HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
12 Nisan 2012 Perşembe - 08:49

Tarihi davada 7.gün: Yıldırım'ın imzası delil oldu!

Büyükşehir duruşması 7.gün mesaisiyle sürdü. Güne Hüseyin Çalışkan'ın savunması damga vurdu. Çalışkan 'euro' suçlamasına Bakan Binali Yıldırım'ın TAV sözleşmesiyle yanıt verdi. Sırrı Aydoğan ve Hulusi Gülşen de savunmalarında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tarihi davada 7.gün: Yıldırım ın imzası delil oldu!

Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - 130 sanığın örgüt üyesi, Büyükşehir Başkan Aziz Kocaoğlu'nun da örgüt lideri sıfatıyla ve 397 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı tarihi Büyükşehir davasında final haftasının üçüncü mesaisi sahne aldı.

İzmir 8.Ağır Ceza Mahkamesi'nde görülen duruşmanın 7.günü yine tutuksuz sanıkların savunmalarıyla devam edildi.



Yedinci güne, 22 tutuklu sanık ile aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Aziz Kocaoğlu, eşi Türkegül Kocaoğlu ile geldiği adliyenin girişinde partililerce karşılandı. Kocaoğlu'na partililerin ilgisi yine oldukça yoğundu... 

Duruşmanın final haftasındaki yoğun mesai yine çarpıcı savunmalara sahne oldu. Güne Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı, Spor Kulübü Başkanı ve ESHOT Encümen Üyesi Hüseyin Çalışkan'ın yaptığı savunma damga vurdu. Çalışkan, durak ihalesindeki döviz uygulaması nedeniyle yapılan suçlamaya Adnan Menderes Havaalanı Dış Hatlar Terminali Kiralama Sözleşmesi'yle yanıt verdi. Çalışkan mahkeye heyetine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile firma yetkilerinin imza sonrası 610 milyon euroluk dev çekle çektirdikleri protokol fotoğrafını sundu. 

Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Sırrı Aydoğan ve Mayıs ayında düzenlenen operasyonda tutuklanarak cezaevine gönderilen ve tam 11 aydır Buca F Tipi Cezaevi'nde tutulan Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Hulusi Gülşen de günün mahkeme heyeti karşısına çıkan iki kritik ismiydi... Aydoğan ve Gülşen savunmalarında oldukça çarpıcı ifadeler kullandı. 

7 gün sonunda 93 sanığın savunmalarını tamamladığı tarihi dava yarın da tutuksuz sanıkların savunmalarıyla devam edecek. Mahkeme Heyeti cuma günü sonunda 'Örgüt var mı/yok mu?' sorusuna yanıt veren kararı açıklayacak.

İŞTE DURUŞMANIN 7.GÜNÜNDE YAŞANANLAR

- Duruşmanın 7.mesaisi Büyükşehir Belediyesi Müdürlüğü personeli Asuman Gökkaya'nın savunmasıyla başladı.
 
İzmir Devlet Opera ve Bale eski Müdürü Kenan Gökkaya'nın eşi Asuman Gökkaya sahte evrak düzenlendiği iddialarını reddetti.

Gökkaya hakim karşısında, "Hakkımdaki iddiaların tamamı gerçeklere aykırıdır. Balkan Halk Dansları Festivali'nde ise yapılacak alan, kimlerin geleceği ve yer düzeni ile uğraşırım. İhale ve süreç benim dışımdadır. Ben ihaleyi alan firma ile görüşmeler yaparım. Çünkü organizasyonu ayarlamamız gerekiyor. Kesinlikle bundan önce hiçbir şirkete ihale bilgisini aktarmadım. Zaten ihaleye girme yetkim de yok... Türk Sanat Müziği yerine üç fasıl düzenlenmesi konusunda da bir fikrim yok. Amirlerimin bana verdiği görevleri yerine getiririm. Burada bir sorumluluğum yok. Örgüt üyeliği suçlamasını reddediyorum" dedi.

Hakim'in "Sedat Karataş ile Hakan Say arasındaki telefon konuşmasında sizin isminiz geçiyor. Bu görüşme de ihaleden önce. Siz bu isimleri tanıyor musunuz?" sorusuna karşılık Gökkaya, "İki isim belediyeden ihaleler alır. İhalelerden sonra belediyeye gelir işlemleri yaparlar. Ama 6. Balkanlılar Halk Dansları Festivali öncesinde kesinlikle ihale ile ilgili konuşmadım" cevabını verdi.
Daha sonra hakim karşısına Tülay Tümay çıktı. Kültür Sanat Müdürlüğü çalışanı Tülay Tümay ise, "Amirlerim benden balkan festivali ile ilgili teknik şartname hazırlamamı istedi. Ben de hazırlayıp bunu Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'na gönderdim. Sedat Sakur beni arayıp teknik şartname ile ilgili bilgi istedi. Benim görevim teknik şartnameyi hazırlamaktır. Yaklaşık maliyetin belirlenmesi için bu şartname gereklidir. Bu da gizli bilgi değildir. Gizli bilgi olan şey yaklaşık maliyetir. Başka firmalar da arasaydı onlara bilgi verirdim" dedi.

"HAKAN SAY PARANOYA OLMUŞ"
Ata Karataş ile Hakan Say'ın aralarının ayrıldıktan sonra aralarının çok bozulduğunu söyleyen tutuklu sanıklardan Muzaffer Köse, asıl işinin mücevherat olduğunu fakat organizasyon çalışmaları için hafta sonları İstanbul'dan İzmir'e geldiğini anlattı.

İki ismin artık birbirlerini hiç sevmediğini anlatan Köse 10 liralık sanatçıya 30 lira vererek birbirlerini bitirmeye çalıştıklarını ifade etti. Köse, "Hakan da Ata da bu süreçte paranoyak oldular. Birbirlerine zarar verebilecek iki insanın arasına girip barıştırmaya çalıştım. İhale ile ilgili bilgim yok. Kesinlikle menfaatim olmadı. Bu süreçte ihale kelimesini bile duymadım" diye konuştu.

Hakim'in "Siz Hakan Say ve Ata Karataş'ı barıştırmaya çalışıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?" sorusuna Köse, "İhaleleri birlikte almalarını söyledim. Hakan Say, paranoyak olmuş" diye konuştu. Hakim'in telefon konuşmaları ve ihaleden çekilme konusunda önerilen çek teklifi konusunda da, "Gerçekten böyle bir iş yok. Hakan'ın paranoyasından başka bir iş değil. Hakan'ın ruh hali çok iyi değil. 'Aranızda kan davası da namus davası da yok' dedim. Benim söylediğim 'daha kan dökülmemiş' de bu durumu anlatmak için yapılan bir ifadedir" dedi.

Mahkemede Hakan Say'a, Muzaffer Köse'nin kendisini tehdit edip etmediği de soruldu. Bunun üzerine Say, "Beni tehdit etmedi. Benim kızgınlığım sadece Ata ile barıştırmak için ofisime gelmesidir. Ben buna sinirlendim. Kendimi baskı altında hissetmedim. Ayrıca konuşmamızda kesinlikle yüzde 25 çek meselesi de olmadı" cevabını verdi.

"DOST-DÜŞMAN GÖRDÜM AMA ÖRGÜT GÖRMEDİM"
Durak ihalesine fesat karıştırdığı gerekçesiyle yargılanan ESHOT Genel Müdürü Faruk Alçelik, mahkemeye bilirkişilerin hazırladığı rapor yüzünden geldiklerini söyledi.

Alçelik, "ESHOT'un 66 yıllık tarihinin 39 yılında görevdeydim. Durak ihalesini ESHOT encümeni yaptı. Benim burada hiçbir yetkim ve tasarrufum yok. Yedi aydan beri de kurumda genel müdür olarak görev yapıyorum. Bu zamana birçok belediye başkanı ve genel müdür ile çalıştım. Dost gördüm düşman gördüm ama kesinlikle örgüt görmedim" dedi.

Hakimin, "Burada belirlenen değerler sizin belirlediğiniz değerin altında kalmış. Neden? Bilirkişi de bunu söylüyor..." sorusu üzerine Alçelik, "Her iki rakamın ortalaması alınsaydı rakam daha da aşağıya düşecekti. Bizim piyasa araştırması yaptığımız sırada firmalardan birisi 700 bin euoro, diğeri de 3 milyon 150 euro verdi. Üç milyon teklif veren 'yatırım bedeli hariç' demişti. Biz kendi araştırmamızı da eklediğimizde üç rakamın 3 milyon 900 bin euroya çıktığını gördük. Muammen bedel asgari fiyatı belirler. Firmalar tekliflerinde bu bedelin üzerine çıkar" diye konuştu.
Hakim Alçelik'e iddianamede "rakam yuvarlama" teriminin ne olduğunu sordu. Alçelik, "İhalede böyle bir şey yok. Firmaların zarfları açılır ve teklifleri alınır. Firmaların rakamları kapatılır ve artışa geçtiği söylenir. Verebileceği son rakama kadar çıkılır. Sonra bu rakamlar açıklanır. İdare encümenince karara bağlanır. Yuvarlamadan kastedilen budur. Teknik şartnamede hiçbir şekilde ihale aşamasında ve sonrasında da değişiklik yapılmadı" dedi.

POLİS "BİLİRKİŞİ BENİM" DEDİ
ESHOT 1. Hukuk Müşaviri Figen Seyis ise "Şimdiye kadar yüzlerce ihaleye katıldım. Bu zamana kadar raportörlük görevlerim de oldu. Bu bir anlamda bilirkişilik görevidir. KİK'e giden konulardan geriye dönen de olmamıştır. Herşeyden önce kamu avukatıyım. İçişleri Bakanlığı'nın uygun gördüğü meclis tarafından onaylanan bir yapımız var. Bu yapı Sayıştay ve müfettişler tarafından değerlendirilir. Kesinlikle çete üyesi değilim. İhaleye fesat karıştırma ile yargılanıyorum. Bizim görevimiz ESHOT lehinde ve aheyhinde açılan davalara bakmaktır. Ayrıca bizim, ihaleyi yapan komisyonda görevimiz vardır. Muammen bedel kesinlikle gerçek ihale bedeli değildir. Bizim ihale komisyonundaki yaptığımız işler zaten önünüzdedir. Fesat karıştırma suçunun gerekleri oluşmamıştır. Bu ihale euro üzerinden yapılmıştır. Ödemeler ve alımlar Merkez Bankası'nın kayıtlarına göre Türk Lirası üzerinden alınmıştır. İdarenin zararı değil ihalede karı bulunmaktadır. Yabancı para Türk Lirası'ndan daha yukarıdadır. Reklam olayı uluslararası şirketler tarafından yapılır. Bilirkişilerin gözden kaçırdığı şeyler var. Bilirkişiler devlet ihale kanununa atıfta bulunuyor. O kanun yürürlükten kalktı. Bizim ihalemiz kiralama ve gelir getirici bir işlemdir.Durakların mobilyası (yeri değil) ihtiyaçtan kaynaklandığı için değiştirilmiştir. İstanbul'da İETT bu tür ihaleyi dolarla yaptı. Soruştarmanın başından bu yana işin içindeyim. Anlattım ama savcının kafasında bir kanaat oluştu. Ben polise o zaman 'biz meseleyi bilirkişiye anlatalım' dedim. O da 'bana anlatacaksınız avukat hanım burada bilirkişi benim. Siz bize söyleyeceksiniz biz anlatacağız' dedi. Biz kendimizi anlatacak işten anlayan ve meseleyi bilen kişileri bulamadık. Zaten ESHOT'un dört yılı mülkiye müfettişleri tarafından incelendi. Durak ihalesi ile ilgili bir sorun çıkmadı" diye konuştu.

"ADALET GELSİN"
ESHOT Genel Müdür Yardımcısı İsmet Halim Gürsoy savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Yasa dışı bir işlemin olmadığını da sözlerine ekleyen Gürsoy, "Yaklaşık 10 yıldır belediyede yürütmede görev alıyorum. Sanık sıfatını ret ediyorum. Bu vesileyle şehrimize adaletin gelmesini isttiyorum" dedi. Gürsoy, haksız çıkar sağlamakla suçlandığını fakat mal varlığında aksine azalma olduğunu söyledi.

"DEVLETİN MALI AZİZ YİYEN HIRSIZ!"
ESHOT'un diğer Genel Müdür Yardımcısı Tufan Eker de, "Belediyede yasa dışı bir örgüt yoktur. Bu örgüte üye değilim. İhaleye de fesat karıştırmadım. Ben 47 gün cezaevinde kaldım. Bizler kamunun değerlerini kendi değerlerimizin üzerinde tuttuk. 58 yaşındayım 55 yıldır bu kentte yaşıyorum. Bu kent bana iş, aş verdi. Bu kente hizmet etme gayem var. 34 yıllık münendisim. Belediyeciliğim Aziz Kocaoğlu ile başladı. Sanıyorum onun görevi ile birlikte benimki de bitecektir. Görevimden dolayı encümen üyesiyim. Encümende durak ihalesi sırasında görev aldım. İhalenin teknik bilgileri ESHOT'un ilgili daire başkanlıkları tarafından yürütülür. Burada görev alanlar işini bilir. Bu zamana kadar hukuka aykırı bir durum görmedim. İhaleye katılan firmaların ihale dökümanlarını alması gerekiyor. Teknik ve idari şartnameler ihaleye girenler tarafından alınmalıdır. Bu şartnamelerde değişiklik yok. Biz 'devletin malı deniz yemeyen keriz' anlayışı ile hareket edenlerden değil 'Devletin malı Aziz yiyen hırsız" anlayışı ile hareket edenlerdeniz" diye konuştu.

ÇALIŞKAN'DAN 'YILDIRIM' KONTRA: TAV SÖZLEŞMESİ DELİL OLDU

Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı, Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı ve ESHOT Encümen üyesi Hüseyin Çalışkan da hakim karşısına çıktı. Durak ihalesine fesat karıştırmakla yargılanan Çalışkan, örgüt üyeliğini de kabul etmediğini söyledi.

Çalışkan ESHOT'un durak ihalesinin dövizle yapıldığı yönündeki eleştirelere de yine dövizle yapılan bir ihale ile karşılık verdi. 

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın da katıldığı Adnan Menderes Dış Hatlar Terminali Kiralama Sözleşmesi'nin de döviz üzerinden yapıldığını anlatan Çalışkan, o gün törene katılan Bakan Yıldırım ve firma temsilcilerinin elinde bulunan üzerinde "610 milyon euro" yazan çeki gösterdi. Çalışkan, "Gözaltına alındıktan 15 gün sonra bu ihale yapıldı. Bu tür ihaleler zaten euro üzerinden yapılır. Doğru yapmıştır. Sayfalar dolusu araştırma yapmadan yapılan bir konu yüzünden hepimiz buradayız. Sizin de zamanınızı aldık" dedi.


Çalışkan, "Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerde yapılan seçimlerin ardından komisyonlar kuruldu. Ben ESHOT'a gizli oylama ile seçildim. Zaten şimdi encümen üyesi değilim. Belediye meclisinin süre dışında aldığı kararlar olsa bile geçersizdir. İddianame bunun üzerine oluşturulduğu için hukuki değer taşımamaktadır. Dosya hazırlamakla ilgili encümen üyelerinin bir dahili olmaz" dedi.

Çalışkan, İddianamede 'ihale öncesi, sonrası ve yer tesliminde durak yerlerinin yeri sabittir' açıklamasının yer aldığını ardından gelen iki sayfa sonraki açıklamada ise durak yerlerinin değiştirildiği için suçlandıklarını anlattı. Çalışkan iddianamenin kendi içinde çeliştiğini söyledi. 

Çalışkan, "Bırakın ben Büyükşehir Belediyesi'nin yasa dışı örgütünü ben yasal örgütüne bile üye değilim. Sadece CHP'nin örgütüne üyeyim. Beni örgüt üyeliğinin yanında dışarıdan destek olmakla suçluyorlar. Buna İzmir'de siyaset yapan herkes güler" diye konuştu.

Encümende yer alan diğer isimlerden birisi olan Menemen Koyundere eski Belediye Başkanı İrfan Aras da halkın oylarıyla seçilen bir insan olarak yasadışı bir işlem yapmadığını anlattı.

ERSU HIZIR'A DURAK SORUSU
İhalelerde mali konularda yardımcı olduğunu anlatan ESHOT Strateji Dairesi Başkanı Turgay Akkaya, hiçbir örgüte üye olmadığını söyledi.

ESHOT Destek Hizmetleri Daire Başkanı Besim Gültekin ise, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.

Kurumun Satın Alma Daire Başkanı İbranim Tuz ise kesinlikle ihaleye fesat karıştırmadığını belirtti.

Durak ihalesini anlatan Tuz'a Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı, "Kentin meydanındaki bir durak ile uzağında, kıyısında bulunan bir durağın muhammen bedeli bir olur mu?" dedi. Bunun üzerine Tuz, "Bizim belirlediğimiz teklif firmaların tekliflerini yukarılara çekmek için yapılan çalışmadır. İddianamede 'saklı gizli' olarak ifade edilen muhammen bedeli zaten dünya alem duymuş.Bu süreçte bir firma bize ihaleye katılamayacağını bedelin çok yüksek olduğunu söyleyerek yazı gönderdi. Eğer düşük olsaydı ihalede böyle bir işlem yapılmazdır. Kamu zarar değil kar etmiştir" diye konuştu.

Açıklamalar devam ederken Hakim, salonda "Ersu Hızır burada mı?" dedi. Hızır'ın "Buradayım" sözleri üzerine Hakim Kargılı, "Ayrılma soru soracağım" diye konuştu. Ardından Kargılı, Hızır'a "Bir gazeteciyle telefon görüşmeniz var. Orada 'yapılan ikinci durak ihalesi gecekonduları kapsamıyor. Yaklaşık maliyeti içeriden firma öğrendi' diyorsunuz. Bu bilgiyi nereden aldınız" diye sordu.

Bunun üzerine Hızır, "Ben konu somut bilgiye dayalı olarak söylemedim. Zaten basında çıkan durak modelleri vardı. Konuşmada yanlış anlama var. İçişleri Bakanlığı müfettişleri bizi ifadeye çağırdı. Bu konuyla ilgili sorulan sorulara cevap vermiştim. Benim çıkarımım bundan dolayı olmuştur" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde 6 bin 500 durak yerinin bulunduğunu anlatan Şehir Plancısı Utku Cihan, araçların oradan geçip geçmeyeceğinin farklı bir konu olduğunu söyledi.

Cihan, "Ben teknik şartnamenin hazırlanması aşamasında hangi durak noktalarının ihaleye gireceğini belirleyen kişiyim. Burada 200 durak aktarma istasyonu olan yeni duraktır. Bunun dışında kalan duraklar eski yerlerdir" dedi. 

Hakimin, "Madem sadece eski duraklar vardı. Niye o zaman bir firma itiraz etti?" sorusuna ise Cihan, kendisinin ihale şartnamesi hazırlık aşamasında görevli olduğunu söyledi.

HAKİM UYARDI: SALONA DEĞİL BANA KONUŞ
Durak ihalesi ile ilgili hakime teknik bilgiler veren Yüksek Mimar Nilüfer Altınkaya, "Emniyette bizden çalışmalar ile ilgili bilgi istediler. Biz de kendilerine anlattık. Bize 'önce ulaşımı planlasaydınız da durakların ihalesini yapsaydınız' dediler. Ben de orada 'Hükümetin Uçan Yol ve devamında Konak Tüneli Projesi var. Tünel yüzünden Bahribaba Parkı'nda 20 durağın yeri değişecek' dedim. Çünkü biz 'durakları yapacağız. Tünel projesini yapmayın' diyemeyiz. Daha sonra bunları anlattık. Polis ifademizi alırken telefonu çaldı. Polisin ifadesine göre bilirkişi olduğunu söyleyen kişiye durumu anlattı. Polis, bilirkişiye bizim yanımızda, 'Efendim işin mutfağından gelen arkadaşlar burada. Ben konuyu anladım. Bir sorun yok' dedi. Biz bunları anlatmamıza rağmen iddianamede hiçbiri yer almadı.Türkiye'ye örnek olacak bir çalışmayı hayata geçirdik" dedi.

Altınkaya'nın zaman zaman duruşma salonunda oturan Başkan ve belediye personeline dönüp konuşmaya devam etmesi üzerine Hakim Kargılı, "Salona değil. Bana dönerek konuş" uyarısında bulundu.

"BAŞKAN BİZE HİÇ MÜDAHALE ETMEDİ"
Mayıs ayında düzenlenen operasyonda tutuklanarak cezaevine gönderilen Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Hulusi Gülşen savunma yaptı. Tam 11 aydır Buca F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan Gülşen'in durumu Büyükşehir yapısından ayrılmıştı.
 
İddianemede kendine has örgütü olan ve Büyükşehir Belediyesi örgütüne de destek vermekle suçlanan Gülşen, "Mayısta bu örgütün kurucusu ve yöneticisi olarak tutuklandım. Sonra bana örgüt kuruldu. Benim nasıl bir insan olduğumu çok iyi biliyorlar" dedi.

Gülşen, "Belediye Spor Kulübü Derneği'nde müfettişler tarafından hazırlanan ve Genel Sekreter Pervin Şenel Genç'in odasında 'işleme konulmamış halde' bulunan denetim raporu ile ilgili konuştu.

Derneklerin, Dernekler İl Müdürlüğü tarafından denetlenebileceğinin kanunda yer aldığını anlatan Gülşen, "Mesele, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden ayrı tüzel kişiliğe sahip Gençlik ve Spor Kulübü Derneği'nin bir fotoğrafının çekilmesi konusudur. Biz sadece Sayın Başkana spor kulübünün bir fotoğrafını çekmek için bir rapor gönderdik. Denetim raporu hazırlandı. Biz bunu üst yazıyla sunmuyoruz. Biz sadece bilgilendirme amaçlı rapor düzenledik" dedi. 'Özel Denetim Raporu' kavramının müfettişlik ve denetim raporları içerisinde olmadığını belirten Gülşen, "Biz raporu hazırladık ama başkanın işlerinin yoğunluğu nedeniyle görüşemedik. Zaten hazırlanan raporda suç unsuru görmediğim için yazı yazmadım. Bu arada kendi kadrom ile ilgili çalışma başlatmıştım. Raporu dönemin Genel Sekreteri Ersu Hızır'a sundum. Müfettişler görebildiklerini anlatmışlardı. Suç unsuru gördüğüm bir durum olsaydı raporla ilgili çalışma yapardım. Beş yıllık çalışma süresince kendisiyle çalışmaktan onur duydum. Bundan önce burs ile ilgili bir şikeyeti değerlendiren başkan gerekli müfettiş incelemesini yaptırmıştır. Bize kesinlikle hiçbir zaman müfettişlik görevimizle ilgili bir şey söylemedi. Görevim boyunca 14 müfettişi işe aldım. Başkan bunların bir tanesi ile ilgili bir şey söylemedi. Kesinlikle suç işlemedim. Örgüt üyesi değilim bir örgütü de yardımcı olmadım" diye konuştu.

ZAMAN VURGUSU
Gülşen, tahliyesini talep ederken 'zaman' vurgusu da yaptı. Gülşen, "Bir yıllık sürenin değerini sınavda finale kalan öğrenci, dokuz aylık süreyi yeni doğum yapmış bir kadın, bir aylık süreyi premetüre doğum yapmış kadın, bir dakikayı uçağı ya da otobüsü kaçırmış birisi, bir saniyenin değerini kaza yapmış birisi, bir salisenin değerini ise atletizimde yarışırken ikinci gelerek gümüş madalya almış yarışmacı bilebilir. Zaman en kıymetli hazinemizdir. Ben 11 aylık süredir tutukluyum. İnsanların zamanı çok önemli" ifadelerini kullandı.

Gülşen'in tutuklu bulunduğu 11 aylık süreçte aşırı kilo kaybı yaşadığı da dikkatlerden kaçmadı.

