Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir'de salgının ağırlaşması sonrası getirilen ulaşımda yüzde 50 kapasite ile yolcu taşıma kararı, salgının kısmen azalması sonrası 1/3 kapasite ile yolcu taşıma şeklinde düzenlenmişti.
Koronavirüs salgını sürecinde Türkiye'de yaşanan en yüksek ölüm ve vaka sayılarına ulaşılması sonrası, salgında yaşanan 3'ncü dalga nedeniyle Bilim Kurulu'nun önerisi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizde uygulanacak 'kısmi kapanma' adı altında alınan yeni pandemi tedbirlerini duyurmuştu.
Yeni tedbirler sonrası yeniden şehir için ulaşımda yüzde 50 yolcu kapasitesi kuralına geçilirken, getirilen sınırlama ile toplu taşıma şoförleri ila yolcular arasında yaşanan tartışmalar yeniden başladı.
Salgın nedeniyle sınırlı yolcu alması gereken otobüslerde şoförlerin yasaklar doğrultusunda kendilerine verilen talimatı uygulamaya çalışması ise sık sık tartışma yaşanmasına neden olmuştu.
Yaşanan gelişmeler ile ilgili gazetemize konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, otobüslerde yaşanan doluluk ile ilgili İçişleri Bakanlığı'nı işaret etti.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DENETİM MEKANİZMASINI İŞLETMESİ GEREKİYOR
Getirilen kısıtlama ile birlikte şoförler ile vatandaşların karşı karşıya getirildiğine dikkat çeken DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, şoförlerin üzerinde baskı ve mobbing olduğunu belirti. Sarı, "14 Nisan'da açıklanan kısmı kapanma adı altında alınan koronavirüs tedbirleri kapsamında şehir içi ulaşımda yüzde 50 kapasiteli çalışma getirildi. Ancak bunun hayata geçmesi için kolluk kuvvetlerinin, zabıtaların denetim mekanizmasını sıklaştırması gerekiyor. Eğer bu sıkılaştırma olmazsa İzmir'de görev yapan ESHOT şoförlerimizin otobüste kaç kişi var, kaç kişi binecek diye baktığında, durağa vardığında yolcular otobüse binmesin diye uyarıda bulunması halinde vatandaş ile karşı karşıya kalmakta. Biz İzmir halkından görevi başında olan otobüs şoförlerimize Cumhurbaşkanlığının almış olduğu bu karardan dolayı saygı duymalarını istiyoruz. Vatandaşlar bu konuda önlemlerini kendileri almalıdır. Tabii ki bu süreçte görevini yürüten şoförlerimiz ile halkın karşı karşıya getirilmemesi gerekiyor. Uygulamanın İçişleri Bakanlığı tarafından denetim mekanizmasının düzgün işletilerek uygulanması gerekiyor. Ancak bu şekilde pandemide kesintisiz ulaşım için görevini yürüten üyelerimizin üzerindeki baskı, mobbing ve vatandaş ile yaşanan gereksiz tartışmalar ortadan kalkacaktır" dedi.
ÖZEL SEKTÖRÜN ÇALIŞMA SAATLERİNİ DÜZENLEMEZSENİZ DURAKLAR LEBALEP DOLAR
Özel sektörün çalışma saatlerinin ayarlanmamasından kaynaklı olarak durakların lebalep dolu olduğuna dikkat çeken Sarı, "Şoförlere karşı hakaret, fiziki saldırı ve tartışmalar sıkça oluyor. Burada insanlar da işlerine ya da evlerine gitmek istiyor. Ancak getirilen yüzde 50 yolcu kapasitesi sınırın da istediğiniz kadar seferleri arttırın bir işe yaramayacak. Bunun için nasıl ki kamu için kademeli mesai sistemine geçilmiş ise, hükümet aynı düzenlemeyi özel sektör içinde almalı. Kamu ile ilgili bir karar alınıyor ancak özel sektör ile ilgili herhangi bir paket açıklanmıyor. Bundan dolayı vatandaşla onları evlerine ya da işlerine götürmeye çalışan şoförler de karşı karşıya geliyor. Kısmı kapanma adı altında açıklanan tüm önlemler aslında bir fiyasko ile sonuçlanmıştır. Gene suçu 84 milyon ve çalışana yükleyerek bunun içinden sıyrılmak istiyorlar. Ancak burada tek önlem alacak kişi devlet yetkilileridir. Eğer sadece kamunun çalışma saatlerini düzenler ve özel sektörün çalışma saatlerini düzenlemezseniz duraklar lebalep dolar. Duraklardaki yoğunluğun önüne ancak özel sektör ve kamu kurumlarının iş saatlerini doğru ayarlarsanız önüne geçebilirsiniz" ifadelerini konuştu.