HABERLER>GÜNCEL
11 Kasım 2020 Çarşamba - 13:03

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nden deprem açıklaması: 'Rant' çıkışı!

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin düzenlediği basın toplantısında konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Aydemir ". Bundan sonraki süreç aynı bölgenin planlanması sürecidir. Yani rant sürecinin başlatıldığı döneme giriyoruz. Birisi çıktı 8-9 katlı binaları yıkıp 5 katlı binalar yapacağız dedi ancak geri kalan 5 kat nerde oturacak söylemedi. İzmir için yeni bina alanları söylediler ancak İzmir'de yeni bina yapmadan bu sorunu çözebilirler. Depremden önce eviniz vardı, depremde eviniz yıkıldı ve orası artık hazinenin malı oldu. Daha sonra nasıl bir yapı verilecek belli değil" dedi

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri nden deprem açıklaması:  Rant  çıkışı!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir'de 30 Ekim tarihinde yaşanan depremle ilgili 'Rant öldürür, dayanışma yaşatır' sloganı ile basın toplantısı düzenledi.

TMMOB İzmir Mimarlık Merkezi'nde düzenlenen toplantıya, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Aydemir, İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, CHP İzmir İl yöneticileri, CHP Buca İlçe Başkanı Hacer Taş, CHP eski dönem milletvekili Musa Çam ve çok sayıda oda üyesi katıldı.

Toplantıda katılımcılar adına hazırlanan basın metnini DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.

AYDEMİR: HÜKÜMET İZMİR DEPREMİNİN PROVASINI YAPMIŞ
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Aydemir Aykut Aydemir, İzmir Barosu ile iş birliği yaparak İzmirli vatandaşlar için çalışacaklarını söyledi. Aydemir, "TMMOB olarak depremden 1.5 saat sonra sahadaydık. Şuan tüm açıklamalarımızı ve tespit ettiğimiz raporları yayınladığımız bir sitemiz var. Burada hasar görmüş tüm binaların fotoğrafları var. Bugünden itibaren ki yarından itibaren bu süreçteki hızımızı arttıracağız, çalışmalarımızda İzmir Barosu'da yer alacak. Bundan sonraki süreç aynı bölgenin planlanması sürecidir. Yani rant sürecinin başlatıldığı döneme giriyoruz. Birisi çıktı 8-9 katlı binaları yıkıp 5 katlı binalar yapacağız dedi ancak geri kalan 5 kat nerde oturacak söylemedi. İzmir için yeni bina alanları söylediler ancak İzmir'de yeni bina yapmadan bu sorunu çözebilirler. Depremden önce eviniz vardı, depremde eviniz yıkıldı ve orası artık hazinenin malı oldu. Burada size daha sonra nasıl bir yapı vereceği yönünde hiçbir bilgi yok. 400'e yakın yıkılacak evden bahsediliyor. Bu süreç başından itibaren doğru işlemeyen bir süreçtir. Baro ile yaptığımız çalışmaları yarından itibaren yayınlayacağız. Vatandaşlar bütün cevapları orada bulabilecekler.  Bizim gördüğümüz hükümet İzmir depreminin provasını yapmış ve şu an bunu uyguluyor" dedi.

ÇAMLI: BİZLER SAHADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Söz alan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, Tabip Odası'nın çadır alanlarından çıkartılmak istendiğini söyledi. Çamlı, "Bu deprem aynı zamanda pandeminin giderek şiddetlendiği süreçte ortaya çıktı. Ne yazık ki gerek kurtarma gerekse geçici barınma yerlerinin ilk dönemlerinde kontrolsüz kalabalıklar oluştu. Hijyen ve fiziksel mesafe konusunda olumsuz görüntüleri kaygıyla izledik. İzmir Tabip Odası olayın başından beri sahadaydı ve halen arkadaşlarımız orada incelemeler yapıp raporlar hazırlamaktadır. Bizim bu süreçte bazı önerilerimiz oldu. Bunlardan birisi çadır kentlere girişte kontrollerin yapılmasıydı. Evlerinde kontrol atlında olanlar da bu süreçte dışarılara çıktılar ve çadırlarda yaşadılar, onların da tespit edilip yurtlara alındığı bilgisini aldık. Yaklaşan bir kış var ve çadırlarda yaşayan vatandaşlarımızın konut tipi yapılaşmalara geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sadece görev yapmak ve çalışmalarımız ve bilgilerimizi paylaşmak istememize rağmen, yarından itibaren ya çadır alanlarını terk etmemiz ya da Büyükşehir bünyesindeki AFAD altında çalışmamız söylendi.  İzmir Tabip Odası olarak bizler sahada olmaya devam edeceğiz.

HÜKÜMET ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMADI
Hükümetin üstüne düşen görevi yapmadığın belirten DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "İzmir dayanışmasını gölgelemek isteyen merkezi hükümet üstüne düşeni yapmamıştır. İzmir'den giden vergi paralarının sadece yüzde 12'sini geri göndermiştir. AKP iki şeyden korkuyor, bunlardan biri sokak ve diğeri de dayanışma. Biz sokaklarda dayanışmamızı sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ
İzmir halkını yararları için İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin ellerinden geleni yapacağın belirten DİSK Ege Bölge Temsilci Memiş Sarı "30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de, Kandilli Rasathanesine göre 6.9 şiddetinde olan depremde Bayraklı’da 17 apartman yıkıldı. Bu binalar 115 yurttaşımıza mezar oldu. Binin üzerinde yurttaşımız yaralandı. On binlerce yurttaşımız evsiz kaldı. Adliye, sağlık kurumları, okullar başta olmak üzere çok sayıda kamu binası ve işyeri kullanılamaz duruma geldi.  Acımız büyük. Yakınlarını kaybeden yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Seferihisar açıklarında, İzmir’e 70 km. uzaklıkta gerçekleşen bu depremin sonuçları bir kez daha “deprem değil bina öldürür” gerçeğini gözler önüne serdi. Bayraklı’ nın depremden bu derece etkilenmesinin,depremin can ve mal kayıplarını artıran bir felakete dönüşmesinin , ranta dayalı imar politikaları, imar affı gibi kaçak yapılaşmayı olağan hale getiren politikaların yanında bölgenin zemini ve bu zemine uygun bina yapılmaması olduğunu, konu ile ilgili bileşenimiz olan kurum yetkilileri açıkladı. Şu an itibariyle Şu an itibariyle 7 müteahhit tutuklanmış durumda ancak, sorumluluk sadece bu kişilerle sınırlı değil elbette. Şimdi, bir yaşam alanından toz yığınına dönüşen, insanlarımıza mezar olan binaları yapan 3-5 müteahhittin bileğine kelepçe takarak bu büyük felaketin sorumlularından hesap sorulabilir mi? Soruyoruz: 115 kişinin hayatını çalan, on binlerce yurttaşı sokakta yaşamaya iten sorumluluk zinciri 3-5 müteahhitten mi ibarettir? Bu ölümcül hırsızlığa göz yuman, binaların temel kamusal denetimlerini gerçekleştirmeyenler neden yargılanmıyor? Ülkemizin acil ve yaşamsal sorunu olan depremlerden kaynaklanan tahribatların üstü kolayca örtülemez" ifadelerini kullandı.

SAĞLIK BAKANLIĞI SINIFTA KALDI
Sağlık Bakanlığı'nın bu süreçte sınıfta kaldığını belirten Sarı, " Felaketin yaşandığı andan itibaren çok sayıda kurum ve gönüllüler ile birlikte bileşenimiz olan emek, meslek örgütleri ve siyasi partiler olarak alanda idik. Bu felakete ilişkin gözlemlerimizi ve bundan sonraki sürece ilişkin görüşlerimizi paylaşmak istiyoruz.

