HABERLER>GÜNCEL
17 Ağustos 2020 Pazartesi - 15:52

Büyük depremin 21. yılında İzmir uyarısı: Kentsel dönüşüm Alsancak'tan başlanmalı!

Marmara depreminin 21. yıldönümünde İzmir'in tablosunu değerlendiren Başkan Murathan, "Denizle bağlantısı olan her yer riskli. En büyük risk, aslında Alsancak"ta" dedi

Büyük depremin 21. yılında İzmir uyarısı: Kentsel dönüşüm Alsancak tan başlanmalı!

EGEDESONSÖZ - Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan, Sonsöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Murathan, önemli açıklamalarda bulundu.

İzmir'in rant açısından en değerli yerlerinin, en riskli alanlar olduğuna vurgu yapan Murathan, "İzmir'de bugüne kadar yapılanlar kentsel dönüşüm değil. Yapılan, rantsal dönüşümdür. Eski binanın yerine yenisi yapılmıştır, o kadar. Eğer gerçek anlamda kentsel dönüşüm yapılacaksa, Alsancak'tan başlamak gerekir" dedi.

İşte Alim Murathan'ın açıklamaları:

"17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminin izlerini hala taşıyoruz. Çok yıkıcı bir deprem olduğu için toplumda, toplumun çok geniş kesimlerinde, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere bir farkındalık yarattı. 49 saniye sürdü deprem. 5 santime yakın bir Anadolu kıtası ölçeğinde bir ayrılma gerçekleşti. Resmi rakamlara göre 17 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Binlerce, on binlerce yaralı ve binlerce yapı hasarı oluştu. Toplumda bu kadar yıkıcı etkisi olan bir depremin farkındalık yaratmaması mümkün değildi. Ve bu depremde Türkiye kendi deprem gerçekliğiyle tanışmış oldu. "

İMAR BARIŞI, DERS ALMADIĞIMIZI GÖSTERİYOR
"Ben ülke olarak çok büyük dersler çıkardığımızı düşünmüyorum. Hem meslek odası olarak, hem de kişisel olarak, ders almadığımız kanısındayım. Ülkemiz, bir deprem ülkesi. Deprem üretecek 500'ün üzerinde aktif fay var. Bunlar Türkiye'nin jeolojik araştırmalar merkezi olan MTA tarafından yapılmış ve ortaya konmuş. Büyük yıkıcı depremler de yaşamışız. Sadece İstanbul depremi değil, Van depremi de yıkıcı bir depremdi. Şimdi ne olması gerekiyor? Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz, depremleri önlemek mümkün değil ama depremin yaratacağı afetleri en aza indirmek mümkün. Bunu gelişmiş ülkeler yapmışlar, biz de yapmalıyız, yapabiliriz... 21 yıl evvel Marmara depremini yaşadık. Türkiye'de hep deprem olunca, deprem gerçekliğini konuşmaya başladık. Onu da 3 gün, 4 gün konuştuk, sonra unuttuk. 21 yıl içerisinde atılan en önemli adımlardan bir tanesi, 2004 yılında Türkiye Deprem Şurası'nın toplanmasıydı. Burada önemli kararlar alındı. Ama uygulamaya baktığımızda, bu kararların yaşama geçmediğini gördük. 21 yılda deprem gerçekliği unutturuldu topluma... Çünkü bir toplumda afete karşı en büyük şey toplumun farkındalığı, bilinçli olmasıdır. Şimdi bırakın 21 yılı, 2020 yılının Ocak ayından 17 Ağustos'a kadar biz 4 büyük deprem yaşadık. Elazığ, Bingöl,Van ve Akhisar depremleri... Bu depremler dışında bir çığ felaketi yaşadık Van Bahçesaray'da, sel baskınları yaşadık  Artvin'de, Trabzon'da... 9 ay içerisinde 100 vatandaşımız yaşamını yitirmiş,  25 bin civarında konut hasar görmüş ve 7 milyar liraya yakın zarar var. 17 Ağustos'tan bugüne 21 yıl geçmiş. Son 9 aylık fotoğraf bize şunu gösteriyor. Afete karşı ekonomiyi öngören bir bakış açısı yok Türkiye'de. Afeti önceleyen bilimle, akılla bir mevzuat yapılaşması da yok Türkiye'de... İkincisi bunları uygulayacak bir yönetimsel bakış açısı da yok. Daha doğrusu yönetim, kurumsal organlarımız da yok. Afet İşleri Genel Müdürlüğümüz var fakat bu genel müdürlük merkezi bir çatı örgütü, altı boş. Türkiye'nin her yerinde oluyor depremler. Dolayısıyla biz çok ileri adım atıldığını düşünmüyoruz açıkçası. Depremlerde niteliksiz konutlar öldürüyor. Şimdi biz 21 yıla bakalım. Türkiye, ne kadar nitelikli konutlar üretti? Ciddi bir soru işaretleriyle karşı karşıyayız. Türkiye'deki mevcut imar mevzuatı, yapı üretim süreçleri etkin bir kamusal denetimden geçmiyor. En basit örnek, imar barışı. Bir imar barışında yüz binlerce ev, hiçbir mühendislik görmemiş yapılar, bir yasal düzenlemeye sokuldu. Bunların hepsi şu anda risk havuzunda. Toplum, vatandaşlar bunun için çok seviniyor, bunun için rant elde ettiğini düşünüyor ama bu ülkenin deprem gerçekliğini düşündüğümüzde bunlar çok üzücü sonuçlar doğuracak."

 FAY HATLARINDA TAMPON BÖLGE OLUŞTURULMALI
"Marmara depreminden sonra halkımızın deprem konusunda bilinçlendiğimizi düşünmüyorum çünkü bilinçlenme bir eğitim faaliyetidir. Sistemli, planlı, programlı. Bu, Milli Eğitimden başlamalı. Türkiye'de böyle bir eğitim yok. Vatandaşlarımızın kendi yapabilecekleri bilinçlenme çalışmaları var. Bunlar da önce bilgiye ulaşmak yani yaşadığı alanda güvenli alanlar neresi, ya da bir deprem anında deprem çantam olması gerekiyor, bu çantanın içinde neler olması gerekiyor. Bununla ilgili bilgiye erişimden söz ediyorum. Oturduğu binaların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda bilinçli olması gerekiyor. Şimdi bütün dünyadaki araştırmalar şunu gösteriyor. Bir depremin afete dönüşmesinde 4 temel etken var. Bunlardan biri, oturduğumuz binanın statik projesinin yetersiz, eksik ya da yanlış olması. İkincisi niteliksiz yapı ürünü kullanılması. Üçüncüsü zemin... Zeminin mühendislik parametrelerine uygun yapılması gerekiyor. Dördüncüsü de fay hatları, kırık hatları depremlerle çok büyük enerjiler açığa çıkıyor. Yani Marmara depreminde 3 bin üzerinde bir Hiroşima'ya atılan bombadan açığa çıkan enerji açığa çıkıyor. Bu enerjinin açığa çıktığı yer, asıl olarak kırık hatlar dediğimiz hatlardır. Buralardaki binalar eğer fay hatları üzerindelerse siz ne kadar sağlam yaparsanız yapın, yıkıcı oluyorlar. Dolayısıyla dünya bu konuda bir çok önlemler alıyor. Fay yasaları çıkartıyor kırık hatlar boyunca tampon bölgeler oluşturuluyor. O tampon bölgelerde bir takım binaların yapılmasını önlüyorlar. Bu Amerika ve Japonya gibi ülkelerde mevcut. Bakalım bu uygulama bize ne zaman gelecek."

KANAL İSTANBUL PARASI, KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KULLANILMALI
"Şu anda Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün içinde bir Deprem Daire Başkanlığı var. Bu daire başkanlığı,  deprem ile ilgili araştırmalar yapıyor. Biz fayların nereden geçtiği konusunda elimizde 1/25 bin ölçekli, 1/100 bin ölçekli haritalardan biliyoruz. Şu anlama geliyor: Aktif fay 1/100 bin ölçekte yaklaşık olarak 1 kilometre fark ediyor, 1/25 bin ölçekte 250 metre fark ettiriyor. Dolayısıyla tam olarak nereden geçtiğini bilmiyoruz. Bunların bugüne kadar yapılmaması anlaşılır bir durum değil ama maalesef böyle. Neden derseniz İstanbul'da depremin felaketini bekliyoruz. On binlerce insanın yaşamını yitireceğine yönelik çok ciddi deprem senaryolar var. Bu gerçeklikle karşı karşıyayken İstanbul'da Kanal İstanbul projesini tartışıyor ülkemiz. Yani 100 milyar lira bütçe ayırıp Türkiye'ye inşaat rantından başka hiç bir şey getirmeyecek, hedefi olmayan bir proje. Bu 100 milyar lira eğer İstanbul'da depreme dayanıklı bir yer haline getirebilmek için verilirse daha isabetli olurdu. Kentsel dönüşüm konusunda Türkiye'de bir çok vatandaşımız binasının sağlam olmadığını biliyor ama ekonomik yetersizliklerden dolayı çaresiz. Deprem fonları toplandı. Bu fonlarda toplanmış para kentsel dönüşüme kullanılsaydı, bugün başka şeyler konuşuyor olurduk."

YAPI KALİTESİNDE İYİLEŞTİRMELER OLDU AMA...
"Yapılarımız 1999 depreminden sonra deprem yönetmeliklerimiz yenilendi. En son da geçen yıl yeni bir deprem yönetmeliği çıktı. Bu deprem yönetmeliklerine baktığımızda beton kalitesi, yapı kalitesi gibi bir takım iyileştirmeler söz konusu oldu. Öncelikle şunu söyleyeyim, 1999'dan sonra Türkiye'de yapılmış olan yapılar, 1999 öncesinden daha güvenli. Ama bizim burada çok ciddi bir eleştirimiz var. Mevzuata göre daha güvenli . Burada o yapıyı yapan müteahhidin standartları nedir, bunu bilmiyoruz. Çünkü Türkiye'de yapı üretim süreçlerinde etkin bir yapı denetimi yok. Ama dünya böyle yapmıyor. Diyor ki, ben senin yaptığın işi denetleyeceğim, hem yerel yönetimler aracılığıyla hem de yapı denetimleri aracılığıyla... Dolayısıyla Türkiye'de 1999 yılı sonrasında yapılan yapıların da güvenliğinin çok da güvenli olduğunu düşünmüyoruz."

HALKIN DANIŞACAĞI MÜŞAVİRLİK ŞİRKETLERİ OLMALI
"Ev almak isteyen çok sayıda vatandaşımız, odamızı veya şahsımı arayarak, ev satın almak istiyorum burası depreme karşı güvenli mi, diye. Ya da, depreme karşı güvenli olmadığı için ben ne yapmalıyım, diye soruyor. Türkiye'deki mevzuat eksiklerinden bir tanesi de bu. Örneğin siz bütün birikiminizi bir eve yatıracaksınız, alacağınız yapının deprem standartlarına uygun olup olmadığı konusunda bir müşavirlik şirketi olması gerekiyor. Vatandaş gidecek, ben bu evi almak istiyorum, depreme karşı güvenli olup olmadığına karşın bana bir rapor verir misiniz, diyecek. Bu rapora istinaden o evi alabilir vatandaş. Şimdi bunu bizim odamızdan talep edenler var ama odamızın böyle bir alt yapısı yok."

BÜYÜKŞEHİR, ÖZEL BİR DAİRE BAŞKANLIĞI KURDU
" İzmir'de inşaat mühendisleri odasının yapmış olduğu bazı çalışmalar var. Bunlar istatistiksel çalışmalar ama İzmir'de şunu söyleyebilirim. İzmir'de yapı stoku envanteri henüz oluşturulmadı. Yapı stoku envanteri, iki ilçede yapıldı daha sonra arkası getirilmedi. Yüzde 35'e yakın bir stok sıkıntı var, yani kalitesinde özellikle 1999 öncesi olan yapılarda. Bu konuda kesin bir rakam vermem doğru değil ama ciddi bir sorunumuz var. Fakat önümüzdeki dönem daha güzel çalışmaların yapılacağını umuyorum, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, odamızın da önerisiyle bir 'Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı' adında kurumsal bir birim kurdu. Ayrıca İzmir Valiliğinin de başlatmış olduğu bir çalışma vardı bu depremle ilgili olarak... Sanırım önümüzdeki dönem içerisinde İzmir deprem master planının revize edilmesi gündemde. Revize edilmesi bu kentin yapı stokları envanterini, zeminle ilgili bütün mühendislik parametrelerini yani vatandaş İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin web sitesine girdiğinde nerede nasıl bir zeminle karşılaştığını, zemine uygun ne tür yapılar yapılması gerektiğini, yapının ona uygun olup olmadığı konusunda bir kılavuz eline geçmiş olacak. Bu önümüzdeki dönem içerisinde özellikle Tunç başkanımız buna çok önem veriyor gerçekleşeceğini düşünüyoruz."

DEPREM ŞURASI, ACİLEN YENİDEN TOPLANMALI
"Biz meslek örgütü olarak, deprem gerçekliğini çok önemsiyoruz. Bu konuda odamız sayısız bilimsel çalışmalar yürütüyor ve yapı üretim süreçlerine, Türkiye'nin deprem gerçeklerine, jeolojik olarak da çok sayıda makale ve bilimsel araştırma raporları var odamızın. Odamız bu süreç içerisinde 2004 yılında toplanan Deprem Şurası'nın önemli bir eşik olduğunu ama ondan sonraki uygulamaların yetersiz olduğunu, orada alınan kararların uygulamaya geçmediği tespitinden yola çıkarak, 2020 yılı içerisinde ikinci bir Deprem Şurası'nın toplanması gerektiğini söylüyor. Ama bu Deprem Şurası alınan bu kararları tekrar almak üzere değil, stratejik bir planlama yapmak için..."

DENİZLE BAĞLANTI VARSA, RİSK DE VAR
"İzmir'in en çok hangi bölgeleri riskli diye soruyorlar. İzmir'in deniz ile bağlantılı her kesiminde ciddi bir risk var. Örneğin Alsancak bölgesinde bir risk var. Yeraltı su seviyesi, oldukça yüksek. Bu da sıvılaşma riskini getiriyor. Depremde o binayı çok ciddi şekilde etkileyecek olan bir parametredir, sıvılaşma riski... Dolayısıyla kentte kentsel dönüşüm olacaksa Alsancak'tan başlanması gerekiyor. Dediğim gibi, denizle bağlantılı olan kıyı kesimlerimizde böyle bir sorun var. En riskli yerlerimiz kentin rant yaratan yerleri. Bugün yüksek yapılar Japonya'da da var ama oradaki yapılar bir takım mühendislik parametrelerine göre yapılıyor. Japonya'da jeolojik şartlar, koşullar dikkate alınarak yapılıyor. Örneğin Bayraklı bölgesinde biz bu tür yapıların yapılmasına karşı çıktık. Bu bölgeler bir delta ortamı. Bornova'dan gelen çaylar, o bölgede alüvyonlar oluşturmuş. İkinci riskli bölge, Mavişehir... Bu bölgelerde 7.2, 7.3 depremlerde alansal kaymalar söz konusu olur. Biz büyük Marmara depreminde yaşadık. Gölcük'te toprak kaymalarıyla üstündeki binalar ne kadar sağlam olursa olsun, denize gitti. Şimdi bu bölgede risk var. Daha çok yüksek yapılar yapılacaksa, bu da bir politik olabilir. Biz bunlara karşıyız. Fakat yüksek yapı, mühendislik parametreleriyle, hem inşaat, hem jeolojik verilerle yapılabilir."

 
İzmir'e güreşte taze kan
 
Hamile kadını karnına tekme atarak dövdü
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
mühendis 17 Ağustos 2020 Pazartesi 22:53

Jeoloji=yer bilimi, yer, taş ve zemin uzmanlığı olan bir meslek odasının başkanı, ağırlıklı olarak inşaat ve jeofizik mühendislerinin konusu olan deprem için nasıl konuşuyor hayret...

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İdlib'de kara devriyesindeki askeri araca saldırı
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye'nin İdlib kentindeki M4 Karayolu'nda ...
Babası suni teleffüs yapmıştı... Ali Şan'dan 3 gün sonra acı haber
Adana'da göle düşen bir kadını kurtarmak için girdiği suda boğulma tehlikesi ...
Çöp yığınıyla bir daha 'utanın' yazdılar!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adalar İlçe Başkanlığı, ilçe yönetimi, kadın ...
 
Büyükşehir Belediyesi'ne girişler kısıtlandı
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in, koronavirüse yakalanmasının ...
İzmir'de futbolcu trafik kazası kurbanı!
İzmir'in Urla ilçesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan TFF 3. ...
TRT sanatçısı koronavirüs yüzünden öldü
TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından Necmettin Yıldırım koronavirüse yakalandıktan sonra vefat etti.
 
Kenevir bahçesinde çatışma: 2 yaralı
Sakarya’nın Hendek ilçesinde, bahçesine ektiği kenevirlerin çalındığını ...
KKTC'de sosyal mesafesiz parti tepki çekti
Koronavirüs önlemlerinin gevşetildiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ...
İzmir ve Manisa için kara rapor: Hava kirliliği ölüm saçıyor!
İstanbul'un ardından iki ve üçüncülüğü paylaşan İzmir ve Manisa, ili, ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva