EGEDESONSÖZ- İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.
Kırkpınar, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ile İzmir Büyüşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer arasında restleşmeye neden olan afiş tartışmasında, İYİ Parti’nin seçim hedeflerine, milletvekilliği adaylığından kent sorunlarına kadar genel değerlendirmelerde bulundu.
YUNANİSTAN İLE BARIŞ LOZAN’DA YAPILDI, 9 EYLÜL’DE DEĞİL
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 9 Eylül’ün 100’ncü yılı sebebiyle hazırladığı “Barışın ikinci yüzyılı” afişi üzerinden İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer arasında yaşanan tartışma hakkında yorumlama yapan Kırkpınar, “Barışın ikinci yüzyılı ifadesini açmak gerekiyor. 15 Mayıs 1919’da şehrimiz Yunan kuvvetlerince işgale uğradı. Yaklaşık 3 yıl 3 ay sürdü işgal. 9 Eylül 1922’de milli mücadelenin tamamlandığı şehir İzmir... Son işgalciler buradan sökülüp atıldı. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri için barışın ikinci yüzyılı anlamını kullanırsak başka anlamlar çıkar. İşgal kuvvetleri gönderildikten sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ilanıdır. Sonrasında tarihsel süreçte Yunanistan’ın o günkü lideri Venizelos, 1 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak gösterilmesini istedi. Bunu barış olarak görebiliriz. Yani işgalci Yunanlılar, Atamızı Nobel’e aday gösterdi. İşgalden 3 yıl sonra burayı terk ederken İzmir’e ne yaptılar işgalciler? Yaktılar, yıktılar. İşgale uğramış bir şehir için buna barış yüzyılı demek doğru değil. Fransızlar birçok yeri işgal etti ve çekildi. Ankara Anlaşması diyoruz, barış anlaşması değil. Bunun yarattığı algı üzerinden bakılmalı. Tarihsel değerlendirme açısından bakılmalı. 9 Eylül barış değil zafer ve kurtuluş günüdür demek daha doğrudur diyorum. İşgal kuvvetlerini söküp atıyorsunuz. Yunanistan ile görüştüğümüz durum yok. Onlarla Lozan’da masaya oturduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ilanıdır ve barış anlaşmasıdır diyebiliriz” dedi.
HATA VARSA TELAFİ EDİLİR
Yaşanan tartışmanın ittifaka zarar verip vermeyeceği konusunda gelen soruyu yanıtlayan Kırkpınar, “Yaşanan afiş tartışmasından farklı anlamlar çıkmaz. Hata varsa telafi edilir. İzmir halkı bunu takip ediyor. İYİ Parti’ye ya da Millet İttifakı’na oy veren insanlar yaşamıyor bu şehirde” şeklinde konuştu.
YÜZDE 20’NİN ÜZERİNDEYİZ
İYİ Parti olarak gerek 2023 gerekse de 2024 seçimlerine iddialı hazırlandıklarını söyleyen Kırkpınar, “Yaklaşık 5 yıl önce kurulmuş bir partiyiz. Partinin kurulmaması için bugünkü iktidar bizimle çok uğraştı. Bunu herkes biliyor. Dolayısıyla hem ekonomik hem siyasal hem de sosyal katmanların sıkışık olduğu dönemde üçüncü bir yol aranıyordu. Kuruluş sürecinde anketlerde oyumuz daha yüksekti. Yüzde 20’leri görüyorduk. Biz o dönem 44 ilde teşkilatlanmamıza rağmen Yargıtay’da bekletilen 4 ilimiz onaylanmadığı için 40 ilde teşkilatlanmışız gibi kamuoyuna paylaşıldı havuz medyası ile. Genel başkanlarımız bir araya geldi ve ittifak olarak seçime girdik. Aldığımız sonuç 9,97 idi… Bu oyu aslında aşmıştık ancak yurtdışı oyları bizi düşürdü. Bugün ise anket çalışmaları yapan firmalar İYİ Parti’nin oyunun yüzde 20 üzerinde olduğunu, İzmir’de ise 23,6 olduğunu gösteriyor. Marmara, Akdeniz, Trakya değil ülke genelindeki oyumuz bu…” ifadelerini kullandı.
BÖYLE GİDERSE YÜZDE 35’LERİ GÖREBİLİRİZ
Sahadaki gözlemlerini de anlatan Başkan Kırkpınar, “AK Parti’ye oy vermiş, MHP’ye oy vermiş insanların oy verme ve davranış biçiminde aşağı inme var. Buna rağmen Millet İttifakı’nda CHP’de yükselme, İYİ Parti’de şahlanma var. Abone olduğumuz ve servis hizmeti aldığımız kamuoyu araştırmaları verileri başkalarına da gidiyor. Belirli gruplar tarafından açıklanan araştırmalar bizi yüzde 14-15 gösteriyor. Ama biz yüzde 20’yi geçtik. Her ay yüzde 1-1,5 artıyor oyumuz. Böyle giderse yüzde 35’leri görebiliriz. Birinci parti olma ihtimalimiz de var. Her geçen gün artış var ve bu iddia boş değil. Genel seçimde hem ülkemizde hem İzmir’de birinci olacağız. İzmir’de 3 bin üyeden 28 bin üyeye çıktık” dedi.
ALACAĞIMIZ OYA GÖRE İTTİFAK OLUR MU BİLMEM
CHP ile ittifakın devam edip etmeyeceği konusunu da yorumlayan Kırkpınar, “Alacağımız oy oranına bağlı. İttifak olur mu olmaz mı bilmiyorum. Millet İttifakı kuruldu ama İYİ Parti ve CHP olarak bir önceki seçimlerde cumhurbaşkanı adayları vardı. Bu ittifakta çeşitli il ve ilçelerde rekabet de yaptık. İzmir’de bazı ilçelerde CHP ile de yarıştık. Biz birinci parti olursak ittifak olur mu? Kısmen olabilir. İl başkanı olarak benim iddiam, biz 15 ilçeyi alırız. Bugünkü halde İzmir’den iki bölgede 3’er milletvekili çıkarabiliriz. Partimize olan teveccüh ve gönül bağı oluşursa ve birinci parti olursak 7-7, 6-6 da olabilir. Belediye seçimlerinde de iddialıyız. Oy artışımızı ilçeler bağlı olarak değerlendirmiyoruz. Eğer birinci parti olursak 15 ilçeyi alırız diyoruz” şeklinde konuştu.
AĞIRLIKLI GELİŞLER CUMHUR İTTİFAKI’NDAN
“Ağırlıklı olarak hangi partiden İYİ Parti’ye yöneliş var?” sorusunu yanıtlayan Kırkpınar, “Partimiz bütün seçmen kitlesine açık. Herkesten oy istiyoruz. Ağırlıklı olarak Cumhur İttifakı’ndan geliş var. Diğer partilerden de var. Bugüne kadar üyelerimiz içinde hiçbir parti üyesi olmayan insan sayısı 5 bin 600… Bir kişi üye olduysa en az 10 kişiyi ikna edebilir. Üyelerimiz oy veren değil oy isteyen durumundadır artık… Genel başkanımızın gençler için başlattığı ve hem yüz yüze hem zoom üzerinden sohbetleri var. Genel başkanımız gençlik, kadın kolları ve teşkilatı doğrudan kendisine bağladı. Eskiye oranla daha yoğun bir genç ilgisi var” dedi.
AYDIN ŞENGÜL VE HAMİT NİŞANCI YORUMU: BENİMLE TEMASLARI YOK
AK Parti’de milletvekilliği ve il başkanlığı yapan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sözleri sebebiyle partiden ihraç edilen Aydın Şengül ile Seferihisar’ın eski belediye başkanı Hamit Nişancı’nın İYİ Parti’ye katılacağı yönündeki iddiaları yanıtlayan Kırkpınar, “belediye başkanlığı, milletvekilliği, il başkanlığı yapmış isimlerin partimize yönelmesi doğal bir şey. Benimle bir temasları yok. Kendilerine sormak gerekir. Benimle bir bilgi de paylaşılmadı. Ama kapımız kendilerine açık. Siyasi Partiler Kanunu’na göre belediye başkanı, milletvekili kim olursa olsun partimizin duruşuna, tavrına, memleket meselesine bakışına uygun gördüğümüz herkese kapımız açık…” ifadelerini kullandı.
KENDİNDEN EMİN, İNANÇLI KADROLARIMIZ VAR
İl başkanı olduğu dönemde yaşanan süreçten bugünü değerlendiren Hüsman Kırkpınar, “Ben göreve geldiğim gün basın açıklaması yaptım. Açıklama günü 17 ilçe başkanı istifa etti. Bunun 5’i geri döndü. 12’si ayrıldı. 24 ilçemiz vardı kurulmuş. 6 ilçe boştaydı, seçime öyle girmiştik. Baskın bir seçimle parlamentoya üyelerimiz gitti. Şunu söyleyebilirim ki teşkilat verilen emeğe sahip çıkıyor. Emek verdik, iletişim kurduk, yenilerle yola devam ettik, dışarıda kalanlara da kapımız açık dedik. Şu anda 30 ilçede dinamik ve güçlü teşkilatlanmamız var. Kendilerinden emin, inançlı kadrolarımız var. Bu konuda bir başarı varsa 30 ilçedeki teşkilatlarımızın gücü ve kuvveti ile ortaya çıkmıştır. Ve genel başkanımızın öngörüleri ile partimizi yukarı doğru taşımaya başladık” açıklamasında bulundu.
MİLLETVEKİLLİĞİ ADAYLIĞI KONUSU TEŞKİLATA BAĞLI
Milletvekilliği adaylığı konusunda teşkilat yönelimine göre karar vereceğini dile getiren Başkan Kırkpınar, “Ben teşkilat konusunda çok hassas bir insanım. Teşkilat dediğimiz kavramın içinde alınteri, emek, zaman, fedakarlık vardır. İlçe başkanlarımız seçildikleri zamandan bu yana mücadele içindeyse İl’den birinin TBMM’ye gönderilmesi konusunda iradeleri ve hakları olmalı. Teşkilatsız hareketsiz edebilirsiniz ama ben teşkilatı çok önemsiyorum. Israrla söylüyorum: Teşkilat… Teşkilat… Teşkilat…” dedi.
BÖLGE TOPLANTISI SONRASI YENİ BİR ALAN VE SAHA ÇALIŞMASI
İstanbul’da düzenlenen Ege Bölgesi il ve ilçe başkanları toplantısında yaşananlarla ilgili konuşan Kırkpınar “İstanbul’daki bölge toplantısında Sayın Akşener ile birlikteydik. İlçe başkanları ile toplantıyı çok önemsedik . 973 ilçe başkanın görüşleri, önerileri tek tek alındı. Eldeki verilere göre yeni bir alan ve saha çalışması başlatacağız. Toplantının İstanbul’da yapılmasının tercih edilmesi konusunda eleştirilecek bir yan yok. Marmara Bölgesi, Trakya toplantıları Ankara’da yapıldı. Bir tek Ege, İstanbul’da yapıldı. Sayın başkanımız programından dolayı İstanbul’da yaptık. Yine bu toplantı yapılırken bir saldırı olayı yaşandı. Bu saldırılar ilk defa olmuyor, genel başkanımızın evi basıldı, İstanbul il başkanımız saldırıya uğradı. Çeşitli ilçelerde bina camlarımız kırıldı. Bu demokrasinin en büyük ayıbıdır. Siyasi parti olarak karşı çıktığımız şey istibdat rejimizidir ve bu saldırılar onların izdüşümüdür. Baskı ve şiddetle sonuç alabilecek olanlar yanılıyorlar. Partimizi büyüdükçe bu saldırılar oluyor. Saldırıların arkasında kimlerin olduğunu çıkarması gereken İçişleri Bakanlığı’dır. Bölge toplantısındaki saldırıda MHP Milletvekili Arzu Erdem’in olduğu bir yerde saldırı oluyor. Ekonomik sıkıntı ve salgın yaşanırken siyaset çözüm bulma yeridir, siyasetçi ülkeyi yönetir. Milletimizin bize verdiği gücü engellemek isteyenler bunu yapmışlardır” şeklinde konuştu.
ADAY ÇATI ADAYI OLMALI
6’lı masa tartışmaları ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının daha güçlü seslendirilmesi ile ilgili değerlendirme yapan Kırkpınar, “Parlamenter sistem için partiler bir araya geldi. Protokol imzalandı bu konuda. Buradan çıkacak sonuç ne olursa olsun kabulümüzdür. 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olmalıdır. Kimin kaç milletvekili çıkardığının bir önemi yok. Bu sistemin değişmesi için ortak aklı ön plana almalıyız. Aday çatı adayı olmalıdır. 6 liderden birisi de olabilir ama genel başkanımız önceliği başbakanlık olduğu için 5 genel başkan geriye kalıyor. Başka bir isim de olabilir. Sahada sadece 2-3 isim konuşuluyor. Millet İttifakı’nın kanadı olarak değerlendirme yapıyoruz. Kemal Bey, İmamoğlu, Mansur Yavaş da vardı, genel başkanımız da vardı ismi geçenler arasında. Genel başkanımız ‘Başbakan olacağım, birinci parti olacağız’ dedi. Kişisel tutumdan çok bu ceberrut iktidardan kurtulmak ön plana çıkmalı. Akıl ve vicdan birliği yaparak 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakının adayı olmalıdır” ifadelerini kullandı.
SİVİL İTİAATSİZLİK DOĞRU OLMAZ
Sao Paulo gemisinin Aliağa’da sökülmesi ile ilgili yorumlama yapan Başkan Kırkpınar, “Çevre konusu sadece bizim değil dünyadaki en önemli konu. Okyanuslarda, iç denizlerde, doğada sıkıntı yaşanıyor. Asbestli geminin parçalanmasının hem dünyaya hem insan sağlığına zararı belli. Bakan Kurum’un açıklaması ise düşündürücü. 900 ton değil 9 ton diyor. Bir enjektör içine uyuşturucunun tam dolu verilmesi ile yüzde 25 verilmesi gibi bir şey bu… Bakan Kurum’un açıklaması buna benziyor. Yüzde 1 bile olsa asbestliyse İzmir’e gelmesi sakıncalıdır. Bu çevre katliamına yol açar. Dağlarımız madencilik adı altında delik deşik edildi. HES’lerle yapılan su tutulmaları çoraklaşmaya neden oldu. Özellikle altın madeni konusunda çalışmalarda çevre katlediliyor. İzmir Barosu Başkanı sivil itiaatsizlik çağrısı yaptı. Bir hükümetin üyesi bakan bu açıklamayı yapınca bizde sivil itaatsizlik yapalım derseniz bu çok doğru olmaz” dedi.
TEK-ÇİFT PLAKA UYGULAMASI YAPILABİLİR
İzmir’de yerel sorunların başında trafiğini geldiğini ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile sorunların çözümü konusunda ilişkilerinin oldukça sağlıklı olduğunu söyleyen Başkan Kırkpınar şu değerlendirmeyi yaptı:
“İzmir’in yerel sorunlarının başında trafik geliyor. Trafiği rahatlatmak için deniz ulaşımını ön plana çıkarmak gerekiyor. Saat uygulaması, tek-çift plaka uygulaması ve tek yön uygulaması da yapılabilir. Günün her saatinde trafik sorunu var. Özellikle Alsancak Gar bölgesi ile Karşıyaka Vapur iskelesi hattında ciddi sıkışmalar var. İlçe ziyaretlerimizde metropol ve dış ilçelerde İZSU ile ilgili şikayet çoktu. Biz bunları hem yüz yüze hem de medya yolu ile dile getirdik. Bir değişim oldu İZSU’da. Diğer yandan mevcut imkanlar dahilinde işin çözümü için maddiyat ve personel tarafı var. Düzeleceğine inanıyorum. Büyükşehir tarafından gözden kaçan ama bize ulaşan bilgileri aktarıyoruz. Çözüm konusunda ellerinden geleni yapıyorlar”