Babacan: Hükümeti uyarma seçimi!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, medya kuruluşlarının temsilcileri ile öğle yemeğinde bir araya geldi. 12 yıla yakın Anayasa Mahkemesi Üyeliği yapan Celal Mümtaz Akıncı’yı partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak tanıtan Babacan, dünyada popülist otoriter eğilimlerin arttığını, kendilerinin asla bu akıma kapılmayacaklarını, kimlik siyasi yapmayacaklarını, Türkiye için somut demokrasi ve refah hedeflerinin bulunduğunu söyledi.

Yerel seçimlerle ilgili yoğun bir hazırlık süreci yürüttüklerini anlatan Babacan, DEVA’nın Şehircilik Politikaları Eylem Planı, depremle ilgili çözüm önerileri raporu ve belediyecilik etik kurallar bildirgesi hazırladıklarını ifade etti. Tekirdağ ve Malatya’da lokal işbirliği dışında kendi adaylarıyla seçime bağımsız gireceklerini vurgulayan Babacan, Millet İttifakı’nın bileşeni hiçbir partinin genel merkeziyle diyalog içinde olmadıklarını söyledi.

YEREL SEÇİM STRATEJİSİ
Partisinin yerel seçim stratejisini anlatan Babacan, “Vatandaşın karşısına pırıl, mevcutlardan daha iyi yöneteceğine inandığımız bir kadroyla çıkıyoruz. 31 Mart akşamı en önemli viyadüğü aştıktan sonra hukuk-adalet ve temel insan haklarına saygılı bir yönetimle, buna uygun bir ekonomi yönelimiyle Türkiye’nin yönetilmesi gerektiğine ilişkin bir perspektifle yola çıkıyoruz” dedi. Babacan, seçilen belediye başkanlarının arkasında olacaklarını, parti denetimini sürekli işleteceklerini söyledi. Ülkenin makro siyasetine ilişkin uzun vadeli hedeflerinden vazgeçmeyeceklerini belirten Babacan, yerel seçimin bu hedeflere ulaşmada kilit taşlardan biri olduğunu ifade etti.

EKONOMİ YÖNETİMİNE TAVSİYE
Geçmişte Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek gibi ekonomi yönetiminden isimlerle birlikte çalıştığını hatırlatan Babacan, “Arkadaşlardan en azından şunu beklerdim: TÜİK’in bağımsız, gerçek enflasyon rakamlarını yansıtan bir kurum olarak yapılandırılması, Merkez Bankası’nın eskiden olduğu gibi şeffaf ve bağımsız bir kurum olarak çalıştırılması” ifadelerini kullandı. Babacan, Ocak 2019’dan bu yana Merkez Bankası’nın fiili arka kapı satışlarıyla dövizi kontrol etmek için 400 milyar dolar sattığını belirtirken, geçen yıl Mayıs ayında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in döviz kurunun ve akaryakıt fiyatlarının baskılandığını söylediğini aktardı.

Babacan, “Seçimlerden sonra ilave vergi artışları bizim için sürpriz olmaz. 800 milyar TL karşılıksız para basılan ülkede bu ekonomiyi nasıl düzeltecekler? Bu işler o kadar karanlıkta yapılıyor ki… 40 sene sonra KKM’yi getirip bu ülkenin başına dert açtılar. Uyanık geçiren biri getirdi, şimdi kuyuya atılmış bir taşı çıkarma çabasındalar. Ekonomi yönetiminin yapabileceği bir şey yok. Ülke patinaj yapıyor” dedi.

Yapılanlar karşısında, “içim sızlıyor” diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçimden sonraki dönem için Allah herkese kolaylık versin diyorum. Gittiğimiz her yerde geçinemeyin vatandaşın feryat figan ettiğini görüyoruz. Erken seçim olur mu? Bilemeyiz. Onu zaman gösterecek. Feryat figanın ne kadar organize olacağını göreceğiz. Sayın Erdoğan’a vatandaş çok kredi açtı ama bu paranın geri dönüşü yok. Bize göre bu seçim, hükümeti uyarma seçimi. Hükümeti uyarmak için bir fırsat. Elimizde sarı kartla geziyoruz.”

“YÜZDE 48 BİR YERE GİTMEDİ”
DEVA’nın hedefleri konusunda, “Başarısızlığın mazereti yok ama şu anda siyaset fırsat eşitliği içinde yapılamıyor” diyen Babacan, “Erdoğan kazandı ama helalinden kazanmadı” dedi. Babacan, genel seçimde ortak aday Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren seçmenle ilgili olarak, “O yüzde 48 duruyor, hiçbir yere gitmedi. Vatandaşın artık yeter diyeceğine inanıyorum” dedi.

Babacan, kayyum konusunda seçilmiş bir belediye başkanının idari kararla görevden alınmasına karşı çıktıklarını söyledi. Yeni seçmen listeleri konusunda muhalefet partilerinin bir çalışma yapması gereğine işaret eden Babacan, İstanbul Adayı İdris Şahin konusunda, “Türkiye genelinde partimizin değerli duruşunu temsil eden bir arkadaşımızı aday gösterdik. İkincisi hukukçu kimliğiyle çalışmalarında hukuk ve adalet vurgusu yapsın istedik” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı, Türkiye’nin gri listeden çıkarılmasına yönelik beklentiler üzerine, “FATF toplantısında alınacak karara bakmak lazım. Türkiye’nin yaptıklarının yeterli olup olmadığını, FATF’ın bunu yeterli bulup bulmadığını toplantıdan sonra göreceğiz. Ayrıca uygulamaların yeterli görülüp görülmediğine FATF karar verecek” dedi.