyuşmazlığı çözme yolunu seçebiliyor. Devam etmekte olan bir davanın arabulucu yolu ile çözümü de mümkün.
100 BİNE YAKIN DAVALI VE DAVACI MESAJ YOLUYLA BİLGİLENDİRİLDİ
Arabuluculuk Daire Başkanlığı, UYAP sisteminde kayıtlı 100.000’ e yakın davacı ve davalıya “Davanızı Daha Kısa Sürede Arabuluculuk Yoluyla Çözebileceğinizi Biliyor musunuz?”, “Karşı Tarafla Arabuluculuk Yoluna Gidin, Kazanan Siz Olun!” şeklinde mesajlar gönderdi.
Taraflar, serbest iradeleriyle karar verebilecekleri kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda arabulucuya gidebiliyor.
ARABULUCULUĞUN AVANTAJLARI NELERDİR?
Büyükşehirlerde bir duruşma günü almak için aylarca beklenirken, her iki tarafın arabulucu yolunu seçmesi halinde birkaç hafta içinde çözüme gidilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Mahkemelerce yürütülen yargılamalarda duruşmalar ve dava dosyalarının içerikleri (mahkemece gizlilik kararı alınmamış ise) herkese açık iken, arabuluculuk görüşmeleri gizlilik içerisinde yürütülür. Gizlilik ilkesi bu çözüm yolunun cazibesini artırmaktadır. Gizlilik prensibi ile kişiler, özel hayatlarını, aile, akraba ve komşu ilişkilerinin mahremiyetini koruyabilecek; şirketler, işletme ve uygulama prensiplerinin mahremiyetlerini koruyabilecektir.
Dava başında peşin olarak ödenmesi gerekli harç ve yargılama giderleri, arabuluculuk yolunda söz konusu olmayacaktır.
Arabuluculuk yönteminin en cazip yanı, tarafların çözüme doğrudan katkı sağlaması, kendi sorununu çözme yolunda söz sahibi olmasıdır. Yargı sürecinde verilen kararların her iki tarafı aynı anda ve aynı oranda tatmin etmesi mümkün değildir. Hatta bazen varılan sonuç iki tarafı da tatmin edememektedir. Oysa arabuluculuk yönteminde, taraflar arabulucunun yönettiği oturumlarda varacakları sonucu kendileri belirlediklerinden sonuçtan duyulan tatmin çok daha yüksek olacaktır.