EGEDESONSÖZ- Kütahya'nın Gediz ilçesindeki Murat Dağı'nda altın aramak isteyen maden şirketinin ÇED raporunun iptalinin durdurulmasına yönelik açtığı davada bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, Murat Dağı’na altın madeni açılamayacağını vurgulandı.
Bilirkişi raporunu Önceki Dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer duyurdu.
CHP Parti Meclisi Üyesi, CHP Gölge Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz’ın kendisine yazdığı mektup ile Murat Dağı’na altın madeni açılmayacağını öğrenen Soyer, “Bu kadim topraklarda güzel şeyler de oluyor, olmaya da devam edecek. Tek yapmamız gereken seyirci olmaktan vazgeçip, ben ne yapabilirim sorusunu kendimize sormaktır. Emin olun, herkesin kendince vereceği bir cevap olacaktır ve o cevaplar hiçbirimizin hakketmediği bu karanlığı yırtıp atacak, içimizi ısıtacaktır” ifadelerine yer verdi.
Soyer açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“ Bugün harika bir mektup aldım. CHP Parti Meclisi Üyesi, CHP Gölge Sağlık Bakanı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın müjdeli haberini sizlerle de paylaşmak isterim.
Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz şöyle başlıyor:
“Bu mektubu size doğa için, bu ülkenin toprağına, suyuna, ormanına beraber sahip çıkmış bir yoldaşınız olarak yazıyorum.”
Müjdeye geçmeden, sizi biraz geçmişe götürmem gerek.
On beş yıl boyunca, bir belediye başkanının asli görevinin şehrinin doğasını korumak olduğunu düşünerek görev yaptım.
Bu nedenle birçok alanda, çok çeşitli kampanyalar düzenledik, pek çok mücadeleler verdik. Gediz de en önemli başlıklarımızdan biriydi. Doğduğu noktadan başlayarak, denizle buluştuğu noktaya kadar Gediz’in yolculuğuna eşlik ettik. 400 km’lik yolculukta, bir katliamın her gün her adımda nasıl büyüdüğünü, kahrolarak, üzüntüyle izledik.
Murat Dağı’ndan gürül gürül çağlayarak doğan Gediz, İzmir’e geldiğinde simsiyah bir suya dönüşüyordu. Yüzyıllarca geçtiği her noktaya bereket getiren nehir artık zehir taşıyordu. Katliam o kadar pervasız o kadar aleni yaşanıyordu ki, bazı sanayi tesislerinin atıklarını doğrudan nehre döktüklerini gördük.
Oysa Türkiye tarımının %10’u Gediz Havzasında yapılır. Gediz, Kütahya’da Murat Dağı’ndan doğuyor. Uşak ve Manisa’dan geçtikten sonra İzmir’de denize dökülüyor. Bu şehirlerin valileri, belediye başkanları gayret etseler de sorunu tek başlarına çözecek yetki ve güç sahibi olmadıkları için, sorun sahipsiz görünüyor ve her gün büyümeye devam ediyor.
Gediz yolculuğundan pek çok ders çıkarttık, pek çok adım attık. Kalıcı çözümün ilk adımının kirletmemek olduğunu gördük. Gediz’in görkemli doğumu, mevcut kirliliği temizleyip, yaratılan tahribatı gidermeye muktedirdir. Yeter ki kirletme durdurulsun.
Bu yolculuğun başında tanıştık sevgili Zeliha Hanım ile. O zaman CHP Kütahya İl Başkanı idi. Bizi içtenlikle karşılayıp eşlik etmişti. Zeliha Hanım Kütahya için yaşam kaynağı olan Gediz ve Murat Dağı’nı korumak için canla başla çalışıyordu.
Murat Dağı’nda bir altın madeni açılması girişimi vardı. El birliğiyle dava açıldı, kazanıldı, şirket vazgeçmedi. Şirket, Bakanlığın “red” kararına itiraz edip yeni bir dava açtı.
Nihayet o davanın bilirkişi raporu gelmiş. Raporun sonunda şöyle diyor:
“Madencilik faaliyetinin bölgenin doğal ekosistemine, su kaynaklarına, tarım ve turizm potansiyeline kalıcı zarar vereceği nedeniyle… Murat Dağı’nda altın madeni açılamaz.”
Zeliha Hanım müjdesini şöyle bitiriyor:
“Yaşam adına, doğa adına, halkımız adına, yüzlerce yıllık neslimiz adına büyük bir zafer… Murat Dağı’ndan ılık bir esintiyle sizinle paylaşmak istedim.”
Sevgili Zeliha Hanım’ın gönderdiği mektup gerçekten içimi ısıttı ve çok mutlu oldum. Bugün çevremizde yaşananlar, çektiğimiz sıkıntılar, gelecek kaygılarımız, şahit olduğumuz yozlaşma ve çürüme kimsenin içini soğutmasın. Bu kadim topraklarda güzel şeyler de oluyor, olmaya da devam edecek. Tek yapmamız gereken seyirci olmaktan vazgeçip, ben ne yapabilirim sorusunu kendimize sormaktır. Emin olun, herkesin kendince vereceği bir cevap olacaktır ve o cevaplar hiçbirimizin hakketmediği bu karanlığı yırtıp atacak, içimizi ısıtacaktır.”