EGEDESONSÖZ - İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş’ın yerel seçimlerde Konak Belediye Başkanlığına seçilmesinin ardından yapılan baro seçimlerinde başkanlık görevine getirilen Avukat Ercan Demir’den Büyükşehir davası, Özel İdare malları, yargı süreci ve toplumsal olaylarla ilgili açıklamalar geldi.
Radyo Pause’de yayınlanan “Fatih Yapar’la Neler Oluyor” programına katılan Demir değerlendirmelerde bulundu.
Demir, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun tam 129 kişi ile birlikte yargılandığı 397 yıl hapis cezası istenen tarihi belediye davası hakkındaki son durum hakkında bilgi verdi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından sonra normal seyrinde devam eden, hiçbir tutuklu ismin bulunmadığı davada geriye dönük işlem başlatıldığını açıkladı. Demir, Adalet Bakanlığı’nın müfettiş görevlendirerek dava dosyalarında inceleme başlattığını ifade etti.
Demir, “Büyükşehir’de açılan dava devam ederken soruşturma dosyası olan 308 hakkında bilgi verilmiyordu. Özel yetkili mahkemeler kaldırılana kadar bize kimse cevap vermedi. Biz halen daha dosya içinden bilgi almak için çalışıyoruz. Bize göre önemli olduğunu düşündüğümüz birkaç klasöre ulaşamadık. Onun nedeni de dosyaların müfettişte olmasıdır. Adalet bakanlığı müfettişleri soruşturma yapılan dosyalar ve soruşturmayı yapan kişiler hakkında işlem başlattılar. Şu anda operasyonda görev yapan savcılar, emniyet yetkilileri ve dosyadaki konular hakkında değerlendirme yapılıyor. Biz, 308 numaralı dosyada ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Bir dosya içinde 50’ye yakın klasör vardı. Bir bölümü üzerinden süreç yürütüldü. Ulaştığımızda ne tür enteresan şeylerle karşılaşacağımızı bilmiyorum. Bu tür dosyaların hazırlık sefahati ile ilgili genel inceleme yapılıyor. Sadece Büyükşehir değil anladığım kararı ile başka bu tür davaları da inceliyorlar” dedi.
YENİ SORUŞTURMA OLABİLİR
Soruşturma dosyasının açık olmasına dikkat çeken Demir, Büyükşehir Teftiş Kurulu Daire Başkanı Nalan Ziştovili’nin odasında bulunan böcek tabir edilen dinleme cihazı ile ilgili de konuştu. Demir, “Soruşturma dosyası üzerinden dinlemenin devam edeceğine ihtimal vermiyorum. Yeni bir soruşturma dosyası da açılmış olabilir. Geçmişte polis talebinin üzerine savcılık ve tek hakim kararı ile dinleme yapılabiliyordu. Şimdi heyet kararı lazım. Bu cihaz geçmişten kalan bir cihaz da olabilir. Bunun dışında mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı yollardan dinlemek için de cihaz konulmuş olabilir. Biz daha önce ‘dinlemeler bittiyse cihazları alın, devletin malzemeleri çürümesin’ demiştik. Ama gelip alan kimse almadı. Büyükşehir Belediye Başkanı başvuru yaparsa savcılığa cihazları aldırabilir. Ama muhatap olarak öyle bir niyeti de yok. Başkan, cihazların kalabileceğini söylüyor. Tüm dünyada bu tür soruşturmalar için cihaz konulması normaldir ama kontrollü olmalıdır. Biz kendi telefonun dinlenmesine onay veren hakimleri gördük. Türkiye çok kötü bir cadı avı süreci yaşadı. Dinlemedeki sese göre suç üretildi. Kişinin konuşmasında ‘şey’ kelimesi birçok yere çekildi. Soruşturmalarda kaç kişi, nasıl dinlendi bilen yok. Herkesin özel hayatı ortaya saçıldı. Aslında bunlarla hesaplaşmak gerekiyor. Bu bir yerde kalmamalıdır. Kişilerin kendi görüşmeleri özeldir. Ne yazık ki özel yaşam alanlarına tecavüz edildi. Röntgencilik yapılarak elde edilen bilgiler kamuya mal edildi. Alçakça bir işlem yapıldı. Yaşanan süreç sonrasında başkanın aklında ‘hesaplaşmak’ gibi bir niyet yok. Biz HSYK’ya hakim ve savcıları şikayet ettik. Şikayeti yaptığımız dönem HSYK iddiaya göre cemaatin kontrolündeydi. Bizim itirazımız önce değerlendirilmedi. HSYK yapısı değişti, cemaate operasyon yapıldı, paralel devlet ortaya çıkınca yapı değişmeden apar topar itirazımıza ret kararı verdiler. Biz buna daha sonra bir şey yapamadık. HSYK hukuka göre karar vermesi gerekirken siyasi davrandı” diye konuştu.
BÜYÜKŞEHİR’İN YANINDAYIZ
İzmir İl Özel İdaresi’nin maliye hazinesine devredilen mallarının Büyükşehir’e verilmesi konusunda kararlı tutumlarını sürdüreceklerini ifade eden Demir, herkesin aynı fikirde olduğunu söyledi. Demir, “Yeni yasa ile belediyenin sınırları genişledi. Eskiden il özel idaresinin yürüttüğü işlemlerin tamamı belediyeye devredildi. Şimdi siz personeli ve işleri belediyeye gönderiyorsunuz ama ne aracı ne de bir gayrimenkulü belediyeye vermiyorsunuz. Bu mantığı anlamak zordur. Malların hazineye devredilmesinin mantığı yoktur. Zaten merkezi hükümet elinde mal ve gayrimenkul bulundurmuyor. Ne varsa satılıyor. Devlete ait olan araziler bile satıldı. Belli ki hazineye tahsis yapıldığında satılacak. Niyet de hesap da budur. Biz, kurumlar olarak ‘mallar kentte kalsın’ diyoruz. Mallar belediyeye verildiğinde satılırsa zaten bir ortalığı ayağa kaldırırız. Böyle bir şey de olamaz. Fütursuzca ilçe belediyelerine bile mal bırakmadılar. Kınık’ta yetkiyi belediyeye, yolları açan makineyi karayollarına verdiler. Çok abuk bir karar alındı. Adeta düşmanca süreç yürütülüyor. Komisyon kararlarının iptali ile ilgili belediye dava açıyor. Biz de belediyenin yanındayız” dedi.
VALİ BAŞKAN İLE YARIŞAMAZ
Demir, Vali Mustafa Toprak’ı ziyaretinde sonuç alamadıklarını, valinin kendisini anlatmayı çok sevdiğini ifade etti. Demir, “Vali toplumsal bir olayda ve birçok konuda açıklama yapmak zorunda kaldığında ‘çöp sorununu, trafiği konuşalım’ diyemez. Devlet geleneklerine aykırı hareket ediyor. Siz seçilmiş insanla yarışamazsınız. Vali siyasi partiyi temsil etmez. Belediye başkanına karşı farklı bir organizasyon içine giremez. Yerel seçim öncesindeki süreç, sonrasında yaşananlara baktığınızda vali öyle bir izlenim yarattı. Hiç hoş durumda değil” diye konuştu.
URLA’DA GARİP TİPLER VAR
Demir, Başbakan Recep Tayyip Erdodoğan’a ait olduğu iddia edilen Urla villalarını incelemeye giden avukatlara yapılan müdahaleyi gündeme getirdi. Demir, “Orada SİT konusunda çalışmalar var. Düzenleme yapılırken kıyıya ulaşım tel örgülerle anlaşılamaz bir şekilde kapatılmış. Orada görevlendirilmiş bazı tipler güvenlikçi adı altında dolaşıyor. Baronun, çevre komisyonu incelemeye gitmişti. Arkadaşlarımız olay yerine gidemedikleri gibi jandarma izin vermedi. Savcının talimatı ile korkunç bir işlem yapıldı. Saatlerce avukatlar alıkonuldu. Başbakan tepeden bir takım laflar ederse en aşağıdaki insanlar kendine görevler biliyor. Başbakan ‘polis nasıl dayanıyor’ dediği için toplumsal olayda TOMA, biber gazları ile müdahaleler oluyor. Şu anda hukuki süreç devam ediyor. Arkadaşlarımızı engelleyen savcı ve jandarma ile ilgili de yaptığımız şikayet nedeniyle başlayan soruşturma sürüyor” dedi.