Öncelikle görece planlı, geniş caddelerin, parkların bulunduğu deprem alanında, 99 depremini de yaşamış bir ülke olmamıza rağmen ilk göze çarpan yine plansızlık ve koordinasyonsuzluk oldu. Arama kurtarma ekipleri can kurtarma derdinde iken, kendilerini göstermeye çalışan bakanları gördük enkaz üzerinde. Çadırların kurulması, yardımların toplanması ve ulaştırılması noktasında da iktidar partizanlıkta sınır tanımadı. Yerel yönetimleri, meslek örgütlerini süreçten dışlamaya çalıştı. İktidar yanlısı her türlü oluşum her türlü serbestlik içinde hareket ederken halkın yardımlarını depremzedelere ulaştırmaya çalışan, sadece maddi olarak değil ruhsal olarak da depremden zarar görenlere moral destek sunmaya çalışanlar çadır alanlarından çıkarıldı. Engellenmek istenen İzmir halkının dayanışmasıdır.  Bundan sonra da İzmir halkının dayanışma konusunda sergilediği örnek tutumun sürmesi için İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri elinden geleni yapacaktır. Dayanışmayı engellemeye çalışan iktidar, STK’ları ve diğer gönüllüleri sahadan çıkarırken gerekçe olarak sağlık koşullarını ve pandemiyi gerekçe gösterdi. Ancak Pandemi koşullarında yaşanan depremde, pozitif olan ve karantinada bulunan depremzedeler için bir çözüm üretilmedi. Çadır alanlarında semptom taraması, gerektiğinde test yapılması, izolasyon alanlarının oluşturulması gibi talepler yerine getirilmedi. Pandemi bir sağlık sorunu olmaktan çıkarılıp hükümetin elinde siyasi bir enstrüman haline getirildi. Bu hususta, Sağlık Bakanlığı gerçek bir sağlık sorunu olan salgın ile mücadelede tam olarak yetersiz kalmış , bilimsel gerçeklerden kopmuş , birinci basamakta salgın yönetimi tam bir kaos haline gelmiştir. Salgın mücadelesi tümüyle hastanelere ve üçüncü basamak sağlık sisteminin üzerine yıkılmıştır. Salgın yakında , ülkemizi ve halkımızı çok ağır bir şekilde yıkıma uğratacak ve ülkemizi esir alacaktır" dedi.

HERKESİN GÜVENİLİR KONUTLARDA YAŞAMA HAKKI VAR
Herkesin güvenilir konutlarda yaşama hakkının olduğunu belirten Memiş Sarı, depremden etkilenen halkın yanında olacaklarını söyledi. Sarı," Depremin yaralarını sarmak uzun bir süreç gerektiriyor. Binlerce kişi bu kışı konteynırlarda geçirmek zorunda kalacak. Geçici barınma alanlarının yeri bir an önce belirlenmeli, gerekli altyapıya bir an önce kavuşturulmalıdır. Depremden etkilenen halkın eğitim ve sağlık sorunlarının çözümünün yanısıra psikolojik destek ihtiyacı da bulunmaktadır. Binaların gerçek anlamda hasarlarının ne durumda olduğunun tespiti gereklidir. Deprem bir felaket ve bağlı sorunlar kümesi olmaktan çıkarılıp hükümet için bir şov enstrümanı haline getirilmektedir. Bu alanda yeni rant alanları yaratma çabalarının ilk belirtileri uç vermektedir.. Bu konuda kısa , orta ve uzun vadeli gerçekçi programlar ile ele alınmak zorundadır. Zira deprem de bir çok yönüyle sağlık sorunudur…  Geçmişte yaşadığımız pek çok deneyim hasarlı binaların artçı depremde felakete yol açtığı yönünde. Bu nedenle, TMMOB ve İzmir Tabip Odası başta olmak üzere ilgili kurumlar doğrudan sürece dahil edilmelidir.  Hasarlı kamu binaları ve işyerlerinde çalışmaya izin verilmemelidir. Herkesin güvenli konutlarda yaşama hakkı vardır ve İzmir bir deprem kentidir. İzmir’deki tüm binaların depreme dayanıklılık envanteri çıkarılmalıdır. Deprem vergilerinin nasıl kullanıldığı halka açıklanmalıdır.  İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak depremden etkilenen halkın yanında olmaya, dayanışmaya, yaraları birlikte sarmaya devam edeceğimizi ve yaşanan tüm mağduriyetlerin giderilmesinin, sorumlularının açığa çıkarılmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. Rant için değil, bilim ve emeğin ışığında kurulacak sağlıklı ve güvenli bir yaşam için mücadelemizi sürdüreceğiz. Dayanışmayı değil, depremin felakete dönüşmesini engelleyin. İzmir’den giden aylık verginin %12’si yardım amaçlı gönderiliyor.  Belediyelerin iller bankası payının yaralar sarılana kadar kesintiye uğramamasını talep ediyoruz" diye konuştu.

COVİD TESTLERİ YAPILMALIDIR
Covid testlerinin alanlarda yapılması gerektiğini belirten Sarı, "Geçici barınma alanlarının yerleri bir an önce belirlenmeli, önümüzdeki kış koşulları da dikkate alınarak bu alanlar sağlıklı ve güvenli yaşam için gerekli alt yapıya kavuşturulmalıdır. Pandemi koşullarında sağlık ve hijyen şartlarının sağlanması yaşamsal önem taşımaktadır. Alanda çalışan görevli personel ve yurttaşlarımızın salgından korunma açısından güvenliği sağlanmalıdır. Kişisel korunma araçlarının temini, maske kullanımının teşvik edilmesi ve denetimi, sosyal mesafe kuralının uygulanmasının, korunmasının sağlanması ile yeterli ve düzenli dezenfektan ihtiyacının giderilmesi gerekmektedir. Hasar görmüş veya boşaltılmış binaların yarattığı risklere karşı öncelikle yurttaşların can güvenliği sağlanmalıdır. Aynı zamanda yurttaşlarımızın bu binalarda bulunan eşyaları güvence altına alınarak bir an önce kurtarılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Geçici barınma alanlarında birinci basamak sağlık hizmetleri sağlanmalı, Covid testlerinin alanda yaygın olarak yapılması, izolasyon ve karantina koşullarının oluşturulması, mevsimsel grip aşılarının yapılması hayati öneme sahiptir. Her türlü olağandışı durumdan eşitsiz biçimde daha fazla etkilenen dezavantajlı gruplar olan kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler daha fazla korunmalıdır.  Zarar gören herkesin, hizmet verenlerin psikolojik destek ve travma değerlendirmesinin sadece kamu eliyle yönetilmesi mümkün değildir. Uzman gönüllülüğün İzmir Tabip Odası aracılığı ile sağlanması oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.

İZMİR VE İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ ASLA İZİN VERMEYECEKTİR
İzmir'in deprem kenti olduğunu vurgulayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir halkının ve Emek ve Demokrasi Güçlerinin yeni bir ranta izin vermeyeceklerini belirtti. Sarı, "İzmir bir deprem kentidir. Buna rağmen ne merkezî hükümetler ne de yerel yönetimler maalesef önlemler ve planlamalar konusunda yeterli çabayı bugüne kadar göstermemiştir. Ve 2020 yılında, yani inşaat teknolojisinin (Japonya’da görüldüğü gibi) çok ileri bir seviyede olduğu günümüzde ne yazık ki 115 hemşehrimizi kaybettik; yüzlercemiz yaralandı; binlercemiz evsiz kaldı.  Üstelik 6,9 büyüklüğündeki bu depremin merkezinden, yani Sisam Adası’ndan onlarca km. uzaklıkta Bayraklı’da yıkımlar meydana geldi. Kentin diğer bölgelerinde de hasarlar olmuş olsa da kayıplarımız Bayraklı’da yıkılan binalardan kaynaklanmıştır.  Bayraklı, özellikle Manavkuyu ve Mansuroğlu mahalleleri, dere yatağına kurulmuş yerleşimlerdir. Biri Yamanlar tarafından gelen ve birçok derenin suyunun birleştiği Laka Deresi, diğeri Pınarbaşı tarafından gelen ve yine birçok derenin suyunun birleştiği Manda Çayı Bayraklı’dan Körfez’e akmaktadır. Böylece burası yüzlerce yılda alüvyonların birikmesi ile oluşmuş bir ovadır. Hatta denize daha yakın kısımları bataklık bölgesidir.  Bu bölgede yapılaşma 1980’den önce gecekondu tarzındaydı. 1978’de İzmir Belediyesi hazırladığı nazım Planı ile bu bölgenin yeni kent merkezi olması yönünde ilk adımı atmıştır. 1980’den sonra imar afları ile gecekondulara yasallık kazandırılmış ve böylece de çok katkı binaların yapımına başlanmıştır. Ama asıl büyük kusur, 2001 yılında Liman ile Turan arasındaki bölgenin Yeni Kent Merkezi olması için açılan planlama yarışması ile başlamıştır. 2003 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı ve onayı alınan İzmir Yeni Kent Merkezi Nazım İmar Planı, burasının ticaret merkezi olmasını hedeflemektedir.  2004 yılında tamamlanan Yeni Adliye Binası, iş merkezlerinin yapımını hızlandırmıştır. Odaların ve İzmir halkının tüm itirazlarına rağmen hükümetin 2008 yılında aldığı kararla yapımına başlanan bölgenin ucube simgeleri olan Folkart Kuleleri, Bayraklı’yı geri dönülmez bir yola sürüklemektedir.  Bataklık ve alüvyon üzerine iş merkezlerini dikerseniz, olası daha büyük bir depremde çok daha korkunç bir felakete de kapı açarsınız. Hükümetin desteğini arkasına alan sermaye grupları ortaya çıkan yüksek rant uğruna insan hayatını hiçe saymaktan geri durmamaktadırlar. Şimdi de hasarlı binaları yıkıp acele kamulaştırma kararlarıyla yeni “Kulelerin” yapılmasının zemini hazırlanmaktadır. Bu bölgede her türlü yapılaşmanın tehlikeli olduğu aşikârken depremzede halkımızın üzerinden yeni rantlar sağlanmasına İzmir halkı ve İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri asla izin vermeyecektir" dedi.

 
İkinci nostaljik tramvay da geldi
 
Ayda bebeği taklit etti... Depremle dalga geçti!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Enkaz bölgesi mercek altında... Şehir Plancıları'ndan çarpıcı tespitler!
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, depremin en çok vurduğu Bayraklı ...
Anayasa Mahkemesi'nden '15 Temmuz' kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı koyan sivillerin ...
Okullar için ara tatil tarihi belli oldu!
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 16 Kasım Pazartesi günü tüm öğrenciler ...
 
İzmir'de 900 litre kaçak içki ele geçirildi
İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaklaşık 900 litre kaçak içki ele geçirildi.
8 can bu binada gitti... Çatlakları boya ile kapatmışlar!
İzmir'i vuran depremde yıkılan ve enkazı altından 8 kişinin canısz bedeni ...
Akar: 44 gün sürdü 44 sene konuşulacak
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin tarihe ...
 
Yunan tankeri ile Türk balıkçı teknesi çarpıştı!
Adana'nın Karataş ilçesi 15 deniz mili açıklarında Yunanistan bayraklı ...
İzmir'de korkutan deprem! Şiddeti belli oldu
Kuşadası Körfezi merkezli 4,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
İzmir'e can kurtarmaya geldiler... Koronavirüse yakalandılar
Ege Denizi’nde meydana gelen ve İzmir’de yıkıma neden olan depremin ardından ...
 
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Doğarken ağladı insan!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Şimdi ne olacak?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Siyasette yumuşama devrimi mi başlıyor?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İtiraz seven kadınların kenti: İzmir
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva