Ankara saldırısında korkunç şüphe: O ittifaktan…

Ankara, son bir yıl içinde üç büyük terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Saldırılar, terör örgütünün sözde liderlerinin Kandil'den yaptığı açıklamaları bir kez daha akıllara getirdi. Ankara'da 17 Şubat'ta gerçekleşen terör saldırısını üstlenen TAK'ın fikir babaları arasında yer alan PKK yürütme komitesi üyesi Duran Kalkan'ın, dün, aralarında aşırı sol örgütlerin de bulunduğu 10 örgütün güç birliği yaptığına ilişkin açıklamalarının zamanlaması dikkati çekti.

PKK, MLKP, TKP/ML, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-Leninist, TİKB, DKP, Devrimci Karargah, Proleter Devrimciler Koordinasyonu dün, Aralık'tan bu yana yürütülen tartışma sürecinin ardından "Halkların Birleşik Devrim Hareketi" adıyla birleştiklerini bildiriyle ilan etmişti. Bildirinin ilanı öncesi açıklama yapan Duran Kalkan, 12 Mart'ın, 1971 askeri darbesinin 45'inci, 12 Mart 1995'te meydana gelen Gazi olaylarının 21'inci, 12 Mart 2004'teki Kamışlı olayının 12'inci yıl dönümü olduğunu anımsatmıştı. Terör örgütleri, "AKP ve TC" olarak tanımladıkları güce karşı, silahlı mücadele de dahil tüm alanlarda, tüm araç ve yöntemlerle "devrimi yükseltmek için güç ve eylem birliği" yaptıklarını duyurmuştu.

Duran Kalkan, 17 Şubat'taki Ankara saldırısı sonrası da Türkiye'ye karşı tehditkar açıklamalarda bulunmuştu. Kalkan, açıklamalarında, Mart ayında PKK'nın şehirlerde eylem hazırlığında olduğunu belirtmiş ve "Önümüzdeki Mart süreci büyük bir direniş sürecidir. 2016 baharı Kürt'ün baharı olacaktır" tehdidinde bulunmuştu.Kalkan, Ankara'da 30 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin "Etme bulma dünyası derler. Sen edersen bulursun da" ifadelerini kullanmıştı.

Güç birliğinin sinyallerini, aralık ayında Fransız Le Monde gazetesine röportaj veren terör örgütü PKK kurucularından KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık da vermişti. Bayık, "Yakında Türkiye'nin içinden ve dışından gelen başka örgütlerle bir devrimci direniş cephesinin kuruluşunu ilan etmeyi öngörüyoruz" açıklamasını yapmıştı. Bu örgütlerin terör örgütü PKK ile mücadele edeceğini anlatan Bayık, "Ne olursa olsun, bu karar bize aittir. Alanda biz varız ve pratik anlamda yaşananları biz görüyoruz. Mevcut durumda silahlı mücadeleye son vermek için hiçbir neden yok. Aksine gelecek aylarda iç savaş Türkiye'de ağırlaşacak. Bu durum herkesin kendi çıkarlarını sürdürdüğü ve hiç kimsenin bölgeden dışlanamayacağı bölgesel bir savaş ortamında yaşanıyor. Türkiye, İran ve Suriye'deki gelişmeler tek ve aynı çatışmadan çıkıyor" ifadelerini kullanmıştı.