RÖPORTAJLAR
27 Kasım 2021 Cumartesi

Fırıncı küreği gibi oldum

Hanzade Ünuz, Aziz Kocaoğlu ile “Aziz”i, hayatı ve siyaseti konuştu...

Fırıncı küreği gibi oldum

Yakın çalışma imkanı bulduğum 6 yıl boyunca...

Büyükşehir eski Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu’nun üzüntüsünü, sevincini...

Hassasiyetlerini, olurlarını, olmazlarını...

İnişlerini, çıkışlarını...

Kararlarını, kararsızlıklarını...

Bonkörlüğünü, tutumluluğunu...

Neşesini, öfkesini...

İnsan sevgisini, saygısını...

Görme, anlama, yaşama şansım oldu.

Bir keresinde, gazeteciliğe döndükten sonra yazdığım bir köşe yazısında hakkında yaptığım isabetli yorumlarla ilgili telefon etmiş...

“Kendine bir kartvizit bastırıp üzerine Aziz Kocaoğlu Profesörü yazabilirsin” demişti.

Çok gülmüştük.

***

İzmir için mücadele ederken yeldeğirmenleriyle değil...

Bizzat AK Parti iktidarıyla Don Kişot gibi savaşmasına...

Canla başla, neredeyse uyumadan çalıştığına...

İzmir’in malını, haklarını, değerlerini sonuna kadar korumasına...

Vatan sevgisine, cumhuriyet değerlerine bağlılığına her seferinde şahitlik ettiğimiz Aziz Başkan’ın...

Hayatı, anıları ve “Azizliğini”...

15 yıllık İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlık serüvenini detaylı şekilde özetleyen “Aziz” adlı kitap yayınlandı.

Kitapta gazeteci Reşat Yörük’ün titiz kaleminden Kocaoğlu’nun İzmir için verdiği çetin mücadele ve duruşu anlatılıyor.

En ala macera kitaplarını aratmayan kitap, İzmir’in son dönemde ne badireler atlattığının çok çarpıcı bir özetini yansıtıyor.

***

Hal böyle iken ben de gittim, henüz dumanı üstünde tüten kitabın kahramanına...

Türkiye’yi, yaşananları akil insan tonuyla izleyen Aziz Kocaoğlu’na...

Hafızalara “Dürüst Başkan” diye kazınan...

Kırmızı çizgisine bastığınızda içindeki külhanbeyiyle tanıştığınız,

Pür dikkat dinlediğim sohbette kendisini oldukça “iyi” hissettiğini gördüğüm Aziz Başkan’a...

15 yıl önceki ve bugünkü Aziz’i sordum;

Başkan da hiç inatçı olmadığını iddia eden bir inatla ve her zamanki veciz üslubuyla...

Dünü, bugünü ve nasıl fırıncı küreğine döndüğünü anlattı.

- Hayatınızı anlatan yeni bir kitap yayınlandı. “Aziz” adlı kitap  sizi tam olarak yansıtıyor mu?

Evet tabii, öncelikle kitabı hazırlayan Reşat Yörük’e çok teşekkür ediyorum. Zaten süreci biliyordu. Aynı dönemi birlikte yaşadığımız bir arkadaş, zaman zaman röportaj yaptı sorular sordu. Bizim dönemimizde neler nasıl yapıldı, nasıl bir bakış açısıyla çalıştık onu anlatıyor. Yerel yönetimlere, belediyeciliğe farklı bir bakış açısı ve yaklaşım getiriyor bu kitap. Belediye Başkanlığının kenti tümüyle kalkındırmasını ele alışı anlatılıyor. Yerelde kalkınma dediğimiz ciddi bir çalışma, İzmir Modeli ortaya kondu. İzmir tarımının, hayvancılığının, kooperatiflerinin geldiği nokta öne çıktı.

FIRIN ATEŞİNDE PİŞTİM

15 yıl önceki Aziz ile 15 yıl sonraki Aziz’i yanyana koyarsak... Nasıl bir fark var arada?

- 15 sene belediye belediye başkanlığı yapınca fırıncı küreği gibi oluyorsun. Pişiyorsun, hem bilgin, hem görgün artıyor. Daha çok insan tanıyorsun, daha çok sorun çözüyorsun. Fırıncı küreği gibi her dakika ateşe girip çıkıyorsun, dolayısıyla pişiyorsun. Hem sen pişiyorsun, hem ekmeği pişiriyorsun. Resmen insanı eğitiyor, küçük yaştan beri kitap okuyoruz ama okumak teori ayrı şey, pratik ayrı şey. Aslolan pratik. Problem çözme, hızlı karar verme, insan tanıma yetiniz gelişiyor.

Yüksek tempolu bir hayatın ardından son 2.5 senenizde günler nasıl geçiyor?

- Günler yürüyüş, kahvaltı, gazete ve kitap ile geçiyor. Öğleden sonra arkadaşlarla buluşuyorum. Çocuklarımın iş yerine gidiyorum, bir şey sorarlarsa fikrimi söylüyorum. Siyaseti de takip ediyorum tabii, okumalarım da bu yönde genelde. Yakın tarih ve devlet adamlarının siyasilerin anılarını okuyorum ağırlıkla.

Yüksek adrenalinli, 300 km hızla ilerleyen bir hayattan sonra bu sakinlik kolay alışılacak bir durum değil...

- Adrenalin dediğin adamın posasını çıkarıyor. Bu tür görevler nasip olduğunda belirli bir süre yapılması geren işler. Belediye başkanlığı, milletvekilliği, il ilçe başkanlıkları, oda başkanlıkları meslek değil.

Ama bırakamıyor kimse koltuğu işte..

Bırakan bırakıyor, bırakamayan da devam ediyor, kaybedinceye kadar. Ben üç defa seçime girdim üçünü de kazandım, kaybetmeden de bıraktım. Gerçi kaybetmem gibi bir durum da söz konusu değildi. Bir de insanın kapasitesi, yaşı, tahammül gücü, fiziki koşulları var.

TÜRKEGÜL BANA GÜÇ KATIYOR

Sivil hayata dönüş kolay oldu mu?

- İlk birbuçuk sene geçiş dönemi oldu. Orada evin, Türkegül’ün desteği ve okuma düşkünlüğüm yardımcı oldu. Okumak öğrenmek ve Türkegül yardımcı oldu bana. Türkegül zor günlerimizde bana her zaman destek olmuştur ama iyi günlerde biraz... (kahkaha atıyor)

Ne oldu iyi günlerde...

- Normal davrandı diyelim (gülüyor). Ama 46 yıl boyunca gerçekten tüm zor günlerimde her zaman pozitif ve yanımda oldu. Akıllı, tevazu içerisinde, bilgili, okuyan, mesleği olan kendine güvenli bir kadındır Türkegül. Siyasete girmek gibi zor süreçlerde hem destek oldu, hem sağlıklı uyarılarda bulundu. Arkanızda, yanınızda böyle bir eşiniz olması size güç katıyor.

ŞEKER DEĞİL, İZZETİ NEFİS

Çok sinirlendiğiniz anlara yönelik “Aziz’in yine şekeri tuttu” diye söylenen bir deyim vardı. Şekeriniz var mı gerçekten?

- Şekerim yok, hayır.

Ne var o zaman?

- İzzeti nefsi var. Ufak tefek şeyleri anlamamazlıktan geliyorsun, görmemezlikten duymamalıktan geliyorsun. Ama her insanın sinirlendiği, sigortasının attığı kırmızı çizgileri var. Kırmızı çizgilerim aşılırsa tepki gösteriyorum, sinirleniyorum. Kişiliğimin bir parçası, böyle yüksek üç dört çıkışım vardır. İnsanın kişiliğini belirleyen vazgeçemeyeceği özellikleri vardır. Birisi kalkıp bu özellikleri ezmeye kalkınca tepki gösteriyorsun, olay bu. Bunun şekerle hiçbir ilgisi yok, zaten benim şekerim de yok.

İNATÇI DEĞİL, SON DERECE UYUMLUYUM

15 yıl görev sürenizde epey yumruk yediniz. Atılan her yumruk inadınızı, direncinizi arttırdı diyebilir miyiz?

- Ben inatçı bir adam değilim, son derece uyumludur ama hassasiyetim olan konularda da gözümü budaktan sakınmam.

Uyumlu biri olduğunuzu mu düşünüyorsunuz, siyasette de uyumlu musunuz?

- Tabii uyumlu olduğumu düşünüyorum, siyasette de uyumluyum. Büyükşehir Belediyesi’nde imar ve planlama çalışmalarında bir konuyu saatlerce çalışıp bürokrasiyle birlikte oybirliğiyle kararlar almışızdır. O nedenle özellikle imar ve planlamadaki bütün çocukları tanırım.

Özlüyor musunuz belediyeyi?

- Tabii insan özlemez mi? İnsan olarak özlüyorsun ama belediye başkanlığını özlemiyorum (gülüyor). Niye özleyeyim belediye başkanlığını. Ben başkan oldum uzun süre yapacağım diye bir şey yok, bu bir meslek değil. İki dönem çok yeterli beş artı beş on sene ideal bir süre. Bizim sonradan üçüncü dönem farklı şartlardan oldu.

DAYANAMADI ADAY OLDU DEDİLER...

Dördüncü dönem Başkanlık çıkışınız da farklı şartlardan mı oldu?

- Dördücü talebim yok benim, oradaki çıkışım tamamen tepki çıkışı, o ayrı bir şey. Aday gösterilsem de aday değildim.

Tarihe şerh koymak gibi mi düşündünüz..

- Bir şeyleri İzmirliye anlatabilme fırsatım kalmadığı için. Zaten sayın Genel Başkana da söylediğim odur, ben mecburen adaylığımı ilan edeceğim ama aday değilim. Bir savunma bilinci... Siyaset bakma lambur lumbur yapılıyor ama siyaset çok hassas bir iş. Ben bir şeyi anlatmak için aday oldum.

Nedir o, neyi anlatmak için aday oldunuz?

- Onu söylememin bir faydası yok. Yorumlayan görür, o zaman da bazıları yanlış anladı. Dayanamadı aday oldu dedi, bazıları da çok doğru yaptın dedi. Şimdi gün geçtikçe daha doğru yaptığımız anlaşılıyor. Siyasetle uğraşanlar gün geçtikçe yaptığımız son aday olma çıkışının ne amaçlar taşıdığı daha iyi anlıyor.

Tutarsız gözükme riski yaşadınız...

- O riske rağmen... Başka türlü anlatmak zarar verecekti, o nedenle bu yöntemi seçtim.

HATA YAPMADIM DERSEN DOĞRU HASTANEYE...

Siyaset poker oyunu gibi geliyor bana, biraz poker face olmak da gerekiyor sanki ne dersiniz?

- Alakası yok... Siyaset akılla ve bilimle yapılacak bir iş. Evrensel ahlak kurallarına uyarak yapılacak bir iş, ben öyle yaptım. Dedim dedileri bırak...

Hiç nabza göre şerbet verdiğiniz olmadı mı...

Efendim öyle koşullar olur ki, susarsın. Yapılan iş su kaldırır susarsın. Yorum yapmamak gerekir, bu normal hayatta da böyle. Düzgün olman, adil olman gerekiyor. Sen herkese adil davranıyor musun...

Siz herkese adil mi davrandınız?

- Evet...

Hiç hata yapmadınız mı?

- Hata yapmak ayrı şey, kendi ölçülerine göre adil davranmayı içine sindirmenin senin refleksin olması gerektiğini söylüyorum. Yoksa hata yapılmaz mı? 15 sene belediye başkanlığı yapmışsın, hata yapmadım dersen en yakın hastaneye gitmen lazım. Senin rehberin ne? Rehberi insan olan var, rehberi para olan var, bilmem ne olan var. Benim rehberim insan, ona ulaşmadaki yol da adil ve adaletli davranmak.

BENİM HIRSIM YOK Kİ...

Başkanlık koltuğunda otururken hırsınıza yenildiğiniz olmadı mı yani...

- Yoo niye hırsıma yenileyim. Benim hırsım yok ki.

Hırs olmadan siyaset olur mu?

- Hizmet hırsı ayrı şey. Hırs dediğin şu, kişi olarak kendini bir yere taşımak için davranırsan... Onlar zaten bırakamıyor, kaybetmeden bırakamıyor. Ben hiçbir zaman şuraya geleceğim diye hırslanmadım. Hırsına yenilmek ayrı şey, yanlış yapmak ayrı şey. Yanlış yaparken hırsla değil onun doğru olduğuna inanarak yapıyorsun, zaten kişilik de orada ortaya çıkıyor. Ben öyle iş yapmadım. Kişilik zafiyeti olarak hata yapmak ayrı şey, doğru yapıyorum diye hata yapmak sonra onun hata olduğunu görmek ayrı şey.

Siz duygu ve düşüncelerinizi saklayan bir kişisiniz...

- Hayır artık saklayamıyorum, eskiden gençken saklıyordum. Yüzümden belli olmuyordu ama yaşlandıkça saklanamıyor. Üzüleceksin, sinirleneceksin belediye başkanlığı bu demek, bombardıman gibi geliyor. Her gün pata pata akşama kadar dayak yiyorsun.

FİNANS YOK, BORÇ VAR

Elinize bir neşter versek, ülke ekonomisine ne tür bir acil ameliyat yapardınız?

- Ekonomi bir makine mühendisliği değildir. Sosyal olaylarla nabzın çok iyi tutularak yönetilmesi gerekir. Herkes faiz artsın gibi enteresan şeyler anlatıyor. Bir kere Türkiye ekonomisi çok ısındı, bunu kimse söylemiyor. Fazla harcama, boyundan büyük yatırım yapıldı, iktidarın yönetim zaafiyetleriyle ekonomide finans sıkıntısı var. Türkiye’nin zaten finansı yoktu, borç politikası vardı. Parası olan adamın finans politikası olur.

Isınan ekonomi soğutulmalı mı diyorsunuz?

- Evet, Türkiye’de ekonomi çok defa soğutuldu. Frene basıp, daha fazla borca girmeden o an için boyunuzu aşan yatırımlara girmemek, borcu çevrilebilir düzeye çekmek gerekiyor. Ama bu tek çözüm değil, ben yapısal değişikliğe inanıyorum. Köklü kararlarla bir daha o duruma düşmeyecek yatırımlarla ekonomiyi büyütmek lazım. Türkiye’nin sorunu ne, ekonomi büyümüyor. dengesini ülkenin lehine çevirmek gerekiyor.

YOL HARİTASI YOK

Türkiye‘de ne eksik... Siyasetçi mi, akıl mı, para mı?

- Aslında elimizde hepsi var, yol haritası yok. Ülkenin özgün koşullarına göre, ülke insanının yetilerine göre bize özgü bir reçete lazım. Başarı bu reçetenin bizim coğrafyamıza, bizim insanımıza özgü olmasında saklı. Türkiye toprağıyla, insanıyla çok zengin bir ülke. Sağlıklı ellerde doğru yönetilmeye, motive edilmeye, emeğinin karşılığını almaya ihtiyacı var. Vereceğin kararda vatanımın, ülke insanımın ne faydası var diye düşüneceksin, benim ne menfaatim var diye değil.

Aziz Kocaoğlu’nun bundan sonraki yol haritası ne olacak? Siyasete devam edecek misiniz, tekrar görev almak ister misiniz?

- Ben kendi adıma hiçbir koltuğa talip değilim, öyle bir düşüncem yok. Seçilecek bir yerde olmayı düşünmüyorum ve olmamaya karar vermiş durumdayım. Emekli belediye başkanı olarak bana bir görev düşerse seve seve fahri olarak yaparım. Aklımın erdiği bir konuda tabii ki katkıda bulunmak isterim.

SORUMLULUK DÜŞERSE MEMNUNİYETLE YAPARIM

CHP’de aktif bir görev almanız istenirse...

- Ben 15 sene namusumla, günahıyla sevabıyla belediye başkanlığı yaptım. Görevi bıraktıktan sonra bu kentte rahatça geziyorum, onun hazzını yaşıyorum. Bir görev düşerse, bana bir sorumluluk düşerse memnuniyetle yaparım. Yapmamam diye bir şey söz konusu değil ama ben işte bunu da olabilirim modunda bir adam değilim. Beni milletvekili yapsınlar diye bir derdim de, isteğim de yok. Gel bir çalışma yapıyoruz sen de gel katkı ver derlerse kim derse yaparım.

Kim derse derken...

- Canım bir meslek odası ya da sivil toplum örgütü gibi. Yoksa benim siyasi yönüm, cephem, sağım solum, önüm arkam belli.

CHP’nin mutfağındaki eksiklerinden bahseden sizsiniz...

- Parti mutfağında güzel şeyler yapılıyor, ekonomide yeteri kadar yapılıyor mu... Görebildiğim kadarıyla ekonomi konuşulmaya başlandı parti içinde. Ben bunu onbeş senedir telaffuz ediyorum sayın Genel Başkanlara. Şu anda ekonomiye dair konuşmalar var, bu iyiye gidiş ama bir yol haritası hazırlamak, şu sektörde şunu yapacağım kaynağı da bu demek lazım. Ki ben yapılacağına inanıyorum. Özgün şartlarımıza göre yol izlemeliyiz, Türkiye neoliberalizm rüzgarında savrulacak bir ülke değil, neoliberalist ekonominin Türkiye’ye uygulanması mümkün değil.

YÜZDE 60- 70 İLE YENMEK LAZIM

2023 seçimine yönelik öngörünüz nedir?

- Bana göre 2022’de seçim olur. Ekonomik krizden çıkmanın formülünü, yol haritasını bulan... Benim, köydeki Ahmet amca, Ayşe teyzenin de anlayacağı şekilde anlatan seçimi kazanır. AK Parti büyük ihtimalle kaybedecek gibi görünüyor ama işi bu görüntüye bırakmamak gerekir. İttiakın seçimi yüzde 60 – 70 gibi bir oranla yenerek alması lazım.

Nasıl olacak o fark?

- AK Parti’nin oylarında yüzde 20’lik bir erime var evet ama o oylar henüz bir yere gitmiş değil kararsızda duruyor. Onu almak önemli, seçim o oylarla kazanılacak. Alternatif olmak lazım, vatandaşı sevmen gerçekten çalışıp çırpınman lazım. Vatandaşı pışpışlamak ayrı şey, yaraya merhem olmak ayrı şey. TV yorumcusu gibi konuşan değil, en yalın bakan insan, sade vatandaş bu gerçeği en iyi anlıyor.

HALLAÇ PAMUĞU GİBİ ATARIZ

O sade vatandaş, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olsa oy verir mi?

- (Düşünüyor) Verebilir tabii neden vermesin. Doğru şeyler söylersen, tabanı sağlam üretken ön açıcı şeyler anlatırsan neden vermesin. Ama hayatta bir felsefen olacak, çalışacaksın ve ona önce sen inanacaksın. CHP ülkenin refaha kavuşmasına, sektörler bazında ekonomik krizden nasıl çıkacağına önce kendisi inanacak.

Kararsız seçmen CHP’ye güvenir mi?

-Güven tutarlılıkla birlikte tesis olur. Dönüp dolaşıp yine mutfağa geliyoruz, bunu içine sindirerek donanımlı bir kadro olarak çıkacaksın. Hazırlığın varsa bir senede ortalığı hallaç pamuğu gibi atarsın.

 
Korona, diyabetliler için büyük tehlike!
 
335 cesur yürek İzmir'e kutlu olsun
YORUMLAR
Toplam 16 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mürvet Şen Atanesli 28 Mart 2022 Pazartesi 11:49

Hiç te adil değil din yaşadık gördük yalan söyleme bari

Yorumu oyla      2      3  
ali 26 Aralık 2021 Pazar 01:03

ya aziz biraz huysuz aksiydin ama adammışsın gerçek başkanmışsın şimdi daha iyi anladık

Yorumu oyla      3      3  
KSK 8 Aralık 2021 Çarşamba 16:53

Tunçtan sonra seni arar olduk Aziz başkan

Yorumu oyla      3      3  
İzmir 6 Aralık 2021 Pazartesi 14:12

Bu parti soruyorum bu dönem nasıl bir dönemdir ki boş projelerle uğraşıyorlar.Ey genel merkez duy artık sesi izmir gidiyorrrr

Yorumu oyla      3      3  
30 Kasım 2021 Salı 10:56

AZİZ KOCAOĞLU'NUN EN BÜYÜK ŞANSI KARŞISINDA AKP NİN OLMASIYDI.AKP NİN DIŞINDA HERHANGİ BİR PARTİ OLSAYDI İKİNCİ DÖNEMİNİ BİLE ASLA KAZANAMAZDI.KENDİ OYU % 5 BİLE DEĞİLDİ.

Yorumu oyla      2      4  
Can sökmen 28 Kasım 2021 Pazar 19:33

Izmiri mahvettin oyle bi duruma soktunki işin içinden çıkılmaz trafik ve hizmet yokluğu yollari alt yapısının daha da kötü olmasının sebebi azizkocaogludur tarihe geçecek bi aciz yönetim dir başarısız lik timsali dir utanmadan bide herseye itiraz edip yatırım ın önünü kesen bi zavallı

Yorumu oyla      2      9  
Cesamin ÖZKAN 28 Kasım 2021 Pazar 08:57

Nasıl ve ne için pişip fırıncı küreği olduğu önemli. Bir AKP'' li gibimi yoksa gerçek bir yurtsever CHP''li gibimi. Eylemlerine bakarak, onun daha çok bir AKP''li gibi piştiğine kanaat getirebiliriz... Üçkuyular''daki halkın pazar yerini birilerine peşkeş çekerek oraya kondurulan AVM için mi fırıncı küreği olmuş, yoksa AKP'' li olmak ile tescilli inşaat firmaları ile hem hal olarak mı ?. Metro inşaatını 12 yıl sürdürürerek mi pişmiş. CHP Parti örgütünü, sağcı ve rantçı ilçe belediye başkanları ile kirleterek mi pişmiş. Genel seçimlere bir hafta kala, ulusal basının önünde partisinin milletvekili ile küfürlü kavga ederek partisine verdiği zarar ile mi pişmiş. İzmir İl örgütü hala Aziz Kocaoğlu''nun kirlettiği yapı nedeni ile büyük kayıplar yaşıyor. CHP Genel Merkezi, bu yapı üzerinden sağcı ve rantçı mikrobu kaptı...Hala onun kucağında taşıdığı asla CHP''li olamayacak tipik il başkanının ürettiği kirliliği ve olumsuzlukları bu örgüt ve partililer çekiyor. Onun döneminde AKP''nin onu kuşattığı iddiaları yalandan beslenen sadece algı yönetimi ve masaldır. Kuşatma, bu gün kü Istanbul''un Ekrem Imamoğlu''nun kuşatılmasıdır. İstanbul''daki Ekrem İmamoğlu ve Gökhan Günaydın gibi yiğitler o kuşatmayı devire devire yarıyor. Aziz Kocaoğlu, İzmir gibi CHP''nin kalesine AKP''nin beton rantçısı müteahhitleri sokmuş, İzmir ve İzmirlinin, CHP''nin vede dolayısı ile Türkiye Cumhuriyetinin hiçte iyiliğine olmayan işlerin adamı olmuştur. İşte fırıncı küreği gibi pişmişse eğer bu maharetleri ile pişmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin AKP tarafından, bu gün getirilmiş olduğu son derece kötü duruma bakınca, muhalefette de Aziz Kocaoğlu gibi başarısız, hatta onlarla uyumlu oldukları eylemleri ile tescilli olanların da katkısı ile olduğu açıktır. Bu saatten sonra öncelikle İzmir, devamında Türk Milleti bu masallara fazlasıyla doymuş durumdadır. Türkiye, bu tür siyasileri tasfiye etmiş olarak, yurtsever bir kadro ile ulu önderine vede kurtuluş ve kuruluş felsefesine yakışır bir şekilde yoluna devam edecektir.

Yorumu oyla      2      10  
Zavallılık 27 Kasım 2021 Cumartesi 17:55

CHP yönetim kadrosu neredeyse tamamen bir zavallılar korosu! Konuları yakından izleyen Y. Özdil, L. Gültekin, M. Yanardağ, vd. gibi gazetecilerle düşünen herkesin ortak düşüncesi yönetim kadrosunun halkın gerisine düştüğüdür! Örnek mi? Yahu bu kent, Kocaoğlu'nun liderliğinde AKP'nin gözde olup, herkesin alkışladığı, ulusal bayramların kutlanmasını yasakladığı dönemde Atatürk'e ve Cumhuriyete sahip çıkıp, RTE'ye rest çekmedi mi? Günümüzde CHP'li başkanların halkın derdine derman olan uygulamalarının mucidi Kocaoğlu değil mi? CHP yöneticileri, Kocaoğlu'nu görmezden, duymazdan gelerek onun unutulacağını mı sanıyor? Yaptıklarının aynen kendilerine yapılacağını da mı akıl edemiyorlar? Yazık, merkezde Belediyelerin tarımsal gücünü amaç edinen kurul oluşturulamaz mı? Kendi başına oynamaya çalışanları koordine edip, ortak hedef belirlenemez mi? Say say bitmez Başkandan yararlanılabilecek alanlar, ama burası Türkiye, başarı cezasız kalmazı yaşıyoruz birlikte!

Yorumu oyla      8      3  
Hasan 27 Kasım 2021 Cumartesi 17:55

Cumhurbaşkanı adayı ol oy verelim! Sakin akıllı üretken ahlaklı ve egosundan arınmış birinin Cumhurbaşkanı olması gerekiyor. Devlet yeniden tesis edilecek kurumlar yapılanacak yetkiler devredilecek…. Bunu yapacak olanın dünyalıktan elini eteğini çekmiş olması lazım. İzmir Aziz’dir Türkiye İzmir olacak.

Yorumu oyla      7      4  
izmirli 27 Kasım 2021 Cumartesi 16:17

15 yıllık yönetim. dürüst başkandır AZİZ bey. fırsat ve yetki vardı ama malesef İZMİR bi çağ atlayamadı. düşünün kendi binasını yapamadı büyükşehir belediyesi...

Yorumu oyla      5      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Korona, diyabetliler için büyük tehlike!
İKÇÜ Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görevli Endokrin Uzmanı Dr. ...
'Üzerinden 1 gün geçmiş gibi'
İZDEDA Başkanı Haydar Özkan 30 Ekim İzmir depreminin yıl dönümünde 1 yıllık ...
Depremzede anne enkaz altındaki 16 saati anlattı
Depremzede Gülçin Aykut Soydan, İzmir Depremi’nin yıldönümünde editörümüz ...
 
Depremin kalbinde 1 yıl
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, muhabirimiz Oktay Güçtekin'in ...
'Umut Evi' fikri o anda doğdu!
SAĞKAL Başkanı Op. Dr. Cüneyt Tuğrul, yayın koordinatörümüz Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.
Hamilelere covid aşısı riskli mi?
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, muhabirimiz Menduha Ceylan'ın sorularını yanıtladı.
 
Üretim yoksa kalkınmak hayal olur
EBSO Başkanı sanayici Ender Yorgancılar, yazarımız İhsan Özbelge ÖZDURAN’ın sorularını yanıtladı.
‘Hizmeti amatörün ayağına götüreceğiz’
İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Efkan Muhtar, yayın koordinatörümüz ...
'Çeşme'de kalp krizi geçirme hakkınız yok'
Cumhuriyet Halk Partisi Çeşme İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları, muhabirimiz ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva