BASİFED’ten Ankara’ya yerli otomobil çağrısı!

Onur DENİZ/EGEDESONSÖZ – Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği (BASİFED) ile Ege Otomotiv Derneği, BMC’nin kentteki yatırımlarının büyük bölümünü Sakarya’nın Karasu ilçesine taşıma kararının ardından yeniden gündeme gelen yerli otomobilin İzmir’de yapılması konusunda Ankara’ya seslendi.

BASİFED merkezinde düzenlenen toplantıya derneğin başkanı Levent Akgerman, EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İduğ ve BASİFED üyesi dernek başkanları katıldı.

TÜRKİYE ASYA VE AVRUPA ARASINDA ÜRETİM MERKEZİDİR
BASİFED Başkanı Levent Akgerman sözlerine Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör saldırılarına tepkisini koyarak başladı.

Otomotiv sektörünün Türkiye için anahtar rolde olduğunu ifade eden Akgerman, yeni yatırımlarla ülke teknolojisinde ve gelişmesinde önemli katkılar sağlanacağını söyledi.

Otomotivde yatırımcıların devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini de ifade eden Akgerman, “Türk otomotiv sektörü, dünya pazarındaki konumunu her geçen yıl daha da sağlamlaştırmakta, Türkiye ihracat kalemleri arasında yer alan otomotiv sektörü, her yıl ihracat rekoru kırmaktadır. Ülkemiz ve ekonomimiz için bu denli ciddi paya sahip otomotiv sektörü, tüm paydaşlarıyla yerli otomobil projesinde de yer almalıdır. Devletimiz bu konuda yol gösterici olmalı, etkin teşviklerle üretim sürecini hızlandırmalıdır. Yerli otomobilin yolu açılmalı ve bu işe yatırım yapacak girişimciler cesaretlendirilmelidir. ‘Türkiye Asya ve Avrupa arasında köprüdür’ sloganının ‘Türkiye Asya ve Avrupa arasında üretim merkezidir’ olmasını istiyoruz ” diye konuştu.

REKABET İÇİN AR-GE ŞART
Türkiye’nin yerli otomobilinin dünyada rekabet edebilmesi için yüksek teknolojinin ve çalışmaların zorunlu olduğunu ifade eden Akgerman, “Ulusal bir program ile bir vizyon yaratılarak, Türkiye'nin, kendi otomotiv sanayisini kurması ve geliştirmesini sağlayacak stratejik bir planlama yapılmalıdır. Türkiye'nin yerli üretim ekseninde tasarım ve AR-GE merkezi olması ve sınai mülkiyeti Türkiye'ye ait tasarımların gerçekleştirilebilmesi için AR-GE çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Firmaların AR-GE'ye daha fazla pay ayırması ve yüksek katma değerli ürünlere yönelik yenilikçi çalışmaların gerçekleştirilmesi de yerli marka otomobil üretiminde son derece önemlidir. Konsept çizimden kil modele kadar tüm süreçleri gerçekleştirebilmek ve sıfırdan motor tasarlayıp, üretebilmek için bu şarttır” diye konuştu.

YERLİ OTOMOBİLE EN LAYIK MERKEZ
Yerli otomobil için İzmir çağrısı yapan Akgerman, “Yerli otomobil üretilecekse buna en layık merkez; nitelikli iş gücü, hammadde ve enerji temini, bilgi birikimi, alt yapı, ulaşım ve lojistik avantajları ile İzmir’imizdir. Yerli otomobilin İzmir'de üretilmesi durumunda kent ekonomisi önemli bir değer kazanacaktır. Bu sebeple; yerli firmalarımıza sahip çıkmalı, yerli firmalarımızın küresel ölçekte önemli bir noktaya getirilmesi için çalışmalıyız” şeklinde konuştu.

İZMİR’DE TEK EKSİK TEŞVİK
Akgerman’ın ardından söz alan EGOD Başkanı Mustafa İduğ, ‘Yerli otomobil neden İzmir’de yapılmalı?’ sorusunun yanıtını verdi.

İzmir’in lojistik, yan sanayi ve kalifiye eleman konusunda bir merkez olduğunu söyleyen İduğ, “İzmir 9 milyar dolar ihracat yapan bir yerdir. Ama limandan 18 milyar dolar ihracat geçer. İzmir lojistik bir üstür. İzmir-İstanbul Otoyolu ile bu durum daha da ilerleyecektir. Türkiye'nin 23 milyar dolarlık otomotiv ihracatının yüzde 40'ı İzmir Limanı'ndan yapılmaktadır. Yatırım konusunda gerekli teşvik sağlandığı takdirde kentimiz Türkiye'nin otomotiv yatırım üssü olacaktır. İzmir'in üniversitelerinden ve meslek liselerinden yetişen nitelikli eleman avantajı İzmir'in rekabette en büyük gücüdür. İzmir’de dünyaca ünlü jant firmaları üretim yamaktadır. Balata üretiminin yüzde 80’i burada gerçekleşmektedir. Türkiye’nin en önemli rüzgar enerji haritası buradadır. İzmir’de tek eksik teşviktir” dedi.

BABAYİĞİT DEMEK 20 MİLYAR DOLAR
Teşvik bölgeleri konusundaki sorunları aktaran Mustafa İduğ, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın “Bir babayiğit nereden çıkarsa orada yapılır” sözüne gönderme yaparak, “Otomobil üretiminde üretim, pazarlama ve finans önemlidir. Üretim ve pazarlama işin cephesidir. Finans ise kağıt üzerindedir.  Cephede mücadele ederken masa başında kaybediyoruz. Babayiğitin çıkması demek, 20 milyar dolardır. Bu yatırımın geri dönmesi İzmir’de 16 yıl... Sakarya’da ise bu dönüş 8 yılda gerçekleşir” şeklinde konuştu.

HAFİF TİCARİ ÖNERİSİ
Teşvik sorunu nedeniyle İzmirli sanayicilerin haksız rekabetle karşı karşıya kaldığını söyleyen İduğ, rekabet gücünden dolayı dünya piyasasına hafif ticari araçlarda girilmesini daha çok kazanç getireceğini söyledi. 

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından prototipi hazırlanan yerli otomobilin ağırlık, donanım gibi teknik nedenlerle rekabete elverişli olmadığını söyleyen Mustafa İduğ, “İzmir yerli otomobile talip olduğunda bu aracın motor ve şanzımanları ülkemizde üretilmiyor. Dolayısıyla biz rekabet edebilir bir otomotiv üretmeliyiz. EGOD un önerisini yerli otomobil üretilecekse hafif ticari otomotiv gibi rekabet üstünlüğü olan araçlar üretmeliyiz. Çünkü Türkiye'nin 2020ye kadar 4 milyon ticari araca ihtiyacı var. Hafif ticari otomotiv konusunda İzmir'e ağırlık verirsek BMC'nin uzman kadrosundan da yararlanırsak biz bunu üretebiliriz. Bizim içten yanmalı araç üretmemiz hayaldir” ifadelerini kullandı.

DÜNYADA 56 SANİYEDE 1 OTOMOBİL ÜRETİLİYOR
İduğ, “Rekabet edebilir otomobil öncelikle hafif olmalı. 1 ton 650 kg olmalıdır. Bunun performansı uygun değildir. 1 tondan fazla olmamalı, elektrikli ve uygun maliyetli olursa rekabet edebilir bir marka yaratırsınız. Dünyada 56 saniyede 1 otomobil üretiliyor. 24 saat çalışan robotlar çalışıyor. Böyle bir ortamda rekabetçi olabilmek için hafif ticari araçlara yönelmek en mantıklı çözüm” şeklinde konuştu.

BMC İLE YAN SANAYİ DE TAŞINABİLİR
Yerli otomobil konusunda İzmir’in Ankara’da iyi anlaşılmadığını söyleyen İduğ, “Biz İktisat Kongresi'nde otomotiv panelinde bu üretimin İzmir'de olacağını iletmiştim. Biz otomobil yapabilecek güçte ve avantajdayız. BU üstünlüğü koruyabilmemiz için teşviklerde de destek bekliyoruz. Bizim en büyük endişemiz ise İzmir'den ana sanayinin taşınması halinde yan sanayi de taşınabilir. Çünkü o da haksız rekabete uğrayabilir. Ana sanayi neredeyse yan sanayi de orada gelişir. Bir bölge gelinişlerken diğer bölgenin daralmasına Müsaade etmemeliyiz. Bu bölgedeki üreticilerin korunması gerekir” diye konuştu.

ANKARA’DA TAKİPÇİ
Ülkede yaşanan terör gündemi nedeniyle yerli otomobil konusunda Ankara’da gerekli görüşmelerin aksadığını belirten Levent Akgerman ise, “Ankara’da sorunlarımızı anlatacak ve işin takibini yapacak bir ekip kuracağız. Bu ekip Ankara'da gerekli girişimleri yapacak. Bu işi damlaya damlaya bardağı dolduracaktır” dedi.

UR–GE PROJESİ
Toplantıda ayrıca Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyeleri Ufuk Tutan ve Serkan Bürken otomotivin gücü ve uluslararası rekabet konulu bir sunum gerçekleştirdi. UR-GE projesi hakkında bilgi veren öğretim üyeleri, programla birlikte 3 yıllık proje 3.6 milyon dolara kadar destek, firmaların ihtiyaç analizi, firmalara eğitim, yurtdışı firmalarla görüşmeler, markalaşma danışmanlık hizmeti verilecek.