Demokrat Parti’den İzmir panoraması: İYİ Parti'den 250 kişilik transfer!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - 2018 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı içinde yer alan Demokrat Parti, 2019'da gerçekleştirilen yerel seçimlerde birçok ilde bireysel seçime girme kararı almıştı.

Seçim sonrası DP Genel Merkezi ittifak içinde kalacaklarını sıkça belirtse de, Gelecek Partisi Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu'nun ziyareti sonrası ittifaktan çıkacak mı soruları sorulmaya başlanmıştı. İzmir'de de yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul'un aksine Büyükşehir Belediyesi seçimleri için Demokrat Parti aday çıkarma kararı almıştı.

İzmir'deki son siyasi durumu Demokrat Parti Parlamento ile İlişkilerden Sorumlu Başkan ve Genel Başkan Yardımcısı Osman Varol değerlendirdi.

Gazetemizin sorularını yanıtlayan Genel Başkan Yardımcısı Varol, 2019'daki yerel seçimlerden DP'nin İzmir'deki örgüt yapısına, erken seçim söylentilerinden İzmir'de görev yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve ilçe belediye başkanlarının performanslarına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

 "250 İYİ PARTİ ÜYESİ DEMOKRAT PARTİ’YE GEÇTİ”
İzmir'de örgütlenme anlamında başarılı bir grafik çizdiklerini belirten Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Osman Varol, son dönemlerde 250 İYİ Partili ismin İzmir'de Demokrat Parti'ye geçtiğini söyledi. Varol, "Biz İzmir'de sadece Selçuk, Karaburun ve Beydağ olmak üzere toplam 3 ilçede örgütlenmemizi tamamlayamadık. Ancak bu ilçeler içinde çalışmalarımız yürütüyoruz, en kısa sürede buralarda da örgütlenmemizi tamamlayacağız. Yani bizim Demokrat Parti olarak örgütsel anlamda herhangi bir sıkıntımız bulunmuyor. İyi de çalışan bir ekibimiz var. Ancak bu pandemi herkesin olduğu gibi bizi de oldukça etkiledi. Son günlerde partimize olan yeni katılımlardan dolayı heyecan geldi teşkilatlarımıza. Özellikle Demokrat Parti’ye İYİ Parti’den katılımlar oluyor. Bizden gitmiş ya da oradan memnun olmayan arkadaşlar, merkez sağın temsilcisi olarak görüldüğümüz için tekrar yuvalarına dönmeye başladılar. Şu anda İl'de yapacağımız toplantıda 250 İYİ Parti’den gelen isim aramıza katılacak. Bunun sayısal olarak çok önemi yok bizim için. Bizim için önemli olan insanların yuvalarına dönüyor oluşu. Bu da bizi biraz daha güçlü yapıyor. Bize de şevk veriyor genel merkez olarak" diye konuştu.

"TENCERE DOLMADIĞI VE BOŞ KALDIĞINDA TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR DEMEKTİR"
Ekonomik sorunlara dikkat çeken  Varol, üye sayısı olarak Türkiye'deki en büyük 4'ncü parti olduklarını belirtti. Erken seçim tartışmalarına değinen Varol , "Bizim erken seçim ile ilgili bir korkumuz yok. Biz seçime hazırız. Uzun zamandır erken seçime de parti olarak hazırlanıyoruz. Geçen yerel seçimlere de tek başımıza girdik, gerekirse önümüzdeki yerel seçimlere de tek başımıza girme imkanımız ve kabiliyetimiz var. Türkiye'de seçimlere girme hakkı olan 10 partiden biri biziz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 3-4 gün önce açıkladı üye sayılarını, Türkiye'deki 4'ncü büyük partiyiz.  432 bin partimize kayıtlı üyemiz var. İYİ Parti'den çok öndeyiz örgütlenme olarak. Ancak bizim genel merkez olarak düşüncemiz, iktidarın kolay kolay erken seçime gitmeyeceği yönünde. Gitmeyecek olmalarının da 2 ana nedeni var. Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanın seçime katılıp katılamayacağı konusundaki durumu henüz net değil, farz edelim katıldı, bu katıldığı son seçim olacak. Bu nedenle koltuğu kaybetmemek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar zaten.  Yeni sistem diye adlandırdıkları 'ucube' sistemde 50+1 sistemi olduğu için kapı kapı dolaşmaya başladılar 'aman bize destek verin' diye. Çünkü o desteği halktan göremiyorlar artık. Gündemi çarpıtmaya çalışsalar da halkın gündemi çok başka. Halkın gündemi  evine götüreceği ekmek, çocuğuna vereceği harçlık… Siz bunları temin edemezseniz, rahmetli Genel Başkanımız ve eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel 'Bu ülkede tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur'  diye söylemişti. Tencere dolmadığı ve boş kaldığında tehlike çanları çalıyor demektir" dedi.

 "DEMOKRAT PARTİ, İTTİFAK İÇİNDE DEVAM EDİYOR"
Yerelde ittifakın gerçekleşmemesi halinde gerekli desteği her zaman verdiklerini belirten Osman Varol, "Biz yerel seçimlerde şu kararı aldık, Millet İttifakı ile genel seçimlere girdik ancak yerel seçimlerde Parti Meclisi olarak kendi  adaylarımız ile girmeye karar verdik. Yaklaşık 500 tane de farklı iller ve ilçelerde adaylar çıkardık. Ancak gerektiği zaman Millet İttifakı'na destek vermeyi ihmal etmedik. Örneğin İstanbul'da adayımızı çektik sayın Ekrem İmamoğlu'nu destekledik, Ankara'da hiç aday çıkarmadık ve sayın Mansur Yavaş'ı destekledik. İttifak içinde devam ediyor Demokrat Parti" diye konuştu.

 "GÖSTERİŞ YAPMAK İÇİN İNSANLARIN PARALARINI HARCAMANIN BİR ANLAMI YOK"
Millet İttifakı adayı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Tunç Soyer'i sert bir dille eleştiren DP Genel Başkan Yardımcısı Osman Varol, Soyer'in ittifak içinden seçilen en kötü aday olduğunu söyledi. Varol, "Biz her ne kadar ittifakın içindeysek de, yapılan iyi şeylere iyi deriz, yapılan kötü şeylere de kötü deriz. İzmir özelinde ise, örneğin Ankara'da Mansur Yavaş'a söyleyecek sözümüz yok. Yapabileceği her şeyi yapmaya çalışıyor bütün engellemelere karşı. İstanbul'da da Ekrem İmamoğlu mecliste azınlıkta olmasına rağmen yapabileceği her şeyi yapmaya çalışıyor.  İzmir'de ise tam tersi… Bütün güç CHP'de ve Tunç Soyer'de olmasına rağmen hiçbir şey yapmıyor.  Ben zaman zaman gezince görüyorum, Efes Oteli'nin arkasındaki yola bisiklet yolu yapmış yolun yarısını bölerek, ancak kısa mesafede bisiklet yolu bitiyor. Yine Ege Palas'ın önünde geçmişte bir bisiklet yolu vardı,  orayı yıkıp sol taraftan sağ tarafa aldılar. O yol da hemen bitiyor. Biten bir yol olabilir mi?  Daha önce Seferihisar Belediye Başkanı iken, Sığacık'a giden yola bir  bisiklet yolu yapmıştı, viraja  geliyor ve yol bitiyor. Gösteriş yapmak için insanların  vergilerinden topladığı paraları harcamanın bir anlamı yok.  Tek bir tane yeni proje üretmedi. Burayı CHP 'nasılsa elde var bir' diye görüyor. Bu çok tehlikeli bir şey… İzmir'e bir yağmur yağdığı zaman her şey alt üst oluyor. Yağmurda bu oluyor, bir de kar yağsa yanmışız demektir. Bir deprem geçirdik, belediye binasını boşalttılar. Nereye gittiler? Fuarın içindeki hollerdeler. Yazık günah değil mi orada çalışan kişilere? Sen kendi binanı bile kontrol edememişsen, İzmirliler sana canını nasıl emanet edecek, nasıl güvenecekler, nasıl yatırım yapmana meydan verecekler? O yüzden Tunç Soyer, Millet İttifakı açısından buradan seçilebilmiş olmasına rağmen tercih edilmiş en kötü aday bence.  Biz önümüzdeki yerel seçimlerde de ittifak düşünmüyoruz" dedi.

İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI PERFORMANSI
İzmir'de başarılı ve başarısız buldukları ilçe başkanlarını da açıklayan Varol, "Konak Belediye Başkanı Abdül Batur… Hakikatten takdir ediyoruz. Yaptığı hizmetler ve projeler ile dikkatimizi çekiyor. Gültepe için yeni bir proje hazırladı, Beştepe için yeni bir proje yine hazırlandı. Onun yerine Narlıdere'de seçilen Ali Engin başkan o da iyi şeyler yapıyor, Çiğli fena gitmiyor gördüğüm kadarıyla. Ancak bunların dışında özel ilişkiler nedeniyle seçilen belediye başkanları da başarısız oluyorlar. Karşıyaka, Bornova öyle, Menemen'de yaptıklarını görüyoruz zaten, kendi meclis üyeleri  kendilerine oy vermiyorlar. Güzelbahçe yine aynı... Bu kadar başarısız birini orada seçtirmek için mecbur tutuyorsanız yazık günah insanlara" ifadelerini kullandı.

"BU İŞ SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL"
Başarısızlığın sebebinin tanınmayan isimlerin getirilip belediye başkan yapılması olduğunu ifade eden Varol, bu düşüncenin yanlış olduğunu söyledi. Varol, "İzmir'de karşıtlıklar üzerinden yürütülen politika Cumhuriyet Halk Partisi'nin elini rahatlatmış gibi. 'Nasılsa insanlar burada bize oy veriyorlar' ,'Mecburen oy veriyorlar' dediğin anda bu yaşadıklarını yaşarsın. Karşıyaka'da Belediye Başkanı yaptığınız adam estetik cerrahı. Hayatında hiç politikaya bulaşmamış, politikanın içinde olmamış, insanların dertlerini dinlememiş… Sen getirip o adamı orada belediye başkanı yaparsan, adam gelir 3 gün sonra istifa etmek ister, 3 ay sonra bir daha istifa etmek ister. Bu bize gelen haberler. Ancak bu iş sürdürülebilir değil. Hiç tanınmayan insanları getirip getirip bir yerlere koyuyorsunuz. O ilişkiler halkın yararına işlemiyor, hep kendileri yararına işliyor ve ondan sonra Menemen'deki olaylar gibi başınızı büyük ölçüde ağrıtacak sorunlar ortaya çıkıyor" diye konuştu.

“ABDÜL BATUR GÖSTERİLSEYDİ ADAY ÇIKARMAZDIK”
2019 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi için Millet İttifakı'nın Tunç Soyer'in yerine Abdül Batur'u aday göstermesi halinde aday çıkartmama kararı aldıklarını da vurgulayan Osman Varol, "Biz söyledik o dönemde adaylar çıkmadan önce. Ankara'da niye aday çıkarmadık? Mansur Yavaş olduğu için çıkarmadık. Burada da Abdül Batur olsaydı biz yine aday çıkarmayıp sonuna kadar arkasında olurduk.  Ancak inandığımız isimler yani halk yararına çalıştığına inandığımız isimler olması lazım. İnandığımız isimler olursa orada olduğu gibi burada da destekleriz" dedi.

 "TEKRAR BAŞARILI OLACAĞIMIZA İNANIYORUZ"
Türkiye'de siyasetin iki kutup arasında gerçekleştiğini ifade eden Varol, İzmirlilere kendilerini iyi anlatabilmeleri durumunda başarılı olacaklarına inandıklarını söyledi. Varol, "İzmir gerçek anlamda demokrattır. 12 Eylül'den önce İzmir'i Adalet Partisi yönetiyordu, ihtilalden sonra ilk seçimlerde Anavatan Partisi belediyesi yönetti, daha sonra sayın Özfatura Doğruyol Partisi'nden aday oldu ve yine seçimi kazandı. Bugün yüzde 80 oy aldıkları Karşıyaka'da geçtiğimiz haftalarda rahmetli olan Kemal Baysak orada belediye başkanıydı. Çok övündükleri Karşıyaka'da Abdül Batur'un ilk seçimi kazanması Doğru Yol Partisi olarak seçimi kazanmasıdır. Yani biz burada varız zaten. Ancak İzmir'in söyle bir özelliği var, karşıtlıklar üzerinden gittiği için hep, 'aman AK Partililer kazanmasın' diyip bizi geçmişte destekleyen seçmen CHP'ye oy verdi AKP gelmesin diye. Türkiye'deki bu sarmalı kırmak lazım aslında. Aman o kazanmasın, bu kazanmasın diye değil de, sana daha iyi hizmeti kim verir onu tespit edip ona göre oy vermesi lazım insanların. İnsanlar özellikle 2002'den bu yana Fenerbahçe ve Galatasaray çekişmesi gibi oldu.  Birbirlerine bakmıyorlar bile. Bu yanlış bir şey. Bu yüzden de bugün çektiğimiz sıkıntıların ana nedeni budur. Biz İzmir'de kendimizi anlatabildiğimiz ölçüde, tekrar başarılı olacağımıza inanıyoruz. İnsanları iki kutuplu bir seçimin içine soktuğunuzda bir takım tercihler yapmak zorunda bırakıyorsunuz. Çok kutuplu seçimler olması ve 2'den fazla aday olması gerekir her yerde. Eğer biz kendimizi iyi anlatırsak, özellikle İzmir'de başarılı olacağımıza inanıyorum" dedi.