EGEDESONSÖZ- İzmir’in Konak ilçesinde görev yapan bir polis memuru intihar ederek yaşamına son verdi. Murat Baş isimli polis memuru, intihar etmeden önce Whatsapp uygulaması üzerinden meslekte yaşadığı sorunları dile getirerek ailesine vasiyetini yazdı.
İntihar ederek hayatına son veren polis memuru Murat Baş, mesajında İzmir'den ayrılmak istemediğini belirterek, "Son isteğim, beni buraya İzmir'e gömün. Eşyalarımı toparladım, numaralı şekilde koliledim. İçinde ne olduklarını da yazdım. 15'ine kadarki kira ödendi. Ev sahibim Ömer Kurt'a haber ettim. Yedek anahtar terasa çıkarken sağda taşın altında. Ömer'e de söyledim ayın 12'sinde eve girecek, yeni kiracı için. Anahtarı ona teslim edin yada aşağıdaki kuaföre bırakın. Evdeki eşyaları ister alın ister atın farketmez artık. Önemli olanları işaretledim. Allaha Emanet Olun" diye yazdı.
'HAYATA KÜSTÜM'
Baş’ın Whatsapp hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlar şöyle:
"Bir yolculuğa çıkıyorum... Biliyorsunuz ki sürekli sıkıntı ettiğim iki konu vardı:
1'ncisi mesleğe girdiğimde tek şark vardı. 2005'te yazmadığım halde 2 senelik Hakkari/Yüksekova'da, 1,5 sene 12-12 çalışarak şarkımı tamamladım. Yıllar sonra 2'nci şarkı çıkardılar, geçmişe dönük uyguladılar. 3,5 sene evvel ilk hazırlık geldiğinde kararımı vermiştim.
Sonunda il belli olunca süreci biraz daha uzatıp zaman kazanmak için Mazeret dilekçesi verdim, resmi cevabını dahi vermeden gece ilişiğimizi kestiler. Halbuki mazeret dilekçesine açık açık yazmıştım ne yapacağımı.
2'ncisi mesleğe girdiğimde emeklilik tarihim belliydi. Genelgelerle (en son SGK 2023/13) emekliliğimiz durduruldu. (Neymiş; "İşçi, Çiftçi ve Esnafın Askerlik Borçlanması'nı kabul ederiz, Memursan kabul etmeyiz" sonra güncellediler; "2008 den sonra memur olanları kabul ederiz öncekileri kabul etmeyiz")
SGK Bakanları bu mu sizin Adalet anlayışınız? Hakettiğim emekliliğimin durdurulması ve 2'nci şark adaletsizliği beni yordu, bıktırdı, hayata küstüm. Ben hep kurallara uydum ama Devlet('i yönetenler) uymadı.
Aylardır belki genelge çıkar emekli olurum, şu lanet şarktan kurtulurum diyerekten bekledim son ana kadar. Başımızda hep memurlarına hiçbir zaman faydası olmamış İçişleri Bakanları tarafından yönetildik. Çalışma şartlarının düzensizliğinden, sürekli keyfi ek görevler, çıkışı olmayan mesailer... Sizleri üzeceğim için özür dilerim. Kalbim hassas olduğu için hiçbir arkadaşı akrabamı özel olarak arayıp vedalaşmadım.
Bankaya olan borçları son haftalar da bilerek yaptım, gitsinler lanet SGK'daki birikmiş 1 milyon lira emeklilik ikramiyemden tahsil etsinler.
Sigortalı olduğundan sizden tahsil edemezler. Olmadı 3 ay içerisinde İzmir Sulh Hukuk mahkemesine "Reddi Miras" dilekçesi gönderin.
Son isteğim, beni buraya İzmir'e gömün. Eşyalarımı toparladım, numaralı şekilde koliledim. İçinde ne olduklarını da yazdım. 15'ine kadarki kira ödendi. Ev sahibim Ömer Kurt'a haber ettim. Yedek anahtar terasa çıkarken sağda taşın altında. Ömer'e de söyledim ayın 12'sinde eve girecek, yeni kiracı için. Anahtarı ona teslim edin yada aşağıdaki kuaföre bırakın. Evdeki eşyaları ister alın ister atın farketmez artık. Önemli olanları işaretledim. Allaha Emanet Olun
GELENEKLERE KARŞIYIM!
Ablası ve kardeşine özel yazdığı mesajda Baş şu ifadeleri kullandı:
"Değerli ablam ve kardeşim, bu mesajı ikinize özel atıyorum. Etkilenmemek için duygusal mesajlar vb. yazmıyacağım. Bu mesajı aldıktan muhtemelen bir kaç dakika içinde vefat edecem. Sizi jandarma arayacak. WhatsApp'dan attığım diğer "intihar sebebim" mesajını onlara atın, nöbetçi harici Savcı görmesi gerekiyor.
Bu dünya aleminde sizden son bir isteğim olacak. Beni buraya İzmir'e gömün. Bu, benim için çok çok mühim. Biliyorsunuz ben geleneklere karşıyım. Babamın benim üzerimde hükmü yoktur. Annem, naaşımı muhtemelen Samsun'a getirip köyde yıkayıp kefenleyip, millete gösterip ağlama ritüelleri ile akrabaların yanına gömdürecek. Abla, bunu sana daha önceden sorduğumda "Samsun'a getirtecem yabancı yerde bıraktırmam" demiştin. Bu konuda çok sertim. Cesedimin hiçbir tanıdık yada özellikle akrabalarım tarafından görülmesini istemiyorum. Zaten otopsi ile parçalanmış olacam.
Annemi bir şekilde iknâ edin. Gerekirse ettiğim dua-bedduayı söyleyin.
Dediğim gibi İzmir'e defnederseniz. Allah, size Ganiyy Ganiyy Rahmet versin. Bolluk Bereket daima üzerinize olsun. Geçmiş ve gelecek günahlarınızı rabbim affeylesin sizi mağfiret etsin. Sizi de neslinizi de nazardan kaza belalardan muhafaza eylesin.
Saçma Geleneğinize uyup Samsun'a götürürseniz. Görünen görünmeyen tüm varlıkların belâsı kazası üzerinizden eksik olmasın, hiçbir işiniz düzgün gitmesin. Annem, annem değildir. Sizinle de kardeş değilimdir.Musibet okumak istemem ama bunu yazmak zorundaydım. Her iki duamı da rabbimden diledim. Davranışınızı ona göre yapın.
Ben zaten İzmirden gitmemek için intihar ediyorken, bu yanlışı yapmayın."
Murat Baş ailesine kara haber geldikten sonra yapacaklarını da anlattı.