FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ – Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve 130 belediye bürokratının yargılandığı büyük davanın yankıları devam ederken 5 Temmuz'da açılacak ikinci perde öncesinde yaşanan hareketlilik sürüyor. Cezaevinde bulunan isimleri çıkarmak için avukatlar büyük çaba sarf ederken Danıştay'dan kötü haber geldi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 'ihale yetkilisi' olduğu, ESHOT eski Genel Müdürü İzdeniz Yönetim Kurulu Başkanı Gül Şener, Genel Müdür Faruk Alçelik, Genel Müdür Yardımcısı Tufan Eker, eski Genel Müdür Yardımcısı İsmet Halim Gürsoy, ESHOT Encümen Üyeleri Hüseyin Çalışkan, Hüseyin Ercan, İrfan Aras, Hukuk Müşaviri Figen Seyis, Bürokratlar Rafet Bayam, Turgay Akkaya, Besim Gültekin ve birçok çalışanın yargılandığı Eshot Genel Müdürlüğü'ne ait 750 Adet Yeni Otobüs Durak Yerinin Kiraya Verilmesi İşi'nde Danıştay yeni bir karar alındı. Yargılanan kişilerin yaptığı itirazlar sonrası Danıştay 1. Dairesi, muhammen bedelin belirlenmesi ve tespiti sırasında 'kamu zararı oluşmuştur' dedi.
Belediyeye düzenlenen operasyonda bazı isimlerin cezaevine gönderilmesine bazılarının ise günlerce ifade vermesine neden olan ihalede durak yerleri, dövizle ihale, meclis kararı dışında işlem yapma ve kamu zararı oluşması konularında suçlu bulmuştu. Tarafların yaptığı itiraz sonrasında İçişleri Bakanlığı yeniden ikinci kez müfettiş görevlendirdi. Yapılan inceleme için Ankara'dan aynı müfettişin ikinci kez yine aynı iş için gelmesi sonrasında hazırlanan raporda kamu zararı konusu dışında diğer konulardan aklanma kararı verilmişti. Raporun Danıştay'a taşınmasının ardından muhammen bedel konusu ile ilgili yapılan itiraz geçerli sayılmadı. Danıştay, yeniden yargılama izni verdi.
SAVCI ÇAĞIRABİLİR
İçişleri Bakanlığı'nın aldığı kararın Danıştay tarafından onaylanmasının ardından karar ile ilgili henüz bir işlem yapılmadı. Kararın ardından savcılığın aynı isimleri yeniden ifadeye çağırabileceği ifade edildi. Durak ihalesi nedeniyle defalarca kez savunma yapan bürokratlar ve Başkan Kocaoğlu istenilirse yeniden ifade verecek. Daha önce ihalenin geneliyle ilgili kendilerini savunan kişiler bu kez tek konu üzerinden savunma yapacak. Öte yandan belediyede operasyona neden olan 308 numaralı soruşturma dosyası konular mahkemeye taşınmasına rağmen kapatılmadı. Avukatlar, halen daha kapatılmayan dosya üzerinden dinleme, teknik takip yapılabileceğini birimlerden yeni dosyalar ve ihale bilgilerinin istenebileceğini söylemişti.
İŞTE RAPORUN O BÖLÜMÜ
İddianameye yansıyan bilirkişi raporu savcılığın incelemesi ve araştırmasının ardından mahkemede de gündeme gelmişti.
Raporda, muhammen bedel ile ilgili karar şu şekilde yer almıştı: "Bilirkişiliğimizce incelenen dosyada UKOME tarafından yeni durak yeri tespitine ilişkin herhangi bir belge ve bilgiye rastlanmamıştır. Burada da açıkça görüleceği üzere yeni durak ihdası ve bu durakların kiralanması söz konusu olmayıp mevcut durakların kiralanması söz konusudur. Bu da apaçık Meclis tarafından verilen kiralama izninin dışında bir ihale kapsamında olduğunu göstermektedir. Bu sebepledir ki, kiralamaya yetkili olan karar organı Belediye Meclisinin kararı dışında yetkisiz olarak işlem tesis edildiği düşünülmektedir. Kiralama işlemine açıklanan şekilde karar verilmesinden sonra İhale Yetkilisine onaya sunulmadan önce idare tarafından muhammen bedelin tespiti yapılmıştır. Bu amaçla muhammen bedelin belirlenmesi amacıyla sadece 2 firmadan (Karma Açıkhava Reklamcılık AŞ.- TR DOKSAN Şehir Mobilyaları ve Matb. San. Tic. Ltd. Şti.) teklif istenmiş ve daha önce aynı idare tarafından yapılmış olan aynı konudaki ihale fiyatları baz alınarak muhammen bedel belirlenmiştir
Buna göre;
Karma Açıkhava Reklamcılık AŞ - 700.000,00 € (Euro)
TR DOKSAN Şehir Mobilyaları ve Matb. San. Tic. Ltd. Şti - 3.150.000,00 € (Euro)
İdarece yapılan önceki ihale bedellerinden hesaplanan - 6.400.805,00 € (Euro)
Hesaplanan Muhammen Bedel - 3.416.935,00 € (Euro)
Muhammen bedel tespiti yapılmıştır.
Ancak, burada dikkat çeken husus, daha önceki gerçekleşen ihale bedeli idarenin elinde mevcutken, başka bir firmanın vermiş olduğu düşük teklifi gerçekçi bulup kabul edilmesi düşünülemez. Çünkü bu bedel ile ortalamanın daha önce gerçekleşen ihale bedelinin çok çok altında bir muhammen bedel oluşması sağlanmaktadır. Bu durumda, kurumun menfaatinin düşünülmesi ilke ve kuralıyla bağdaşmamakta ve kurum zararına yol açılmaktadır"