"BIRAKIN UMREYİ HAC YAŞIMIZ GEÇTİ"
Şal ve kaşkol alımlarına 'başkanvekili' sıfatıyla imza atan İzmir Büşükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, duruşmaların başladığı gün adliyeye geldiğini mahkeme salonunun girişindeki 8. Ağır Ceza Mahkemesi yazısına bakarak 'Benim burada ne işim var?' dediğini söyledi.
Aydoğan, "Kendi kendime düşündüm ve 'burada ne işim var' dedim. Listeye baktım. Tanıdığım birçok insan var. İçinde Pervin Şenel Genç, Tülay Azeri ve diğerleri... Aziz Kocaoğlu'nu söylememe gerek yok. O bizim başkanımız. Burada bulunan insanlar, son 40 yılını belediyecilik tarihine adını yazdırmış ahlak abidesi insanlar. Bunların burada 'ne işi var' diye düşündüm. Bu durum beni çok sarstı. Ben mahkemelere çok geldim. Ömrümün büyük bölümü buralarda geçti. Çünkü adli tabip olarak görev yaptım. Öyle raporlar yazdım ki sanıkların biri evine diğeri idama gitti. Kimse de benim yazdığım raporlara bu zamana kadar itiraz etmedi. İtirazdan dönen raporum da yoktur. Bornova'da iki dönem belediye başkanlığı yaptım. Aziz Kocaoğlu da benim 'ne yapmayacağımı' çok iyi bilir. Burada 130 sanıklı dava görüyorsunuz. Siz mahkeme başladığında 'kişileri bölebileceğinizi' söylemiştiniz. Çünkü büyük davalarda bu hak size kanunla verilmiştir. Bu işin kolayına kaçmak değildir. Kamu İhale Kanunu'nda üreticiyi korumak için madde var. Biz de malları üreticiden aldık. İddianame bizi 'işin kolayına kaçmak ve ihaleye bölerek çıkmakla' suçluyor. Biz işin kolayına kaçmadık. Bunu bir örgütlenme gibi lanse etmenin anlamı yok. Ben 3 yıldır belediye başkan vekili ve meclis üyesiyim. Görevimi yasal olduğu için kullandım. Burada yargılanan 60 yaşın üzerindeki kişiler 40 yıldır İzmir'e hizmet ediyorlar. Biz 60 yaşından sonra mı örgüt kurup suç işleyeceğiz? Bırakın umreye gitme zamanımızı artık hacca gitme zamanımız geçiyor" diye konuştu.

ŞAL VE KAŞKOL SORULDU
Büyükşehir Belediyesi'nden bir yıl önce ayrılan Protokol Müdürü Mehmet Örs'e 'şal ve kaşkol alımları' ihalesi soruldu. Şirketlerin belli aralıklarla 'doğrudan temin' yöntemiyle aldığı şal ve kaşkolların alımıyla ilgisinin olmadığını belirten Örs, "Bunları Satın Alma Müdürlüğü kontrol eder. Eğer şartnamelere aykırı bir iş olmuşsa iade etmesi gerekir. Zaten Sayıştay denetiminden de geçtik" dedi.

Hakim'in "İddianamede gelen malların el dokusu olmadığı, Çin malı olduğu ifade ediliyor.Sizin personeliniz o zaman niye kontrol etti?" sorusuna ise Örs, "Şartnameyi hazırlayan bizim personelemiz olduğu için teslimatları aldılar. Ödemeyi de biz yapıyoruz. Satın Alma Müdürlüğü fiilen malları almıyor." ifadelerini kullandı. Hakim'in şal ve kaşkol alımları ile ilgili ardı ardına sorduğu sorular Örs'ü terletti. Bir ara avukatlar arasında da "şalların teslim edildiği yer' ile ilgili de karmaşa yaşandı. Ayrıca Protokol Müdürlüğü'nde görev alan kontrol görevlileri de tek tek savunma yaptı.

7.günün tüm detayları EGEDESONSÖZ'de olacak...

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hasan 12 Nisan 2012 Perşembe 11:00

Bornova ve Bayraklıda 2009 yerel seçimlerindeki binlerce kumanyanın faturasını göstersinler, Belediye imkanlarını kullanmadıklarını ispatlasınlar saygı duyacağım. Eğer ispatlamalarsa, zaten bu dünyada cezalarını ödeyecekler.

Yorumu oyla      15      21  
SUÇ 11 Nisan 2012 Çarşamba 23:46

80 SANIĞIN SAVUNMASI ALINDI HALA ORTADA SUÇ YOK...

Yorumu oyla      26      10  
ARTIK YETER. 11 Nisan 2012 Çarşamba 21:30

BU İNSANLARA YAZIK HULUSİ GÜLŞEN'İN SON AYLARDA DOSYASINI NASIL AYIRIRLAR BU ADAM NEDEN 11 AYDIR İÇERİDE... BUNUN VEBALİNİ KİM NASIL ÖDEYECEK.. BÖYLE SAÇMA BİR SİSTEM OLAMAZ YAZIK.İNSANLARIN ZAMANLARINI KARİYERLERİNİ UMUTLARINI ÇALIYORLAR. M. HULUSİ GÜLŞEN http://hulusigulsen.blogspot.com/ ADRESİNİ GEZİN BİR. ZAMANINDA BAŞBAKAN BÜYÜKŞEHİR BAŞKANI İKEN HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VEREN MÜFETTİŞ. NEYİN NEDEN YAPILDIĞINI İNSANLARIN GEÇMİŞİNE BAKIN YORUMLAYIN. YETER.

Yorumu oyla      33      12  
standart-DÖVİZ 11 Nisan 2012 Çarşamba 18:47

Bilirkişiler taraflı ve bilMEYEN KİŞİLER olursa böyle çifte standartlar çıkar... Maliye BAKANLIĞI NE HALE GELMİŞ. TOPTAN EŞYA FİYATLARI %9 DÖVİZ %21 artmış. Eshot açısından türk parasıyla mı dövizle mi kiraya vermek karlı. Kamu karı bile nasıl çarpıtılıyor hayret.

Yorumu oyla      28      12  
11 Nisan 2012 Çarşamba 12:45

çalışkandan başka sanki kimse yok başkan yardımcısı encümen ksk başkanı nedir bukadar görev birkişi çok deyilmi sonrada parti neden büyümüyor diyorlar 3 4 görevi birine verirseniz olacağı bu hep ben biz yok anlayışı var yazık çok başarılıymış onun için galiba karşıyakada ondanbaşka kimsenin ne emeği nede siyasi birikimi var sanki halbuki okadar birikimi falanda yok siyasette.

Yorumu oyla      33      32  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
ESHOT’un pisti 'lisanslı' oldu
Otobüs şoförlerini profesyonel eğitimden geçirmek için Sürüş Teknikleri ...
Öğrenciler, Hacivat ile Karagöz oyunuyla ödülü kaptı
İzmir İnternet Haftası etkinlikleri kapsamında Güzelbahçe Belediyesi ile ...
Polis haftasında polislere 'incelik'
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun ...
 
KİK teleferik ihalesini yine durdurdu!
Kamu İhale Kurumu İzmir’e yapılacak bir yatırımın daha önüne set çekti. ...
Kürüm '3 renk 3 kadın' sergisini açtı
Karabağlar Belediyesi, ilçedeki kültür sanat etkinliklerine katkıda bulunmayı ...
Bergama sağlık meclisine yoğun ilgi
Sağlık alanındaki meslek örgütlerinin,  sivil toplum kuruluşlarının, siyasi ...
 
Gaziemir'de 'engelsiz' bir Çocuk Bayramı...
15. Gaziemir Uluslararası Çocuk Şenliği 20 Nisan’da başlıyor. 10 gün sürecek ...
Aliağa sivrisineksiz bir yaz için çalışıyor
Aliağa'da sivrisinekle mücadele kapsamında Mart ayında başlayan larva ...
Başkan Tartan: Otomobil değil önce insan
Güneşin yüzünü göstermesiyle yeşil alanlara özlem duyan İzmirliler, yeniden ...
 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva