Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası İzmir Şubeleri geçtiğimiz günlerde Suruç katliamında yaşamını yitiren 34 vatandaşın Kobani’ye yaptığı yardım kampanyasını devam ettirmek için Suruç Belediyesi’ne konvoy gönderdi.
Sendika Suruç’un ardından sel mağduru Hopa’ya da 3 ton gıda ve temel ihtiyaç yardımı yollamak için harekete geçti.
Şube başkanlarıyla birlikte basın açıklaması yapan sendika temsilcileri, işçilerin kendi imkanlarıyla oluşturduğu yiyecek kolilerini gün içinde Hopa’ya gönderme kararı aldı.
İNSANLAR, CANLAR ÖLMESİN
Sendika binasında yapılan basın açıklamasında konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Bundan bir hafta üzere genel iş sendikasıyla sadece ücret sendikacılığı değil, sosyal yardımlaşma ruhunu yaşatma adına Suruç’a çocukların rüyası yarım kalmasın diye konvoy gönderdik. Peşine ise Hopa için yardım ve ardından Tunceli’de yapılan Berkin Elvan kütüphanesi için kitap toplayacağız. Bugün gönderdiklerimiz gıda olduğu için ilk çalışmayı biz aşama aşama yapıyoruz. İlk olarak 5 No’lu şubenin yardımları gidiyor arkasından diğer şubelerin yardımı gelecek. Kirli savaş ortamı var. Biz emekçiler savaşın durması barışın tesis edilmesi için bugün bu çalışma içindeyiz. Yarın barış için halkımızla beraber alanlarda da olacağız. Yeter ki insanlar, canlar ölmesin diyoruz” diye konuştu.
EL UZATMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Genel İş Sendikası 5’nolu Denetim Kurulu Başkanı Nazan Turgut ise konuşmasında yaşanan sel felaketini doğanın bir uyarısı olduğunu belirtti. Turgut ranta, doğa katliamlarına ve kapitalizme dikkat çekerken yapılan yardımlardan dolayı işçilere teşekkür etti. Turgut, “Geçtiğimiz Ağustos ayında Doğu Karadeniz'de ama ağırlıkla Hopa'da gerçekleşen heyelan ve sel felaketi sonucunda 8 insanımız yaşamını yitirmiş, 3 kişi kaybolmuş, 27 kişi yaralanmış, 239 konut hasar görmüş, bu felaketten toplam bin 434 kişi etkilenmiştir. Eşine ender rastlanan bu doğa felaketinden hem maddi, hem de manevi olarak etkilenen Hopa Halkı'na DİSK Genel İş Sendikası üyeleri olarak elimizi uzatmanın, kısmen de olsa onların yaşam mücadelesine katkı koymanın mutluluğunu yaşıyoruz. Genel İş Sendikası üyelerinin destekleri ile topladığı kuru gıda ve temel ihtiyaç maddelerini bugün felaket bölgesi Hopa'ya gönderiyoruz. Tamamen insani değerleri öne çıkararak Hopalı kardeşlerimize destek olan Genel-İş Sendikası üyeleri KARBEL ve MERBEL çalışanlarına, emekçi kardeşlerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
YAŞANAN DOĞAL AFET DEĞİLDİR
Turgut, “Doğanın bu intikam niteliğinde yarattığı felaketin sorumlusu bugün mağdur olan Hopa Halkı değildir. Böylesi acı dolu tablonun ortaya çıkışının nedeni ranta dayalı kentleşme, bu kentleşmeyi şirin göstermek için derelerin istinat duvarları ile daraltılması, dağların sularını by-pas eden derelerin bağrına hançer gibi sokulan HES’ler ve de yağmur sularıyla deniz arasında ki ilişkiyi koparan Karadeniz sahil yoludur. Fakat yaşanan doğal bir afet olmadığı gibi ülkenin başındaki en büyük afet rant ve talan politikalarıyla hareket eden mevcut iktidar ve onun yönetim algısıdır. İmara, ranta, doğa katliamlarına gebe bu yönetim algısı, bu anlayışla insan hayatını daha da değersizleştirmeye ve yeni ölümler getirmeye devam edecektir. Sorumluların yargılanmayıp desteklendiği, korunduğu bir sistemde doğal olayların felakete dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu tür yaşanılan acılara son vermek için sorumluların derhal en ağır cezalara çarptırılması ve yaşanılan tüm maddi ve manevi kayıpların karşılanmasını istiyor ve bunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.
KAHROLSUN KAPİTALİZM, YAŞASIN DAYANIŞMA
Doğu Karadeniz illerinde yanlış çevre politikaları uygulandığını vurgulayan Turgut, “Karınca kararınca aramızda topladığımız 3 ton ihtiyaç maddesini bu yaraları ve acıları bir nebze olsun sarmak için gönderiyoruz. Doğu Karadeniz İllerinde son zamanlarda uygulamaya konulan yanlış çevre politikaları bu coğrafya da telafisi imkansız felaketlere çağrı yapmaktadır. Ormanların, derelerin, toprakların ve madenlerin, kısaca doğanın kendisinin yağmalandığı talan projelerinin gittikçe genişletildiği, pınarlardan derelere, derelerden nehirlere su kaynaklarının Hidroelektrik Santral Projeleri kapsamında esir alındığı kapitalist bir çevre politikası sürecini hep beraber yaşıyoruz. Yeni felaketlere neden olmadan bu rant merkezli çevre politikaları acilen değiştirilmelidir. Kahrolsun kapitalizm, yaşasın dayanışma” ifadelerini kullandı.
ÇİZMELER HALA 50 LİRAYA SATILIYOR
Öte yandan şu an Hopa'da bulunan heyetten 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal bölgeyle ilgili izlenimlerini paylaştı. Topal, “Buranın hali içler acısı… Bütün yollar kapalı, her yer çamur batak içerisinde insanlar hala susuz. Yollar kapalı gıda yardımı ulaşmıyor. Şimdilik helikopterler yok. İnsanlar kendi kendine yardımcı olmaya çalışıyor. Sivil bir inisiyatif kurulmuş, halk kendi bir masa kurmuş ama yardımları ulaştırmakta sorunlar yaşanıyor. Hopa Belediye Başkan Yardımcısının kendi dükkanındaki 25 TL'lik çizmeleri 50 TL'ye satışının devam ettiğini duyduk. Halk arasında bu konuşuyor ve halk bu duruma tepkili” dedi.