Bağımsız Maden-İş Sendikası: Polyak’ı defalarca uyardık

Metehan UD/EGEDESONSÖZ - Kınık Elmadere’deki Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait kömür ocağında dün akşam 21.30 sıralarında, göçük meydana geldi. Madendeki göçük, yeni açılan galeride 'paşa vardiyası' olarak bilinen 16.00 -00.00 saatleri arasında çok sayıda işçinin çalıştığı sırada meydana geldi. Göçüğün meydana geldiği madene itfaiye, sağlık, polis ve jandarma ekibi ile İzmir ve Manisa'dan da kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekiplerin 2 saatlik çalışması sonucu göçük altından yaralı olarak kurtarılan işçiler, ambulanslarla çevre hastanelere sevk edildi. Yaralanan göre 18 işçi Kınık, 21 işçi Soma, 6 işçi de Bergama Devlet Hastanesinde tedaviye alındı. İki maden işçisi ise Bozyaka Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.

Patlamanın ardından hastanelerde giden Bağımsız Maden-İş Sendikası üyeleri yaralanan işçilerle görüştü. Sendikanın derlediği bilgilere göre 51 maden işçisi yaralandı. Sendikanın açıklamasında “Yaralı madencilerin yarısı çeşitli yerlerinden çeşitli derecelerde yanarak yaralanmıştır. Kol, parmak kırıkları, beyin kanaması geçirenler söz konusudur” denildi.

'RUTİN BİR İŞ KAZASI OLARAK ALGILANMASI İSTENİYOR'

Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu yaşanan kaza ile ilgili Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu. Yaralı işçilerle yaptıkları görüşmeleri aktaran Aksu “CO2 isimli, yeni kömür çıkarmak için kullanılan bir ayakta oksijenle kesim yapılırken parlama yaşanıyor. İşveren bunu bir ayak oturması olarak tanımladı. Rutin bir kazası olarak algılanması isteniyor. Valilik de gazdan etkilenme olduğu yönünde açıklama yaptı ama görüştüğümüz işçiler “alev topu gördüklerini, patlamanın basıncıyla yere kapaklandıklarını, patlamanın metan birikmesinin parlamasından olduğunu” ifade ettiler. Çok sayıda yanığa sahip madencinin varlığı olayı açıklığa kavuşturuyor. Bunun sonucunda olayın bir patlama olduğu açıktır. Bu konuda en doğru, sağlıklı  yorum yapabilecek madencilerdir çünkü kazaların tecrübesine sahiptirler. Bizim de gördüğümüz hakikat metan gazından kaynaklı bir patlamadır. Sevindirici olan bir can kaybı yaşanmamasıdır. İşçiler, aileleri, çevre halkı ve bizler çok büyük bir panik yaşadık. Çünkü Soma faciasının hatırası hala canlı. Benzer bir durumla karşı karşıya kaldığımızı sandık” dedi.

'UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI'

Maden ocağı ile ilgili bilgi veren Aksu şunları söyledi “Burası yedi yıllık bir maden ocağı ve daha bir, bir buçuk yıldır kömür çıkarılmaya başlandı. Patronlarda yaptıkları yatırımdan dolayı hızlıca üretime geçilmesi ve kar döngüsünün sağlanması beklentisi var. Bu beklenti işletme yöneticilerinin üzerinde baskı oluşturuyor. Baskı da iş kazalarına davetiye çıkarıyor. Bölge de yapısı itibariyle yer altı sularının çok yaygın olduğu ve sık sık metan gazı yükselmelerinin olduğu bir yer. Daha önce de 5-6 kez metan gazından etkilenen işçiler hastanelere kaldırıldı. Polyak’ta durumun riskli olduğunu, metan gazının sık sık yükseldiğini, ciddi bir durumla karşı karşıya kalınabileceğini, işçilerin korkarak işe gittikleri yönünde hem şirkete hem de bakanlıklara ve CİMER’e bilgilendirme yaptık. Bir vardiyada 700-800 işçi çalışıyor. Polyak bizin son 2 yıldır en yoğun olarak hem kendisine hem de bakanlığa yazılar yazdığımız bir işletme.  Uyarılarımız dikkate alınmadı, dosyalar açılmadan geri gönderildi. Ancak çözüm sağlamak yerine örgütlenen işçi arkadaşlarımız ücretsiz izne gönderildi, işten çıkarıldı. Yaptığımız direnişlerle çıkarmaları geri çevirdik. Sonrasında işverene yakın bir sendika içeri sokuldu. İçeride işçilerin seslerini duyarabilecek bir mekanizma yok.  Biz 13 Mayıs 2014’ten sonra bölgedeki bütün maden ocaklarında iSG kurallarının uygulanması için çok yüksek bir etkinlik sarf ettik. Tahir Çetin ve Ali Faik kardeşlerimiz mağdur edilen işçilerin mücadelesini yükseltmeye çalışırken yaşamını yitirdi" 

'DENETİMLER GEVŞEDİ'

Soma Katliamı'ndan sonra bir süre kamu denetiminin çok etkin bir şekilde sağlandığını ifade eden Aksu " Ancak kamu üzerinden bir baskı hissetmeyince denetimler bir süre sonra gevşedi. 'Şirketleri çok fazla dar boğaz etmeyelim' şeklinde bir anlayış var. Aynı şekilde büyük işletmeler de çok fazla üzerlerine gidilince 'işçi çıkarırım, istihdam olumsuz etkilenir' şeklinde tehditler de bulunabiliyor. Bu da işçinin hayatına olumsuz sonuçlar üretebiliyor." dedi.