HABERLER>SAĞLIK
24 Ekim 2020 Cumartesi - 08:48

Dr. Birol Kocaman, aşı gerçeğini anlattı: Hasta, riskli grupta ama aşı olamıyor!

Türkiye'nin ithal ettiği 1 milyon 300 bin aşının, sadece aile hekimlerine bile yetmeyeceğini öne süren İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Kocaman, "Diyabet, kalp, hatta kanser hastaları, riskli grupta oldukları halde sisteme göre, grip aşısı olamıyor. Sistem ne diyorsa, o... Bizlerin bu konuda yapabileceği bir şey yok" dedi. Dr. Kocaman, "Peki, aşı yaptıramayan riskli hastalar ne yapsın?" sorusuna, "Kendilerini çok iyi izole etsinler, kapalı alanlara girmesinler" tavsiyesinde bulundu.

Dr. Birol Kocaman, aşı gerçeğini anlattı: Hasta, riskli grupta ama aşı olamıyor!

EGEDESONSÖZ - İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Birol Kocaman, Sonsöz TV'de Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in konuğu oldu.  Dr. Kocaman, Aile Sağlık Merkezleri'nde (ASM) yaşanan sorunlardan son günlerde yaşanan aşı krizine, sağlıkçılara verilen ek ödeme sözünden aile hekimlerinin görev tanımına kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu. Pandemi döneminin başından itibaren tüm sağlık çalışanları olarak düzenli test taleplerinin olduğunun altını çizen Dr. Birol Kocaman, taleplere rağmen şu an böyle bir test sürecinin bulunmadığını söyledi. Kocaman, "Bizim en başından beri bütün sağlık çalışanları olarak periyodik test talebimiz var. Fakat bunlar yapılmıyor. Ancak temaslı durumunda olduğumuzda, o birime ve arkadaşlarımıza yapılıyor" ifadelerini kullandı.

GELEN AŞI MİKTAR SAĞLIKÇILARA BİLE YETMEZ
Türkiye'nin ithal ettiği aşı miktarını da değerlendiren İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Birol Kocaman, "Bizler sağlık personeli olarak birinci derecede risk grubundaydık. Ancak Türkiye'ye geldiği söylenen aşı miktarı 1.3 milyon doz. Bu rakam çok düşük. İran'a bile 7 milyon doz aşı gelmiş. Ne yazık ki Türkiye'ye gelen aşı, sağlık personelini aşılamaya yetmeyecek kadar düşük. Bundan kaynaklı olarak da aşının uygulanma kriterleri çok artırılmış durumda. Az önce görüştüğüm arkadaşım, hastanın alzheimerı, kronik alter hastalığı var, diyabet hastalığı var, o hastaya aşı için gerekli riskli grup onay vermiş durumda. Anladığımız kadarıyla, 3-4 tane kronik hastalığı bulunanlara aşı yapılacak. Risk grubunda olsa da hastalık sayısı az ise aşıyı hak etmeme durumu var."

VATANDAŞLAR, BOŞUNA RİSKE GİRMESİNLER
Grip ve zatürre aşısının kimlere yapılacağını da ifade eden  Birol Kocaman, zatürre ve grip aşılarıyla ilgili şu bilgileri verdi:  "E-Nabız diye bir uygulama var. Bunu bilen veya bilmeyen vatandaşlarımız var. Uygulamayı ilk açtığınızda zaten kişinin aşı konusunda riskli durumda olup olmadığı gözüküyor. Orada, risk grubunda değilsiniz, diyorsa, Aile Sağlık Merkezleri'nde boşuna riske girmesinler. Sonuç olarak aşıyı yazmak, hekimin inisiyatifinde değil. Aşıya uygun olarak çıkan kişiler ise ilk önce Aile Sağlık Merkezlerine gidiyor, orada ilacı yazdırıyor, sonra gidiyor, eczaneden aşıyı alıp tekrar aile hekimine geliyor ve aşıyı yaptırıyor. Yani burada üç defa temas etmiş oluyor. Biz de diyoruz ki, aynı kronik hastalıklarda olan uygulama gibi, hastalar E-Nabız sonuçları doğrultusunda aşılarını alabilsin. Böylece bir teması ortadan kaldırmış oluruz."

EN AZ 30 MİLYON KİŞİ AŞI OLMALI
Açıklanan rakamlara göre Türkiye'de yaklaşık 30 milyon kişinin aşı olmasının gerektiğini ifade eden İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Birol Kocaman, her ASM'ye belirli sayıda aşının geldiğini söyledi. Kocaman, şu değerlendirmeyi yaptı:

 "Zatürre aşısı, 2016 yılından beri bakanlık genelgesi ile 65 yaş ve risk gurubu hastalarına yapılıyor. Covid öncesinde, vatandaşlarımız bu aşıya pek talep göstermemişti. Ancak covid sonrası vatandaşlardan aşı konusunda yoğun bir talep geldi. Yaklaşık 30 milyon kişinin bu aşıyı olması gerekiyor, ancak gerçeklikte böyle bir durum yok. Aşı miktarı olarak her ASM'ye belirli bir sayı ile geliyor ve biz de ona göre aşı işlemlerini yapıyoruz. Şu an Aile Sağlık Merkezleri'nde ciddi bir yığılma söz konusu. Hastalarımıza, bu yığılmanın önüne geçmek için randevu almalarını söylüyoruz. Aşının temini konusunda lojistik anlamda sıkıntı var. Aşı yok değil, ancak sayı olarak az geliyor.  Hasta 65 yaş üstü yada kronik hasta, aşı yaptırmaya ASM'ye geliyor, elimizdeki aşılar tükendiğinde 'şu anda yok' diyoruz. Sonrasında sözlü ve fiziksel bir şiddete maruz kalıyoruz. Sağlık personelinin hiçbir suçu yokken maalesef böyle tatsız durumlar yaşıyoruz. Bakanlık, bu tip uygulamaları başlatmadan önce iyi planlamalı ki, vatandaş ile sağlık görevlisi karşı karşıya gelmesin."

AŞI OLMASI GEREKEN AMA OLAMAYANLAR NE YAPMALI?
Aşı yaptıramayan vatandaşlara da uyarılarda bulunan Birol Kocaman, "Özellikle aşıyı yaptıramayan risk grupları çok iyi izole olsunlar. Mümkün mertebe toplu taşımaya binmesin ve AVM'lere gitmesinler. Covid'in yanında grip de olmamak için ellerinden geleni yapsınlar. Beslenme anlamında ise C vitamini içeren besinleri tüketmelerini öneriyoruz. Kullanımı artan vitaminler var. Bunlar ilaç statüsünde değil. Bu tarz ürünler, Tarım Bakanlığı'nın onayı ile çıkıyor. Zararı yoksa kullanılabilir, ancak bizler ilaç statüsünde olmadığı için onların zararı olup olmadığını bilmiyoruz. Çok faydası olur mu, tabii ki bu da tartışılır" dedi.

TESTİMİZ NEGATİF ÇIKARSA ERTESİ GÜN GÖREVE DÖNÜYORUZ
Pandemi sürecinden aile hekimlerinin iş gücünde büyük bir artış olduğuna dikkat çeken Birol Kocaman, kendilerine uygulanan covid karantina sürecinin, vatandaşlara uygulanandan farklı olduğunu söyledi. Kocaman, şunları söyledi:

 "Dünyanı etkisi altına alan Covid ülkemizde de başladığında, aile hekimliğinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Hastanelerin çoğu covid hastanesi olunca, hastalar hastanelere gidemedi. Haliyle bizim iş yükümüz arttı. İlk etapta koruyucu ekipman konusunda sıkıntılar yaşadık.  Aile hekimleri ve çalışanları, bu ekipmanları kendi imkanlarıyla bile almakta zorlandı. Çünkü ilk başlarda bunlar karaborsaya düştü. Sonrasında tiraj uygulamaları, koruyucu ekipmanlar tamamlandıkça, kendimizi korumaya çalıştık. Ancak, ne kadar kendimizi korumaya çalışsak da, iş yükümüz arttı ve dolayısıyla temas da arttı. Pek çok arkadaşımız bu süreçte hastalandı ve bazılarını maalesef kaybettik.  Bizim en büyük sıkıntımız kendimizi koruyamamak oldu. Ve hala bu konuda sıkıntılarımız var. Filyasyon ekiplerinin uyguladığı bir algoritma var. Ancak sağlık ekiplerine uygulanan algoritma farklı. Koronalı biriyle temasta bulunmamız halinde, test negatif çıktığında, hemen işimize dönüyoruz, dönmek zorunda kalıyoruz. Bunun nedeni de şu; böyle bir durumda o kadar çok hekim var ki, hepsi karantinaya alınsa çalışacak hekim bulunamayacak. Hala bu sıkıntılar devam etmekte. Türkiye'de, yaklaşık 40 bin sağlık çalışanın testi pozitif çıktı ve bu süreçte 100'ü aşkın arkadaşımızı kaybettik."

İZİN SÜRELERİNİN ÜCRETLERİ MAAŞLARIMIZDAN KESİLİYOR
Pandemi döneminde rahatsızlanmaları halinde, işe gidemedikleri sürelerin ücretlerinin maaşlarından kesildiğini, bu durumdan büyük üzüntü duyduklarını anlatan Dr. Birol Kocaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aile hekimlerinin temel sorunlarından biri de bu aslında bu. Bizler sözleşmeli çalışan personeliz ve rahatsızlandığımızda bir arkadaşımız bize vekâlet etmezse, o istirahat sürenin parası bizden kesiliyor. Diyelim ki, ameliyat olsun, üç hafta işe gidemedik. Üç haftalık süre için maaşımızda kesinti yapılıyor. Bu sorun yıllık iznimizde de geçerli. Bizlerin yılık izinlerinde, bir arkadaşımızın yerimize vekâlet imzalamazsa, yine bu izin süreçlerinin ücreti maaşımızdan kesiliyor. Pandemi döneminde söz verilen ek ödemeler var. Bize verilecek yada verileceği söylenen ödeneği, bu izleme göre verileceği söylendi. Yani pandemide pozitif çıkan kişi ve yakınlarını aramalarına göre ödeme verileceği söylenmişti. Bu da ayrı bir ayıp.  Bu kadar iş yüküne rağmen bize verilecek ek ödemenin bir şarta bağlanması çok ayıp. Biz şartlı, amalı, bir ek ödenek istemiyoruz. Bir şeyi hak ediyorsak, bize bunların kayıtsız şartsız verilmesi lazım."

AİLE HEKİMLERİNE HİÇ EK ÖDEME YAPILMADI
Sağlık çalışanlarında çıkan pozitif vakaların oranın normal vatandaşlara göre 7 kat fazla olduğunu söyleyen Kocaman, yüzde 15 oranında sağlık çalışanı eksikliğinin olduğunu söyledi. Kocaman "Pandemiden sonra izinler ve emeklilikler yasaklanmıştı. Bunların kalkmasının ardından, kimileri istifa ederken, kimileri ise emekliliğini aldı. Haklı olarak risk almak istemiyor arkadaşlar. Bizler diğer vatandaşlara göre, ortalama olarak 7 kat daha fazla pozitif olmuşuz. Sağlık çalışanları da normal olarak, bir an önce emekli olup bu riski almamak istiyorlar. Önümüzdeki süreçte aile hekimi eksiliği de yaşanabilir. Biz, çatı birliklerle beraber, bu konuda mücadele veriyoruz.  Hem ciddi risk alıyorsunuz, hem de basında da ek ödeme haberleri çıkıyor. Aile hekimlerine hiçbir şekilde ek ödeme yapılmadı. Bunun bir ayıbı vatandaşlar gözünde kötü duruma düştük hem de sağlık çalışanları arasında çalışma barışının bozulmasına neden oldular.  Aile hekimliği sistemi, bir takım işi. Aile Sağlığı'nın bir biriminde hekim arkadaşımızın yalnız çalışması düşünülemez. Ancak İzmir'de yüzde 15 gibi oranda aile sağlığı personeli eksikliği var. Bu çok ciddi bir sıkıntı. Buradaki sıkıntı ise, o görevlendirilen arkadaşa yapılan ödemenin, hak ettiğinin 4'de 1'i kadar olması. Yani normalde aile hekiminin alacağı paranın 4'te 1'i kadar geçici çalışma ücreti ödeniyor. Bu da çok haksız ve hukuksuz bir uygulama. Bu da çalışma huzurunu bozuyor. Dolayısıyla hemşire arkadaşlar, boş birimlerdeki işleri yapmaktan kaçınıyorlar" ifadelerini kullandı.

BAŞKA BİRİNE MUHTAÇ KALMADAN İZİN YAPMAK İSTİYORUZ
Başka bir sağlıkçıya muhtaç kalmadan izin haklarını kullanabilmek istediklerini belirten Kocaman, aile hekimliği mevzuatında yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, sağlıkta şiddet konusunda da etkili bir yasa beklediklerini söyledi: "Bizim izin talebimiz var. Bizler herhangi bir başka arkadaşımıza muhtaç olmadan, yıllık izinlerimizi kullanmak istiyoruz. Ayrıca başladığımız yıllardan bu yana, ciddi düzeyde maddi kaynağımızda azalma var. Biz 2 bin 500 nüfus üzerinden hesaplanarak ücretlendirmemizin tam olarak yapılmasını istiyoruz. Bu, hem vatandaş, hem de bizim için olumlu olur. Cari gider ödememiz var. Bir aile sağlığı merkezinin tüm giderlerini buradan karşılıyoruz. Biz burada personel de çalıştırıyoruz ayrıca. Onların da bir gideri var ancak asgari ücrete yansıyan zam, bizim cari gidere yansımıyor. Rahat emekli olmak için de taleplerimiz var. Bizler kayıtlı olan hasta üzerinden ücret alıyoruz, ancak emekli olduğumuzda emekli ücretlerimizin düşmemesini istiyoruz ki, rahat emekli olalım. Sağlıkta şiddet konusunda etkili bir yasa istiyoruz."

BİZİM İŞİMİZ, SADECE REÇETE YAZMAK DEĞİL
Aile hekimlerinin görevinin oldukça fazla olduğuna dikkat çeken İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Birol Kocaman, tüm sorumluluğun aile hekimlerine bırakıldığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: "Aile hekiminin yaptığı en basit iş, kronik hastaların ilacını yazmak. Biziler aslında bebekleri gebelikten itibaren izliyoruz. Biz onların rutin testlerini yapıp, gebelik risklerine bakıyoruz, tetkiklerine bakıyoruz, tarama testlerini yapıyoruz ve sağlıklı bir gebelik süreci geçirmesi için aşılarını yapıyoruz. Bebek doğduğu zaman, topuk kanı olarak bilinen kontrolleri yapıyoruz. 20 yaşına kadar, o bebeği izliyoruz. Bunların yanında özel aşılar var, onların yapılması gerektiği yönde bilgilendirme yapıyoruz.  Ayrıca evlenmemiş ya da yeni evlenmiş genç kızlarımıza aile planlaması yapıyoruz. Bu saydıklarımın hiçbiri, pandemi sürecinde İzmir'de aksamadı. Evde sağlık hizmeti vermiyoruz. Bazı hastaların tespiti için evlere gidiyoruz. Ulaşamadığımız bebekler, gebeler oluyor, onlar bize gelmezse, performans kesintisi olarak bizden ücretler kesiliyor. Biz bu durumda hastaların peşine düşüyoruz. Bu konularda bazen telefonlarda hakaretler de işitiyoruz. Böyle bir durumda bizim performans itirazı diye bir süreç başlatıyoruz ve bunu yetkililere veriyoruz. Tüm sorumluluk Aile Hekimlerine yükleniyor. Bu bizim kanayan bir yaramız."

GEREKSİZ RAPORLARLA UĞRAŞMAKTAN YORULDUK
200 çeşit rapor olduğunu ve bunların bir çoğunun gereksiz olduğunu ifade eden Birol Kocaman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri, rapor sorunu. Yaklaşık 200 çeşit rapor çeşidi var. Bunların çoğu zaten gereksiz... Kurumların kendilerini garantiye almak için istediği, gereksiz raporlar... Maalesef bundan 1.5 yıl önce rapor önergesi yayınlandı. Burada maalesef bizlerin talepleri göz ardı edildi. Bir takım geçici ancak bize hiçbir faydası olmayan düzenlemeler yapıldı. Mesela işe giriş raporu. Bunun standartları düzenlenmeli. Bizim zaten o işyerinin şartlarını görmeden bu raporu vermemiz çok anlamsız. Yani bu raporlar için ne olursa verilir, ne olursa verilmez, diye bir kriter yok. Mesela Akli Meleke raporu diye bir rapor var. 65 yaş üstü vatandaşlar, noter gibi kurumlarda iş yapacaksa isteniyor. Bunun bir sürü kontrol etkisi varken, bunu Aile Hekimlerinin vermesi ne kadar doğru? Rapor taleplerinde, bir şekilde herkes aile hekimlerine yönlendiriliyor."

DEZENFEKTANI BİLE KENDİMİZ ALIYORUZ
Pandemi sürecinde koruyucu ekipman konusunda sadece maske ve tek kullanımlık önlük verildiğini belirten Kocaman, dezenfektanı bile kendilerinin aldığını söyledi. Kocaman, "Koruyucu ekipmanla ilgili olarak, ilk etaptaki sorunlar sonrası maske, dezenfektan dağıtımı yapıldı. Şimdi sadece maske ve koruyucu ekipman dağıtılıyor. Ancak bunların haricinde eldiven ve dezenfektanlarımızı kendimiz alıyoruz. Biz İzmir Aile Hekimleri Derneği olarak kendi bütçemizden bu koruyucu ekipmanları alıp dağıttık. Gelen maskelerin kalitesi de tartışılır" ifadesini kullandı.

MECBUR KALMADIKÇA, SAKIN DIŞARI ÇIKMAYIN
Vatandaşlara uyarılarda da bulunan Birol Kocaman, şunları söyledi: "Çok mecbur kalmadıkça, ne Aile Sağlık Merkezlerine, hastanelere ve AVM'lere gidin. Oralarda sizi bekleyen çok büyük tehlikeler var. Aşılama ile ilgili telefonla bilgi alsınlar, sağlık alanlarına gidip kendilerini riske atmasınlar. Bilgilendirmelerimizi dinlesinler, özellikle grip aşısının risk grubuna giriyorlarsa, gelsinler. Ciddi bir yığılma söz konusu Aile Sağlık Merkezlerine. Bundan önceki yıllarda kullanan vatandaşların bu yıl aşı olamayacağını söylemek, gerçekten çok zor. Bunların bizlerle bir ilgisi yok, Sağlık Bankalığı'nın uygulamasıdır. Bu konuda sağlık çalışanları ile tartışmaya girmemelerini rica ediyoruz. Kendilerini korusunlar”

 
Eğitim uçağı evin üzerine düştü: 2 ölü
 
Yurtdışından gelen ilaca rapor zorunluluğu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
94 yaşındaki emekli hemşire virüsü yendi
Ankara Şehir Hastanesi'nde corona virüsü yenen 94 yaşındaki emekli hemşire ...
'Salgın tüm ülkede yeniden tırmanışa geçti'
Koronavirüs mücadelesi kapsamında Bursa'yı ziyaret eden Sağlık Bakanı ...
Sendika Başkanı Doğruyol'dan 'grip aşısı' çağrısı
Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, ilk parti grip aşılarının ...
 
COVID-19 tedavisinde ilk kez bir ilaca onay!
ABD Gıda ve İlaç Dairesi, koronavirüs (Covid-19) tedavisinde kullanılmak ...
Yalbuzdağ: Nano maskeler yasaklanmalı
Adana Eczacı Odası Başkanı Mürsel Yalbuzdağ, virüsü tutabilen doğru maskenin ...
Mehmet KARABEL yazdı... Bu saatten sonra ‘doğru maske’ nasıl olmalı komedisi!
Mehmet KARABEL yazdı... Bu saatten sonra ‘doğru maske’ nasıl olmalı komedisi!
 
Koca duyurdu: İstanbul'da korona patlaması!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul'da koronavirüs salgınının seyrine ...
Sağlık Bakanı Koca'dan İstanbul uyarısı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul'da vaka sayısının Türkiye genelinin ...
Salgında günün bilançosu: 71 vefat, 2102 yeni hasta!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 22 Ekim 2020 günlük koronavirüs tablosunu açıkladı.
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva