HABERLER>POLİTİKA
19 Ekim 2020 Pazartesi - 16:07

CHP'li Sertel'den 'fezleke' resti: 'Dokunulmazlığım kaldırılsın' diye el kaldıracağım!

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel, hakkında hazırlanan fezlekeler TBMM'ye geldiğinde takınacağı tavrı açıkladı, "Dokunulmazlığımın kaldırılması konusu Meclis'e gelse, oylansa, yemin ediyorum, ben de el kaldırarak dokunulmazlığımın kalkmasını isterim. Rektör Fatma Seniha Nükhet Hotar, trol diyecek; ben deyince hakkımda fezleke düzenlenecek. Mahkemede hesaplaşmaya hazırım " dedi.

CHP li Sertel den  fezleke  resti:  Dokunulmazlığım kaldırılsın  diye el kaldıracağım!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel, SonSöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Sertel, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Vekil Sertel, Türkiye ve dünyanın gündeminde olan pandemi sorunundan esnafın durumuna, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Fatma Seniha Nükhet Hotar ile arasında geçen tartışmalardan İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne kadar birçok konuda konuştu.

- CUMA NAMAZI DAVETİNDE YENİ GELİŞME: ÖNCE İBADET, SONRA ZİYARET

HAKKINDA ÜÇ FEZLEKE DÜZENLENDİ
Hakkında hazırlanan üç fezleke ile ilgili de konuşan  CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Hotar ile yargı önünde karşılaşmak için, Meclise dokunulmazlığının kaldırılması konusu gelirse, ilk önce kendisinin el kaldıracağını söyledi.  Sertel, "Bazı arkadaşlarımız, insanlarımız kızar mesela ‘dokunulmazlığı kaldırmayın falan’ derler. Yemin ediyorum, şahsım için bu davalar hakkında söylüyorum. Gelse benim dokunulmazlığım meclise, oylansa, yemin ederek söylüyorum, dokunulmazlığım kaldırılsın, diye elimi kaldıracağım. Niye kaldırılsın benim dokunulmazlığım, biliyor musunuz? Şu Fatma Seniha Nükhet Hotar'la mahkemede bir görüşelim. Benim hakaret etmediğim gerçeği ortada. Trolsün işte ortada her şey, on kere trolsün. Sen sürekli paylaşım yapıyorsun. Partizan rektörsün, sürekli bütün paylaşımlarında görüyorum, bütün AK Partili siyasileri ziyaret ediyorsun. Mesela Binali Yıldırım'a gidiyorsun, belediye başkan adayını ziyaret ediyorsun. Sen rektör olarak yerinde durmuyorsun ki… Dokuz Eylül Üniversitesi içerisinde durmuyorsun ki, sürekli siyaset içerisindesin. Ve bunları paylaşıyorsun. Hangi rektör paylaşabilir bunları?  Böyle şey olur mu? Ben şimdi bütün bu haksızlıkları hukuksuzlukları anlatmayacağım da bu hanımefendinin yaptığı hukuksuzlukların, orada kıyıma uğrayan öğretim üyelerinin, profesörlerin, tıpçıların, güzel sanatçıların, tarihçilerin… Diğer bütün üniversite bölümlerinin, kıyıma uğrayan ve cezaya sevk edilen insanların hakkını savunmayacak mıyım milletvekili olarak? Öyle bir yağma yok, ben savunacağım! Yani beni öyle korkutarak, bir de yöntem olarak çok kötü bir yöntem kullanıyor. Bazı üniversitedeki öğretim üyelerinin kapılarına kamera yerleştirmiş. Oraya kim giriyor, kim çıkıyor kontrol ediyor. Bunun için de adamlar tutmuş. Yani burası nedir? Üniversite mi, başka bir yer mi? Böyle bir kontrol, böyle bir baskı olabilir mi? Bana kininin başka bir yerden olduğunu düşünüyorum. Ben Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki kadavra rezaletini ortaya çıkartan biriyim. Milletvekili olarak kadavra satıldı, o üniversiteden çıkartıldı. Ben bunu Türkiye'nin gündemine getirdim. O kadavrayı çıkaran arkadaşla samimi arkadaş, iyi arkadaşlar. Onun mahkemesi de var, onu da konuşacağız. Bana aslında kendisinin kini var. Ben Fatma Seniha Nükhet Hotar'a, neden kin duyayım. Benim bakış açımda şu var; sen üniversiteyi doğru yönetmek zorundasın. Haksızlık, hukuksuzluk yapmamak zorundasın. Niye insanları sürüyorsun, niye insanları yerlerinden ediyorsun? Hepsi görevini yapan, liyakatli insanlar. 25 yıllık çekirdekten orada profesör olmuş insanlar var" ifadelerini kullandı.

DESPOTİK BİR YÖNETİM OLUŞTURULMUŞ
Açıklamalarının ardından kendisini hastanede çalışan öğretim görevlilerinden sağlık çalışanlarına kadar birçok kademeden arayanların olduğunu belirten Atila Sertel, şunları söyledi:

"Çok sayıda öğretim görevlisi, hastane çalışanı beni arıyor. Teşekkür ediyorlar bana. Ali kıran baş kesen olmuş. Bu kadar olmaz ya… Hastane içerisinde  despotik bir yönetim… Çık üniversite içerisinde despotik bir yönetim. Orası Türkiye'nin genel anlamda baskıcı yönetiminin en baskıcısı kurulmuş. İnsanlar bunu söylüyor. 'Keşke mahkemeye çıksanız da biz de tanık olarak gelip ifade versek' diyen öğretim üyeleri var. Trol dediğim için fezleke mi açıklanır? Savcıları benim üstüme yollamak için onlara bir takım şeyler... Kendisi başsavcıları ziyaret ediyor, savcıları ziyaret ediyor. Sayıştay başkanını ziyaret ediyor. Ne işi var orada bir rektörün? Bir rektör, kendisini denetleyen bir kurumun başına niye gider? Sayıştay beni denetliyorsa, ben onun başkanına gidiyorsam, müfettişlere ayar mı vermek istiyorum? Ne düşünüyor? Ve bunları sosyal medyasından paylaşıyor. Bunu Twitter'da neden paylaşıyorsun?"

BEN BÖYLE BİR ŞEYE PABUÇ BIRAKMAM
Kendisinin böyle şeylerden korkmayacağını belirten Sertel, "Böyle bir şeye pabuç bırakmam" dedi ve ekledi: "Korku salmak istiyor ve salıyor bazılarının üstüne. Bilmiyor ki biz korkmayız böyle şeylerden. Ben yalnız gezen bir insanım. Kendisinin bazı ilişkileri de varmış, bazı söylemlere göre. Doğrudur, yanlıştır, bilemem. Hakkında iddialar var onları aklasın önce.  Bir mafya lideri diyor ki, ‘ben  Fatma Seniha Nükhet Hotar sayesinde… O beni koruyup kollar’ diyor. ‘Onun niyeti ile gazeteciye gittik gözdağı verdik, dövdük’ diyor. Bunları ben değil o arkadaş diyor. Şimdi sen mafyatik bir ilişki içerisinde oluyorsun diye bütün millet korkmaz yani ben böyle bir şeye pabuç bırakmam."

NÜKET HOTAR'A DÜŞMAN BİRİ DEĞİLİM
Hakkında hazırlanan üç fezlekenin de Nükhet Hotar ile ilgili olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hakkımda hazırlanan 3 fezleke de Fatma Seniha Nükhet Hotar'a ait. Neden Dokuz Eylül Üniversitesini perişan etti, niye oradaki insanlara baskı yapıyor, işten atıyor, sürüyor? Neden oradaki insanlar hakkında sürekli soruşturma açtırıyor ve o insanların akademik kariyeri ile oynuyor? Neden profesör olması gereken insanların doçent olarak kalması için çaba harcıyor? Benim elimde bunların hepsi var. Üniversitede yaşananların hepsi var. Neden üniversite perişan hale geldi, geçen sene ki borçları dahi ödeyemez noktada?  Dokuz Eylül Hastanesinin ekonomik anlamda  neden zor durumda olduğunu sormayacak mıyım? Ben milletvekiliyim. 1982 yılında kurulmuş olan üniversite, ben Ege Üniversitesi'ni bitirdiğim zaman kurulmuş bir üniversite. Bu üniversite, çok önemli ve kademe geçerek, Türkiye'nin en saygın Üniversitelerinden biri olmuşken, şimdi niye çöküşte? Ben bu kentin milletvekiliyim, Fatma Seniha Nükhet Hotar'la  özel bir kavgam hiç olmadı. Hanımefendi 15 yıl milletvekilliği yaptı, ağzımı açıp tek bir laf etmedim. Genel Başkan yardımcılığı yaptı. Tayyip Bey nedense onu bakan yapmadı. Nedenini ben bilmiyorum, Tayyip Bey bilir. Demek ki yeterli görmedi ama rektör yaptı. Şimdi geldiğin rektörlükte senin siyasi şapkanı çıkarman lazım. Çünkü rektörsün. Çünkü üniversite sana bakıyor. Çünkü üniversitenin içinde öğretim üyelerinin içerisinde her siyasi görüşten, her düşünceden, her ırktan, her mezhepten insan var. Bunlara eşit, adil davranman lazım. Sen eşit, adil davranıyor musun? Fatma Seniha Nükhet Hotar'a soruyorum, eşit davranıyor musun? Hayır. Sen onlara baskı yapıyorsun. Mesela Dokuz Eylül Konservatuarını dağıttı. Deprem dedi, şu dedi, bu dedi. Konservatuar, pandemiden dolayı kapalı. Yarın açılsa, orada eğitim yapılamaz. Çünkü daracık daracık odalar. 25-30 öğrenci oraya giremez. Çünkü konservatuar, diğerleri gibi değil. Fiilen müzik aleti ile uğraşacaksın, tiyatral faaliyetler var. Onlar için uygun bir mekan olmayan yere taşıdın konservatuarı...  Niye onlar hakkında soruşturma açtın? Niye oradaki insanları görevden aldın? Niye dekanları atama dekanı olarak yaptın? 6 ay için dekanları atarsın, 6 ay geçtikten sonra onu resmen atamak zorundasın. Sayıştay niye o konularda rapor tuttu, bunları sormak lazım. Sayıştay'ın tuttuğu raporlarda, sürekli atama dekanları… Çünkü dekanları istediği gibi kullanmaya çalışıyor. Kullandığını kullanıyor, kullanamadığını şutluyor. Böyle bir kadrolaşma niye? Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki eğitim kalitesini yükseltmek varken, neden böyle yapıyorsun? Yoksa ben Fatma Seniha Nükhet Hotar'a düşman biri değilim ki..."

