Gazeteciler Yaldız ve Yapar kurultayı ve yeni dönemi yorumladı: Özel-İmamoğlu arasında güç savaşı olur mu?

EGEDESONSÖZ- Gazeteci ve İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV’de yayımlanan programda CHP’de yaşanan genel başkanlık yarışını mercek altına aldı.

KURULTAYLARDA KILIÇDAROĞLU PARTİ İÇİNDE BU KADAR BİTİK DEĞİLDİ
Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı mağlubiyeti yorumlayan Ümit Yaldız, “2010’un Mayıs ayında gelmişti göreve… O kurultaydaydım, Egedesonsöz adına izlemiştim kurultayı. Aradaki kurultayların hiçbirine katılmadım. Gandi Kemal'in geldiği ve gittiği kurultaylara şahitlik etmiş oldum. İnce tribünleri harekete geçirdi ancak delegeyi harekete geçiremedi. Bu bir güç meselesi… İnce’nin göreve talip olduğu kurultaylarda Kılıçdaroğlu parti içinde bu kadar bitik değildi. Hamleler yaptı Kılıçdaroğlu. Geldiği kurultaya baktığınızda ben gazeteci olarak salona öğleden sonra girebilmiştim. İnanılmazdı. Ülkenin her yerinden kendi imkanları ile insanlar kongre salonuna gelmişti. Yani tribünün bir bölümünü İstanbul, bir bölümünü Adana doldurmamıştı. Bindirilmiş kıtalar değil halkın adayı Kılıçdaroğlu olarak geldi. Gidiş şeklini ben biraz hüzünlü buldum. Öyle bir gelişin böyle bir gidişi olmamalıydı. Genel seçimler sonrası onursal genel başkanlık unvanı ile kendisinin bırakması daha iyi olabilirdi” dedi.

KILIÇDAROĞLU'NUN DURUMU SİYASİ ESARET DURUMUYDU
Söz alan Gazeteci Fatih Yapar’ın “Bırakacağım dedi ancak demek ki bırakma meselesini tam olarak geçiremedi delegeye” sözü üzerine Yaldız, “Bazen öyle bir noktaya gelirsiniz ki siz bıraksanız da sizi bırakmazlar. Kılıçdaroğlu'nun durumu siyasi esaret durumuydu. Etrafında yapılaşan bir takım gruplar, Kemal Bey’in iradesini belki de elinden aldılar. Kemal Bey bırakmayı çok istedi ancak değişim ekibinin erken hareket etmesi Kemal Bey’i tahrik etti dediler. 29 Mayıs sabahı Ekrem İmamoğlu’nun değişim videosu ile uyandığında ve ekibinin tazyiki ile Kemal Bey’in bırakma fikrini ertelediği söylenmişti” şeklinde konuştu.

Kurultayda seçimin ikinci tura kaldığı anda Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan çekileceğini ancak engellendiğini belirten Yaldız, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakmaması için yapılan baskı ile ilgili yayımlanan videoyu hatırlattı. Yaldız “Bence o zaman bırakabilirdi. Ekrem İmamoğlu’nun ‘efendim çekilin, sizi onursal başkan ilan edelim’ diyor. Gazeteci sandığımız kişilerin çekilemezsiniz diye bağırdığı bir görüntü ortaya çıktı. Videoya bakınca insan ürküyor. ‘Özgür Özel kazansın mesleği bırakırım’ diyen Barış Yarkadaş var” açıklamasını yaptı.

YAPAR O ANLARI ANLATTI: KEMAL BEY ‘BEN DE İNSANIM, YORULDUM, BIRAKMAK İSTİYORUM’ DEDİ
Sonuç açıklanmasının ardından gözlemlerini anlatan Fatih Yapar ise “Kemal Bey sonuç açıklandıktan sonra arka tarafta bir oda vardı. Orada ilk başta kendisi çekilmek istedi. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Bey’in yaptığı değerlendirmeler var bazı gazetecilere Kemal Bey çekilmek istiyor diye. Ancak 10 dakika içinde ağırlıklı İstanbul merkezli olmak üzere bir baskı grubu oluşturuldu. ‘Siz bırakamazsınız, buna tek başınıza siz karar veremezsiniz, ekibiniz ve etrafınızda yüzlerce insan var siz yalnız karar veremezsiniz, bırakmak tek başınıza alınacak bir karar değildir, devam etmelisiniz, kaybedecekseniz de vuruşarak, çarpışarak kaybedeceğiz’ gibi tanımlamalar var. Kemal Bey’in ise bunlara karşı ‘Ben de insanım, benim de insan olduğumu düşünün, bende yoruldum, bırakmak istiyorum’ sözleri var. Buna rağmen bir baskı unsuru oldu. Sonra Kemal Bey oyunu kullandı, ikinci tur başlamış oldu. Sonra herkes arka odaya bir kez daha geldi. Orada Gürsel Erol, Gamze Akkuş İlgezdi gibi bir grup ile oradan çıktı. Korumalar dahil Kemal Bey’i VIP’de uğurlarken bende dahil 30-40 kişi kaldı. Gidişi gerçekten hüzünlü. Hiçbir belediye başkanı yoktu, İzmir’den kimse yoktu. Kemal Bey’in belediye başkanı, milletvekili yaptığı isimler terk etmiş. Arabaya yürürken 15 metrelik alanda toplam insan sayısını sayabiliyordunuz.  O an yalnızlaştı” şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU, YETER İMZA SAYISINI AÇIKLAMADI
Ümit Yaldız’ın “Kaybedişi  ve sonu doğuran faktörler var. Salona kadar mı iş bitmişti, salonda  mı bitti meselesi var. Başa baş mücadele olacağı belliydi. Biz Kemal Bey'in favori olacağını ancak farkın 50’yi geçmeyeceğini yayınlarımızda söylemiştik. 50’yi geçmeyecek fark da riskli bir şeydir. Kemal Bey salona 30-40 farkla önde girdi” ifadelerini kullanması üzerine Yapar yaptığı hatırlatmada “Divan Başkanı İmamoğlu. Kılıçdaroğlu ve Özel'in adaylık için yeter imza sayısını açıklamadı. Kılıçdaroğlu’nun sayılarda önde olduğu gerçekti. Onu sadece yeterli sayıya ulaşmıştır diyerek kapattı İmamoğlu” dedi.

KILIÇDAROĞLU, KALEMİ CELLADINA TESLİM ETTİ
İmamoğlu’nun divan başkanı olmasının seçim sonucunu doğrudan etkilediğini söyleyen Yaldız, “600 civarında Özgür Özel'in imza ile girdiği söylendi, 770 civarında Kılıçdaroğlu'nun imza ile girdiği söylendi. Bu rakamın İmamoğlu tarafından paylaşılmış olsa git-geli çok olan delege üzerinde Kemal Kılıçdaroğlu lehine bir durum olacaktı. Burada divan başkanın ne kadar kritik bir görev olduğu, Kemal Bey'in sonunu hazırlayan süreçte olduğunu gördük. Bir çeşit kalemi adeta celladının eline teslim etmesi gibi. Divan Başkanlığını İmamoğlu’na vererek olası gerginliği engellemiş, kendince kongrede adaletsizliği dengelemiştir doğru ancak sonun hazırlanmasında Divan Başkanı olarak İmamoğlu’nun oynadığı rol yadsınamaz. Evet hakkaniyetli bir başkanlık yaptı ancak tek bir bilgi bile önemliydi. Mesela adaylar kaç imza ile aday gösterildi, bu bile sonucu etkileyecekti. Özel’in 598 imzası kesinlikle az değil. İmamoğlu divan başkanı olarak ilan edildiği anda bir konuşma yaptı. Normalde divan başkanı küçük bir teşekkür konuşması yapar. İmamoğlu 45 dakika konuştu. Özgür Özel’in aday olarak ilk turda konuşma hakkı yok, adeta Özgür Özel’in adına konuştu. Salonda değişimciler adına büyük reaksiyon yarattı. Sonra hakkaniyetli yönetim var ancak faaliyet raporları üzerine gibi konuşma bölümleri var. Değişim talebinde olanlar çok organize halde gelmişler, kimin ne konuşacağı belli. Gün boyunca Kılıçdaroğlu'nu yerden yere vuran konuşmalar yapıldı kürsüde. Kılıçdaroğlu cephesinden çıkıp bunlara yanıtlar verilmedi. Kılıçdaroğlu cephesi söz istese verilecekti. Ancak 'ne de olsa kazanacağız' düşüncesi vardı ya da son derece amatörce hazırlandılar” şeklinde konuştu.

DEMEK Kİ ÖZGÜR ÖZEL TEK TEK KURULTAY DELEGELERİNİ KENDİSİ ARAMIŞ
Yapar ise Kılıçdaroğlu cephesinden sürecin iyi yönetilemediğini vurgulayarak, “Ben geçen hafta Ankara’daydım. Eski Genel Başkanla röportaj da yaptık. Genel seçimlerin ardından değişen MYK üyeleri, yani Özgür Özel’i destekleyen MYK üyeleri gönderildikten sonra, genel başkan da değişim diye bağıranların tamamına değiştirdim diye açıklama yapmıştı. Yerine gelen MYK üyelerine bakarsak; Kimi illerinde milletvekili yazılmamış MYK üyesi olmuş, kimisi PM’de 1 kere konuşmamış MYK üyesi olmuş. Yani sönük bir MYK durumu, operasyonel olmayan, bu tür olaylarda nasıl refleks içerisine gireceğini bilmeyen pasif MYK birkaç kişi üzerinden Kılıçdaroğlu için çalıştı. Kılıçdaroğlu'nun arkasında gölgede kaldılar. Ben Ankara’ya gittiğimde de gördüm, illerdeki il delegelerinin, kurultay delegelerinin söylediği tek şey vardı; Biz burada kendi ilimizdeki dengeden kaynaklı il başkanını sevmiyoruz, Büyükşehir Belediye Başkanı ile tartışma yaşıyoruz. Biz değişimlerin yanında gibi gözüküyoruz ancak değişimci değiliz diyorlardı. Arada ve ortada olan kurultaya delegelerine bir telefon bile açılmamış yerler var” dedi. Yaldız’ın “İzmir delegeleri bile bu sitemi yaşıyorlar” demesi üzerine Yapar, “Demek ki Özgür Özel tek tek kurultay delegelerini kendisi aramış. Kendini anlatıyor ve oy istiyor. Kılıçdaroğlu zaten aramıyor, etrafından kimse aramıyor. Kemal Bey adına tarafından inisiyatif alan kimse yok. Başı boşluk bir durum vardı. Kontrolsüz kimsenin ilgilenmediği bir durum yaşandı” değerlendirmesini yaptı.

KEMAL BEY’E KAYBETTİREN, APOLET TAKTIRDIĞI GENERALLERİ OLDU
Kılıçdaroğlu’nun ekibinin sorunlu olduğunu ve bunun sonuca doğrudan etki ettiğini söyleyen Ümit Yaldız, “Bunu bir maç kabul edersek… Burada bir kurmay, heyet eksikliği var. Kemal Bey’e kaybettiren apolet taktırdığı generalleri oldu. Kemal Bey siyasi hayatı boyunca, genel başkanlık dönemi boyunca yücelttiği A takımına aldığı… Erdoğan Toprak örneğin… Kemal Bey’e kaybettiren o dur. İstanbul'da saf değiştirmiştir. Ancak seni Kılıçdaroğlu var etti. Bütün bunlar onun İstanbul'da saf değiştirmesine engel olmadı. Biz İzmir’de yaptığımız anketlerde 14-28 Mayıs seçimlerinden kim sorumludur diye soru yönelttiğimizde yüzde 45 Kemal Kılıçdaroğlu cevabı ilk sıradaydı. Kılıçdaroğlu orada bırakmalıydı. Onun orada bırakması istenmedi. Kılıçdaroğlu dedi ki halk değişim istiyor genel başkan yardımcılarını göndereyim. Gönderdiği genel başkan yardımcıları, İmamoğlu’nun kumandasında bir yapılanma içinde değişimi desteklediler. Kemal Kılıçdaroğlu delegeyi tanımaz. Lider zaten delegeyi bizzat tanımamalı. Kendisine kesilen faturayı ekibine yansıttı. Bunu zaten yapmamalıydı. Sorumluluk varsa hep birlikte göğüslüyoruz demeliydi. Kurultayda kırılma noktası budur. Beni içerden de hançerlediler, değiştirdim, değiştirdiğim için hançerlediler dedi. O andan itibaren, sizin bu savaşı yönetecek kimseniz yoktu. Kumandan savaşta altındaki generallere talimat verir. Ancak Kılıçdaroğlu’nda bu zincir kırıldı. Bunlar kurultay öncesinde yaşanan temel meselelerdi. Sizin ordunuz var, büyük gücü yönetiyorsunuz ancak arada komuta kademesini tasfiye ettiniz. Tasfiye ettikleriniz de İstanbul Belediye Başkanının arkasından saf tuttu. Bu süreçte oyunu en mert oynayan Ekrem İmamoğlu. Seçimden sonra Kılıçdaroğlu'nu nazikçe ziyaret etti, bırakmasını önerdi, nazikçe değişimin önünü açmasını tavsiye etti, değişime önderlik etmek istediğini söyledi. Bunlar kabul görmedi ancak o yine söylediğini yaptı. Onun çıkardığı aday seçimi kazandı. Manisa Milletvekili Özgür Özel’in bırakın İstanbul'u İzmir'in bile etkileyecek gücünün olmadığını biliyoruz” şeklinde konuştu.

CHP’DE ÖZEL-İMAMOĞLU ÇATIŞMASI BEKLİYORUM
Listeler hazırlanırken şahit olduğu bir telefon konuşmasını anlatan Gazeteci Yapar, “Listeler yapılırken birkaç telefon konuşmasına şahit oldum. Özel’in yazdığı PM listesinin tamamına kim kimdir diye İmamoğlu bakıyor. İmamoğlu’nun haberi olmadan Özel bir isim almadı listeye” dedi. Yaldız ise “Kurultay salonundaki etkili sloganlardan biri ‘sokağın sesine kulak ver’ oldu. Kılıçdaroğlu'na yüklenenlerin ortalama söylemi sokağın sesine kulak ver oldu. Kendileri sokağın sesine kulak vermiş mi peki? Sokakta 2 ses var. Kılıçdaroğlu gitsin, Ekrem İmamoğlu gelsin… Kurultay salonda baskın biçimde İmamoğlu gerçeği varken, bu gerçek üzerinden Özgür Bey seçimi kazanmışken, CHP’de İstanbul-Ankara dengesi kurulamazsa CHP’yi çok daha sıkıntılı günler bekliyor. Özgür Özel’de çok tahakküm altına girebilecek profile benzemiyor. Bağımsızlık havası var. Ben CHP'de bir çatışma bekliyorum. İstanbul’un tahakkümüne bir süre sonra Özel, İmamoğlu baskısını azaltmayı, kendisine özerk alan oluşturmayı deneyecektir. Bu arada da sorunlar çıkar. Değişim oldu, bu değişim her zaman çok sihirli bir kavramdır. Değişim desteklenir, buna kredi açılır. CHP seçmeni Özel’e odaklanacak. Buradan psikolojik bir üstünlük, yeniden bir motivasyon, Erdoğan'a alternatif olabilmeyi görürse değişime açtığı krediyi oya yansıtıp oylarını bile arttırabilir. Aday belirleme yöntemi, İstanbul’da gölge başkan söylemi… CHP’de liderimiz Özgür Özel deniliyor. Öncelikle başka bir genel başkanlık modeli ortaya koyması lazım. Lider sokakta olunur.  Özgür Özel için yerel seçimler performans karnesi olacak. Birkaç hamle yaptıktan sonra CHP lider denmesi lazım. Her genel başkan lider olamaz ” dedi.

LİSTE HAZIRLIĞINDA İMAMOĞLU’NUN ‘ERKEN SEÇİM’ PLANI
Liste hazırlanırken İmamoğlu’nun aklının bir köşesinde yerel seçimde çıkacak sonuç olduğunu belirten Fatih Yapar, “yerel seçim süreci var. İstanbul’un kaybedilmesi halinde İmamoğlu’nun genel başkan olabileceği konuşuluyor. Bu nedenle PM’de üstünlüğü sağlamanız lazım erken seçim için. Bu nedenle İmamoğlu isim isim, kim kime bağlı diye tek tek bakıyor” şeklinde konuştu.

DELEGELERE ÖZEL KALEMLER BİLE HAZIRLAMIŞLAR, KILIÇDAROĞLU KANADINDAN TEK TELEFON YOK
Yaşadığı bir olayı anlatan Yaldız ise “İmamoğlu siyaseti siyasetin kurallarına göre oynuyor. Maddi manevi tatmini sağlıyor.  1200 delege var. Bu delegeyi Ekrem İmamoğlu’da aramış, Özgür Özel’de aramış. CHP’de bugüne kadar Kemal Bey’e kurmaylık yapan eski genel başkan yardımcıları ekipre… İzmir delegasyonu ile aynı otelde kaldık. Asansörden lobiye iniyorum. Gayet şık gençler karşılıyor. Özgür Bey’in isme özel hediyesi var diyor. ‘Ben delege değilim’ dedim, ‘size yok o zaman’ dediler. Delegeye çok özel şık baskılı üzerinde adı yazan ajandalar, kalemler küçük kaliteli eşantiyonlar var. Daha kalitelilerinin İstanbul’da dağıtıldığını duyduk. İzmir delegasyonunun da etkilendiğini gördüm. Kars , Adıyaman delegesi, Van Delegesi… Üzerinde adı yazan bir kalem. Adam yerine konulmuşluk… Bu başka bir şey. Maddi değerin ötesinde bir şey. Buna kadar düşünülmüş. Kılıçdaroğlu cephesinden bir telefon açılmamış, bize oy verin denilmemiş, oy cepte görülmüş. Kılıçdaroğlu delege ağası ile görüşmüş, delege ile görüşmemiş. Karşı tarafta kurmayanlarınız geçtiği için delegeyi tanıyorlar. Sisteme girebiliyorlar. Her biriyle bir kuşatmışlık, büyük bir çalışma yapılmış. Sonra siz orada oturup adayları dinleyip sloganları duyuyorsunuz. Sokakta zaten değişim talebi var ve bundan kaçamıyorsunuz. Bu baskı ile oraya gidiyorsunuz ve ister istemez etkileniyorsunuz. Karşı taraf inanılmaz profesyonel. Kılıçdaroğlu ekibinde ise fazla özgüven olduğunu gördüm. Bu da kurultay sürecine yansıdı. Divanın da zaten Ekrem Bey’e teslim edilmesi, birkaç kritik hamle olması, seçimlerin geç saate kadar sarkıtılması… Bir de her isteyen konuştu” ifadelerini kullandı.

O GECE İNANILMAZ DERECEDE MADDİ SORUNLARI ÇÖZÜLDÜ DELEGELERİN…
Delegelerde yaşanan oy değişimi konusunda dikkat çeken bir açıklama yapan Fatih Yapar, “X il örneğin, önden İmamoğlu, Özgür Özel ekibi arayıp konuşmuşlar. 7-8 delegesi olan iller daha kontrol edilebilir iller.  Temas kurulmuş, liderini tanıyorsunuz, hedefe kilitlemişsiniz, ne iş yaptığını biliyorsunuz, ailesini biliyorsunuz. Son gün oluyor bakıyorsunuz sıkıntılı, genel merkeze yakınlar maddi manevi neredeyse ekonomik anlamda desteklerin alındığı yerler var. O gece inanılmaz derecede maddi sorunları çözüldü delegelerin. Siz de diyorsunuz ki ‘size oy vermeyeceğiz, ekonomik anlamda ihtiyaçlarımız çözüldü’ diyorlar. Siz diyorsunuz ki bizde öderiz bizim de belediyelerimiz var, biz de hallederiz. Tamam diyor. Sen Kemal Bey’e imzayı ver, fotoğrafı çek, bunu bana gönder biz seçimi alalım, çocuğunu işe alalım, ihale verelim ama fotoğrafı görmeden yapmam diyorsunuz. Ancak o adam sizle konuşurken çantaya sarılıyor, sizle öyle konuşuyor. Böyle sonradan gelmeler, arkadan koşmaya çalışmalar, yarışta arayı aşmış. Bunlar hep hataydı” dedi.