SANA NE BÜYÜKŞEHİR BAŞKANI TUNÇ SOYER'İN ÇALIŞMALARINDAN
Hotar'ın sosyal medyada beğendiği ve paylaştığı yazılara dikkat çeken Atila Sertel, trol sözcüğünden dava açan Hotar'ın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yönelik bir paylaşımını eleştirdi. Sertel, "Siyasetten gelmesi gerekçe değil. Ege Üniversitesi Rektörü de siyasetten geldi. Ben kendisini ziyaret ettim, bazı sorunlar vardı, kendisiyle rahatlıkla iletişim kurabiliyorum. Medeni bir şekilde oturup konuşabiliyoruz. Onun fikirlerine uymasam da yaptığı yanlışları gündeme getirsem de, aramızda kavga yok. Ege Üniversitesi açısından da söylüyorum. Ama Ege Üniversitesi şöyle bir şey yapmıyor; atıyor bir tane tweet, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı, diyor ki... Tunç Soyer için 'Bak arkadaşın Ekrem, yalan da olsa 500 bin ton asfalt çalışması yapmış. Ya siz Tunç Soyer? En çok asfalt çalışması gereken İzmir'de bu süreci sadece şov ile geçiriyorsunuz. At asfaltı, sonra üzerinden bisiklet ile geçmiş olursun, sonra şov yapmış olursun' diyor, bunu beğenen, paylaşan kim? Fatma Seniha Nükhet Hotar. Sen şimdi rektörsün kardeşim, sen AKP'nin Tunç Soyer ile ilgili attığı, CHP'nin aleyhinde attığı tweeti paylaşıp beğenip çoğaltabilir misin? Sana ne asfalttan, sana ne Soyer'in hizmetinden? Sen rektörsün. Üniversite ile ilgili bir konu olsa, tamam diyeceğim. Yine Sayın Soyer'in 'kişisel sosyal medya hesabıma mesajları girmekle sorumlu personelim kendi hesabından attığını düşünerek bir paylaşımda bulunmuştur, hatasını fark edip sorumluluğu gereği istifasını vermiştir' paylaşımına 'bütün trollerin başkanıdır' diye bir AK Parti Gençlik Kolları başkanı tweet atıyor. Bunu Fatma Seniha Nükhet Hotar adlı bir kullanıcı beğeniyor, paylaşıyor. Trollerin başkanı diyor, onu beğeniyor; bana hakaret davası, trol sözcüğünden açıldı. Fezlekenin biri trol sözcüğünden... Ben ona, partizan rektör demişim. Sen partizanlığını kanıtlamışsın. İkincisi ise, sen rektörlük yap, diyorum, trollük yapma diyorum, partizan rektör davasından bir fezleke yemişim, troller yüzünden bir fezleke daha yemişim. Kendileri Tunç Bey'e trol diyecekler, onlar beğenecekler, ben kendisine trol dediğimde 'sen trollük yapıyorsun rektörlük yapmıyorsun' dediğimde, bana hakaret davası açacak! Üçüncüsü de oradan insanları çıkarttılar. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İzmir Şube Başkanı Adem Sarıçoban, demiş ki ‘hastane yönetimi sağlık işçilerini zorla fazla mesai yaptırıyor, itiraz eden hasta bakıcılar hakkında tutanak tutuluyor’. Tutanak tutulmuş artı, iki işçiyi bunlar apar topar işten attılar. Hukuksuz olarak. Ben onu yazdım. Dedim ki, 'Dokuz Eylül'de haksız ve hukuksuz kıyım sürüyor, 2 sağlık çalışanı, işten çıkartmanın yasak olduğu dönemde hukuksuz şekilde işten çıkartıldı. İşten çıkartıldığını da SGK'dan gelen SMS ile öğrendiler. AK Parti eski milletvekili rektör, Dokuz Eylül Üniversitesi'ne ne yazık ki büyük kötülük yapıyor' demişim. Bununla ilgili de iftira atmaktan dava açmış ancak işçiye gitmiş, 4a kapsamında işine son verilmiş" diye konuştu.

İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ, ONURLU BİR KURUMDUR
Hotar ile arasında geçen tartışmalara İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve 9 Eylül Gazetesi'nin dahil edilmesine üzüldüğünü ifade eden Sertel, bu konuda şu açıklamayı yaptı:

"İGC'ye ve 9 Eylül Gazetesi'ne yönelik saldırıda bulundu. Ben o gazeteyi kullanıyormuşum, cemiyet benim arka bahçemmiş falan filan. Cemiyet, benim gönül bahçem. Ben İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin üyesiyim. Ben Cemiyet başkanlığı yaptım. Benim dokunulmazlığım yoktu, ben Ergenekon'da kendi göğsümü siper ettim.  Ben o dönemde bir çeteye karşı, FETÖ çetesine karşı mücadele ettim. Türkiye'nin başına kötülük getirdiler. İzmir Gazeteciler Cemiyetinin onuru, gururu, benim için her şeyden ötedir.  Atama ile değil, yani beni insanlar seçti, cemiyetin başkanlığına. Rektör gibi atanmadım.  Girsin seçime, 20 oyu geçebilecek mi rektör olmak için acaba? Benim cemiyeti kullanıp,  milletvekili olduğumu söyleyenlere şunu söylemek isterim: Ben 1991'de de milletvekili adayı oldum, önseçimle. 4-5 kere milletvekili olmuşsun, hangi önseçimden çıktın? Erdoğan git oraya dedi, gittin; bekle dedi, bekledin. Böyle bir anlayış olmaz. Bence insan bunları düşünür. İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde başkanken, bir tane habere müdahale ettiysem, Atila Sertel değilim.  Şu anda Murat Atilla kardeşim, genel yayın yönetmenliğini götürüyor. Onlar orada... Bir tane haberlerine müdahil olmadım. Beni Atilla Sertel olarak kendi gazetem, İstanbul Milletvekili olarak yazdı, ona bile müdahale etmedim. Şöyle, böyle yazın demedim. Kişi, kendinden bilir işi. Onların söylemesi, kurumdan hiçbir şey kaybettirmez; onların kendisinden kaybettirir. Kem söz, sahibine aittir. Cemiyet Başkanı Misket Dikmen'in cevabı, ona tarihsel bir cevaptır. Alsın 2-3 defa okusun. İzmir Gazeteciler Cemiyeti onurlu bir kurumdur."

BU İNSANLAR NE YİYECEK, İÇECEK?
Pandemi süresince en çok sıkıntı çeken grupların başında kahveci esnafının geldiğini ifade eden Sertel, "Anadolu illerinin İzmir'den bir farkı yok. Genelde en büyük sıkıntıyı çeken kahveci esnafı… Sonrası da zaten sırayla geliyor… Birahane işletenler… Onlarda çok büyük bir haksızlık var. Senin aldığın ruhsatta meyhane yazıyorsa, içki verebiliyor ancak birahaneler kapalı. Böyle bir şey olamaz. Niye barlar, birahaneler kapalı bilmiyoruz. Soruyoruz söylemiyorlar. Keyfe keder bir durum. Türkiye'de eğlence sektörü bitmiş durumda. Müzisyenler açlık sınırındalar. Ben profesyonel sanatçıları da bunun içine katarak söylüyorum. Bunlar ne yiyecek, içecek? Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarı onlara dönüp merhaba bile demiyor. Türkiye'de aile, kardeş, komşu ve CHP'li belediyelerin halk ile dayanışması olmasa daha büyük sorunlar oluşurdu. Biz bu yakınmaları söylerken, saray ve saray çevresi, Türkiye'yi çok güzel görüyor. Genel Başkanımız grup toplantısında yine anlattı. Esnafın sicili bozuk diyorlar, o yüzden kredi alamıyorlar. Hemen sicil affı getirilmeli meclise. Keyfine göre ödemiyorum demiyor sonuçta bu insanlar. Devlet, vatandaştan yurt kiralamış ancak pandemi nedeniyle kira ödemiyor ancak esnafın böyle bir imkanı yok… Esnaf Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ile oturduk ve dinledik onları. Haydi bizi dinlemiyorsunuz ve bize karşı duvarsınız. Bari esnaf odalarını dinleyin. AK Parti Milletvekilleri, bakanlar, odalara gitsin. Niye süpermarketler mahalle aralarına kadar girdi?  Dün akşam Bornova da bir restorana gittim, sordum kaç kişi çalışıyor, diye 110 kişi çalıştırıyormuş. Sordum durum ne diye ‘hep içerideyiz’ dedi.  Hep kredilerle döndürüyor. Banka evini ipotek etmeden, kredi bile vermiyor. Banka kime acır ki. Esnaf zor durumda derken bunu söylüyorum. Çok iyi işleyen esnaflar da şu an bu durumda. Beni dinlemiyorsanız, gidin Aykut Yenice'yi dinleyin. Adam Türkiye Lokantacılar Derneği Başkanı ve İzmir'den çıkma Federasyon başkanı... Onu dinleyin bari. O sizinle birlikte siyaset yapmış biri. Onun verdiği rapora göre, yüzde 60-70 zayiat ile çalışıyor lokantalar. Genel Başkanımız her oyun için yeni kağıt açılsın dedi herkes güldü. Siz kahvehanelerde yaşanan durumu biliyor musunuz? Okey oynanacak taşlar ilaçlanabilir, ancak kahvehanelerde çay içmek için iç içe yan yana oturuyor insanlar. Seferihisar'da kadın kolları kongreleri yapışsınız, iç içesiniz.. Önlemleri kahvehanecilere karşı alıyorsunuz sadece ve onlar için ortaya konulan önerilerle niye dalga geçiyorsunuz? Kahvehaneler, gerçekten kağıt oynamak isteyen insanların buluştuğu alandı. Bu da kalktığı için bomboş. Akşama kadar 70 tane çay satıyor kahvehaneci. Bu satış; suyun, doğalgazın, kiranın parasını çıkarmaz" dedi.

VERDİKLERİ RAKAMLARIN SADECE İBAN NUMARASI DOĞRU
Erkem seçim konusunda Cumhuriyet Halk Partisi'ne yöneltilen eleştirilere cevap veren Sertel, üç büyük ilde de belediye başkanlarının oylarını arttırdığını söyledi. Sertel, görüşlerini şu sözlerle açıkladı:

 "Belediyeler kötü gidiyor, o yüzden erken seçim istiyor, diyenlere kamuoyu araştırmalarına bakmalarını istiyorum. İstanbul'da alınan oy oranına baktığımızda oldukça yüksek. Erdoğan yüzde 26'larda oyla seçilirken, İmamoğlu o oyun 2 katı bir oy aldı. Ve İmamoğlu bu oylarına 2-3 puan kattığını görüyoruz. Ankara'da Mansur Yavaş, aldığı oyu neredeyse yüzde 15 artırdı. Tunç Soyer de son aldığı oya göre oylarını 4 puan artırmış durumda. Bunlara bakarsak nasıl kötü gittiğini söyleriz? Genel Başkanın söylemine bakarsak ‘ülke yönetilemiyor’ diyor. Tek adam ve parlamentoyu yok sayan bu rejim, Türkiye'ye hayır getirmedi. Türkiye'de aç yoktur, diyen adamlar, askıda ekmek kampanyasına başladı. Niye askıda ekmek? Zaten yapıyor bunu insanlar, onun söylemesine bile gerek yok. Bu kampanya yeni bir şey de değil. İzmir'de bir fırıncıya gittiğinde ‘benim param yok, karnım aç dediğinde’ o esnaf zaten ekmek verir. Bizim esnafımız o kadar yardımseverdir. Askıda ekmek kampanyasını yürüten, zaten Türkiye'nin durumunu kabul edendir. Bu memlekette verdikleri tek doğru rakam, halktan para toplamak için verdikleri İBAN numarasıdır. Geri kalanın hepsi yanlış. Enflasyon rakamları, issizlik rakamları hepsi yanlış. Siz eğer yönetemiyorsanız, erken genel seçim bu ülke için zorunlu noktadaysa, bunu yapmak zorundasınız. Erdoğan diyor ki ‘biz kabile devleti miyiz, zırt pırt seçim yapacağız’. Ee sen 18 yıldır görev sürecine bak, kaç seçim yaptın? Aslında zırt pırt seçim yapan kendisi. Bu seçimi neden istemiyorlar? Çünkü gördüler ki, yolcular. Yoksulluk bitti mi? Geldiklerinde 3 milyon vardı, şimdi 17 milyon yoksul insan var. Yasaklar zaten ortada, herkes görüyor. Gazeteciler bile seslerini çıkartamıyor. Mecliste bu gündeme gelmezse, bu yıpranma hakları gidecek. TGS başkanı, savunan bir paylaşım yapıyor ancak beğenen yok. İnsanlar beğenmeye korkuyor. 2023'te giderler diye düşünüyorum ben. Bundan kaynaklı olarak erken seçime gitmezler. Oy vermişler bile bunlara çok kızıyorlar. Benim ikna edemediğim AK Parti'ye oy vermiş insanlar var. Şimdi ‘gerçekten hata etmişim’ diyor.  Zengin olan kesim var. Dolarla mı maaş alıyorsun diye soruyor ya damat… Dolarla alanlar var ama. Köprüden, otobandan, Marmaray'dan geçenler dolar kullanıyor. Adam diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti'ne güvenmiyorum, İngiltere üzerinden sözleşme yapacağı diyor, o beşli çete. Sen Türkiye'de yaşıyorsun, buranın vatandaşısın, Erdoğan'ın büyüttüğü birisin ama sözleşmeleri İngiltere üzerinden yapıyorsun. Niye? Yarın öbür gün CHP gelir de kaça yapıldığına bakar mı diye korkuyorlar? Sonrada diyorlar ki, yerliyiz ve milliyiz. Milliyetçi olan Cumhuriyet Halk Partisidir. Sen milliyetçi olsan, Katarlılara  tank palet fabrikasına verir misin? Milliyetçilikle hiç alakaları yok. Ancak bunlar seçime gidemez."

DÖRTLÜ TOPLANTI İDDİASI: KAPALI KAPILAR ARDINDA KONUŞMUYORUZ Kİ...
İzmir Millettekileri Kani Beko, Kamil Okyay Sındır ve kendisinin Tacettin Bayır'ın evinde bir araya gelmesinin ardından çıkan haberleri sert bir dille eleştiren Sertel, şöyle konuştu:

"Medyada, önseçimi savunan milletvekillerinin bir araya geldiği yönünde haberler çıktı. Önseçimi isteyen milletvekilleri olarak bizler zaten her zaman bir araya geliyoruz. İzmir'de buluşuyoruz, Ankara'da buluşup konuşuyoruz. Kapalı kapılar ardında konuşmuyoruz ki, önseçim meselesini... Biz bir aksam Tacettin Bayır  vekilimizin evine gittik. Biz birbirimizin evlerine zaten gidiyoruz. Kani Beko, Kamil Okyay Sındır ve ben, Tacettin Bayır'ın Güzelbahçe'deki evine gittik. Aramızda Musa Çam yoktu ama o da varmış gibi yazmışlar. O gün arkadaşlarla oturduk, sohbet ettik, siyaset konuştuk, yemek yedik. Biz her yerde siyaseti konuştuk. Bizim bir takım söylediğimiz şeyler zaten var. Kapalı kapılar arkasında konuşmaya gerek yok ki, ben açık açık her yerde söyledim. İkinci Yüzyıla Çağrı kitapçığı var. Ben bunu herkese ulaştırmaya çalışıyorum. Ülke sorunlarını anlatan ve Genel Başkanımızın ülkeyi nasıl yöneteceğini gösteren bir kılavuz; ‘bu ülkede gerçek anlamda bir demokrasi için milletvekillerini iktidar atamamalı, millet seçmeli’ diyor. Yani önseçimi, benden önce Genel Başkanım savunuyor. Ben önseçim olmazsa, liderler belirlemeye çalışırsa, bizim İkinci Yüzyıl Çağrımıza ters düşer diyorum. Önseçim yoksa, kendi adıma aday olmayacağımı söylüyorum. Ancak ben seçimde yine partim için çalışacağım."

 
Prens Selman'a 'Siyon Dostları' ödülü
 
Talat Papatya'dan hakeme tepki!
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ahmet 19 Ekim 2020 Pazartesi 19:08

Sayın vekil eleştirileriniz showlarınızın dışında İZMİR'e ne kattınız?

Yorumu oyla      2      3  
Siyaset yapacak olan siyaset yapsın 19 Ekim 2020 Pazartesi 17:29

Net haklı.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bakan Pakdemirli'den MHP İzmir'e ziyaret
Dokuz Eylül Üniversitesinin akademik açılış törenine katılan Pakdemirli, ...
Cuma namazı davetinde yeni gelişme: Önce ibadet, sonra ziyaret
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın CHP İzmir ...
Mustafa Şentop, İlham Aliyev ile görüştü
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Bakü'de destek ziyaretlerine ...
 
AK Partili Kaya evinin kapılarını açtı, bilinmeyenleri anlattı
AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya ve eşi Pınar Kaya’nın İzmir Torbalı’daki ...
'Salon tahsisi' polemiği... AK Parti'den CHP'ye 'fotolu' yanıt!
AK Parti Seferihisar İlçe Kadın Kolları 6.Olağan Kongresi'nin İlçe Tarım ...
Akşener kutlama için İzmir’e geliyor!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin kuruluşunun 3. yıldönümü ...
 
Tüm delegeler onayladı! Kınık'ta yeniden Mustafa Kaya seçildi
AK Parti Kınık 6’ncı Olağan Gençlik Kolları Kongresi gerçekleşti. Açılışta ...
AK Parti Sözcüsü Çelik: Seçimlerin kazananı Kıbrıs Türkleri
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bu seçimlerin kazananı, tüm Kıbrıs Türkleri ...
Mehmet KARABEL yazdı... Akıl fukara olduğu zaman dil ukela olur!
Mehmet KARABEL yazdı... Akıl fukara olduğu zaman dil ukela olur!
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva